• Sonuç bulunamadı

T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GAZETECİLİK ANABİLİM DALI ALTERNATİF MEDYADA HABERİN POLİTİK BİR MİZAHİ ARACA DÖNÜŞÜMÜ: ZAYTUNG ÖRNEĞİ Yüksek Lisans Tezi FERHAT GÖÇER Ankara - 2018

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2022

Share "T.C. ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GAZETECİLİK ANABİLİM DALI ALTERNATİF MEDYADA HABERİN POLİTİK BİR MİZAHİ ARACA DÖNÜŞÜMÜ: ZAYTUNG ÖRNEĞİ Yüksek Lisans Tezi FERHAT GÖÇER Ankara - 2018"

Copied!
169
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GAZETECİLİK ANABİLİM DALI

ALTERNATİF MEDYADA HABERİN POLİTİK BİR MİZAHİ ARACA DÖNÜŞÜMÜ: ZAYTUNG ÖRNEĞİ

Yüksek Lisans Tezi

FERHAT GÖÇER

Ankara - 2018

(2)

T.C.

ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ GAZETECİLİK ANABİLİM DALI

ALTERNATİF MEDYADA HABERİN POLİTİK BİR MİZAHİ ARACA DÖNÜŞÜMÜ: ZAYTUNG ÖRNEĞİ

Yüksek Lisans Tezi

Ferhat Göçer

Tez Danışmanı

Prof. Dr. GAMZE YÜCESAN ÖZDEMİR

Ankara-2018

(3)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ

GAZETECİLİK ANABİLİMDALI

Ferhat Göçer

ALTERNATİF MEDYADA HABERİN POLİTİK BİR MİZAHİ

ARACA DÖNÜŞÜMÜ: ZAYTUNG ÖRNEĞİ

Yüksek Lisans Tezi

Tez Danışmanı: Prof. Dr. Gamze Yücesan Özdemir Tez Jürisi Üyeleri

Adı ve Soyadı İmzası

(4)

TÜRKİYE CUMHURİYETİ ANKARA ÜNİVERSİTESİ

SOSYAL BİLİMLER ENSTİTÜSÜ MÜDÜRLÜĞÜNE

Bu belge ile bu tezdeki bütün bilgilerin akademik kurallara ve etik davranış ilkelerine uygun olarak toplanıp sunulduğunu beyan ederim. Bu kural ve ilkelerin gereği olarak, çalışmada bana ait olmayan tüm veri, düşünce ve sonuçları andığımı ve kaynağını gösterdiğimi ayrıca beyan ederim.(……/……/2…..…)

Tezi Hazırlayan Öğrencinin Adı ve Soyadı ………

İmzası

………

(5)

İÇİNDEKİLER..………..i

GİRİŞ………...1

I.KISIM 1.ALTERNATİF MEDYAYI ALTERNATİF KILAN ………...8

1.1. Ana Akım ve Alternatif Medya Karşıtlığında Ayrıcı Temalar………...8

1.2. Alternatif Medya Paradigmaları ………...14

1.2.1.Ana akım Medyaya Karşı Alternatif Arayışlar………....16

1.2.2.Alternatif Medyayı Sivil Toplum Açısından Düşünmek……….19

1.2.3. Communities (Topluluklar) Açısından Alternatif Medya…….………..20

1.2.4. Rizom Kuramı Bağlamında Alternatif Medya…..………...21

1.3. Alternatif Medyaya İçkin Olan Kavramsal Tanımlar………...25

1.3.1.Radikal Medya………26

1.3.2.Otonom Medya………...27

1.3.3.Gerilla Medya……….28

1.3.4.Yerel Medya……….. 29

1.3.5.Yurttaş Gazeteciliği………30

1.3.6.Barış Gazeteciliği………....32

(6)

2.Alternatif Medya ve Toplumsal Hareketler……….33

2.1.Küreselleşme Kavramı………..34

2.2. Küreselleşmenin İdeolojisi Olarak Neo-liberalizm………..35

2.3. Toplumsal Hareketler………...39

2.3.1. Toplumsal Hareketleri Yeni ve Eski Olarak Sınıflandırmak……….43

2.4. Toplumsal Hareketler ve Medya Aktivistleri………...44

2.4.1. Yeni Medya Ortamları ve Toplumsal Hareketler………...48

2.4.2. Alternatif Medya, Direniş Kültürü ve Toplumsal Hareketler………...52

II. KISIM ALTERNATİF MEDYA VE MİZAH İLİŞKİSİ………56

2.1. Mizahın Neliği Üzerine ……….56

2.1.2. Mizaha İlişkin Teorik Çerçeve………64

2.1.3. Üstünlük Kurma Göstergesi: Gülme ve Mizah Kompozisyonu………..64

2.1.4. Dışavurum, Rahatlama ve Mizah………66

2.1.5. Uyumsuzluk ve Gerilim Olarak Mizah………...67

2.2. Mizahın Çeşitliliği………..69

2.3. Mizahın Tematik Unsurları………73

2.3.1. Cinsellik Üzerinden Mizah Yaratmak………73

2.3.2. Etnik Kimliklerin Mizaha İçerik Oluşturması………74

2.3.3. Hegemonik Söyleme Karşılık Mizahi Söylem………...75

2.4. Muhalefet, Kültür ve Mizah………...77

2.4.1. Alt Kültür Alanı Olarak Mizah………...77

2.4.2. Toplumsal Muhalefet, Direniş ve Mizah………82

2.5. Yeni Medya Teknolojileri Bağlamında Mizah………..83

2.5.1. Medya ve Mizah İlişkisi……….85

2.5.2. Basılı Olandan Dijital Olana İnternet ve Mizah………88

2.5.3. Sosyal Medyada Mizah ve Muhalefet Birlikteliği……….90

2.6. Alternatif Medya Alanı Olarak Mizah Yayıncılığı………95

(7)

III. KISIM

ARAŞTIRMANIN UYGULANMASI: ZAYTUNG ÖRNEĞİ ………..98

3.1. Zaytung’un Kuruluş Hikâyesi.………...98

3.2. Zaytung’da Üretilen Genel İçerik……….106

3.2.1. Zaytung’da Haberin Mizahi Bir Yapıya Dönüşümü………..107

3.3. Zaytung’da Yer Alan Mizahın Genel Yapısı……...……...………...110

3.4. Zaytung’da Yer Alan Politik Mizahi Haber Örnekleri………...113

3.4.1. İktidar ve Siyasi Kurumlara Yönelik Yapılan Mizahi Haberler……….114

3.4.2. Siyasi Liderlere İlişkin Yapılan Mizahi Haberler………...118

3.4.3. KHK ve Olağanüstü Hal Dönemine İlişkin Mizahi Haberler……….123

3.4.4. Ekonomik Gelişmelere İlişkin Mizahi Haberler……….126

3.4.5. Medya ve İnternete İlişkin Mizahi Haberler………..129

3.4.6. Eğitim Politikalarına İlişkin Yapılan Mizahi Haberler………..136

3.4.7. Dış Politikaya İlişkin Mizahi Haberler………..139

3.5. Zaytung’un Alternatif Medya Olma Niteliği…….………144

SONUÇ……...………...146

KAYNAKÇA ………151

ÖZET….………162

ABSTRACT ………..………...163

(8)

1 GİRİŞ

Küresel kapitalizm ve emek-sömürü çağında ana-akım medya, toplumsal dünyaya ilişkin düşünce ve kavramların dağıtımında çoğunlukla güçlü bir ideolojik aygıt olduğu kabul edilen bir gerçekliktir. Medyaya ilişkin eleştirel toplum bilimci yaklaşımlarda belirtildiği gibi ana-akım medya, toplumsal gerçekliği çarpıttığı gibi var olan ezen-ezilen ilişkilerini de yeniden üretir. Salt bununla da sınırlı olmayan ana akım medyanın işlevi aynı zamanda topluma ilişkin kavrayışlarımızda da belirleyici bir rol oynamasıdır. Örneğin: “Toplum içindeki insanların hayata, doğaya ve kendilerine yabancılaşmasına, bireyler arasındaki şiddetin ve saldırganlığın daha da yaygınlaşmasına, toplumsal olayların oluşumunu provoke ve maniple etmesine, şiddet seks ve cinselliğin aşırı imajinasyonla ön plana çıkartılarak, sömürü ve tüketim malzemesi haline getirilmesine neden olmaktadır. Genel olarak ana-akım medya, kültürel kirliliğin her alanda artmasının yolunu açmaktadır”(Özbudun ve diğerleri;

2007: 28-29). Ana-akım medya, başta siyasal tercihler olmak üzere, kültür, yaşam biçimi, biliş, ekonomik, inançsal ve birçok toplumsal noktada belirleyici ve etkilidir de.

