• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: KONUMLANDIRMAYA YÖNELİK TAKDİRLER

3.1. Bir Şeyi Konumlandırmak

3.2.2. Acziyet, Özür ve Zarûret Sebebiyle Gerçekleşen Takdirler

3.2.2.1. Kaçınılmaz Durum

Müstehaze, akan bir yarası olan, mide veya bağırsak rahatsızlığı bulunan (نوطبم), sürekli yellenen, idrarını tutamayan, sürekli burnu kanayan ve bunlara benzer rahatsızlıkları bulunan kimse, abdest bozucu bir duruma (hades) tutulmuş kabul edilir. Müptela olduğu hades sebebiyle abdestini tutamayıp bir namaz vakti boyunca bu durumu devam eden kimse sâhib-i özürdür. Özür sahibi için müptela olduğu hades, ilgili süre zarfında abdesti bozan bir pislik (سَجَّنلا) olmaz. Bu kimse bir namaz vakti boyunca abdestlidir.

Mesela istihâze durumundaki bir bayan, vaktin başında abdest alsa, akıntısı devam ettiği halde vaktin sonuna kadar dilediği farz ve nafile namazı kılabilir.693

Hanefîlere göre hades, necesin çıkması olarak tanımlanmakta, bunun hükmü ise akmayla

692

Kâsânî, Bedâiʽ, II, 606.

693

ilişkilendirilmektedir.694

Dolayısıyla hades mahallinde kaldığı, içeriden dışarıya bir intikal olmadığı sürece abdestin bozulduğuna hüküm verilmez.

Özür sahibi kimsenin özrü, bir namaz vakti boyunca madum menzilesinde takdir edilir. Eğer başka bir hades vaki olursa sağlıklı bir kimse gibi abdest alması gereklidir.695

Zira zarûretler miktarlarınca takdir olunur.696

Özür sahibi kimsenin taharetinin vaktin çıkmasıyla mı yoksa yeni vaktin girmesiyle mi bozulacağı hususundaki ihtilaflar697

ise mevcuda ilişkin sınırları belirleme hakkındadır. Dolayısıyla meselenin bu yönü tahdit yoluyla belirsizliğin giderilmesine yönelik takdirlerin konusudur.

Elbiseye Bulaşan Necaset

Mevcudu madum konumunda takdirin sebebi, özür sâhibinde olduğu gibi kişinin kendisinden (içerden) kaynaklandığı gibi, dışarıdan bir etkiye dayalı da olabilir. Çalıştığı iş sebebiyle elbisesine sürekli necaset bulaşan bir kimsenin durumu buna örnek olabilir.

Elbiseye bulaşan necaset, dirhem miktarından (ماردلا ردق) fazla olup yıkama fayda sağlıyorsa bunun yıkanması gerekir. Bu durumda necaset temizlenmeden kişinin namazı caiz olmaz. Ancak necasetin bulaşması tekerrür edip yıkamanın bir fayda sağlamadığı durumda, bu bir özre dönüşmüş demektir. Tekerrür sürdükçe yıkamak gerekmez. Bu, Kâsânî’nin de onayladığı Hanefî meşâyihinin görüşüdür. Muhammed b. Mukâtil er-Râzî (ö. 248/862), bu durumu sâhib-i özrün abdest alması durumuna kıyas ederek (benzeterek), elbisedeki necasetin her namaz vaktinde yıkanması gerektiği görüşündedir.698 694 Kâsânî, Bedâiʽ, I, 234-235. 695 Kâsânî, Bedâiʽ, I, 240. 696

Kâsânî, Bedâiʽ, I, 151; IV, 230, 250; V, 416; IX, 390. Mecelle, md. 22.

697

İhtilaflar için bakınız. Kâsânî, Bedâiʽ, I, 241-243.

698

Umûmu Belvâ

Küçük abdest bozarken elbiseye sıçrayan idrar parçacıkları, genellikle necaset içeren yollardaki çamurdan sıçrayan parçacıklar (umûmu belvâ) yok menzilesindedir. Zira sıkıntı veren bir şey yaygınlaştığında ona ilişkin hüküm hafifler.699

Gabnı Yesîr

Yumurta, karpuz, ceviz gibi adediyyât-ı mütekâribe nev’ine dâhil mislî malların satım akdine konu olması durumunda gabn-ı yesirden kaçınma imkânı yoktur. Zira bu malların hepsi aynı ölçüde bulunmaz. Ancak bu tür mallarda çekişmeye mahal verecek bir bilinmezlik olmadığından, insanlar arasındaki örfte bunlar aynı kabul edilir. Bu şekilde aralarındaki farklılıklar da yokluğa ilhak edilir.700

