• Sonuç bulunamadı

4. ĠBÂZIYYE MEZHEBĠ

2.2. TARTIġMALI KONULAR AÇISINDAN ESERE BAKIġ

2.2.4. Hurûf-ı Mukattaa

Kur‟an‟da yirmi dokuz sûrenin baĢında yer alan ve adlarıyla telaffuz edilen harflerin ortak adına hurûf-ı mukattaa denir. Bu tamlama harf sözcüğünün çoğulu olan hurûf ve “kesilmiĢ, ayrılmıĢ” anlamındaki mukattaa sözcüğünden

1106 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.15, s.20.

1107 Mu‟min, 40/55: “ ٌّكَد ِالله َذْع َٚ َِّْإ ْشِجْصبَف

ِسبَىْثِلإا َٚ ِِّٟشَعٌْبِث َهِّث َس ِذَّْذِث ْخِّجَع َٚ َهِجَْٔزٌِ ْشِفْغَزْعا َٚ / Ey Muhammed! Sabret. Allah'ın vaadi Ģüphesiz gerçektir. Günahının bağıĢlanmasını iste. AkĢam sabah Rabbini hamd ederek tespih et!”

1108 , 11/114: “

ٌا َِٟف َشَغ َحَلاَّصٌا ُِِلَأ َٚ

ًِْ١ٌٍَّا َِِٓ بًفٌَ ُص َٚ ِسبََّٕٙ /Gündüzün iki tarafında ve gecenin gündüze yakın vakitlerinde namaz kıl.”

170 oluĢmuĢtur.1110

Mukattaa, “kesmek, bir Ģeyi bütününden ayırmak” mânasına gelen kat„ kökünden türemiĢ bir sıfat olup1111

söz konusu harfler kelimeyi oluĢtururken okundukları gibi değil de kendi isimleriyle telaffuz edildiklerinden “bağımsız ve ayrı harfler” anlamında “hurûf-ı mukattaa” diye anılmıĢtır. Bu harflere aynı sebeple hurûf-ı teheccî adı verildiği gibi sûrelerin ilk harflerini oluĢturduklarından evâilü‟s- süver ve fevâtihu‟s-süver de denilmiĢ, ayrıca ne mânaya geldikleri veya bu sûrelerin baĢında hangi amaçla yer aldıkları kesin olarak bilinmediğinden hurûf-ı mübheme olarak da adlandırılmıĢtır.1112

Hurûf-ı mukattaa, yirmi yedisi Mekkî ikisi Medenî olmak üzere yirmi dokuz sûrenin baĢında yer alır.

Hurûf-ı mukattaa konusu tefsir çalıĢmalarının baĢlamasından itibaren çokça tartıĢılan konulardandır.1113

Âlimler bu harflerin mânası konusunda ihtilafa düĢmüĢlerdir. Bazıları tefvîz yolunu tutarak bunların mânasının sadece Allah tarafından bilindiğini ve herhangi bir delile dayanmadan bunlar hakkında yorum yapmanın yanlıĢ olduğunu belirtmiĢlerdir. Bu görüĢe katılmayarak tevil yolunu tercih eden âlimler ise anlaĢılmak için gönderilmiĢ bir kitap olan Kur‟an‟da insanların anlayamayacağı Ģeylerin bulunmasının doğru olmadığını belirtip bu harflerin anlamı ve Kur‟an‟da yer almasının hikmeti üzerinde çeĢitli yorumlar yapmıĢlardır.1114

Mutezilî âlimler de bu görüĢü tercih etmiĢ ve hurûf-ı mukattaayı muhkem ayetler kategorisinde mütalaa etmiĢlerdir.1115

Konu ile ilgili ayrıntıları çalıĢmamızın sınırlarını aĢmasından dolayı ilgili eserlere1116

havale ederek ItfiyyiĢ‟ın bu konuya yaklaĢımını ele almaya çalıĢacağız.

