• Sonuç bulunamadı

Muhkem ve MüteĢâbih Üzerinde Durulması

4. ĠBÂZIYYE MEZHEBĠ

1.2. ĠBÂZÎ TEFSĠR GELENEĞĠ VE ITFĠYYĠġ‟ĠN YERĠ

2.1.2. Kur‟an Ġlimleri Açısından Esere BakıĢ

2.1.2.4. Muhkem ve MüteĢâbih Üzerinde Durulması

Tefsir tarihi boyunca üzerinde en çok durulan konulardan biri de muhkem- müteĢâbih konusudur. Bu kavramların tanımı hakkında pek çok görüĢ ileri sürülmüĢtür.832

Bunları Ģu Ģekilde özetlemek mümkündür:

- Muhkem, teville anlamı bilinebilen, müteĢâbih ise -kıyamet vakti gibi- tevil edilmesi mümkün olmayan hususları içeren ve anlamını sadece Allah‟ın bildiği ayetlerdir.

- Muhkem, anlamı açık; müteĢâbih ise anlamı kapalı olan ayetlerdir.

- Muhkem, tek anlama; müteĢâbih ise farklı anlamlara yorulabilen ayetlerdir. - Fıkıh usûlcülerine göre muhkem nasih; müteĢâbih ise mensuh ayetlerdir.833 Muhkem-müteĢâbih ilmi, müfessirin bilmesi gereken ilimlerdendir. Bu konu ile ilgili -muhkem ve müteĢâbihin farklı tanımları, müteĢâbihlerin Kur‟an‟da bulunmasının hikmetleri, Kur‟an‟ın ne kadarının muhkem ne kadarının müteĢâbih ayetlerden meydana geldiği, müteĢâbihlerin kısımları ve bu kısımlarla ilgili görüĢleri, müteĢâbihlerin anlaĢılmasının mümkün olup olmaması, müteĢâbihlerin anlaĢılması mümkünse bunun ne suretle mümkün olduğu vb.- ayrıntıları çalıĢmamızın asıl konusu olmaması hasebiyle ilgili eserlere havale edip834

ItfiyyiĢ‟in bu konuya yaklaĢımını ve Teysir‟de bunun yansımalarını ele almaya çalıĢacağız.

Bütün müfessirler gibi ItfiyyiĢ de bu konudaki görüĢlerini “

َكْيَلَع َلَزْ نَأ يِذىلا َوُى

ٌغْيَز ْمِِبهوُلُ ق ِفِ َنيِذىلا اىمَأَف ٌتاَِبهاَشَتُم ُرَخُأَو ِباَتِكْلا ُّمُأ ىنُى ٌتاَمَكُْتٜ ٌتَيَآ ُوْنِم َباَتِكْلا

اَم َنوُعِبىتَ يَ ف

832 Bkz. Suyûtî, el-Ġtkân..., C.3, s.3-38.; Isfahani, Müfredat…,1/248-251; 444-445. 833

Aydın, Usul..., s.66.

834 Ayırntılı bilgi için bkz. ZerkeĢî, el-Burhân…, C.1, s.127-155.; Suyûtî, el-Ġtkân…, C.3, s.3-38.;

Zürkânî, Menâhil..., C.2, s.270-302.; Salih, Mebâhis..., s.281-289.; Kattan, Mebâhis..., s.219- 226.; Cerrahoğlu, Usul..., s.128-134.; Aydın, Usul..., s.64-70.

122

ُمَلْعَ ي اَمَو ِوِليِوَْتأ َءاَغِتْباَو ِةَنْ تِفْلا َءاَغِتْبا ُوْنِم َوَباَشَت

ْنِم ٌّلُك ِوِب اىنَمآ َنوُلوُقَ ي ِمْلِعْلا ِفِ َنوُخِساىرلاَو ُالله ىلاِإ ُوَليِوَْتأ

ِباَبْلَلأا وُلوُأ ىلاِإ ُرىكىذَي اَمَو اَنِّبَر ِدْنِع

/ O, sana Kitab'ı indirendir. Onun (Kur‟an‟ın) bazı âyetleri muhkemdir, onlar kitabın anasıdır. Diğerleri de müteĢâbihtir. Kalplerinde bir eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onun olmadık yorumlarını yapmak için müteĢâbih âyetlerinin ardına düĢerler. Oysa onun gerçek mânasını ancak Allah bilir. Ġlimde derinleĢmiĢ olanlar, ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır, derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düĢünüp anlar.”835

ayetini tefsir ederken dile getirmiĢtir. Buna göre müellifin görüĢlerini maddeler halinde Ģu Ģekilde ifade etmek mümkündür:

- Muhkem ayetler, delaleti açık ayetlerdir. Mensuh olsalar da muhkemdir. Ancak bazılarına göre muhkem ayetler, anlamda karmaĢıklıktan ve neshten uzak olan ayetlerdir.