İcâre İle Beklenen Menfaatin Karşılanmasında Acizlik

İcâre akdi özürler sebebiyle feshedilebilir.701

Ancak akdi feshe imkan tanıyan bu özürlerin neler olduğu, ne ölçüde ve nasıl bulunduğunun tayin edilmesi kriter belirlemek anlamına gelir. İcâre akdi kapsamında Kâsânî kiralayan, kiraya veren ve kiralanan açısından çeşitli kriterler zikreder. Örneğin bir işyeri kiralayan tüccarın iflası ya da bulunduğu iş kolunu değiştirmesi nedeniyle pazardan (çarşıdan) ayrılması icârenin feshi için bir özürdür. Zira iflas eden veya sektör değiştiren kiracı kiraladığı işyerinin menfaatinden artık istifade edemeyecektir. Kiraya veren kimse için ise, ağır bir borç yükü altında kalıp bunu ancak kiralayanın menfaatinden yararlandığı menkul veya gayrimenkulün satım bedeliyle karşılayabileceği durum bir özürdür.702

Kiralanan yönünden ise örneğin kiraya konu iş gücü olduğunda, kölenin azad olması, çocuğun bülûğa ermesi icârenin feshine özür olarak zikredilir.703 Kâsânî, kiralayan kimsenin hastalığı, kiralanan nesnenin bazı arıza ve bozukluklara uğraması gibi hususları da sayılan özür durumlarına ilave etmekte ve bunlara ilişkin çeşitli ihtilafları zikretmektedir. İcâre akdini feshe imkân tanıyan özürde esas önemli ölçü/kriter, akdin

699 Kâsânî, Bedâiʽ, I, 431. 700 Kâsânî, Bedâiʽ, VII, 127. 701 Kâsânî, Bedâiʽ, VI, 29. 702 Kâsânî, Bedâiʽ, VI, 31. 703 Kâsânî, Bedâiʽ, VI, 33.

muktezasına ilişkin hususta aciz kalmaktır. Zira aczi gerektirmeyen bir özür olup akdin gereğinden/muktezasından olmayan bir kısım zarar oluştuğunda, problem ya hâkimin feshi ya karşılıklı anlaşma ile hallolur.704

Konuya dair gerek akdin tarafları gerek akdin mevzûu açısından zikredilenler, icâre akdiyle beklenen menfaatin karşılanmasında acizlik/acziyet oluşması temel kriterinde toplanmaktadır.

Bir Mahalde Biriken Suların Necasetten Korumasında Acziyet

Kuyuya düşen şey sebebiyle kuyuların temizlenmesi için çekilen su miktarları705

ve yırtıcı kuşların artığı olan suların necis hükmünü taşımaması genelde zarûret sebebiyle istihsan örneği olarak zikredilir.706

Bu kuşların artığı, eti itibara alınarak diğer vahşi yırtıcıların artığı gibi kıyasen necis olması gerekirken, diğer yırtıcıların hilafına kuru kemik olan gagalarıyla su içtikleri ve salyalarının suya karışmadığı, bunlar havadan geldiği için diğer yırtıcılara benzemediği, gagalarının başıboş tavuk gagası kapsamında olduğu; artıklarının fare, yılan, keler, akrep ve kedi artığı menzilesinde olduğu kabul edilir.707

Esasen gerek kuyuların ve su toplanan/biriken mahallerin temiz kalmasının temini gerek yırtıcı kuşlardan kaçınmak, özellikle eski dönemin şartları dikkate alındığında pek mümkün değildir. İnsanların söz edilen durumlara mani olmaktan aciz kaldıkları, önlenemez ve kaçınılamaz bir durum söz konusu olduğu için takdîrî duruma başvurulduğunu söylemek mümkündür.

Suyun toprak, kireç sebebiyle özelliklerinin değişmesi; içinde yaprak, meyve bulunması ya da bir yerde uzun süre durması sonucu oluşan değişiklikler708

bu su ile abdest almaya mani kabul edilmemiştir. Zira suyun ismi ve anlamının daim olduğu, suyu bu gibi

704 Kâsânî, Bedâiʽ, VI, 35.

705

Kâsânî, Bedâiʽ, I, 417 vd.

706

Zekiyüddîn Şa‛ban, İslam Hukuk İlminin Esasları, 167; Zeydan, Usul, 220; Fahrettin Atar, Fıkıh Usûlü, 73; Hallâf, İlmu usûli’l-fıkh, 84.

707

Kâsânî, Bedâiʽ, I, 376.

708

Kullanılabilir, temiz su için koku, renk ve tat hadis kaynaklı kriterlerdir. Bkz. İbn. Mâce, “Taharet”, 76 (Hadis No: 521); Tahâvî, Şerhu meâni’l-âsâr, I, 16.

şeylerden korumanın imkânsız olduğu dikkate alınarak, suda mevcut değişim yok menzilesinde kabul edilmiştir.709