Teysîr‟i incelediğimizde müellifin hurûf-ı mukattaa konusu üzerinde uzun uzadıya durmadığını, kendinden evvelki müfessirlerin bazı görüĢlerini kısaca ve

1110 M. Zeki Duman ve Mustafa Altundağ, “Hurûf-ı Mukattaa”, DĠA, TDV Yayınları, Ġstanbul 1998,

C.18, s.401.

1111 Isfahânî, Müfredât…, 677.

1112 Duman ve Altundağ, “Hurûf-ı Mukattaa”, DĠA, C.18, s.401, Cerrahoğlu, Usul...,134. 1113

Aydın, Tefsir Usûlü, s.34-35.

1114

Râzi, Mefâtihu‟l-Gayb, C.2, s.250 vd.; Muhammed Bekir Ġsmail, Dirâsât fî Ulûmu‟l-Kur‟an, Daru‟l Menâr, 1419, 205-206.

1115 Öztürk, Kur‟an‟ın Mutezilî Yorumu, 71.

1116 Konu ile ilgili ayrıntılı blgi için bkz.: Râzi, Mefâtihu‟l-Gayb, C.2, s.249-258.; ZerkeĢî, el-

Burhân…, C.1, s.165-182; Suyûtî, el-Ġtkân..., C.3, s.24-34; Salih, Mebâhis..., 234-247;

Muhammed Bekir Ġsmail, Dirâsât…, 205-214; ġimĢek, Günümüz Tefsir Probleri, s. 485-493; Cerrahoğlu, Usul..., 134-148; Duman - Altundağ, Hurûf-ı Mukattaa,, DĠA, 1998, C.18, s.401- 408.

171

kaynak belirtmeden naklettiğini ve bunların gerçek ilminin Allah katında olduğunu belirtmekle yetindiğini görmekteyiz. ItfiyyiĢ‟in hurûf-ı mukattaa ile ilgili yaptığı izahları Ģu Ģekilde özetleyebiliriz:

Müellif‟in hurûf-ı mukattaaya dair net bir fikrinin/tutumunun olmadığını ancak bu harflerin mânasının Allah‟tan baĢkası tarafından bilinemeyeceğini belirten görüĢe daha yakın durduğunu görmekteyiz. Örneğin Bakara sûresinin birinci ayetini -

لما

- tefsir ederken “

...نَعبِو

هانعبِ لماعلا وى الله

/ Bunun ve diğer hurûf-ı mukattaanın anlamını bilen Allah‟tır.” diyerek Kur‟an‟da geçen bütün hurûf-ı mukattaayı peĢ peĢe zikredip hurûf-ı mukattaanın mânasının ancak Allah tarafından bilinebileceğini belirtmiĢtir.1117

ItfiyyiĢ aynı kanaati Hicr sûresinin ilk ayetini “

رلا

” tefsir ederken “

لا

الله لاإ هانعم ملعي

/Allah‟tan baĢkası mânasını bilmez”;1118 Arâf sûresinin ilk ayetini “

صتٙا

” tefsir ederken de “

اهملعب ّلجو ّزع الله رثْأتسا

/Allah bunun ilmini kendisine has kıldı”1119

ve ġuarâ sûresinin ilk ayetini “

مسط

” tefsir ederken de “

نع ءاملعلا تزجع

اىيرسفت

،

ملعأ اللهو امتٚاثمأ اذكو

/Âlimler bu ve buna benzer harfleri tefsir etmekten aciz kaldılar. Doğrusunu Allah bilir.” diyerek daha da açık bir Ģekilde dile getirmiĢtir.1120

Ancak müellif ilk baĢta yukarıda yer verdiğimiz ifadeleri kullandıktan sonra zikri geçen dört ayette -ve baĢka ayetlerde- de bu harflerin anlamı hakkında çeĢitli rivayetlere ve kendi yorumuna da yer vermiĢtir. Örneğin Bakara sûresinin ilk ayetini tefsir ederken “Bu konuda söylenenlerden bir kısmını zikredeceğim.” diyerek

ا

harfinin Allah,

ل

harfinin de Latîf ismine iĢaret olduğunu belirten görüĢü nakletmiĢtir.1121

Müellif, Hicr sûresinin ilk ayetini tefsir ederken de “Bu harflerin mânasını Allah‟tan baĢkası bilmez.” dedikten sonra Ģu görüĢlere de yer vermekten

1117 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.1, s.8. 1118 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.7, s.343. 1119 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.5, s.5. 1120 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.10, s.226. 1121 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.1, s.8.