Gramsci, hegemonya kavramında, iktidarı elinde bulunduran egemenlerin, kendi düşünsel yaklaşımlarını, kültürel pratiklerini, etik normlarını, geleneksel ve yerleşik dogmalarını, yayma ve benimsetme sürecinde medya araçları ve medyada çalışanlar ve organik aydınlar aracılığıyla gerçekleştirdiğini belirtmektedir (Gramsci, 2010). Ana- akım medyanın işleyişine ilişkin diğer bir önemli yaklaşım da Althusser tarafından ortaya konulmuştur. Althusser, kapitalist sistemin kendini yeniden üretim sürecinde bir takım ideolojik aygıtlara/aparatlara sahip olduğunu vurgular. Bu aparatları kendi içinde

“DİA” ve “DİB” olarak sınıflandıran Althusser, devletin ideolojik aygıtı olarak nitelendirdiği medya ile ilgili şunlara değinir: “Burjuvazinin ideolojik hegemonyasını

(9)

2 kurmasının ve sürdürmesinin araçlarından biri olan medya, toplumun sürekli değişen koşullarına uygun olarak ideolojik yeniden üretimin gerçekleştirmesini ve bu ideolojiyi toplumu oluşturan bireylere ulaştırıp onların bu düşünceleri sahiplenmesini sağlayarak ideolojik hâkimiyeti ve denetimi sağlar”(Althusser, 2000: 58). Bu söylemlerden de anlaşılacağı gibi iktidarın kendi varlığını inşa ve yeniden üretiminde, ana akım medya önemli bir işleve sahiptir.

Ana akım medyada haber söylemi ve kurgusu var olan toplumsal ilişki ve koşulların olumsanması, normalleşmesi ya da meşrulaşması ve sıradanlaştırılmasına yönelik bir yaklaşım doğrultusunda kendisini gösterir. Liberal medya sistemlerinde ana- akım medya, iktidar sahiplerine ve uzantılarına yönelik eleştiri, denetleme, sorgulama ya da toplumsal yapıların daha çok şeffaflaşmasına, toplumda var olan farklı kimlik ya da grupların temsil ve haklarının korunmasına, kamusal mekânlarda bireyin düşünce ve fikirlerini söyleme hakkının oluşmasına yönelik bir habercilik pratiği göstermesi beklenir. Oysaki liberal medya sisteminin ana akım medyaya ilişkin bu yaklaşımı iyimser bir beklenti olarak kalmaktadır. Ana akım medyada haberin söylemi homojen, tek düze ve salt toplumda hâkim olan iktidarın çıkar ve amaçlarının savunulacağı ya da temsil edilebileceği bir çerçevede sunulur.

Ana akım medyanın genel işleyiş formları karşısında bir direniş ve ötekinin sesi olarak ortaya çıkan alternatif medya, politik olarak sistem tarafından dışarıda bırakılanların kendi kamuoyunu oluşturma, demokratik hak ve özgürlüklerini savunduğu/savunabileceği bir alan olarak ana akım medyaya karşı var olma edim ve habercilik pratiklerini gösterebildikleri mecralardır. “Alternatif medyanın tüm yelpazesiyle hegemonyaya karşı meydan okumayı ifade ettiğini düşünebiliriz” (Bailey ve diğerleri; 2015: 43). “Alternatif medya eleştirel söylem için bir potansiyel olarak,

(10)

3 Neo-liberalizme, ana akım medyaya ve iktidar mekanizmalarına bir meydan okuma biçimidir” (Anderson,2017:105).

Alternatif medya, günlük medya kullanımımız sırasında genellikle karşılaştığımız ticari veya kamusal kurumların dışında, farklı normlar, hedefler ve hırslar tarafından motive olmuş, medyayı mevcut sistemin dışında organize etme, üretme ve kullanma yolları olarak açıklanabilir (Anderson:2017). Başka bir deyişle:

alternatif medya kapitalist medya endüstrisine meydan okuyan bir alandır. “Alternatif medya, tahakküme meydan okuyabilecek eleştirel içeriği üretmeyi amaçlayan bir medyayı organize etme ve üretme yoludur” (Fuchs ve diğerleri 2010,199).

Alternatif medyada haber ve haberin örgütlenme dili, var olan mülkiyet ve sınıfsal ilişkilere karşı eleştirel, sorgulayıcı ve meşru olarak kabul edilen sisteme tezatlık bildiren dilsel pratikler çerçevesinde kendisini oluşturur. Oysaki ana akım medyada haber, piyasa ilişkilerinin bir uzantısı olarak kendi söylemini kurgular. “Neo- liberalizmin popüler iletişim üzerindeki en zararlı etkisi haberlerin güncel gelişmelerin finansallaştırılması olmuştur. Hisse senedi piyasaları, kazançlar, kârlar ve portfolyo yönetimi “haberin” odağında yer almıştır” (Gratham ve Miller, 2010: 176).

Haber, alternatif medya mecralarında tahakküm rejimlerine karşı bir tür entelektüel ve sanatsal/kültürel direnişin somut araçlarından birisi olarak dönüşebilmektedir. Kendisini “mizahi bir anlatı” içerisinde keskin bir dil ve iğneleyici politik argüman ile örgütleyip sunan haber, güldürdüğü kadar hegemonik düzene de bir hiciv, taşlama ve politik bir ileti gönderme eyleminde bulunur. Yıldırım (2015: 5), mizah ve medya ilişkisini şu şekilde açıklar: “Bir medya ürünü olan mizah da muhalefet söyleminin oluşturulması konusunda çok önemli bir işleve sahiptir. Hatta bu işlev o

(11)

4 kadar etkilidir ki, mizahın güç ve iktidarın kitle üzerinde hegemonik bir ilişki kurma yöntemi olarak kullanılması abesle iştigal olarak görülür.” Çünkü mizahın özünde güç ve iktidara ilişkin eleştirme, dönüştürme ve yergi vardır.

OHAL ve anti-demokratik baskıcı rejimlerin hâkim olduğu koşullarda, her türlü medya organın susturulduğu ve/ve ya haber üretim sürecinde haberin içeriğine müdahale edildiği bir dönemde, Zaytung örneği üzerinden alternatif medya, alternatif medya mecrası olarak mizah ve ironi haberciliğinin, ana akım medyalar karşısında toplumsal gerçekliği nasıl yansıttığı bu çalışmanın genel konusunu oluşturmaktadır.

