• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: MUHASEBE AÇISINDAN ULUSLARARASI GELİŞMELER VE FİNANSAL RAPORLAMA

3.1. Küreselleşmenin Etkileri ve Uluslararası Muhasebe

Küreselleşme, uluslar ve uluslararası piyasalar üzerine etkilerinin boyutları giderek artış göstermekte bu bağlamda ülkelerin ulusal bazdaki işletmeleri uluslararasındaki sermaye piyasalarına kota edilerek, işletmelerini büyük piyasalarda sürdürmektedirler. Her iki piyasaya ait işletmeler de gerek işlem hacimleri ve gerekse farlılık gösteren muhasebe sistem ve uygulamalarını da küreselleşmenin doğasından kaynaklanan bir entegrasyon sürecine girmek ve onun kurallarına göre düzenlemelerine, yasalarına uymakla yükümlü duruma gelmektedirler.

Küreselleşme kavramının iki bileşeni bulunmaktadır. Bir tanesi sermaye birikimi süreci ile ilgilidir. Burada esas olan sermaye dolaşımının serbestleşmesi, hacminin artması, hızlanması, yaygınlaşması ve yeni yatırım araçlarının devreye girmesidir. Küreselleşmenin esas itici gücü budur ve son on beş yıl boyunca finansal piyasalar ufuklarını daha evvel hiç görülmemiş derecede genişletmişlerdir. Diğeri ise global finans merkezleridir. Küreselleşmeyi oluşturan faktörler olarak, yasal düzenlemeleri,

2

teknolojik gelişmeler, karlılık arayışları, yeni mali araçlar ve Sovyetlerin Birliğinin dağılması olarak sayılabilir (Uslu, 2007:31).

Ülkelerarasında yoğunlaşan ekonomik ilişkiler sonucu olarak çok miktarda Uluslararası işletmeler veya çok uluslu işletmeler ortaya çıkmıştır. Örnek olarak; Microsoft, Philips, Unilever, General Motor, Mc Donalds, Nike, Bp, Mobil, Citi Bank, Coca Cola, Ülker, Beko, Turkcell gibi bir çok işletme örnek verilebilir (Sabuncuoğlu, 1997:41).

Ulusal finansal piyasalar ülke içinde yalnızca o ülkede ihraç edilen menkul kıymetlerin işlem gördüğü piyasalardır. Uluslararası piyasalarda ise yabancı ülke ya da şirketlerin ihraç ettiği menkul kıymetler de işlem görmektedir. New York, Londra, Tokyo gibi büyük finansal merkezler hem ulusal hem de uluslararası piyasalar tanımına uygun piyasalardır. Söz konusu piyasalarda hem ulusal hem de uluslararası katılımcılarla borç alma ya da borç verme faaliyetlerinde bulunabilmektedirler. Örneğin; ABD’deki bir firma için Euro dolar piyasası veya Euro tahvil piyasaları uluslararası finansal piyasalar olarak kabul edilir. Türkiye’de bir firmanın ya da hazinenin Tokyo piyasasında ihraç ettiği borçlanma araçları uluslararası finansal piyasa işlemlerine örnek olarak verilebilir (Konuralp, 2005:20).

Bu açıdan bakıldığında, uluslararası sermaye piyasaları sadece işletmelerin işlem yapmış oldukları yerler değildir. Muhasebe açısından değerlendirildiğinde, aynı zamanda kapsamış oldukları düzenlemelere uyumu da gerekli kılan platformlardır. Küreselleşmenin sınırsız etkileri işletmeleri sınırlar ötesine taşımakta gecikmemiştir. Bu nedenle, ülkelerin yabancı ülkelerdeki sermaye piyasalarına kayıtlı işletmelerin sayıları giderek artmıştır. Küreselleşme tabanında, ülkeler siyasi anlamdaki sınırlarını koruyarak, ekonomik anlamdaki sınırlarını aşmışlardır. Bu bağlamda hatırlanması gereken bir hususta, Avrupa Birliği’nin Maastrict’ten sonra siyasal bir güç haline gelmesidir. Bu durum istisna olarak kabul edilmiştir. Ancak Avrupa Birliği’nde ekonomik ve siyasal anlamda bir blok düşünülecek olursa, uluslararası üye ülkelerin yatırımlar yapmakta ve faaliyetlerini geniş bir perspektif içinde sürdürmeleri gereği bazı yasal düzenlemelerin yapılmasını zorunu kılmaktadır (Gökdeniz, 2005:8).

