4. ĠBÂZIYYE MEZHEBĠ
1.2. ĠBÂZÎ TEFSĠR GELENEĞĠ VE ITFĠYYĠġ‟ĠN YERĠ
2.1.2. Kur‟an Ġlimleri Açısından Esere BakıĢ
2.1.2.5. Kıraat-Anlam ĠliĢkisine Değinilmesi
Kıraat,
أرق
fiilinden masdar olup okuyuĢ anlamına gelmektedir.848 Ulumu‟l Kur‟an terimi olarak ise kıraat, Kur‟an kelimelerinin nasıl okunacağını ve okuyuĢlarıyla ilgili farklılıkları ravilerine atfetmeyi konu edinen bir ilimdir.849Bir baĢka tanıma göre ise kıraat; bir kelime üzerinde med, kasr, hareke, sükun, nokta ve i‟râb bakımından meydana gelen değiĢikliktir.850
Sahâbenin Resûlullah‟tan kıraati alıĢ Ģekilleri farklıydı. Onların arasında Hz. Peygamber'den bir kıraat alan olduğu gibi, iki veya daha fazlasını alanlar da vardı. Dolaysıyla kıraati sahâbeden öğrenen tâbiîn ve etbau't-tâbiînin okuyuĢ Ģekilleri de farklılık gösteriyordu. ĠĢte bu farklı okuyuĢ biçimlerinin daha sonraları nesilden nesile aktarılması sonucu farklı kıraatler meydana geldi.851
Bu kıraatleri okuyan kurrâlar, değiĢik Ġslâm Ģehirlerine dağılmıĢlardır. Kıraatlar de artık okuyucularının isimleriyle –Nâfi„ kıraatı, Asım kıraati vb.- isimlerle adlandırılıyordu. Bu dönemde halkın, kıraatlarına rağbet ettiği kurrâlar‟ın önde gelen yedi tanesi Ģunlardır: Abdullah b. Kesîr (ö. 120), Nâfi„ (ö. 169), Ebû Amr (ö. 154), Ġbn Âmir (ö. 118), Âsım (ö. 127), Hamza (ö. 188) ve Kisâî (ö. 189)852
Biz konuyla ilgili -yedi harfin ne olduğu, kıraatlarin çeĢitleri, tanımları, Ģartları, farklı kıraatlerin bulunmasının hikmetleri, kıraaetlerin hükmü vb.- ayrıntıları
846
ItfiyyiĢ, Teysir..., C.3, s.128.
847 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.8, s.387. 848 Isfahani, Müfredat..., C.1, s.668.
849 ġemsuddin ebu‟l Hayr b. el-Cezeri, Muncidu‟l-Mukri‟in ve MurĢidu‟t-Talibin, Dâru‟l-Kutubi‟l-
Ġlmiyye, 1999, C.1, s.9.
850 Cerrahoğlu, Usul..., s.102. 851 Zürkânî, Menâhil..., C.1, s.413. 852 Salih, Mebâhis..., s.248-249.
126
ilgili eserlere havale edip853 ItfiyyiĢ‟in konuya yaklaĢımını ve bunun Teysir‟deki yansımalarını ele almaya çalıĢacağız.