Bu amaçla, 7 Haziran 2015’den itibaren 1 Mayıs 20181’e kadar Zaytung haber sitesinde başta OHAL dönemi ve KHK’lar olmak üzere, politikaya, ekonomiye, eğitime ve dış politikaya ilişkin yayınlanan mizahi haberlerde toplumsal gerçekliğin nasıl sunulduğu örnek bulgular üzerinden gösterilmeye çalışılmıştır. Bu çalışmanın temel olarak dayandığı teorik çerçeveyi eleştirel sosyal bilimler yaklaşımı oluşturmaktadır2. Dolayısıyla Zaytung’da yukarıda belirtilen başlıklar ile ilişkili elde edilen örnek bulgular oluşturulacak tablolar içerisinde bu teorik çerçeveye göre analiz edilecektir.

Yalnızca, Zaytung’da yer alan genel içerik, Zaytung’da yapılan mizahın türü ve son olarak da Zaytung’un alternatif medya olabilme niteliği betimleyici bir analize tabi tutularak konunun kapsam ve sınırlılıkları içerisinde incelenmiştir.

Bu çalışmanın amacı, temelde toplumsal bir muhalefet ve eleştiri söylemi olan mizahın, profesyonel bir habercilik diliyle yazılması ve bu mizahi haberin/haberlerin

1 Betimleyici nitelikte olan bu çalışmada www.Zaytung.com’da, 7 Haziran 2015 ve 1 Mayıs 2018 arası tarihlerin seçilmesindeki temel neden 7 Haziran 2015 seçimleri sonrasında bir anda Türkiye toplumunun bütün bir toplumsal, siyasal, ekonomik ve sair yapılarında ortaya çıkan genel krizin daha da

derinleşmesinin başlangıç dönemi olarak kabul edilmesidir.

2 Eleştirel sosyal bilimler temel olarak toplumsala ilişkin analizlerinde sınıf, mülkiyet ve üretim ilişkileri noktasından hareketle çözümleme geliştirir.

(12)

5 içeriğini gündemdeki aktüel, olay ve olgulardan kendisine malzeme alarak üretiminin nasıl gerçekleştirmekte olduğunu ve bu yolla profesyonel haber dili içerisinde kendini güçlü bir politik araca nasıl dönüştürebildiğini saptamaya çalışmaktır.

Bu çalışmanın önemi, mizah ve haber ilişkisinin bütünleşik bir yapı haline getirilerek, politik bir eleştiri aracına nasıl dönüştüğünü göstermek istemesinden kaynaklanmaktadır.

Bu çalışmanın örneklemini Zaytung3 adlı mizah ve ironi haberciliği yapan internet sitesi oluşturmaktadır. Zaytung, ismini Almanca’da gazete anlamına gelen

“Zeitung” kelimesinden almaktadır. Zaytung “Dürüst, Tarafsız ve Ahlaksız Haber”

söylemiyle profesyonel haber dili ile yazılan mizahi haberler veren, Türkiye merkezli online bir site olarak faaliyet göstermektedir. 2009 yılında kurulan Zaytung, ilk bakışta sıradan bir online haber sitesi gibi görünmektedir. Fakat sitenin haberleri ve bu haberlerin içeriği ile haberi sunuş şekliyle diğer haber sitelerinden farklılık göstermektedir. Son derece ciddi bir üslup ile haber yazım kuralları ve teknikleri gözetilerek, gerçekçi ve mantıksal bir temele dayanıyormuş gibi yapılan haberler, ilk bakışta anlaşılması güç olan bir niteliktedir. Ancak haberin içeriği okundukça bu profesyonel haber dilinin içerisinde mizahi bir anlatının olduğu keşfedilmektedir. Bu mizahi anlatıya konu olan politik konuların önemli bir çoğunluğu gerçek olay ve olgulardan yola çıkılarak yapılan haberlerdir.

Zaytung, ilk yayın hayatına başladığı dönemlerde sadece mizahi haberlere yer verirken daha sonrasında sitesine “Son Dakika, Astroloji, Spor, Dergi, Foto Haber,

3 Zaytung’un örneklem olarak seçilmesinin nedeni Türkiye koşullarında eleştirel anlamda mizah ve ironi haberciliği faaliyetinde bulunan yaklaşık olarak 6 milyon takipçi kitlesine, ayrıca gün içerisinde 100 bine yakın bir ziyaretçi sayısına sahip olan yayın kuruluşu olmasıdır.

(13)

6 Halkın Sesi, Blog, Video, Sinema ve Kitap gibi bölümleri de ekledi. Zaytung’un bir diğer önemli özelliği ise “Haber Ekle” butonu ile doğrudan site kullanıcılarının da kendi bireysel olarak yapabilecekleri mizahi haberleri paylaşmasına/yayınlamasına olanak tanımasıdır.

Bu çalışmada temel olarak şu sorulara cevap aranacaktır:

1. Alternatif medya araçları, hâkim iktidar ve söylem ilişkileri içerisinde toplumsal bir muhalefet ve direniş kültürü oluşturabilir mi? Oluştura bilirse bu nasıl mümkündür?

2. Mizah ve ironi haberciliği, alternatif medyanın bir uzantısı ve genel işleyiş formlarından birisine karşılık gelir mi?

3. Mizah ve ironi haberleri toplumsal bir eleştiri biçimi olarak kamuoyu oluşturabilir mi?

4. Mizah ve ironi haberciliğinde ana akım medyanın görmediği/göstermediği ekonomik, siyasal ve toplumsal sorunlar ne derece yansıtılabilmekte midir?

5. Mizah yayıncılığı alternatif medyada yeni bir mecra ve ya alternatifliğin ötesinde radikal bir medya aracı olabilir mi?

Bu kapsamda üç kısımdan oluşan çalışmanın birinci kısmında öncelikli olarak alternatif medya ve ana akım medya karşıtlığı mülkiyet, sınıf, kimlik ve iktidar bağlamında incelenmiştir. Daha sonrasında alternatif medyaya içkin olan paradigmasal yaklaşımlar ile alternatif medyanın içinde var oluş pratikleri gösteren radikal medya, otonom medya, gerilla medya gibi muhalefetin/direnişin medyası olarak da bilinen

(14)

7 medya türleri açıklanmıştır. Son olaraksa küreselleşmenin toplumsal sonuçları olarak yeni toplumsal hareketler ve alternatif medya ilişkisi ele alınmıştır.

İkinci kısımda ise mizahın neliği kapsamında tarihsel, siyasal, felsefi ve psikolojik olarak genel yapısından bahsedilip, daha sonrasında mizaha ilişkin teorik yaklaşımlar ile mizahın çeşitliği ve tematik alanlarından söz edilmiştir. Bu kısımda tartışılan diğer önemli konular şunlardır: mizah ve medya ilişkisi, yeni medya ve buna bağlı olarak yeni iletişim mekânlarında ortaya çıkan mizah türü ve mizahın evrimi, alt kültür ve toplumsal muhalefet/direniş biçimi olarak mizah ve son olarak da alternatif medya yayıncılığı alanı olarak mizah yayıncılığından söz edinilmiştir.

Üçüncü kısımda ise çalışmanın örneklemini oluşturan Zaytung’da üretilen genel içeriğin yapısı, tarihsel olarak haber nedir, haberin oluşum sürecinde ekonomi politik süreçler ve haberin Zaytung’da mizahi ve ironik bir içerikle politik ve eleştirel bir araca dönüşümü ile Zaytung’un alternatif medya olabilme niteliği incelenmiştir. Son olarak da 7 Haziran 2015’den itibaren 1 Mayıs 2018’e kadar Zaytung haber sitesinde başta OHAL dönemi ve KHK’lar olmak üzere, politikaya, ekonomiye, eğitime ve dış politikaya ilişkin gelişmeler “gerçekte olanlar” ile “Zaytung’da yer alanlar” şeklinde tablolar haline getirilerek eleştirel sosyal bilimler bağlamında analiz edilmiştir.

