4. ĠBÂZIYYE MEZHEBĠ
1.2. ĠBÂZÎ TEFSĠR GELENEĞĠ VE ITFĠYYĠġ‟ĠN YERĠ
2.1.1. Yorum Yöntemleri Açısından Esere BakıĢ
2.1.1.7. Farklı GörüĢlere Yer Verilmesi
Teysir‟de eserin, rivayetler açısından çok zengin bir içeriğe sahip olduğunu söylemek mümkündür. Müellifin, sadece kendi görüĢlerine veya kendisine göre doğru olan görüĢlere değil, farklı hatta zıt görüĢlere bol miktarda yer verdiğini müĢahede etmekteyiz. Böylece ItfiyyiĢ‟in, mutaassıb davranmayıp, kendi mezhebine uygun olmasa da, farklı görüĢleri de nakletmek suretiyle tefsirini zenginleĢtirdiğini söylemek mümkündür. Müellifin, kelâmî, fıkhî ve lugavî baĢta olmak üzere pek çok rivayete bu eserde yer verdiğini görmekteyiz. Ayrıca isrâiliyata dair rivayetleri de eserinde çokça kullanmıĢtır.
Farklı görüĢlere dair nakillere yer verirken ItfiyyiĢ‟in bu nakillere yaklaĢımını Ģu baĢlıklar altında ele alabiliriz:
Farklı GörüĢleri Nakledip Yorum Yapmama
Teysir‟de ItfiyyiĢ‟in zaman zaman bir konuyla ilgili görüĢü/görüĢleri zikredip yorumdan kaçındığını görmekteyiz.675
Bunu yaparken bazen hiçbir Ģey demediğini;676
bazen de
ملعا الله
/ Allah daha iyi bilir677,ليق ام ةحص ملعن لاو
/ söylenilenin doğruluğunu bilemeyiz678,
لاوقلأا هذى نم ئش ةحص فرعأ لاو
/ bu görüĢlerin doğruluğu hakkında bir Ģey bilmiyorum679gibi sözler kullandığını görmekteyiz. 673 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.16, s.160, 162, 187, 674 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.15, s.391. 675 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.1, s.72, 75, 104.; C.2, s.180-181. 270.; C.7, s.152.;12/211,213-214.;9/113-114. 676 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.3, s.454, 505-506. 677 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.2, s.344. 678 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.3, s.128. 679 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.8, s.387.
100
Örneğin “
ُمىدلاَو ُةَتْ يَمْلا ُمُكْيَلَع ْت َمِّرُح
/ Size Ģunlar haram kılındı: ölü, kan…”680 ayetini tefsir ederken Ġmamiye‟nin dalağı haram kıldığını nakledip herhangi bir değerlendirmede bulunmadığını görmekteyiz.681 Farklı GörüĢleri Nakledip KarĢı Çıkma
ItfiyyiĢ, bazen bir konuyu ele alırken o konuda varid olan bir rivayeti de zikredip o rivayete direk karĢı çıktığını görmekteyiz.682 Müellifin bazen bir hadisin zayıf olduğunu ileri sürerek o hadise karĢı çıktığını,683
bazen sahâbe sözlerine684 bazen de tâbiûndan gelen nakillere685 karĢı çıktığını görmekteyiz. Ayrıca dört mezheb imamlarının görüĢlerine,686
tefsir tarihinin klasik müfessirleri olan Taberi,687 Râzî,688 ZemahĢerî689 ve -kendisinin çok takdir ettiği690- Ebû Hayyan691 gibi müfessirlere de karĢı çıkıp dirayetini gösterdiğini görmekteyiz. Bunu yaparken genellikle “
فيعض
لوق
/ zayıf bir görüĢtür,692فيعض وجو
/ zayıf bir ihtimaldir/anlamdır,693ديعب ذاى
/ bu uzak ihtimalli bir görüĢtür,694دعبا ذاى
bu daha da uzak ihtimalli bir görüĢtür,695
لطبِ لوق
/ bâtıl bir görüĢtür,696
أطخ وىو
…ضعب معزو
/ bazıları …. iddia etti fakat bu hatadır,697ل افلِخ
/ .. aykırıdır,698,
روهشتٙا فلِخ وىو