Teysir‟e Kıraat ilmi açısından baktığımızda ItfiyyiĢ‟in kıraatlere çokça yer verdiğini ve kıraat ilmi ile yakından ilgili olduğunu söylememiz mümkündür. Zaten kendisi de tefsirinde kıraate dair “Cami‟u Harf-i VerĢ” adlı bir kasidesi olduğunu ve bu kasideyi Ģerh ettiği “Telkini‟l-Têli li Âyâti‟l-Müteâli” adlı eseri olduğunu belirtmiĢtir.854
Ancak ItfiyyiĢ, mukaddimede ifade ettiği gibi, Nâfi„ kıraatını esas almıĢtır.855
ItfiyyiĢ‟in kıraat ilmi hakkında Teysir‟de yer alan değerlendirmelerini maddeler halinde Ģu Ģekilde belirtmek mümkündür:
- ġâz kıraatin senedi sahih ise o kıraat ile -haber-i vahid ile amel edildiği gibi- amel etmek vacip olur.856
- ItfiyyiĢ, Ģâz kıraatlere de yer vermiĢtir. Ancak yer verdiği zaman Ģâz olduğunu belirtmiĢtir.857
- Ġki veya daha fazla Ģekilde okunan ayetlerle ilgili Ģöyle bir ihtilaf vardır: Bazıları dedi ki, Allah, bir kıraati söylemiĢ; diğer kıraatlere de izin vermiĢtir. BaĢkaları ise dedi ki hepsi Allah‟tandır. Ancak tercih edilen görüĢ Ģudur: Kıraatlerin değiĢmesiyle mâna değiĢiyorsa bütün kıraatler Allah‟tandır. Ancak kıraatlerin değiĢmesiyle anlamda bir değiĢiklik olmuyorsa bir kıraati, Allah buyurmuĢ; diğer kıraatlere de izin vermiĢtir. Allah‟ın dediği kıraat ise KureyĢ lehçesi ile olandır. Zira Kur‟an‟ın, KureyĢ lehçesi üzere indiği rivayet edilmiĢtir.858
853 Konuyla ilgili ayrıntılı biligiler için bkz. Ahmed b. Musa et-Temimî ve Ebû Bekir b. Mücahid el-
Bağdadî, Kitabu‟s-Seb‟ati fi‟l-Kırâât, Daru‟l-Maârif, Mısır 1400; Cezeri, Muncid…, ZerkeĢî, el-
Burhân…, C.1, s.318-342.; Suyûtî, el-Ġtkân..., C.1, s.258-282.; Zürkânî, Menâhil..., C.1, s.137-
192; 412-477.; salih, Mebâhis...,101-119; 247-259; Kattan, Mebâhis..., 156-198; Hacı Önen,
Kıraat Tarihi ve Kıraat Farklılıklarının Kur‟an‟a Etkisi, Rağbet, Ġstanbul 2017, BirıĢık, “Kıraat”, DĠA, C.25 s.426-427; Cerrahoğlu, Usul..., 95-114.; Aydın, Usul..., 23-28.
854 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.7, s.79. (Muhakkik, eserin hala yazma halde olduğunu belirtmiĢtir.) 855
ItfiyyiĢ, Teysir..., C.1, s.1.
856 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.3, s.162. 857 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.2, s.389. 858 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.13, s.88-89.
127
- Bir kıraatin Kur‟an olarak kabul edilebilmesi için o kıraat hakkında icma bulunması Ģartı vardır. Aksi takdirde o kıraat Ģâz olarak kabul edilebilir.859
- Kıraatler, sahâbeden mervî olup kıraat imamlarının tercihi değildir.860
ItfiyyiĢ, Nâfi‟ kıraatinin yanı sıra diğer kıraatlere de -kıraatin kime ait olduğunu bazen belirtmeden861
bazen de belirterek862- yer verdiğini görmekteyiz. Müellif farklı kıraatlere yer verirken bazen bu farklı kıraatin anlama olan etkisini beyan etmiĢ863
bazen de sadece farklı kıraati verip geçmiĢtir.864
Teysir‟e baktığımızda ItfiyyiĢ‟in, zaman zaman yaptığı yoruma delil olarak kıraatlere ver verdiğini görmekteyiz. Örneğin “
ًةَظِعْوَم ٍءْيَش ِّلُك ْنِم ِحاَوْلَلأا ِفِ ُوَل اَنْ بَ تَكَو
يِصْفَ تَو
َيِقِساَفْلا َراَد ْمُكيِرُأَس اَهِنَسْحَِبِ اوُذُخَْيَ َكَمْوَ ق ْرُمْأَو ٍةىوُقِب اَىْذُخَف ٍءْيَش ِّلُكِل ًلِ
/ Musa için, Tevrat levhalarında her Ģeye dair bir öğüt ve her Ģeyin bir açıklamasını yazdık ve ona Ģöyle dedik: ġimdi onları kuvvetle tut, kavmine de emret. Onları en güzeliyle alsınlar (uygulasınlar). Yakında size fâsıkların yurdunu göstereceğim.”865ayetini tefsir ederken ayetin son kısmıyla -
َيِقِساَفْلا َراَد ْمُكيِرُأَس
