• Sonuç bulunamadı

II. KISIM

2.2. Mizahın Çeşitliliği

70 çalışan birçok araştırmacı-yazar, mizahın sahip olduğu bu çeşitlilik içerisinde hangi kavramın tam olarak neye karşılık geldiği noktasında pek fazla ayrım yapamazlar.

Mizahın bu kadar farklı kavramsal çeşitlilikle anılması, onun toplumdan topluma ve kültürden kültüre başkalaşım göstermesinden kaynaklanmaktadır. “Mizahın değişik türlerde oluşu, farklı toplumların farklı kültürlere sahip olmasından kaynaklanmaktadır.

Yaşam koşulları birbirine benzeyen toplumlarının halkları birbirlerinin mizahını daha kolay anlamaktadır” (Nesin, 2001: 19).

Mizahın kendi içerisinde tam olarak anlaşıla bilmesi için, sırasıyla ona iliştirilen tanım ve/ ve ya kavramları açıklamak yerinde bir yaklaşım olacaktır.

Hiciv, somut olayların görünür tarafıyla sözlü bir şekilde alay edilme halidir.

Fakat bu alay edilme biçimi, gündelik dilden uzak daha estetize edilmiş bir üslup ile gerçekleşmektedir. Hiciv en yaygın mizah çeşitlerinden birisidir. “Açık bir saldırı olarak hiciv simgesi ok ile tanınır. Suçlama ve küfre dönüşmeye çok yakın bir yerde işlediği için, hoşgörü yönünden en ağır mizah çeşididir” (Öngören, 1998: 32). Hiciv aynı zamanda bilgi ve zekâ gerektiren bir türdür. “ Sosyal, kişisel ya da kamusal aksaklıkları, yanlışlıkları, sapkınlıkları keskin bir üslupla ve sanatkârane bir tarzda ortaya koyar”

(Eker, 2014: 71). Hiciv tüm bu özellikleri ile mizah içerisinde farklı bir yapıya sahip olduğunu gösterir.

Satir, hiciv tarzında yerici ve eleştiren bir özelliği içeren satir, sıradan bir mekan da, akıl ve mantık dışı olaylar başta olmak üzere, istismar, kötüye kullanma biçimindeki öğeleri gün yüzüne çıkarmayı amaç edinir (Hodgart ve Connery, 2009).

Halt, Gündelik yaşam içerisinde çok fazla kullanılan bir deyim olan halt yemek, halt etmek, ne halt karıştırmak gibi ifadelere dayanan bir mizah çeşididir. “Haltın mizah

71 çeşidi olarak yapısı, şakaya benzer. Bizi güç durumda bırakan bir olay, bir söz karşısında bırakılmışızdır. Ancak, şakanın tersine, hazırlanan olaylar zinciri, gerçektir”

(Öngören, 1998: 32-33).

Şaka, mizahi öğesi söz ve davranışlara dayalı olan şaka, “İnsanların zihinsel ve sözlü yeteneklerini ortaya koymaktadır. Kişi, karşısındakini sözcük oyunlarıyla etkileyerek, zeki bir biçimde nükteli konuşmalar yapmakta ve gülmeye neden olmaktadır” (Yardımcı, 2010: 10).

Nükte, “Bir sözün, bir düşüncenin yanlış olması halinde, ya da bir açık verildiğinde, karşımızdakinin hak ettiği bir imkândır. Nükteler, zarif oluşu ile ölçülür.

Bu zarafet, karşımızdakinin sözüyle kurduğumuz bağlantı ile değerlendirilir” (Öngören, 1998: 31-32).

İroni, bu kavram sakin bir anlatı ya da söyleşi ile birlikte karşıdaki kişiyle alay edilme ya da kişinin bir konuda eksik, yetersiz ve ya bilgisiz olduğunu sezdirme amaçlı kullanılan bir mizahi yöntemdir. Türkçeye, Fransızca ironie kelimesinden geçmiştir.

“Ansiklopedik Türk Dili ve Edebiyatı Terimleri” adlı çalışmada Mustafa Uslu, “İroni”

kavramını şu şekilde açıklar: “Söylenen sözün tersini kastederek kişiyle veya olayla alay etme; gülmece anlamındaki kelime. Mizahtan farklı olarak eleştirici bir yaklaşımla olay ya da kişiyi ele alır. Aslında ciddi gibi görünen söyleşinin ardında eleştirel bir alay vardır” (Uslu, 2017: 170). Öte taraftan, Orhan Hançerlioğlu, Felsefe Ansiklopedisi’nde ironiyi bir tür alay çeşidi olarak niteler ve felsefi bir bağlam içine koyar. Hançerlioğlu (1976)’na göre: “Felsefe dilinde, Sokrates’in hiçbir şey bilmediğini ileri sürerek karşısındakilerin bilgisizliklerini alaya almasını dile getiren Yunanca erioneia deyimini

72 karşılamak için kullanılmıştır” (40). İroni, Sokrates felsefesinde bilgiyi doğurtmak içinde kullanılan bir yöntem olarak kabul edilir.