Özellikle, İkinci Dünya Savaşı öncesi dünyadaki çeşitli ülkelere ait işletmeler yabancı ülkelerde yatırım yapmaya başladılar. O tarihlerde Amerikan işletmeleri ülkenin gereksinimi olan ham maddeyi dışarıdan temin etmekte ise de; birçok Amerikan şirketi

3

kendi piyasalarıyla ilgilenmekteydiler. Bu durum 1950 yılına kadar da devam etmiştir. Avrupa Ekonomik Topluluğu’nun kurulmasıyla birlikte bu durum önemli ölçüde değişmiştir. Avrupa Ekonomik Topluluğu 1 Ocak 1994 tarihinde Avrupa Birliği (AB-EU) adını almıştır.1950 yılından itibaren uluslararası ticaret hızlı bir şekilde gelişmeye ve genişlemeye başlamıştır. 20. yüzyılda işletmeler, kurumlar ve bireyler dünyadaki hızlı değişime entegre olabilmek için çeşitli stratejiler geliştirerek uluslararası düzeydeki plâtformlarda yerlerini almışlardır.

23-24 Mart 2000 tarihinde Lizbon’da düzenlenen özel bir toplantıda alınan Lizbon Stratejisi Kararları için AB’nin bir gelecek projeksiyonu denilebilir. AB Lizbon Stratejisi ile kendi geleceğinin, ama çok da uzun vadeli değil, 10 yıl sonrasının sınırlarını çizmiş ve hedeflerini belirlemiştir. AB, Lizbon Stratejisini belirlerken küreselleşmenin giderek daha da hızlı gerçekleştiğinden yola çıkmıştır. Bu çerçevede, sadece Avrupa’da ya da Amerika’da değil, tüm dünyada giderek daha fazla bilgiye dayalı yeni ekonominin ortaya çıkacağını hesaplamıştır. AB bu çerçevede bilgiye dayalı ekonomilerin yarattığı fırsatlardan ve ortaya çıkması beklenen avantajlardan eksiksiz yararlanmak istemiş, bunun için de en doğru yolun geleceği hesaplamak olduğunu düşünmüştür ( Çolakkadı ve Acar, 2006:17).

Bu nedenle, uluslararası ticarette ortaya çıkan değişim muhasebe bilimini de etkilemiştir. Önceleri daha çok ulusal bazda muhasebeden söz edilirken, artık uluslararası bir muhasebe sistem ve organizasyonundan, ülkelerarası ticari ilişkileri kolaylaştırması açısından üzerinde durulmaya başlanmıştır. Yine küreselleşme sonucu, âdeta tek ve büyük bir pazar haline dönüşen dünya ülkelerinin ulusal bazdaki işletmelerinin dışa açılımları ve yeni pazar arayışları içinde olmaları uluslararası bazda yatırımları arttırmıştır. Dünyada farklı ekonomik muhasebe sistem ve standartlarını uygulayan ülkelerin bu yakınlaşmaları sonucu farklı uygulamalar ortaya çıkmıştır. Dünyanın çeşitli ülkelerindeki borsalarda işlem gören işletmelerin, nicel ve nitel olarak artış eğiliminde olmaları finansal tablolardaki farklılıkların da, bir sorun haline gelmesine neden olmuştur. Toplumlar arası yasalar ve gelenekler farklılık gösterdiğinden muhasebe uygulamaları da hiç kuşkusuz farklılık göstermektedir (Kiracı ve Tunç, 2002:3).