172

kendini alıkoyamamıĢtır: “… ya da Allah, Latif, ve Rahim isimlerinin ilk harfleri veya bu harflerden oluĢan ancak bu gibi harflerden oluĢan baĢka sözlerin aksine muciz olan vahye dikkat çekmek için bu harflere burada yer verilmiĢtir.1122 “

صتٙا

” ile ilgili olarak da “Bu harfler sûrenin ismi veya Allah‟ın isimlerinin ilk harfleridirler. Abdullah Ġbn Abbas‟a göre ise bu harflerin anlamı Ben, Allah‟ım, bilirim; ben Allah‟ım, üstünüm.” demektir.1123

ġuarâ sûresinin giriĢinde ise “Âlimler bu ve buna benzer harfleri tefsir etmekten aciz kaldılar. Doğrusunu Allah bilir.” dedikten sonra Ģu görüĢleri nakleder: “Muhammed b. Ka„b el-Kurazî der ki

ط

tûl/uzunluktan,

س

Kudüs‟ten ve

م

Rahman ismindendir. BaĢka bir görüĢe göre ise

مسط

Allah‟ın tavl/gücü, senâsı/övgüsü ve mülkü veya sûrenin adı olduğu da söylenir.1124

Müellifin, hurûf-ı mukattaanın mânasının bilinemeyeceğini belirttikten sonra bu harfler hakkında bu kadar rivayetlere yer verip bazen de kendisinin de yorumda bulunması bize göre bir çeliĢki olup müellifin eleĢtirilebilecek yönlerindendir.

Müellifin bu konuda dikkat çeken yönlerinden biri de farklı sûrelerde geçen aynı hecâ harfleri ile ilgili bazen “

ولثم رم

/ aynısı geçti” ya da “

رم ام لثم

/ daha önce geçtiği gibi”1125

diyerek onlar hakkında hiçbir yorum veya nakle yer vermeden sonraki ayete geçer.1126 Bazen de aynı harflerle ilgili farklı sûrelerde farklı yorum ve rivayetlere yer verir. Örneğin Bakara sûresi ile aynı hecâ harfleri ile baĢlayan Âl-i Ġmrân sûresinin ilk ayetini tefsir ederken Bakara sûresinde yaptığı yorumdan farklı olarak Ģu açıklamayı yaptığını görürüz: “Sûre baĢlarındaki bu harflerle ilgili ihtilaf meĢhurdur. Benim de aklıma bunların yorumuyla ilgili -Allah‟ın izniyle- güzel olduğunu umduğum Ģu yorum geldi: Vahiy nazil olacağı zamanlarda bu harflerin ismi zikredilerek Hz. Peygamberin dikkati çekiliyordu ve sanki “bu harflerden müteĢekkil olan tilavet edip tebliğ edeceğin sûrelerin nüzulüne kalbini hazırla”

1122 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.7, s.343. 1123 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.5, s.5. 1124 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.10, s.226. 1125 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.13, s.209. 1126 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.7, s.279.