/ 680 Mâide, 5/3. 681 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.3, s.454. 682 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.1, s.25, 135, 148, 150.; C.2, s.94, 132, 169.; C.3, s.454.; C.4, s.15.; C.7, s.155.; C.8, s.15.; C.13, s.151.; C.16, s.192. 683 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.9, s.296. 684 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.1, s.150., 685 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.1, s.35.;5/354.; C.7, s.155. 686 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.2, s.132, 188.; C.2, s.94.; C.10, s.12. 687 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.1, s.122. 688 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.2, s.343. 689 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.4, s.15.; C.16, s.192. 690 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.10, s.339.; C.11, s.111. 691 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.9, s.80-81. 692 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.8, s.365. 693 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.8, s.353. 694 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.9, s.57. 695 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.16, s.77. 696 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.8, s.365. 697 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.2, s.94. 698 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.2, s.221.101 bu meĢhur görüĢe aykırıdır,699
ردابتي لاو
/ (ayetten) böyle bir mâna çıkmıyor,700
ليلد لاو
اذى ىلع لدي
/ buna delalet eden bir delil yok,701ونم
فعضأو فيعض وىو
/ bu zayıf bir görüĢtür, bundan daha zayıfı da…”702gibi ifadelerin kullandığını görmekteyiz. Örneğin “
ُوَلَجَا ُباَتِكْلا َغُلْ بَ ي ّٰتََّح ِحاَكِّنلا َةَدْقُع اوُمِزْعَ ت َلاَو
/ Bekleme müddeti bitinceye kadar da nikâh yapmaya kalkıĢmayın.”703ayetini tefsir ederken “ ġâfiîlerden bazıları, iddet esnasında, iddetten sonra akit yapmak üzere, nikaha kalkıĢılabileceğini iddia etmiĢlerdir. Ancak bu hatadır” diyerek bu görüĢe karĢı çıkmıĢtır.704
Yine “
ٌةَضوُبْقَم
ٌناَىِرَف اًبِتاَك اوُدَِتَ َْلمَو ٍرَفَس ىٰلَع ْمُتْ نُك ْنِاَو
/ Eğer yolculukta olur da bir yazıcı bulamazsanız, o zaman alınmıĢ rehinler yeterlidir….”705ayetini tefsir ederken Katade‟nin, “Rehin sadece seferde caizdir.” görüĢünü nakledip “
دودرم
لوق
وىو
” diyerek karĢı çıkar ve sefer hali dıĢında da rehinin caiz olduğunu ifade eder.706Müellif, sahih delil olmadan tevil yapılıp ayetin zahirinden anlaĢılandan farklı mâna verilmesine de karĢı çıktığını görmekteyiz. Örneğin “
ِوْيَلَع او ُلَخَدَف َفُسوُي ُةَوْخِا َءاَجَو
َنوُرِكْنُم ُوَل ْمُىَو ْمُهَ فَرَعَ ف
/ Yusuf'un kardeĢleri gelip yanına girdiler, onu tanımadıkları halde kendisi onları hemen tanıdı.”707ayetini tefsir ederken Hasan-ı Basrî‟nin “Onlar kendilerini tanıtmadan Yusuf onları tanımadı.” görüĢünü nakledip “ittisale delalet eden „f‟ onun bu görüĢünün doğru olmadığını gösterir.” diyerek bu görüĢe karĢı çıkar708 699 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.9, s.77. 700 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.4, s.305. 701 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.7, s.453. 702 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.8, s.88. 703 Bakara, 2/235. 704 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.2, s.94. 705 Bakara, 2/283. 706 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.2, s.220-221. 707 Yusuf, 12/58. 708 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.7, s.155.
102
Örnekleri daha da çoğaltmak mümkündür. Ancak burada altı çizilmesi gereken bir husus var ki o Ģudur: Müellif nakledip karĢı çıktığı görüĢlere dair kaynak vermemektedir. Çoğu zaman sadece bir isim ya da bir grubun adını vermekle709
yetinmektedir. Bu durumun, eser açısından bir zaaf olarak addedilmesi mümkündür.