4

Para ve sermaye piyasalarının gelişmesi, uluslararası rekabetin artması, muhasebe bilgi sistemlerinin kullanılarak kamuya bilgi vermenin öneminin artması gibi sıralanabilecek etmenler finansal raporlama sürecini etkileyen önemli etmenlerdir. Muhasebenin önemli görevlerinden biri olan “doğru bilgilendirme” görevinin yerine getirilebilmesi açısından muhasebe bilgi sisteminde üretilen bilgilerin şeffaf ve karşılaştırılabilir olması büyük önem taşımaktadır. Ticari ve sınaî faaliyetler açısından ülkeler arasındaki sınırların neredeyse ortadan kalktığı günümüzde farklı ülkelerde farklı muhasebe bilgi sistemlerinin kullanılması kamuya sunulan bilgilerde şeffaflık ve karşılaştırılabilirliği zedelemektedir (Karacan, 2009:4).

Bu aşamada uluslararası muhasebe konusunda bilgi vermek gerekmektedir. Uluslararası muhasebenin çeşitli boyutlarda tanımı yapılmaktadır ve bu tanımlar sayesinde uluslararası bir sistemin varlığının, dünya ülkelerinde gelişimi ve yaygınlaşmasını sağlamaktadır.

Uluslararası Muhasebe, dünya ekonomisinin muhasebesinin uluslararası konularına odaklanmış ve dünya çapında bir perspektiften hareketle muhasebenin sistem ve organizasyonundaki tüm enstrümanlarının işlevsel boyutlarındaki uluslararasında ortaya çıkan farklılıklarını irdeleyen bir muhasebe türüdür (Gökdeniz, 2005:4).

Muhasebenin diğer oluşumlardan farklı olarak, küresel bir mantığa sahip olan uluslararası muhasebe, herhangi bir önyargıdan bağımsız olma özelliğine sahiptir. Aynı zamanda çokuluslu bir hareketi gerektiren bir yönlendirmeyi de gerekli kılmaktadır (Ricol, 2004:16).

Uluslararası muhasebenin, küreselleşmenin etkileri ve diğer farklılaşma nedenleri kapsamında ortaya çıkan bir kavramdır. Bu farklılaşmaları giderecek, hatta en aza indirmesine olanak sağlayacak bir modelin geliştirilmesi zor olabileceği konusunda çeşitli görüşlerle belirlenmektedir. Ancak sorunlar ortaya çıktıkça modellerin geliştirilmesi de zorlaşmaktadır. İşletmelerin varlıklarındaki sınırlar ötesindeki gerçek potansiyel akışları finans ve muhasebe fonksiyonlarındaki karmaşıklığı doğuran bir göstergedir. Çokuluslu işletmeler, farklı entegrasyon oranları, kur farkları, paranın kontrolü, kamusal riskler, gümrük vergileri, yerel ve bölgesel karmaşıklıklar üzerine etken olabilecek olguların üstesinden gelebilecek güçte olmalıdırlar.

5

İşletmelerin muhasebe ve kontrol fonksiyonları, bir ülkenin içindeki ve dışındaki kullanıcılar için veri toplamak ve bunlardan sorumlu olmak gibi özelliklere sahiptirler. Yabancı ülkelerde faaliyet gösteren işletmelerin yönetici ve yardımcıları genel olarak denetim ofislerince sağlanan veriler bazındaki raporlara göre işletmeleri değerlendirirler. Düzenlenmesi öngörülen bu raporlar ve veriler kapsamında, genel anlamdaki o ülkedeki düşünceleri, yerel hükümetlerin gereksinimlerini, kreditörleri, işverenler, ortaklar ve potansiyel yatırımcıları kapsayacak şekilde düzenlenmelidir. Aynı zamanda, farklı muhasebe sistemleriyle düzenlenen finansal tablolardaki enflasyon oranları farklı para değerleriyle denetimlerin yapılmasını gerekli kılmaktadır (Gökdeniz, 2006:5).

İşte bu farklılıkları ortak bir dil haline dönüştüren bir çok danışmanlık, denetim ve uluslararası muhasebe şirketleri ortaya çıkmıştır. Günümüzde dünyanın önde gelen muhasebe şirketlerine bakılırsa, onların orijin olarak genellikle ABD ve Birleşik Krallık kökenli oldukları açıkça görülmektedir. Tablo 17 kapsamında söz konusu ülkelere ait muhasebe şirketleri gösterilmiştir.

Tablo 17. Uluslararası Muhasebe Şirketlerinden Örnekler

Uluslararası Muhasebe Şirketleri Bağlı Oldukları Ülkeler

Arthur Andersen (2002 yılında Ernest & Young ile birleşmiştir.)