- Muhkem ayetler -ayette de ifade edildiği gibi- Kitab‟ın/Kur‟an‟ın dayanağı olan asıldır. Asıl ise diğer kısımların kendisine ircâ„ edildiği ve kendisiyle anlaĢıldığı kısımdır. Örneğin “

ٌةَرِظَنَ اَِّبهَر َلِٰإ

/ Rablerine bakarlar.”836 ayeti “

ُكِرْدُي َوُىَو ُراَصْبَلأا ُوُكِرْدُت َلا

ُيرِبَْت٘ا ُفيِطىللا َوُىَو َراَصْبَلأا

/ Gözler O'nu idrak edemez ama O, gözleri idrak eder. O, en gizli Ģeyleri bilendir, (her Ģeyden) hakkıyla haberdar olandır.”837

ayetine ircâ„ edilerek anlaĢılabilir.

- MüteĢâbih ayetler mânası anlaĢılmayan, tebyin edilmemiĢ mübhem olan ayetlerdir. Bunların bir kısmı hiçbir zaman kesin bir Ģekilde anlaĢılamaz. Bazı sûrelerin baĢında yer alan hurûf-ı mukattaa bunlardandır. Bir kısmı ise daha fazla düĢünmeyle ve araĢtırmayla anlaĢılabilir. Bir kısmı ise birkaç mânaya hamledilebilecek olanlardır. Kuru‟ lafzının hayız ve tuhr/temizlik diye anlaĢılabilmesi gibi...

- MüteĢâbih ayetler illeti/hikmeti bilinememesi hasebiyle müteĢâbihtir. Namazların adetleri gibi... Muhkemlerin illeti ise akledilebilir.

835 Âl-i Ġmrân, 3/7. 836 Kıyame, 75/23. 837 En‟âm, 6/103.

123

- Muhkem, lafız ve mâna yönüyle ayıpsız olan demektir. Bu açıdan bakıldığında bütün ayetler muhkemdir.

- ÇeĢitli ayetlerde geçen “Allah‟ın eli” ibaresini gerçek el diye tevil etmek Ģirktir. “Bila Keyf” demek ise fısktır. Kur‟an‟da Allah hakkında varid olan bütün aza isimleri ve cihetler de bu Ģekildedir. ArĢa istivayı da hakiki anlamıyla temekkün olarak tevil etmek Ģirktir. “bila keyf” demek de fısktır.

- MüteĢâbih ayetlerden kasıt düĢünme ve araĢtırmayla bilinebilen ise “

نوُخِساىرلاَو

” ifadesindeki “

و

” lafzatullaha atıf olur. Buna göre ayet, müteĢâbihin mânasını Allah ve ve ilimde rüsuh/derinlik sahibi olanlardan baĢkası bilemez diye anlaĢılır. “Allah‟ın eli”ni kudret ve mülk diye; istivayı da galebe etmek hakimiyet kurmak diye tevil etmek bu kabildendir.

- MüteĢâbih ayetlerden kasıt mânasını sadece Allah‟ın bildiği -dünyanın ve sair âlemin müddeti, on dokuz diye nitelenen zebanilerin sayısı vb.- Ģeyler ise “

نوُخِساىرلاَو

ifadesindeki “

و

” müste‟nefe olur. Buna göre ayet, “MüteĢâbihlerin mânasını Allah‟tan baĢkası bilemez. Ġlimde derinleĢenler de ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır derler…” Ģeklinde anlaĢılır.838

