• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: MUHASEBE AÇISINDAN ULUSLARARASI GELİŞMELER VE FİNANSAL RAPORLAMA

3.2. Muhasebe Standartlarının Tanımı ve İşlevleri

Muhasebede standart, muhasebe çalışmalarının yöntemini belirleyen düzenlemelerdir. Diğer bir tanıma göre muhasebede standart, muhasebe mesleğini yönlendirenlerce hesapların hazırlanması, kaydedilmesi ve düzenlenmesi için seçilmiş ve yerleştirilmiş bir yöntem veya yaklaşımdır. Bu bağlamda muhasebe standartları, muhasebenin hangi nitelikteki işlemleri ve olayları, hangi değerler üzerinden kaydedeceğini, sınıflandıracağını ve hangi raporlar aracılığı ile sunacağını belirlemektedir. Standartlar muhasebenin araçlarıdır. Her ülkede değişik kişi ve gruplar, işletmelerin finansal bilgilerinden değişik amaçlarla yararlanmaktadırlar. Finansal tablolar, muhasebe standartlarına uyularak hazırlandıklarında, tabloların kabul edilme ve dikkate alınma oranları artmaktadır. Finansal tabloların kamuya açıklanmaları halinde yapılacak denetimlerde, şeffaflığı sağlayacak göstergeler olarak muhasebe standartları ele alınmaktadır. Muhasebe standartları dikkate alınmadan hazırlanan mali tablolar, nicelik ve nitelik yönünden yetersizliği nedeniyle yanlış değerlendirmelere ve kararlara yol açabilir. Muhasebe standartlarının diğer bir işlevi mevzuata dayanan dağınık uygulamaları bir düzene oturtmak, muhasebe mesleğini seçenlerin eğitimlerini yönlendirmek ve mesleki yeterliliklerinin kaliteli olmasını sağlamaktır (Şensoy, 2008:7). Muhasebe standartlarının uygulamaya konulması işletmeler açısından çok önemlidir. Bu önem şöyle sıralanmıştır (Akgül, Akay,2005:25):

1) İşletmelerin finansal performansları farklı dönemler itibariyle aynı bazda karşılaştırma yapmalarına ve bu karşılaştırmanın sonuçlarına bağlı olarak işletme için hayati önem taşıyan konularda isabetli kararlar almalarına yardımcı olur,

2) İşletmelerin finansal performansı doğru analizi ile ileriye yönelik gerçekçi planların oluşturulması, isabetli hedef ve amaçların belirlenmesine yardımcı olur,

8

3) İşletme yönetimine dönemler itibariyle analiz kolaylığı sağlamanın yanında aynı sektördeki diğer firmaların finansal performanslarına dayanarak yapılan karşılaştırmalarında sağlıklı bir biçimde yorumlanmasına yardımcı olur,

4) İşletmelerin denetimlerinin kolaylaştırılmasına yardımcı olur. 3.3. Muhasebe Standartlarının Oluşum Süreci

İşletmelerin ve işletme dışı çevrelerin karar alma sürecinde belirleyici rolü olan muhasebe standartları birçok çıkar grubunun ilgi odağı durumunda olup, muhasebe standartlarının kimin tarafında belirleneceği de tartışma konusu olagelmiştir (Akgül, Ataman, 2004:120). Muhasebe standartlarının oluşturulması konusunda ileri sürülen görüşler, kamu sektörü tarafından yasama yoluyla, özel sektör düzenleyici kuruluşlar vasıtasıyla ve kamu sektörünün muhasebe standartları düzenleme yetkisini bir kuruluşa devretmesi olmak üzere üç ana başlık altında incelenecektir (Gökçen, Akgül, Çakıcı, 2006:1):

a) Muhasebe Standartlarının Yasama Yoluyla Belirlenmesi: Muhasebe standartlarının kanunlar, yönetmelikler ve benzeri yöntemlerle devlet tarafından belirlenmesi durumudur. Yasama muhasebe standartlarını belirlerken bu standartlara uyulmaması durumunda uygulanacak cezaları da belirleyerek, standartların uygulanmasında yaptırımlar getirmektedir. Bu noktada, son yaptırım organının ve yaptırım mekanizmasının mahkemeler olması da, hem standartların uygulanmasının sağlanmasını hem de standartlara uyulmaması halinde yaptırım uygulamasını pekiştiren bir nokta olarak gündeme gelmektedir. Örneğin; Avrupa Birliği’nde muhasebe standartları bu şekilde Konsey Direktifleri olarak kabul edilmekte ve bu düzenlemeler üye ülke mevzuatlarına zorunlu olarak geçirilmektedir.