Farklı GörüĢleri Nakledip GörüĢleri BirleĢtirmeye ÇalıĢması
ItfiyyiĢ‟in, Teysir‟de, farklı görüĢleri -mümkün mertebe- te‟lif edip birleĢtirmeye ve ayetleri daha kapsamlı bir Ģekilde tefsir ederek ayetlerin mânasını umuma teĢmil etmeye çalıĢtığını söylemek mümkündür. Kendisinin kullandığı lafızlardan ve ayetleri tefsir ederken naklettiği farklı görüĢlere karĢı takındığı tutumdan -kelâmî açıdan mezhebine aykırı olan görüĢleri saymazsak- bunu rahatlıkla anlamak mümkündür. ItfiyyiĢ‟in, bütün görüĢlerin geçerli olduğunu, görüĢlerden biri doğrudur demek yerine hepsi doğrudur/mümkündür deyip genelleme yapmanın daha isabetli olduğunu ifade etmek istediği zaman “
مومعه
...يرسفت لٰولأاو
/ evlâ olan ….‟ı genel ile tefsir etmektir”710,
مومعلا حيحصلاو
/ doğru olan, hepsidir,711 “ميمعتلا نم
عنام لا
/ genellemek için bir engel yoktur,712 “قتٗا وى مومعلاو
/ doğru olan Ģey (mânayı) genellemektir”713, “
ليثتِ لاوقَلأا نم ركذ اتٞ هيرغ لعلف ،لٰوأ مومعلاو
/ umum evlâdır, diğer zikredilen görüĢler ise temsil/örneklendirme kabilinden olmalıdır”,714 “نهلك ءلاؤى دعب ةيلآا لوزن نَبِ عميجو
" / ayet hepsinden sonra nazil oldu denerek (zikredilen görüĢler) cem‟ edilir”,715“
مومعلبِ لولاا يرسفتلا حيحصلا و
/ doğru olan, genel mâna vermek Ģeklinde yapılan, ilk tefsirdir”716 gibi lafızları kullandığını görmekteyiz. 709 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.3, s.454 710 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.8, s.447-448. 711 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.11, s.170 712 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.11, s.170. 713 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.11, s.173. 714 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.14, s.267 715 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.15, s.27-28. 716 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.16, s.433.103
Örneğin “
ْمُكَقَزَرَو ًةَدَفَحَو َيِنَب ْمُكِجاَوْزَأ ْنِم ْمُكَل
َلَعَجَو اًجاَوْزَأ ْمُكِسُفْ نَأ ْنِم ْمُكَل َلَعَج ُىللاَو
َنوُرُفْكَي ْمُى ِىللا ِةَمْعِنِبَو َنوُنِمْؤُ ي ِلِطاَبْلاِبَفَأ ِتاَبِّيىطلا َنِم
/ Allah, size kendi cinsinizden eĢler var etti. EĢlerinizden de oğullar ve torunlar verdi ve sizi temiz Ģeylerden rızıklandırdı. Öyleyken onlar bâtıla inanıyorlar da Allah'ın nimetini inkâr mı ediyorlar?”717 ayetini tefsir ederken “ًةَدَفَحَو َيِنَب
/ oğullar ve torunlar” kısmı ile ilgili altı farklı görüĢü nakledip ardın da “ولك ركذ املع ةيلآا لتٓ نم عنام لا و
/ ayeti, bu zikredilen ihtimallerin tümüne hamletmeye bir mani‟ yoktur” diyerek görüĢler arasında tercihte bulunmaktansa hepsinin de mümkün olduğunu dile getirmiĢtir.718
Yine “
اًئْ يَش َنوُمَلْعَ ت لا ْمُكِتاَهىمُأ ِنوُطُب ْنِم
ْمُكَجَرْخَأ ُىللاَو
: Allah, sizi analarınızın karnından, siz hiçbir Ģey bilmez durumda iken çıkardı.” ayetini tefsir ederken “لا
اًئْ يَش َنوُمَلْعَ ت
/ hiçbir Ģey bilmez durumda iken” kısmıyla alakalı yedi farklı görüĢü zikredip en sonunda “ميمعتلا باوصلاو
/ en doğrusu genellemektir” diyerek görüĢler arasında tercih yapmaktan kaçınıp genellemeyi tercih etmiĢtir.719ItfiyyiĢ, örneklerden de anlaĢıldığı üzere, ayetleri tefsir ederken -itikadî, lugavî vb. bir engel bulunmadıkça- genel mâna vermeye çalıĢıp görüĢleri birleĢtirme yoluna gitmiĢtir. Tercihlerini -imkânlar nispetinde- genellemekten yana kullanması eser açısından bir zenginlik sayılabilir.