- alakalı Ģöyle der: “Size fâsıkların yurdu olan Mısır‟ı boĢ ve yıkılmıĢ halde göstereceğim. Ya da Mısır‟a, miras olarak almak üzere girdirmek suretiyle- size orayı göstereceğim. “مكثروسا
/ sizi mirasçı kılacağım” kıraati de buna delildir. A„râf/137. ve ġuarâ/59. ayetlerde de buna iĢaret vardır.866Müellifin, Zariyat/46. ayeti tefsir ederken yaptığı yoruma Hamza, Kisâî ve Ebû Amr kıraatini delil olarak getirmiĢ;867 Ta-ha/14. ayeti tefsir ederken de aynı
859 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.15, s.124. 860 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.15, s.444. 861 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.2, s.18, 66, 88. 862 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.3, s.129-130.; C.8, s.349.; C.12, s.144, 249.;16/248. 863 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.2, s.88. 864 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.7, s.79. 865 A„râf, 7/145. 866 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.5, s.180-181. 867 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.14, s.80.
128
Ģekilde yaptığı yoruma Katade‟nin kıraatini delil olarak getirdiğini görmekteyiz.868
ItfiyyiĢ, ayrıca tefsiri kıraati de yorumuna delil getirdiğini görmekteyiz.869
ItfiyyiĢ‟in bazen de yaptığı filolojik izaha delil olmak üzere kıraate yer verdiğini görmekteyiz. Örneğin “
اَىنَِّإ ْلُق اَِبه ىنُنِمْؤُ يَل ٌةَيآ ْمُهْ تَءاَج ْنِئَل ْمِِنِاَْيدَأ َدْهَج ِللهِبِ اوُمَسْقَأَو
َدْنِع ُتَيَلآا
َنوُنِمْؤُ ي َلا ْتَءاَج اَذِإ اَهى نَأ ْمُكُرِعْشُي اَمَو ِالله
/ Eğer kendilerine (baĢka) bir mucize gelirse, mutlaka ona inanacaklarına dair en güçlü yeminleriyle Allah'a yemin ettiler. De ki: “Mucizeler ancak Allah katındadır. O mucizeler geldiği vakit de inanmayacaklarını siz ne bileceksiniz!”870ayetini tefsir ederken “
ّنَأ
”nin “لعل
” anlamında kullanılabileceğini belirtip Ubey‟in mushafında böyle yer aldığını ve Ubey‟in kıraatının da öyle olduğunu söylemiĢtir.871Müellif Mâide/41. ayeti tefsir ederken de yine aynı Ģekilde yaptığı filolojik izaha kaynağını vermediği bir kıraati delil olarak göstermiĢtir.872
ItfiyyiĢ‟in kıraatlere yer vermekteki bir baĢka amacı ise farklı anlam ihtimallerini göstermektir. ItfiyyiĢ bazen kıraatlere dayanıp farklı mâna ihtimallerine yer verdiği gibi873
bazen de tefsirî kıraatlere dayanarak farklı mâna ihtimallerine yer vermiĢtir.874
Örneğin “
َيِعَْتَْأ ْمُكاَدََتٚ َءاَش ْوَلَو ٌرِئاَج اَهْ نِمَو ِليِبىسلا ُدْصَق ِالله ىَلَعَو
/ Doğru yolu göstermek Allah‟a aittir. Yolun eğrisi de vardır. Allah dileseydi, hepinizi doğru yola iletirdi.”875ayetini tefsir ederken Ġsa, Ġbn Mesud ve Hz. Ali‟nin “
مكنمو ،رئاج
مكنمف
رئاج
” kıraatlerine yer verip “yolun eğrisi de vardır” mânasının yanı sıra “sizden eğri olanlar, yoldan sapanlar da vardır” mânasının da ayetin muhtemel mânaları arasında olduğunu belirtmiĢtir.876ItfiyyiĢ‟in baĢka bir yerde de bir kelimenin farklı okunuĢuna 868 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.9, s.130. 869 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.16, s.163. 870 En‟âm, 6/109. 871 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.4, s.421. 872 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.4, s.33.. 873 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.2, s.166.; C.9, s.200.; C.10, s.49, 162.; C.11, s.90, 433.; C.16, s.121. 874 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.2, s.103, 454.; C.3, s.192.; C.3, s.375. 875 Nahl, 16/9. 876 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.7, s.414.
