• Sonuç bulunamadı

3. Muhtâr b Ebî Ubeyd es-Sekafî’nin Tarih Sahnesine Çıkışı

1.3. Muhtâr’ın Kûfe’ye Dönüşü ve Şehri Ele Geçirmesi

1.3.8. Muhtâr’ın Abdullah b Mutî’ ile İlişkileri

Muhtâr ile İbn Mutî Mekke savunmasında görev almışlardır.314 Bundan daha önceki bir tarihten itibaren tanışıklıkları olduğuna dair kaynaklarda bir bilgi bulunmamaktadır. Daha sonrasında ise Kûfe’de İbn Mutî’in valilik dönemine rastlayan görüşmeleri vardır. Bu arayı doldurabilecek bir rivayete rastlanılmamaktadır. İbn Kesîr’in Muhtâr ve İbn Mutî’ arasında daha önceden samimi bir dostluk ve arkadaşlık olduğunu söylemesi,315 Muhtâr’ın Kûfe’yi ele geçirdikten sonra İbn Mutî’i öldürmekten kaçınmasını ve hatta İbn Mutî’in kaçmasına yardım etmesini izah için olmalıdır. Oysa bizce Muhtâr’ın İbn Mutî’i öldürmemesi, Şam dışında bir de Hicâz’daki yönetimle kısa zamanda gerçekleşebilecek bir savaştan kaçınmaya yöneliktir.

312

Belâzurî, Ensâb, VI, 383; Taberî, VI, 10-11; İbn A’sem, VI, 225-226; İbnü’l-Esîr, Kâmil, III, 291.

313

İbn Kesîr, VIII, 265.

314

Belâzurî, Ensâb, V, 350; Taberî, V, 576; İbn A’sem, V, 152.

315

Hişâm b. Urve ve Ümmü Bekir binti el-Misver rivayetlerinde Muhtâr’ın İbn Mutî’e yakın durduğu, sık sık onu ziyarete gittiği, yüz yüze geldiklerinde yakın iki dost gibi davranan Muhtâr’ın, gizliden gizliye kendi planlarını uyguladığı, hem onun hem de İbn Zübeyr’in aleyhinde Ehl-i Beyt taraftarlarıyla iş tuttuğu anlatılmaktadır.316

Kûfe halkı her ne kadar İbn Zübeyr’e bağlı bir idarî yönetimi tercih etse de önce Süleymân b. Surad’ın, daha sonra da Muhtâr’ın önderliğinde Ehl-i Beyt söylemi ile hareket etmiştir. İbn Mutî’in vazifesi, halkın Muhtâr etrafında toplandığı bir döneme rastlamıştır. Göreve başladığında şehrin emniyetini sağlamak üzere Şurta teşkilatının başına İyâs b. Mudârib’i atamıştır. İyâs, kısa zamanda bu hareketliliği fark etmiş, valiye gidip, durumu haber vermiştir. Muhtâr’ın teşkilatlandığını, Sâib b. Mâlik’in Muhtâr’a çalıştığını, kısa zaman içinde şehirde bir kıyama kalkışmalarından endişe ettiğini ve halkın bir süre sakinleşmeleri için Muhtâr’ın derhal hapsedilmesi gerektiğini söylemiştir. Tüm bu bilgileri casuslarından öğrenen İyâs, Muhtâr’ın kıyama kalkışacağından emin bir dille bahsetmiştir. Bunun üzerine İbn Mutî’, İyâs’ın sözüne itibar edip Muhtâr’ı tutuklamak üzere harekete geçmiştir.317

Bu hamle iki ayrı kaynakta farklı şekillerde anlatılmaktadır. Belâzurî’deki rivayette vali Muhtâr’ı getirtmek üzere bizzat İyâs b. Mudârib’i göndermiş, Muhtâr ise hemen kadife bir örtüye bürünerek hasta olduğu yalanını söylemiştir.318 Taberî ise meseleyi daha detaylıca anlatan ve küçük farklılıklar içeren başka bir rivayet aktarmaktadır. Buna göre vali, Muhtâr’ı getirtmek üzere Muhtâr’ın akrabası Zâide b. Kudâme’yi ve Hemdân’dan Hüseyin b. Abdillah el-Bursümî’yi görevlendirmiştir. Muhtâr’ın yanına gelip, valinin kendisini çağırttığını ve bu emir üzere hemen