(15)

8 I.KISIM

ALTERNATİF MEDYAYI ALTERNATİF KILAN

1.1. Ana-akım ve Alternatif Medya karşıtlığında Ayırıcı Temalar

Ana-akım medya, ister olumlu ister olumsuz yönde olsun, toplumu, tartışmasız bir etkileme gücüne sahiptir. Ana-akım medyanın bu etkileme gücü, günümüz toplumların ve toplulukların zihinlerine hükmeden önemli bir işlevi yerine getirmektedir. Ana-akım medyanın toplumsal sorunların çözümünden ziyade toplumsal gerilimin ve toplumsal ayrışmanın daha fazla derinleşmesine dönük sürecin oluşmasında “kapitalist ideolojinin” önemli bir aparatını oluşturmaktadır. Ana-akım medyanın bu işlevine ilişkin, Demirer (2007) şu şekilde bir görüş belirtmektedir: Ana- akım medya, toplum içindeki bireylerin, topluma ve öz benliğine ilişkin kavrayışlarında yabancılaşmasına, toplumsal olayların oluşumunu, provoke ve maniple etmesine, toplumda gruplaşmalara, kamplaşmalara, diğer bir deyişle ideolojik, dinsel ve siyasi ön yargıların oluşturulmasına, toplumsal ve ekonomik eşitsizliklerin meşrulaştırılmasına hizmet etmektedir (27-32). Ana-akım medya, toplumsal ve siyasal gündemin kurulmasına ve kurulan gündemin belli bir parçasının yürütülmesinde önemli bir araçtır.

“Ana-akım medya, neyin önemli neyin önemsiz olduğunu, neyi nasıl değerlendirmemiz gerektiğini, dostlarımızı ve düşmanlarımızı bize göstererek, bu şekilde ideolojik ve ekonomik çıkar/güç ilişkilerinde hedeflediği noktaya erişir” (Erdoğan, 1997: 253).

Ana-akım medya, iktidarın, siyasi, ekonomik, sembolik ve zorlayıcı hegemonyasının kuruluşunda, üretiminde ve yeniden üretiminde işlediği gibi, bireylerin kendi gerçek yaşam koşullarıyla girdiği ilişkilerde yanlış bilinç olgusunu yaratarak bireylerde ve toplumda radikal bir dönüşümü gerçekleştirir. Bu dönüşüm sonucu; birey

(16)

9 ve toplum, tüketici bir varlık olarak, kendi bilişsel beceri ve yaratkan edimlerinden uzaklaşmış bir hale dönüştürülür. Ana-akım medya her ne kadar kısmi sınırlar içerisinde kalarak, toplumsal etkileşim imkânı yarattığı kabul edilen bir olgu olsa da, bu etkileşim/iletişim belli güç, iktidar ve mülkiyet ilişkileri içerisinden geçerek dolaşıma giren bir sürece karşılık gelmektedir. Ana-akım medyanın genel işleyiş formlarından birini oluşturan bir başka karakter ise, ana-akım medyanın toplumsal ilişkiler içerisinde var olan sınıfsal, dinsel, etnik, mezhepsel ve kimliksel yapılara ilişkin ideolojik ve anti- demokratik baskı, şiddet ve ötekileştirme pratiklerini uygulamasıdır. “Ana-akım medyanın ürettiği kitle kültürü egemen siyasal, etnik, dinsel gruplar dışında kalan tüm ötekileri de bu kültürü tüketmeye yönelterek yerel kültürleri, muhalif kültürleri işlevsizleştirmeyi, içeriklerini boşaltıp etkisizleştirmeyi amaçlar”(Çoban, 2014: 55). Bu süreçte ana-akım medya “gerçeğin” inşa edilmiş ve tercih edilen bir yönünü üreterek ideolojikleşir. Üstelik kamuoyu karşısına hangi konuların getirileceğini belirleme gücüne sahiptir ve sivil toplumda haklarından mahrum edilmiş azınlıkların görüşleri yerine devlet, siyasetçiler, özel sektör gibi ana siyasal aktörlerin fikirlerine öncelik vererek ideolojikleşir (Bailey vd. 2015: 45).

Ana akım medya, ekonomi- politik olarak belli kazanç elde etmek için kitle iletişim araçlarını toplumsal yarar bağlamı dışında kullanma pratikleri gösterir.

Kapitalist üretim ve mülkiyet ilişkileri içerisindeki sistem gereği belirlenen medya, belli bir sahiplik politikası temelinde kurgulanarak haberi ve izleyiciyi/ okuyucuyu emtia olarak reklam şirketleri başta olmak üzere büyük finansal ve siyasal kurumlara pazarlar.

“Özel veya devlet mülkiyeti olsun, ana-akım bir medya kurumu çoğunlukla karı azamileştirmeyi veya esas gelir kaynağı için seçkin bir izleyici kitlesini reklam veren kuruluşlara satmayı amaçlar. Böyle

(17)

10 bir medya kurumu neredeyse her zaman toplumun tanımlayıcı

hiyerarşik sosyal ilişkileriyle uyum içinde olacak ve onları pekiştirecek şekilde yapılanmıştır” (Albert,1997:3).

Ana-akım medyanın tek boyutlu, homojen, hiyerarşik, keskin örgütlenme biçimi karşısında alternatif bir arayışın sonucu olarak ortaya çıkan alternatif medya, dipte kalan, sınıfsal, ideolojik ve kimliksel olarak sistem tarafından toplum dışına itilen kesimlerin demokratik ve insani bir hak arama mücadelesinin sonucunda ortaya çıkmıştır. Ana-akım medyada katılım toplulukları içine alan bir süreç olarak gözükmemektedir. Ana-akım medya toplumda, hakim olan sınıf yada zümre ve diğer toplumsal bileşenler: sermaye ve siyaset gibi yapıları içine alarak bir katılım sergilemektedir. Altta kalan toplulukların ve bireylerin, kamusal alan içerisinde demokratik ve insani kazanımı olan katılım hakkı ancak medya üzerinden gerçekleşebilir. Fakat ana-akım medya karşında ister çevrimiçi isterse çevrimdışı olsun alternatif medya ötekilerin/ötekileştirilenlerin toplumsala katılımında önemli bir sorumluluk üstlenmektedir. Gerek enformasyon gerekse olay ve olgulara ilişkin gelişmelerde bilgi almak, siyaset kurumunun denetlenmesi, toplumsal eleştiri geliştirebilmesi gibi sair konularda, toplulukların kendi sesini duyurmasında işlevsel bir araçtır. Alternatif medya, hem üretilmiş içerik hem de içerik üretiminin örgütlenmesi açısından sadece üyelerinin(ya da topluluğun) katılımına imkan vermekle kalmaz, katılımı kolaylaştırır da( Bailey vd. 2015 ). “Alternatif medya, önceliği tecimsel olmayan, bireysel, toplumsal veya siyasal anlamlar taşıyan iletilerin toplumsal yaşamda dolaşıma girmesine olanak veren iletişim ortamlarıdır”(Binark ve Bek, 2010: 197).