Amerika Birleşik Devletleri (USA)

Coopers & Lybrand Birleşik Krallık Amerika Birleşik Devletleri

Deloitte Touche Tohmatsu Birleşik Krallık, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Japonya (UK, USA, Canada, Japonya)

Ernest & Young Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık (USA, UK)

Klynveld Peat Marwick Coederler (KPMG) Hollanda, Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri (Netherlands, UK, USA)

Price Waterhouse Birleşik Krallık ve Amerika Birleşik Devletleri (UK, USA)

Kaynak: Muhasebe Uygulamalarındaki Uluslararası Farklılıklar ve Çözüm Önerisi, Doç. Dr. A. Ümit Gökdeniz, 2005:7

6

Uluslararası muhasebenin gerçekleştirilmesinde, harmonizasyonun önemini vurgulamak için, farklı kriterlere de yer verilmesi yönünde çeşitli görüşler vardır. Bunlardan işletmeleri temel alan görüşler şunlardır (Alain, 2001:51):

a) Uluslararası İşletmeler Yönünden: Uluslararası işletmeler yönünden, kendi ulusal Genel Kabul Görmüş Muhasebe İlkelerine (General Accepted Accounting Principles - GAAP) göre finansal tablolarını düzenlemeleri yanında, farklı ülkelerin finansal tablolarını düzenlemelerinin maliyeti yüksek olmakta ve işletmelere ağır yükler getirmektedir.

b) Yatırımcılar Yönünden: Uluslararası yatırımcılar için, iki farklı finansal tabloya sahip olmak son derece rahatsız edici olarak kabul görmektedir. Aynı işletmeye ait iki farklı şekilde düzenlenmiş finansal tablonun şaşırtıcı olması da, uluslararası yatırımcıların kararları üzerinde etkili olmaktadır.

c) Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler Yönünden: Uluslararası Muhasebe Standartlarının uygulanması giderek uluslararasında farklı anlayış içinde olan ülkelerde karmaşık bir durum yaratmaktadır. Ülkelerin küçük ve orta ölçekli işletmelerine-SME (Small & Medium Size Enterprises) bazı maliyet yükleri getirmektedir.

Muhasebe şeffaflığı, açıklığı, güvenilirliği ifade eder. Bu nedenle uluslararası harmonizasyon ve standardizasyon, sosyal gereksinimlerinden sorumlu olmalı, aynı zamanda, farklı çıkar grupları arasında bir uzlaşmayı teyit etmeyi ifade etmelidir.

Bazı ülkelerde işletmeler ayrı hesap kullanmak zorunda kalmaktadırlar. Bunlardan birincisi, kendi ortakları, diğeri ise, vergi otoriteleri kapsamında olmaktadır. Bu bağlamda da yine işletmeler ek bir maliyet yükü ile karşılaşmaktadırlar.

Küreselleşmenin en önemli etkilerinden birisi ülkeler arasındaki ekonomik sınırların hızlı bir şekilde ortadan kalkmasıdır. Bu hızlı ekonomik değişim şirketlerin çokuluslu hale dönüşmeleri, sermaye piyasalarının hızla gelişmesi, şirketler arasındaki birleşmelerin artması, yabancı yatırımcının ve yatırım faaliyetlerindeki hareketlenmenin hız kazanması şekilde kendini göstermektedir. Tüm bu değişimlere kolayca uyum sağlayabilmek içinde UFRS’lere göre hazırlanmış kaliteli finansal tablolar yardımcı olacaktır (Selimoğlu, 2008:2).

7

Uluslararası alanda ortaya çıkan bu gelişmeler kuşkusuz kaliteli, ortak, anlaşılabilir, finansal bilgi ihtiyacını da beraberinde getirmektedir. İşletmeler tarafından gerçekleştirilen muhasebe ve finansal raporlama uygulamalarında farklı düzenlemeleri uyumlu hale getirmek amacıyla tek bir muhasebe standartları seti kullanımı gerekliliği de bu noktada karşımıza çıkmaktadır (Gökçen, Akgül, Çakıcı, 2006:1).

Outline

Benzer Belgeler