Farklı GörüĢleri Nakledip Tercihte Bulunma
ItfiyyiĢ, genel itibariyle ta‟mimden, görüĢleri birleĢtirip ayetlere daha Ģümullü bir mâna vermekten yana olsa da bazen de tefsirinde yer verdiği farklı görüĢler arasında açık ve net bir Ģekilde tercihte bulunduğunu görmekteyiz. Bu tercihleri
717 Nahl, 16/72.
718 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.8, s.36. 719 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.8, s.44.
104
yaparken tercih sebebini kimi zaman açıkça belirtirken kimi zaman da sadece tercihini dile getirmekle yetindiğini görmekteyiz.
Teysir‟e baktığımızda ItfiyyiĢ‟in, naklettiği görüĢler/rivayetler arasında tercihini belirtmek için “
لٰولأاو
/ evlâ olanı…”,720 “لٰوأ لاوأ وتركذ امو
/ evlâ olan ilk zikrettiğim görüĢtür”,721“
لولأا حيحصلاو
/ doğru olan (görüĢ) ilk görüĢtür”,722 “وىو
حجارلا
/ tercih edilen (görüĢ) budur”,723 “لاوَأ تركذ ام حيحصلاو
/ doğru olan ilk zikrettiğimdir”,724“
لاوأ وتركذ ام قيقحتلاو
/ doğru olan görüĢ, ilk zikrettiğimdir”725و
لولأا حيحصلاو ، يرخلأا اهفعضأ
/ (görüĢlerin) en zayıfı sonuncusudur. Doğru olan ise ilk görüĢtür”,726“
ثيدحلل لولأا حيحصلاو
/ Hadis dolayısıyla, sahih olan ilk görüĢtür”727 “راتختٙاوىاذىو
/ seçilen/tercih edilen (görüĢ) budur”,728 “ةيلآا نم ردابتتٙا وى لولأا يرسفتلاو
/ayetten anlaĢılan, ilk yapılan yorumdur”,729 “لاوأ رم ام حضاولاو
/ açıkça anlaĢılan ilk gelen görüĢtür”,730“
ًلاوأ ركذ ام حيحصلاو
/ sahih olan, ilk zikredilendir”,731 gibi lafızları kullandığını görmekteyiz. Bu lafızlardan anlaĢıldığı üzere, müellif, görüĢünü sarahaten belirtmediği zamanlarda, tercih ettiği görüĢ, ilk naklettiği görüĢtür. Ancak dikkati çeken bir husus var ki o da Ģudur: Müellif genelde zayıf rivayetleri “ليق
/ denildi” lafzı ile vermesine rağmen nadiren sahih olan rivayeti de bu lafızla verdiğini görmekteyiz. Ancak bu tür durumlarda, rivayetin sonunda bu rivayetin sahih720 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.1, s.164. 721 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.1, s.185. 722 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.2, s.245.; C.6, s.286. 723 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.2, s.449. 724 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.4, s.305. 725 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.8, s.91. 726 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.8, s.329. 727 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.8, s.388. 728 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.8, s.417. 729 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.10, s.298. 730 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.14, s.327. 731 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.16, s.429.