Alternatif medyanın diğer medya yapılarından farklılaşan bir başka yapısı ise, Binark ve Bek (2010), tarafından hazırlanan “Eleştirel Medya Okur Yazarlığı” adlı çalışmada şu

(18)

11 şekilde tanımlanmıştır: “Alternatif medya, başat temsil pratiklerinin karşısında baskılananların, alt kültürlerin ve toplumda “öteki” olarak konumlandırılanların kimlik politikalarını, değerlerini, sözlerini ifade eden metinleri dolaşıma sokar. Alternatif medya ana-akım medyadan üç temel özelliği ile farklılaşır: bunlar sırasıyla, mülkiyet ve sahiplik ilişkisi, çalışma ilkeleri ve üretilen içeriğin genel söylemi ile” (197).

Alternatif medyanın genel örgütlenme biçimi, yatay ilişkiler üzerinden hareketle kurulan bir süreçtir. Bu süreçte üretimin karakteri ana-akım medyada işçi- patron çelişkisinden ziyade, eşit ve özgür koşullar içerisinde dayanışma ve ortak sorumluluk bilinciyle gerçekleşen çalışma süreci söz konusudur. Alternatif medyada üretilen içerik diğer bir deyişle metin ya da metinler, bireyin ve toplumun daha özgür ve bilinçli olabilmesi amacıyla üretilir.

Alternatif medya, ana akım medya tarafından bilerek görmezden gelinen insan hayatının her alanına ilişkin; sosyal, politik ve kültürel düzeylerdeki gelişmeler karşısında, bilgiyi üretmeye katkı ve bu bilginin dolaşıma girmesi için uygun bir mecra yaratmaktadır. Alternatif medyada bilgi üretim sürecinde hiyerarşik yapılanmadan ziyade daha yatay ve eşitlik temelinde bit katılım ilişkileri söz konusudur. Alternatif medyada Üretilen içerik ticari bir kaygı gütmeden toplumsal bir sorumluluk anlayışı doğrultusunda hareket eder (Başaran,2010b:263-264).

Erol mutlu (1998: 35) “İletişim Sözlüğü” isimli çalışmasında alternatif medya kavramına ve işlevine ilişkin şu şekilde bir tanım yapar:

“Yerleşik ve kurumsallaşmış siyaseti (toplumda değişimi savunma veya en azından geleneksel değerlerin eleştirisi anlamında) açıkça reddeden veya ona meydan okuyan kitle iletişim biçimleri. Bunlar “köktenci

(19)

12 (radikal)” veya “yeraltı” iletişim araçları olarak da adlandırılırlar ve parlamenter oydaşma ve tartışmaların tanımlanmış sınırları dışında kalan siyasal ve toplumsal öğretileri temsil etmek suretiyle geleneksel iletişim araçlarına karşıt bir konum alırlar.”

Alternatif medyaya ilişkin açıklayıcı farklı tanımlamalarda söz konusudur.

Bunlar, “muhalif medya, topluluk medyası, bağımsız medya, karşı medya, yeni medya yerel medya, başka medya, radikal medya” şeklindedir (Özer, 2012: 10). Alternatif medyanın sosyal, siyasal ve toplumsal işlevine ilişkin bir diğer önemli yaklaşım ise Köse(2007) tarafından yapılmıştır. Köse’ye göre alternatif medya ya da alternatif medyaların var olma amaçları şu şekilde tanımlanabilir: alternatif medyalar, en kısa tanımlamayla “egemen” olmayan medyalardır. Alternatif medyalar, kendilerini her türlü iktidar ilişkisinin uzağında konumlar. Alternatif medya, toplulukların sorgulayıcı pratiklerine yer verir. Alternatif medyalar gündelik olaylara ilişkin ana- akım medyanın verdiği basmakalıp mesajlardan ziyade daha aktivist bir anlayış ile birlikte farkındalık temelinde haber ortaya koyarlar. Bir diğer önemli tanım ise ana-akım medyada hakikatin çarptırılarak sunumundan ziyade alternatif medyalar hakikat rejimlerine karşı direnişçi bir söylemi oluştururlar(252-253).

Navaro (2004)’e göre: “Alternatif medya, ana-akım medyada duymaya yabancısı olduğumuz toplumu sorgulayıcı fikir ve görüntülere yer vermekte, sessiz kalana ses vermekte, bir şekilde yok sayılanın var olduğunu kanıtlamaktadır. Alternatif medya, sadece bir kavramı ortaya atmakla kalmaz, o fikri farklı yollardan farklı kitlelere ulaştırmanın yollarını da arar, dolayısıyla sadece üretim yapmaz, dağıtım ve eğitim süreçlerini de içermektedir” (Akt: Taylan:2012). “Alternatif medyanın tüm yelpazesiyle hegemonyaya karşı meydan okumayı ifade ettiğini düşünebiliriz” (Bailey vd. 2015: 43).

(20)

13

“Alternatif medya eleştirel söylem için bir potansiyel olarak, Neo-liberalizme, ana-akım medyaya ve iktidar mekanizmalarına bir meydan okuma biçimidir”

(Anderson,2017:105).

Alternatif medya, günlük medya kullanımımız sırasında genellikle karşılaştığımız ticari veya kamusal kurumların dışında, farklı normlar, hedefler ve hırslar tarafından motive olmuş, medyayı mevcut sistemin dışında organize etme, üretme ve kullanma yolları olarak açıklanabilir (Anderson:2017). Başka bir deyişle:

alternatif medya kapitalist medya endüstrisine meydan okuyan bir alandır. “Alternatif medya, tahakküme meydan okuyabilecek eleştirel içeriği üretmeyi amaçlayan bir medyayı organize etme ve üretme yoludur” (Fuchs vd. 2010:199).

Liberal medya politikaları içerisinde medyaya yönelik kabul edilen/yüklenen misyon medyanın eğitici, eğlendirici, bilgilendirici, farkındalık yaratma şeklinde bir amaç çerçevesinde topluma hizmet etmesi gerektiği söylemidir. Oysaki bu toplumsal işlevi de yerine getirebilecek güç alternatif medyanın kendisi olmaktadır. “Alternatif medya, tekelleşmiş bir haber pazarına olduğu kadar kültür ve eğlence pazarına da bir seçenek sunmak ya da eğitsel ve kültürel işlevleri de yeterince yerine getire bilmek için bireylere, yaşamlarının gerçeklikleri konusunda tüm insani duygularını dışa vurma ve geliştirebilme imkanı tanımaktadır” ( Törenli,2005:226).

Alternatif medyada haberin örgütlenme dili, var olan mülkiyet ve sınıfsal ilişkilere karşı eleştirel, sorgulayıcı ve meşru olarak kabul edilen sisteme tezatlık bildiren dilsel pratikler çerçevesinde kendisini oluşturur. Haberi ve dünyayı ilgilendiren politik ve kültürel tartışmanın genel yoksullaşmasında, yeni tehditleri, yeni sorunları ve yeni gerçekleri kabul ederek ilahi bir şey gibi sunulan bir pazarın saldırısı karşısında

(21)

14 geri çekilme konusunda, alternatif güçlerin de sorumluluğu bulunmaktadır ve yeni yollar yaratmak, inşa etmek zorunluluğu ortaya çıkmaktadır (Savio:2006: Akt. Karlı ve Budak,2012:250). Oysaki ana-akım medyada haber, piyasa ilişkilerin bir uzantısı olarak kendi söylemini kurgular. “Neo-liberalizmin popüler iletişim üzerindeki en zararlı etkisi haberlerin güncel gelişmelerin finansallaştırılması olmuştur. Hisse senedi piyasaları, kazançlar, kârlar ve portfolyo yönetimi “haberin” odağında yer almıştır” (Gratham ve Miller, 2010: 176).