173 demek isteniyor.”1127

Bu hususa bir baĢka örnek olarak da beĢ sûrenin baĢında geçen “

رلا

” harfleridir. Müellif bu harflerle ilgili olarak Yunus sûresinde Ġbn Abbas'tan nakilde bulunarak bu harflerin anlamının “Ben Allah‟ım, görürüm.” veya “Rab benim; benden baĢka Rab yoktur.” demek olduğunu cumhura göre ise

رلا

‟nın sûrenin adı olduğunu belirtir. Müellif ayrıca zayıf bir görüĢe göre de farklı sûrelerin baĢında yer alan

رلا

,

مح

ve

ن

(

ن مح رلا

) harflerinin Allah‟ın Rahman ismine iĢaret olduğunu nakleder.1128 Hûd sûresinde ise

رلا

‟nın sûrenin adı olduğunu söylemekle yetinir.1129 Yusuf sûresinde ise

رلا

ile “Ey Muhammed! Bu gibi harflerden oluĢan sûrelerin nüzulüne hazırlan!” denmek istendiğini belirtmiĢtir.1130

Ġbrahim sûresinde ise “

رلا

” hakkında “Daha önce benzeri geçti veya bu

رلا

‟dır. Yani bu sûrenin adı

رلا

‟dır.” Ģeklinde bir görüĢ belirtmiĢtir.1131

Ġlginç olan ise daha önce dört sûrede geçen

رلا

‟nın son geçtiği yer olan Hicr sûresinde müellifin, “

رلا

” hakkında “Bu harflerin mânasını Allah‟tan baĢkası bilmez, ya da Allah, Latif, ve Rahim isimlerinin ilk harfleri veya bu harflerden oluĢan ancak aynı harflerden müteĢekkil baĢka sözlerin aksine muciz olan vahye dikkat çekmek için bu harflere burada yer verilmiĢtir.” demek suretiyle en uzun yoruma yer vermiĢ olmasıdır.1132

ItfiyyiĢ, mukattaa harfleriyle ilgili daha önce yapılan yorumlara yer verdiğinde bu yorumları hiç kritik etmeden olduğu gibi aktarır. Örneğin “

رتٙا

” için “Bu harflerin mânasının „Ben Allah‟ım, bilirim ve görürüm.‟ olduğu söylenir.”

1127 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.2, s.236. 1128 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.6, s.183. 1129 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.6, s.327. 1130 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.7, s.61. 1131 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.7, s.279. 1132 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.7, s.343.

174

görüĢünü nakleder. Kendisinin bu görüĢ hakkındaki kanaatini ise belirtmez.1133

Yine “

وط

” ile ilgili olarak da Ģu görüĢlere yer verir:

 “Mücahid, Dahhâk, Hasan, Atâ ve baĢkalarından rivayet edildiğine göre bunun anlamı “ey adam” veya “ey insan”dır. Bu Süryani veya Kıbtî dili iledir.

 Tâhâ Hz. Peygamberin adı olup “ey Muhammed” demektir.

 Tâhâ demekle “Bu Tâhâ diye adlandırılan sûredir.” denmek istenmiĢtir.

 Tâhâ Allah‟ın adı olup “Nefsime kasem ederim” demektir.

 Son olarak da -bize çok garip gelen- Ģu yoruma yer verir: Tâ, “ve-ta-e”den emirdir. Ha da zamir olup yere râci„dir. Buna göre Tâhâ‟nın anlamı “Yere iki ayağınla bas!” demektir. Zira peygamber o zamana kadar namazı tek ayak üzerinde kılıyordu!

Müellif, yukarıda yer verdiğimiz, bu görüĢlerin tümünü kaynaksız ve yorumsuz olarak aktarmıĢ ve herhangi bir tercih belirtmemiĢtir.1134 Müellifin, bu tutumunu Yâsîn, Kaf ve Kalem sûrelerini tefsir ederken de sürdürdüğünü görmekteyiz. Yâsîn sûresinin ilk ayeti olan “

سي

”1135 ve Kaf sûresinin baĢında yer alan “

ق

”ın1136

mânasıyla ilgili dörder; Kalem sûresinin baĢında yer alan “

ن

” için ise altı ihtimale yer vermiĢ ancak bu ihtimaller arasında herhangi bir tercihte bulunmamıĢtır.