Komedi, “insanın başkalarının budalalıklarına gülme zaafını yansıtırken, bir yandan da kendi yaşamında aynı yanlışları yapmamasını sağlamakla yükümlüdür.

Kendisini nüktedan olarak niteleyen, ironi ve mizahı dünyayı algılamadaki anahtar kelimeler olarak nitelenir” (Eker, 2014: 71). Komedi, toplumun içinden çıkan zıtlıkların gülünç ve bir o kadarda gayri ciddi tarafını yansıtır.

Gülmece, ince alay olarak kabul edilen gülmece, kişilerin bir birini incitmeden eğlendikleri, güldükleri bir tür mizah biçimidir. Temelde gerçeğin alaycı bulunan taraflarıyla ilgilenir.

Espri, sivri bir zekânın ürünü olarak ortaya çıkan bir üründür. Bu tür, genelde

“şaka” kavramıyla aynı anlamda kullanılır. Öngeren(1998), bu kavramı şu şekilde açıklar: “Her yönü ile gerçek, hatta ürküntü, korku verici bir ilişkiler zinciri hazırlanarak hoşgörü sınırımız tartılmak istenir. Sonunda durum açıklanarak eğlence ve mizah elde edilir”(32).

Kara Mizah, “18. yy. sonlarına doğru Fransa’da ortaya çıkan edebiyatta farklı bir mizah türünden söz etmek olasıdır. Yeniçağın getirdiği tüm karamsar ve umutsuz tablonun yarattığı bu yeni mizah türü “kara mizah” diye adlandırılır” (Yardımcı, 2010:

13). Kara mizaha ilişkin en geniş tanım Enis Batur’un yayına hazırladığı “Kara Mizah Antolojisi” Adlı çalışmada, Batur (1987), tarafından şu şekilde açıklanmaktadır: “ XIX.

yüzyıl, Batı insanının birey olma sürecinde önemli bir kırılma oluşturdu: sanayileşme temposu, teknolojik gelişme, zenginliklerin paylaşılması yolunda gitgide gerginleşen uluslararası ilişkiler, başta büyük metropollerde yaşayanları olmak üzere Avrupalı

73 yazarı, sanatçıyı, düşünce adamını derinden yaraladı. Toplumsal yaşamın, toplumsal değişimin yönlendirilmesi konusunda eli kolu bağlanmıştı yaratıcı kişinin: bir birini izleyen savaşları, uç boyutlarına varan sömürgeciliği, mantar gibi yerden biten fabrikalarda köle koşullarında çalıştırılan çocukları ve kadınları büyük aktörel sarsıntılar kuşattı: Politikacı, komutan ve papazın erk’in ellerinden sıvışıp gitmesini engellemek için baskıyı arttırdılar: ikiyüzlülük entrikayla buluştu: Alkol ve fuhuş, suikast ve intihar birer yeni “garp çıbanı” olmuşlardı” (7). Kara mizah, tüm bu toplumsal gelişmeler ışığı altında ortaya çıkan bir toplumsal eleştiri biçimidir. Kara mizahı, hiciv ve nüktedan tarzında yapılan mizahtan ayır eden en önemli özellik, acımasız ve sert bir dille kendi göstermesinden kaynaklanmasıdır.

Politik Mizah, mizahın bir diğer önemli çeşidini de politik mizah oluşturmaktadır. Politik mizah başta, güncel, tarihsel ve önemli toplumsal gelişmeleri, sorunları kendine konu edinmesi ile diğer mizah çeşitlerinden ayrılmaktadır. Politik mizah, özellikle iktidar ve güç sahibi politikacıları rahatsız eden bir dile sahiptir. Yazılı ve ya karikatür şeklinde yayınlanan politik mizah, yeni iletişim teknolojileri ile birlikte çeşitli sosyal medya platformlarında yayınlanma biçimi de değişim göstermiştir. Daha çok muhalif ve aykırı ses olarak nitelenen politik mizah, toplumsal muhalefetin önemli argümanlarından birini oluşturmaktadır.

Popüler Mizah, Kültür Endüstrisin önemli aparatlarından birisi olan “Popüler Kültür” toplumsal anlamda, özgün, biricik ya da kendi şahsına münhasır diye bileceğimiz fikir, düşünce ve ya yapıtların yerine, kitlesel olana yönelik üretim içerisinde bir tüketim sürecini ifade eder. Daha çok mizahı eğlence ve tüketim endeksli üreten popüler kültür, genel ya da herkesi ilgilendiren siyasi, ekonomik ve sosyal

74 konulardaki sorunların çarpıklığı ya da toplumsal çatışmayı popüler mizah adı altında şirinleştirerek gülme ve eğlendirmeye dönüştürür.