Genel olarak tanımlamak gerekirse alternatif medyanın, an-akım medya karşısındaki ayrıştırıcı öğeleri için şunları söyleyebiliriz: “ticari amaç gütmemek, devlet yapısından bağımsız olmak, iktidar yanlısı olmamak, aktivist bir yönelimle egemen medyanın alışıla gelmiş yargılarının haricinde yayınlar yapmak, iktidar seçkinlerine karşı bir mücadele alanı oluşturmak, egemen medyaya karşı dayanışma sağlamak, saklanan bilgiyi sunmak, maddi kazanç maksadıyla değil gönüllü çalışmayı öncelemektir”(Alayoğlu,2009: 63). Bu çalışmanın temelini oluşturan sorunsalda tam olarak “Politik Mizah ve İroni Haberciliği” yapan Zaytung örneği üzerinden, ana-akım ve alternatif medya gerilimini göstermeye çalışmasıdır.

1.2. Alternatif Medya Paradigmaları

Kapitalist üretim ilişkilerinin olumsanması ve yüceltilmesi anlamında işleyiş pratiklerine sahip olan ana-akım medya, toplumsal, siyasal ve sosyal alanda yaratmış olduğu etkiler birçok teorisyen ve sosyal bilimci tarafından inceleme ve araştırmaya konu olmuştur. Medya çalışmaları alanında yapılan araştırma ve incelemeler, iki kutuplu bir epistemolojik ve metodolojik yaklaşımın oluşmasını ortaya çıkarmıştır. Bu

(22)

15 iki kutuplu yaklaşım erken dönem medya çalışmalarında biri pozitivist/ana-akım/liberal ve/veya hakim paradigma olarak da adlandırılırken, diğer yaklaşım ise eleştirel teoridir, bir başka ifadeyle, Marksist temelli ekonomi politik yaklaşımdır. Ana-akım medyanın anlaşılmasına ilişkin ortaya çıkan bu iki paradigma, medya çalışmalarında temel iki dayanak noktasını oluşturmaktadır.

Ekonomi politik, insanların maddi varlıklarını sürdürebilmek için gereken araçların üretim ve değişimini inceleyen bir bilimdir. Üretim ve değişim farklı fonksiyonlar olmakla birlikte birbirlerini şartlandırır. Ekonomi politik özünde tarihsel ve sınıfsal bir bilimdir. Tarihseldir, çünkü üretim ve değişim ilişkileri ülkelere ve tarihsel dönemlere göre farklılaşır. Sınıfsaldır, çünkü üretim ve bölüşüm tarihsel olarak, incelenen dönemin üretim ve güç ilişkilerine dayanır ( Engels, 1975). Ekonomi politik doğrudan Marksizm ile bağlantılıdır. Marksist kuram ham madde ve üretim araçlarının mülkiyeti üzerine yürütülen mücadeleyi kapitalist toplumlardaki dengesiz servet dağılımının temel kaynağı olarak görür. Dolayısıyla, üretici güç (emek) ve (mal ve hak) ilişkilerini denetiminde tutanlar, bencil düşünce ve ilişkilerini güçsüz kitleler üzerinde kullanabilen ayrıcalık sahibi kapitalist sınıfı temsil ederler ( Laughey,2010).

Medyanın ekonomi politiği yaklaşımı, liberal paradigmanın medyayı kamusal sorumluluğu olan ve hükümetleri halk adına denetleyip kontrol eden kurumlar olarak gören anlayışı yanlış ve geçersiz bir yaklaşım olarak kabul eder ve tarihsel olarak medyanın ekonomi politiği yaklaşımının ortaya çıkışı da liberal paradigmanın medyaya ilişkin yaklaşımlarına bir tepki duymasından kaynaklanmasıdır. Çünkü kapitalist üretim ilişkileri içerisinde var olan toplumsal ilişkiler özel ve çıkar amaçlı ilişkilere sahip olmasından dolayı medya yalnızca belli sınıf ya da sermaye güçlerine hizmet eder.

Dolayısıyla kapitalist toplumlarda medya belli mülkiyet ve çıkar (kâr) ilişkileri

(23)

16 içerisinde haber üretim süreçlerinde bulunur. Ekonomi politiği iletişime uygulamanın temel amacı, iletişim yapılarının örgütlendiği ve çalıştığı politikalar içinde etkilerini değerlendirmekti; yani, iletişim kurumlarının yapıları ve politikalarını toplumsal koşullar içinde incelemekti.( Erdoğan ve Alemdar, 2010). Diğer taraftan, liberal paradigmanın medyaya ilişkin temel kavrayışını; medyanın özerk bir yapı olarak değerlendirilmesi ve medyanın belli güç ve iktidar ilişkilerinden soyutlanmış bir alan olarak algılanması oluşturmaktadır.

Ana-akım medyaya ilişkin bu iki başat yaklaşımın var olmasının yanında, alternatif medyada da hâkim olan bir takım paradigmasal yaklaşımlar söz konusudur.

Her ne kadar ana akım medyaya ilişkin gerek ampirik( nicel) gerekse nitel metodoloji ve epistemolojik söylemler, alternatif medyaya ilişkin çalışmalara uyarlansa bile, alternatif medyanın genel işleyiş pratikleri, kendisine yönelik yeni yorumları doğurmuştur. Bunlar sırasıyla ana-akım medyaya karşı alternatif arayışlar, alternatif medya ve sivil toplum, topluluklar açısından alternatif medya, rizom kuramı bağlamında alternatif medya şeklinde, alternatif medyanın açıklanmasına yönelik oluşturulan yaklaşımlardır.

1.2.1. Ana akım Medyaya Karşı Alternatif Arayışlar

“Temelde Marksizm ve iletişimin ekonomi politiği gibi iktidar ve ideoloji eleştirilerine dayanan alternatif medya ismini, geleneksel medyadan farklı olan “başka bir medya” olduğu yönündeki genel kabuller doğrultusundan almıştır” (Sine, 2017: 80).

Bu kabullerde mevcut olan temel yaklaşım ana-akım medyaya karşı alternatif medyanın en belirgin özelliği içerik üretimi, anti-otoriter, sermaye ve güç karşıtı olması sürecinde

(24)

17 ortaya çıkarmış olduğu üründür. “Alternatif olmak demek, sadece nihai ürünün farklı yada radikal olması demek değil, üretime dair diğer yapılanma ve süreçlerin de farklı olması ve böylece hegemonik haber ve üretim biçimine ve ana-akım medyanın hakimiyetine karşı tehdit/savunma oluşturmak ve bu doğrultuda bağımsız bir şekilde mücadele edebilmek anlamına geliyor” (Taylan,2012:112). Alternatif medyanın ana akıma alternatif olması; “karşı hegemonik sunumlar, ana- akım medyadan farklılaşan söylemler barındırması, toplumsal seslerin duyulmasına izin verir olması, çoğulculuğu teşvik edebilmesi, bireylerin ve grupların kendini dışa vurmalarına olanak sağlaması, format ve türlerin çeşitliliğinin var olmasıdır” (Aydoğan ve kırık, 2012: 64). Alternatif medyayı, ana-akım medyanın karşı hegemonik eleştirisi olarak niteleyen Atton (2002), alternatif medyanın var olan statükoyla mücadele ettiğini belirtir. Alternatif medyanın statüko ile mücadelesine yönelik yapılan araştırmalar, Gramsci’nin ideoloji ve hegemonya kavramına yaslanır (Sine: 2017). Gramsci’ye göre: “ideolojik mücadeleler bir bütün, tümleyici ve sınıfsal düşüncenin başka bir bütünden oluşturulmuş fikirler sistemiyle yerinin değiştirilmesi sonucunda gerçekleşmez” (Akt: Bailey vd. 2015: 44).

Hegomonya kavramı, ideolojinin işleyişine dair tarihsel açıdan olumsal ve müzakere edilmiş bir bakış sunar (Bailey vd. 2015).