129
binaen üç farklı mâna ihtimaline yer verdiğini de görmekteyiz.877
Tefsirî kıraate dayanarak değiĢik mâna ihtimaline yer veriĢine de Ģu örneği vermek mümkündür: ItfiyyiĢ, “
ِةَضيِرَفْلا ِدْعَ ب ْنِم ِوِب ْمُتْ يَضاَرَ ت اَميِف ْمُكْيَلَع َحاَنُج َلاَو
/ Mehir belirlendikten sonra, onunla ilgili olarak uzlaĢtığınız Ģeyler konusunda size günah yoktur.”878ayetini tefsir ederken Ģöyle demektedir: “Âlimlerden az bir kısım dedi ki bu ayet mut‟a nikahı hakkındadır. Ġlk baĢtaki anlaĢmadan sonra ücreti ve müddeti uzatmakta bir beis yoktur. Ubey, Ġbn Abbas ve Ġbn Mesud‟un “
ىمسم لجأ لٰإ نهنم وب متعتمتسا امف
/ O halde onlardan belirli bir müddete kadar yararlanmanıza karĢılık…” kıraati de buna delildir. Ancak bu tefsiri bir kıraattir. Abdullah Ġbn Mesud ve Ġbn Abbas bundan daha sonra dönmüĢlerdir.”879Örnekleriyle verdiklerimiz dıĢında ItfiyyiĢ‟in, Teysir‟de kıraate dayanarak irab değerlendirmesinde bulunduğunu,880
sebeb-i nüzul rivayetinin doğruluğu hakkında fikir yürüttüğünü881
ve mübhemi izah sadedinde tefsiri kıraatlere yer verdiğini882
de görmekteyiz.
Son olarak da bize ilginç gelen bir örneğe yer vererek bu konuyu bitirmek istiyoruz. Daha evvel belirttiğimiz gibi ItfiyyiĢ, Nâfi‟ kıraatini asıl olarak almıĢtır. Ancak “
َنوُرُعْشَي اَمَو ْمُهَسُفْ نَأ لاِإ
ََنوخعِداَخيُ َ اَمَو اوُنَمآ َنيِذىلاَو َىللا َنوُعِداَُيخ
/ Bunlar Allah'ı ve mü'minleri aldatmaya çalıĢırlar. Oysa sadece kendilerini aldatırlar da farkında değillerdir.”883ayetini tefsir ederken, ayet metnini Nâfi‟ kıraatına göre verdiği halde ayetin tefsirini Asım kıraatine -
َنوُرُعْشَي اَمَو ْمُهَسُفْ نَأ
ىلاِإ
ََنوخعَدَْيُ اَمَو اوُنَمآ َنيِذىلاَو َالله َنوُعِداَُيخ
- göre yapmıĢtır. Kendisi de bunu -Asım kıraatı olduğunu zikretmeden- dile getirmiĢ877 ItfiyyiĢ Teysir..., C.11, s.433. 878 Nisâ,4/24. 879 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.3, s.192-193. 880 ItfiyyiĢ Teysir..., C.3, s.102-103. 881 ItfiyyiĢ Teysir..., C.16, s.369. 882 ItfiyyiĢ Teysir..., C.1, s.446.; C.2, s.101-102.; C.8, s.409. 883 Bakara, 2/9.
130
ve gerekçesini de Ģöyle belirtmiĢtir: “