ItfiyyiĢ‟in konuya dair görüĢlerini dile getirdiği bir baĢka yer ise “

ِفِ ْنَم ْمُتْ نِمَأَأ

ُروَُتِ َيِى اَذِإَف َضْرَلأا ُمُكِب َفِسَْيخ ْنَأ ِءاَمىسلا

/ Göktekinin sizi yere geçirivermeyeceğinden emin mi oldunuz? (O zaman) bir de bakarsınız yeryüzü Ģiddetle çalkalanıyor.”839

ayetidir. Ayetin “

ِءاَمىسلا ِفِ ْنَم

/ gökteki” kısmını tefsir ederken “Göktekinden kasıt bu âlemin iĢlerini yürütmekle yükümlü meleklerdir. Cebrail‟dir de denildi.” dedikten sonra -özetle- Ģunları söylemektedir: “Hak olan, müteĢâbihin tevil edilmesidir. Selefin cumhuru ise müteĢâbihin, zahiri üzere bırakılıp bila keyf diyerek tevil edilmemesinden yanadır. Bu ise ilim ve nur var olduğu halde cehaleti ve karanlığı tercih etmektir. Abdullah Ġbn Abbas ve baĢka sahâbilerin, müteĢâbihleri çokça tevil

838 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.2, s.241-246. 839 Mülk, 67/16.

124

ettikleri görülmektedir. Tevil, haram veya mekruh olsaydı sahâbe bunu yapmazlardı. Ayrıca tevil, yüce Allah‟ın “

ٌءْيَش ِوِلْثِمَك َسْيَل

/ O‟nun benzeri yoktur.”840 ayetine bir teyit olup ayetin mucibince amel etmektir. Tevil mümkün olduğu halde tevilden uzak durmak, dinde taksir olup Ģüpheliyi Ģüphesi üzere bırakmak ve Ģüphe için de bir yardım ve takviyedir. Hz. Peygamber‟in “MüteĢâbihine iman edin” hadisinde tevilden nehy yoktur. Bu hadisle müteĢâbihe iman edilip inkâr edilmemesi istenmiĢtir. Ya da tevili idrak edemeyenin iman edip orda durması istenmiĢtir.841

ItfiyyiĢ‟in konuya dair görüĢlerine son olarak “

ٍتاَنِّيَب اَنُ تَيَآ ْمِهْيَلَع ىَلْ تُ ت اَذِإَو

/ Ayetlerimiz kendilerine apaçık bir Ģekilde okunduğu zaman…”842 ayetini tefsirinde söylediklerine yer vermekle yetinebiliriz. ItfiyyiĢ, söz konusu ayeti tefsir ederken “MüteĢâbih olan ayeti diğer ayetler veya Hz. Peygamber (s.a.v.) tebyin eder. Sûrelerin baĢlarında yer alan hurûf-ı mukattaa gibi mübhemliği üzere kalan hususlar ise okuyucuyu/dinleyiciyi karmaĢıklığa düĢürmez ve ona zarar vermez.” diyerek müteĢâbih ayetlerin diğer ayetlerle ve hadislerle anlaĢılabileceğini; bu Ģekilde anlaĢılamayacak ayetlerin ise anlaĢılamamalarından dolayı kiĢiye bir zarar vermeyeceğini ifade etmiĢtir.843

ItfiyyiĢ‟in konuya dair yaklaĢımı yukarıda ifade ettiğimiz Ģekildedir. Bunun dıĢında kelâmî mevzular ile alakalı ayetlere yaklaĢımı ve tevil ediĢ Ģekli ile diğer müfessirlerin tevilleri hakkındaki değerlendirmelerine çalıĢmamızın “Kelâmî ve Fıkhî Tezahürler Açısından Eserin Ġncelenmesi” baĢlıklı bölümümüzde ayrıntılı olarak ele alacağız. Ancak eserde dikkatimizi çeken hususlardan biri müellifin “bu müteĢâbihtendir” diyerek tefsir etmekten imtina ettiği ayetlerin olmamasıdır. Müellif, bazı yorumlarının sonuna “

رمَلأا ةقيقبَ ملعأ اللهو

/ iĢin hakikatını Allah bilir”844 ya da “

وباشتتٙا نم ةيلآاو

/ayet, müteĢâbihattandır.”845 “

ليق ام ةحص ملعن لاو

/ söylenilenin

840 ġura, 42/11. 841 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.15, s.201. 842 Meryem, 19/73. 843 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.9, s.87. 844 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.15, s.397. 845 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.11, s.206.

125

doğruluğunu bilemeyiz.”846, “

لاوقلأا هذى

نم ئش ةحص فرعأ لاو

/ bu görüĢlerin doğruluğu hakkında bir Ģey bilmiyorum.”847

gibi kayıtlar koysa da hemen her ayet ve lafızla alakalı ya kendisi yorum yapmıĢ ya da daha evvel yapılan yorumları nakletmiĢtir.