Alternatif arayışlar karşında ana-akım medyanın işleyişine yönelik, Fleras ve Kunz’un (2001: 40) söylediği gibi: “Ana- akım medya, iç mantıkları, kurumsal değerleri ve ticari mecburiyetleri, gerçekliğin ana-akım yörüngenin dışında kalanların emelleriyle uyuşmayan bir okumasını yapmamıza neden olan, rakip gündemlerin mücadele alanı olarak tasarlanır” Bailey ve diğerleri (2015) Ana-akım medya ve alternatif medyaya ilişkin karşılaştırmada bu iki medya yapısının bir birinden ayrıştıkları önemli

(25)

18 farklılıkları şu şekilde sıralar: “günümüzde ana- akım medyanın işleme mantığına yönelik varsayılan ilkeler/ özellikler başlıca şöyle kabul edilir;

• büyük ölçekli ve geniş, homojen (parçalara sahip) takipçi kitlesine yönelik,

• devlet destekli kurumlar veya ticari şirketler,

• dikey (ya da hiyerarşik) olarak yapılanmış kadrolarında profesyonellerin

bulunduğu kurumlar,

• hakim söylem ve temsilcilerin taşıyıcıları,

Alternatif medya bu meseleler karşısında bir veya birden fazla karşıt pozisyon

alabilir:

• küçük ölçekli ve belli topluluklara, muhtemelen çeşitliliklerine saygı duyduğu

dezavantajlı gruplara yönelik,

• devletten ve piyasadan bağımsız

• yatay (ya da hiyerarşik olmayan) yapıya sahip, demokratikleşme ve çoğulculuk

çerçevesi içinde takipçi kitlenin erişimini ve katılımını kolaylaştırıcı,

•tahakküm kurmaya çalışmayan (olası karşı-hegemonik), kendi kendini temsil

etmenin önemini vurgulayan söylemler ve temsiller” (47-48).

Alternatif medyanın işleyiş pratikleri ile ana akım medyanın ayrıştığı noktalara değinen Yıldırım(2012), sürecin yapısana yönelik şunları belirtir: “Alternatif medya, devlet ve piyasadan bağımsız olarak varlığını sürdürmektedir. Alternatif bir medya

(26)

19 kurumu, gelir elde edebilmek için öncelikle izleyici/okuyucuları reklam veren kuruluşlara satmamakta, dolayısıyla geniş ve seçkin olmayan bir izleyici/okuyucu kitlesini hedeflemektedir. Böyle bir medya kurumu, toplumun tanımlayıcı hiyerarşik sosyal ilişkilerini alt üst etmek üzere yapılanmıştır ve ana-akım medya kurumlarından yapısal olarak esaslı şekilde farklıdır ve elinden geldiği ölçüde onlardan bağımsızdır”

(64). Bu ifadelerden de anlaşılacağı üzere, alternatif medyanın ana akım medyaya yönelik alternatif olma arayışı ya da ayrımı, özünde ekonomi politik özelliği ile temsil etme yetisinden kaynaklanmaktadır. Alternatif medyanın bir diğer alternatif olabilme özelliği ise, mevcut medya yapısının sahiplik politikasından kaynaklı tekelci yapısına karşılık, çokluğu ve çok kültürlülüğü sağlayıp yatay ve saydam bir medya yapısı oluşturabilmek istemesidir.

1.2.2. Alternatif Medyayı Sivil Toplum Açısından Düşünmek

“Alternatif medya, demokrasi için sivil toplumun önemini ortaya koyup, sivil toplumun parçası olarak, mikro ve makro katılım ile birlikte medyanın demokratikleştirilmesini sağlamakta, kamusal tartışmalara geniş katılım ve kamusal alanda kendini temsil etme fırsatları yaratmaktadır”(Demirtaş, 2017: 123). Sivil toplum kavramı, nasıl ki yurttaşların içinde bulundukları toplumun diğer üyelerinden kendilerini sorumlu hissetmeleri esasına dayalı bir düşüncenin ürünüyse, sivil toplum medyası da benzer felsefi yaklaşımın ürünüdür. Bu noktada sivil toplum medyaları, gerek net bir biçimde zengin imgelem ile dolu, kolektif ve ticari kazanç elde etmeyi amaçlamayan medyalar oluşlarıyla, gerekse kültürel ve politik açıdan bağlamcı ve

(27)

20 eylemci bir anlayışı sahiplenmelerinden dolayı, sivil toplum örgütlerinin evrensel ilkeleri ve eylemci kimlikleriyle de birleşmektedir (Köse, 2007: 262-263).

Alankuş’un da belirtiği gibi (2003) “sivil toplum medyası doğrudan sivil örgütleri, vakıflar, dernekler, gönüllü kuruluşlar, insiyatifler gibi sahipliliğiyle var olan ya da arkasında örgütlü bir kamusal destek bulunan, çoğunlukla ticari nitelik taşımayan medya kuruluşlarıdır(109). Bu ifadeler doğrultusunda sivil toplum medyasına ilişkin anlaşılabilecek genel söylem” sivil toplum medya kuruluşlarının en belirgin ayırt edici özelliği, kapitalist Pazar mantığına dayanmamaları ve ticari açıdan kar sağlamayı temel motivasyon olarak kabul etmeden etkinlik göstermeleridir”( Bekiroğlu, 2012:149).

Diğer taraftan sivil toplum medyası olarak alternatif medya, devlet destekli ya da doğrudan devletin ve sermayenin medyaları karşında yaygın halk tabakalarının kendini içinde bulabileceği bir karakteri de içerisinde barındırmaktadır. “ Alternatif medya öncelikle sivil toplumun sıradan bir parçası, sivil toplum alanındaki faal farklı örgütlerden birisi olarak görülebilir. Alternatif medya sivil toplumun parçası olarak tanımlandığında devlet medyası ve özel ticari medya arasındaki üçüncü ses var sayılabilir”( Bailey v.d; 2015: 55-57).

1.2.3. Communities (Topluluklar) Açısından Alternatif Medya

Alternatif medya, topluluğun önemini gücünü teslim etmekte, izleyicisine bir topluluğun üyesi olarak katılımını sağlamakta, toplulukla ilgili konuların üyeler tarafında tartışılmasını kolaylaştırmakta, bastırılmış ya da yazılı sunulan toplumsal gruplar için iletişim olanağı sağlamaktadır. Alternatif medyanın topluluklara hizmet etmesi, toplulukları oluşturan bireylerin gerçek doğasına bakılmaksızın, medya

(28)

21 içeriğinin oluşum sürecine ve kamuoyu tartışmalarına katılımını gerektirmektedir (Demirtaş:2017). Topluluklar açısından katılımı esas kılan alternatif medya, Atton (2002)’nun deyişiyle, mevcut kapitalizmin ötesinde bir toplum fikrini öngörmesi gerekliliğini ifade eder. Bu bağlamda, Atton (2002)’a göre esasen medya içeriği düzeyinde hayata geçirilemeyecek, fakat alternatif, anti-kapitalist ve katılımcı örgütlenme pratikleri ile hayata geçirilebilecek aktif siyasetten bahseder.