Bu yolla yapılacak standart düzenlemelerinin, ilgili grupların baskılarına karşın daha güçlü olması beklenmektedir. Bu usule yapılan eleştiriler ise, düzenlemelerin siyasi partilerin politik etkilerinin muhasebeye yansıdığı yolundaki eleştirilerdir (Bostancı, 2002 :73).

b) Muhasebe Standartlarının Özel Sektör Kuruluşlarınca Belirlenmesi: Muhasebe standartlarının belirlenmesinde, özel düzenleyici kuruluşlar görev alabilir. Özel sektörce oluşturulan bu standartların uygulanması tamamıyla ihtiyari olmaktadır. Dolayısıyla

9

burada en önemli sorun, standartlara uyumun sağlanmasında yaptırım gücüne sahip olmamalarıdır. Bu kuruluşlar dernek, vakıf ve birlik şeklinde örgütlenen ve özel sektör temsilcilerinin içinde bulundukları yerel veya uluslararası kuruluşlardır. Özel sektör düzenleyici kuruluşları otoriteleri ve standartlara uyumu sağlayabilmek için geniş fikir alışverişleri, standart taslaklarının yayınlayarak görüşler alınması, belirlenecek standartlara temel oluşturmak üzere bir kavramsal çerçevenin kabul edilmesi gibi “uzmanlaşma arayışı” olarak adlandırılan geniş bir prosedür uygulama yoluna başvurmaktadır. Uluslararası Muhasebe Standartları Kurulu, Amerika’da 1973 yılına kadar muhasebe standartlarının belirlenmesinde etkin rolü olan Accounting Principles Board (APB) bu tip kuruluşlara örnek olarak gösterilebilir.

c) Kamu Sektörünün Muhasebe Standartları Düzenleme Yetkisini Bir Kuruluşa Devretmesi: Muhasebe standartlarının belirleme yetkisinin hükümet desteği bulunan bir kuruluşa devretmesi yöntemidir. Bu yöntemin avantajı, yargı ile her zaman pekiştirilebilecek olan yaptırım gücünün bulunmasıdır. ABD’de bu yöntem uygulanmaktadır ve Kongre muhasebe yükümlülüklerini belirleme yetkisini Menkul Kıymetler ve Borsa Komisyonu’na (Securities Exchange Commission– SEC) devretmiştir. Düzenleyici kuruluşlar, politik baskıları azaltmak ve üst kurumlar nezdinde otoritelerini güçlendirmek için muhasebe standardı oluşturulması sürecinde tarafsız ve detaylı bir standart oluşturma yöntemi izleme, standartların oluşturulmasında temel alınmak üzere bir kavramsal çerçeve oluşturmak gibi yöntemlere başvurulmaktadır. ABD’de SEC’in yasal desteğe sahip olmasına karşın Finansal Muhasebe Standartları Kurulu (Financial Standards Board- FASB)’ da aynı yöntemi izlemektedir.

Bu yöntemin diğer bir avantajı da, bu şekilde yapılandırılacak olan kuruluşlar muhasebe düzenlemelerini muhasebe organlarından daha hızlı ve etkin olarak gerçekleştirebileceklerdir. Bu yönteme getirilen eleştiri, yapı olarak özel sektör düzenleyici kuruluşları yönetimine kıyasla daha güçlü bir otoriteye sahip olması nedeniyle yapılacak düzenlemelerde keyfi olarak davranılması ihtimalini arttırması ve bu kuruluşların baskılarına açık olmaları ve bu baskılardan kolayca etkilenebilmeleridir (Bostancı, 2002:73).

10

Outline

Benzer Belgeler