105
olduğunu belirten bir söze yer vermektedir. Örneğin “
ْمُىَو اَهْ نِم ٌرْ يَخ
ُوَلَ ف ِةَنَسَْتِٗبِ َءاَج ْنَم
َنوُنِمآ ٍذِئَمْوَ ي ٍََزَ ف ْنِم
/ Her kim iyi amel getirirse, ona ondan daha hayırlısı vardır. Onlar o gün korkudan emindirler.”732 ayetini tefsir ederken “ٍََزَ ف /
korku ile ilgili ihtimallere yer vermiĢ ve “حيحصلا وىو
بِكلأا َزفلا دارتٙا : ليقو
/ denildi ki kastedilen, büyük korkudur. Sahih olan da budur.” diyerek sahih rivayetiليق
ile verdiğini görmekteyiz.733Yine “
ىنَأَو ِالله َلٰ ِإ َنَىدَرَم ىنَأَو ِةَرِخلآا ِفِ َلاَو اَيْ نُّدلا ِفِ ٌةَوْعَد ُوَل َسْيَل ِوْيَلِإ ِنَّنوُعْدَت اَىنََّأ َمَرَج َلا
ِراىنلا ُباَحْصَأ ْمُى َيِفِرْسُمْلا
/ Gerçek Ģu ki, sizin beni davet ettiğiniz Ģeyin dünyada da ahirette de davete değer bir tarafı yoktur. DönüĢümüz Allah‟adır, müsrifler de ateĢ ehlinin kendileridir.”734 ayetini tefsir ederken “َيِفِرْسُمْلا
/ müsrifler” kısmıyla alakalı Ġbn Mesud‟un “kan akıtıcılardır”; Katade‟nin “müĢriklerdir” ve Ġkrime‟nin “ mütekebbir zorbalardır” görüĢlerine yer verdikten sonra “، هيرخ هرش بلغ نم لك : ليقو
لٰوأ وىو ،دحوم وأ كرشم فرسم وهف
/ MüĢrik veya muvahhid de olsa Ģerri, hayrında çok olan herkes müsriftir denildi. Evlâ olan da budur.”735Teysir‟e baktığımızda ItfiyyiĢ‟in, -gerekçesini açıkladığı yerlerde- tercih yaparken ayetin zahirine,736 hadise,737 bağlama,738 lugavî delillere739 veya adını
732 Neml, 27/89. 733 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.10, s.387. 734 Mümin, 40/43. 735 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.12, s.360. 736 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.10, s.1120-121.;10/298. 737 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.8, s.388.; C.9, s.94. 738 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.1, s.164. 739 ItfiyyiĢ, Teysir..., C.2, s.105.; C.7, s.155.
106 vermediği birilerinin de aynı Ģeyi söylediğine740
istinaden tercih yaptığını görmekteyiz.
Örneğin “
اًمْلِع ىنَُدَل ْنِم ُهاَنْمىلَعَو َنَِدْنِع ْنِم ًةَْتَٓر ُهاَنْ يَ تآ َنَِداَبِع ْنِم اًدْبَع اَدَجَوَ ف
/ Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiĢ, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiĢtik.”741ayetini tefsir ederken ayette zikredilen “kulun” adına dair rivayetleri aktarıp kendisine “Hızır” lakabının verilmesiyle alakalı Mücahid, Ġkrime ve Süddi‟den nakillere yer verdikten sonra hadis olması hasebiyle Ģu görüĢün sahih olduğunu belirtmiĢtir: “Hızır otsuz kuru bir yere oturduğu zaman ansızın o otsuz yer Hızır'ın arkasından yeĢillenip dalgalanırdı.742
Yine “
ُوَهْجَو َن وُديِرُي ِّيِشَعْلاَو ِةاَدَغْلِبِ ْمُهى بَر َنوُعْدَي َنيِذىلا َعَم َكَسْفَ ن ِْبِْصاَو
/ Sabah akĢam Rablerine, O'nun rızasını dileyerek dua edenlerle birlikte sabret.” ayetini tefsir ederken “ْمُهى بَر َنوُعْدَي
/ Rablerine dua ederler” kısmıyla alakalı “mutlak mânada ibadet ederler, isteklerini Allah‟a arz ederler, beĢ vakit namazları kılarlar, Kur‟an okurlar, helal ve haramdan söz ederler.” rivayetlerine yer verip bunların seleften gelen rivayetler olduğunu, son rivayetin en zayıf; ilk rivayetin ise sahih olduğunu ifade etmiĢtir.7432.1.2. Kur‟an Ġlimleri Açısından Esere BakıĢ