316

İbn Sa’d, V, 73; Hişâm b. Urve ve Ümmü Bekir’e ait rivayetlerde Muhtâr’ın İbn Zübeyr tarafından verilen müsadeyle Ehl-i Beyt adına çalışarak İbn Zübeyr’e destek sağlamak maksatlı Kûfe’ye geldiği bildirilir. Bkz. İbn Sa’d, V, 72-73. İbn Sa’d; İbn Mutî’i Kûfe’den çıkarmayı başaran Muhtâr, İbn Zübeyr’e yazdığı mektupta, İbn Mutî’in Şam yönetimine kendini sevdirebilmek için çalıştığı ithamında bulunur. Bkz. İbn Sa’d, V, 113. Bir benzerine de Belâzurî’de rastlarız. Bkz. Belâzurî, Ensâb, VI, 447. İbn Mutî’e yöneltilen ve doğruluğunu ispatlamamızın güç olduğu bu iddia, Muhtâr’ın İbn Zübeyr’i kendisi için tehdit olmaktan bir süre de olsa çıkarma amaçlı olmalıdır.

317

Taberî, VI, 11; İbnü’l-Esîr, Kâmil, III, 292; İbn Kesîr, VIII, 265.

318

gelmesi gerektiğini söylediklerinde, Muhtâr hiç itiraz etmeden kalkıp Hâzirlanmaya başlamıştır. Elbiselerini giyerken çıkarttığı sesi Zâide ve Hüseyin duyabildiği belirtilmektedir. Zâide, Muhtâr’ın Hâzirlandığını görünce Enfâl sûresinin 30. âyetini okumaya başlamıştır. Bu âyet meâlen şöyledir: “Hatırla ki; kâfirler seni tutup bağlamaları veya öldürmeleri yahut seni (yurdundan) çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar (sana) tuzak kurarlarken Allah da (onlara) tuzak kuruyordu. Çünkü Allah tuzak kuranların en iyisidir.”

Muhtâr, Zâide’nin verdiği mesajı anlamış, derhal elbiselerini çıkarmış, hasta olduğunu söyleyip İbn Mutî’e dönmelerini ve ona kendisinin hasta olduğunu bildirmelerini istemiştir. Zâide de Muhtâr’ın daha sonra İbn Mutî’e geleceğini söylemiştir. Muhtâr bu sefer Hüseyin b. Abdillah’a dönüp:

-Ey Hemdânlı kardeş! Sen de İbn Mutî’in yanında benim mazeretimi beyan et. Zira bu senin için daha hayırlı olur, demiş, Hüseyin b. Abdillâh, Muhtâr’ın bu sözünü tehdit olarak algılamıştır. Muhtâr’a, valiye kendisi hakkında mazeretli olduğunu söyleyeceğini ifade ederek olumlu bir cevap vermiştir. Ancak kendi kendine valiye doğruları anlatmayı tasarlamıştır. Muhtâr’ın kendisine olan tehdidi onu etkilememiştir. Muhtâr’ın kıyama kalkıştığında kendisini de düşman kitle arasında görüp öldürmesinden endişe duyduğunu iç dünyasında dile getirmiştir. Zâide ile birlikte Muhtâr’ın yanından ayrıldıklarında Muhtâr’ın evinin önündeki kalabalığı ve kendisi için çalışan adamlarını görmüş olması aslında Muhtâr’ın hangi işler peşinde koştuğunu anlamasına yetmiştir. Böylece fikir değiştirerek valiye onun hasta olduğunu ifade edip yalan söylemiştir. Hüseyin, Zâide’ye Muhtâr’a mesaj vermiş olduğunu anladığını söylemiş, Zâide ise bunu inkâr etmekle yetinmiştir.319 İbn Mutî, Muhtâr’ın evindeki kalabalığın sebebini öğrenmek üzere birini göndermiş, Muhtâr ise kendisine yapılan hasta ziyaretleri olduğunu söylemiştir.320 İbn Mutî’ bundan sonra Muhtâr’ın peşini bırakmıştır.321 Valinin böyle bir şüpheyle kendisine

319

Taberî, VI, 11-12; İbnü’l-Esîr, Kâmil, III, 292; İbn Kesîr, VIII, 265.

320

Dîneverî, 288.

321

karşı harekete geçmiş olması, Muhtâr’ı, planlarını daha hızlı uygulamaya ve evinin etrafında nöbetçi görevlendirmeye itmiştir.322