Öte yandan alternatif medya, hem üretilmiş içerik hem de içerik üretiminin örgütlenmesi açısından sadece üyelerinin katılımına imkan vermekle kalmaz, katılımı kolaylaştırır da. Prehin (1992) bu katılım sürecini pratiğe yansıyan etkilerini şu şekilde tanımlar: “katılım insanların programlama, yönetim ve ilke belirleme eylemine doğrudan müdahil olduğu daha geniş bir faaliyet alanını ifade eder”( akt: Bailey vd, 2015:41). “Alternatif medya, topluluk üyelerinin hem medya içeriğini hem de örgütleme aşamalarında karar alma sürecine katılmalarını cesaretlendirir. Topluluğa hizmet odaklı yayıncı ve topluluk arasındaki ilişki ön plandadır. Hedef kitle olarak belli bir topluluğun seçilmesiyle, topluluk kavramı kendi başına muteber kılınmış ve güçlendirilmiştir” (Bailey vd, 2015: 41).

Topluluğa hizmet etmek ve genellikle topluluk fertlerinin erişimi ve katılımını mümkün kılma ve kolaylaştırma diye tanımlanan alternatif medya, toplumun dışında kalanların kendi seslerini duyurmaları için imkan sunar, ayrıca kendi ideolojilerini, düşüncelerini, kanaatlerini ve temsil ettiklerini yaygınlaştırmak için sorumluluk alırlar.

Topluluğun ilgi alanı içinde yer aldığı varsayılan ve kabul edilen konular topluluk üyeleri tarafından tartışılabilir. Toplum içerisinde tek taraflı, olumsuz temsil edilen, fişlenmiş veya tahakküm gören kimlikler, alternatif medyanın yarattığı alanlardan, özgünlüklerini güçlendirmek, kimliklerini dış dünyaya ilan etmek ve böylece sosyal,

(29)

22 siyasal ve kültürel gelişim imkanını olası kılmak gibi amaçlar içerisinde kullanım imkanı sağlayabilir.

1.2.4. Rizom Kuramı Bağlamında Alternatif Medya

“Alternatif medya, değişik düşüncelerden insanların karşılaştığı bir kavşaktır.

Demokratik mücadeleleri bir araya getirmesi nedeniyle, demokrasiyi güçlendirir, medya örgütlerinin akışkanlığının altını çizer, kamusal ve ticari medya örgütlerinin kesinliklerini sorgular. Ayrıca alternatif medyanın ele geçirilemez bir özelliği vardır. Bu özellik alternatif medyanın denetlenmesini güçleştirir, aynı zamanda özgürlüğünü garanti eder” (Aydoğan ve Kırık; 2012: 226).

Alternatif medyanın bu denetlene bilirliğini güçleştiren ve özgürleşmesini oluşturan temel paradigma “köksap” modeli yaklaşımı oluşturmaktadır. Bu yaklaşıma göre: “rizomatic media modeli ötekilerin alternatif medyalarını birleştiren bir ağın olanaklığını ortaya koyar” (çoban, 2014: 51).

Rizom metaforu rizomatik ve ağacımsı düşüncelerin bitiştirilmesine dayanır.

Ağacımsı olan, çizgisel, hiyerarşik ve yerleşiktir. Deleuze ve Guttari’ye göre, bu, devletin felsefesidir. Ağaçlar ya da onların köklerinden farklı olarak, rizom, herhangi bir noktayı herhangi bir noktaya bağlar” (Algül, 2016: 50).

Alternatif medyaya rizomatik bakış farklı noktadan yaklaşır: Sivil toplum kavşağındaki rolü, belirsizliği, piyasa ve devletle kesişimi ve bağları. Rizom metaforu alternatif medyanın rolünü öncelikle, sivil toplumla bağlantılı örgütlerin ve hareketlerin kavşak noktası olarak tanımlar. Örneğin rizomatik bağlar, örgütsel yapıları, alternatif

(30)

23 medya kuruluşlarının yerel topluluklar zemininde kalabildiği ve eş zamanlı biçimde yerel ötesi ağlarla angaje olmuş biçimde düşünmeye izin verir (Bailey vd. 2015).

Rizomatik yaklaşım aynı zamanda alternatif medyayı tanımlayan yüksek düzeydeki olumsallığın da hesaba katılmasına izin verir. Hem akışkan sivil toplum içine gömülü olması hem devlet hem de piyasayla arasındaki belirsiz ilişki alternatif medyanın kimliğini yüksek oranda belirsiz kılar.

“Alternatif medyaya rizomatik yaklaşım, aynı zamanda, ana akım kamusal ve ticari medyanın genellikle faaliyet gösterdiği daha katı biçimlerin aksine, medya kuruluşlarının akışkanlığının ve olumsallığının altının çizilmesini mümkün kılar”

(Bailey vd. 2015: 64). Alternatif medyanın belirsiz yapısı, varoluşu ve işleyiş pratikleriyle kamusal ve ticari medya kuruluşlarının baskıcı ve otoriter yapısını bozuma ve yıkıma uğratabilir. Özetle, alternatif medyaya ilişkin daha ayrıntılı ve biçimsel yaklaşımlar aşağıdaki tabloda ifade edilmiştir.

(31)

24 Tablo 1. Alternatif Medyaya İlişkin (AM) dört kuramsal yaklaşımın özeti4

1

Topluluğa hizmet etmek

2

Ana-akıma alternatif

3

Alternatif medyayı Sivil toplumla ilişkilendirmek

4

Rizom olarak alternatif medya

•Topluluğun muteber kılınması ve güçlendirilmesi

•Takipçi kitleyi bir topluluk içinde konumlandırmak

•Söz konusu topluluğun erişimini ve katılımını sağlamak, kolaylaştırmak

•Topluluğu ilgilendirdiği düşünülen konular, o topluluğun üyeleri tarafından tartışılabilir.

•Yanlış temsil edilenler, yaftalanmışlar veya baskı altındaki toplumsal gruplar için bir iletişim kanalı açar

•Topluluğa bağımlılık

•Hakim medya söylemi tek yönlü iletişime dayalıyken, topluluğun ilgisini iki yönlü iletişime çekmek

•İki yönlü iletişimi kolaylaştıran teknolojinin yetersizliği

•AM’nin, topluluğa hizmet rolünün aşama aşama önemsizleştirilmesi ile küçük ölçekli yerel medya konuma hapsedilerek topluluğun coğrafi anlamına indirgenmesi

d AM “üçüncü yol”un medya kuruluşları için hala açık olduğunu gösteriyor

Alternatif örgütlenme

biçimleri ve daha dengeli ve/veya yatay yapılar hala geçerli bir olasılık

•AM, ana-akım medyanın

ürettiklerinden farklı karşı hegemonik temsiller ve söylemler önerebilir

kendi kendini temsil üzerine yapılan vurgu toplumsal seslerin çeşitliliğini sağlar

•Formatların ve türlerin çeşitliliği- deneye alan açma

•Finansal ve örgütsel istikrarın yetersizliği, küçük- ölçekli, bağımsız ve yatay örgütlenme

•Acemi, yetersiz, geniş kitlelere ulaşma kapasitesi sınırlı ve ifade alanı açmaya çalıştığı bazı toplumsal gruplar gibi marjinal sayılması

• AM’nin sivil toplumun bir parçası olmasıyla beraber, sivil toplumun demokrasini için önemi

• Mikro ve makro katılım açısından medyanın

demokratikleşmesi

• Medya aracılığıyla demokratikleşme:

kamusal alandaki tartışmaya yoğun katılım ve bir kamusal alanda kendi kendini temsil imkanları

• Ticari eğilimli medya içinde rakiplerden biri olarak AM

• Reklamın birincil gelir kaynağı olmasının reddedilmesinin yıkıcı mali

sonuçlar doğurması

• Baskıcı bir devletin yol açtığı tehlikeler

• Belli derecede verimsizlikle mücadele

• Farklı tarzda hareketlerden ve

mücadelelerde n gelen insanların buluştuğu ve işbirliğine girdiği kavşak olarak AM

• Farklı demokratik mücadeleleri birleştirerek demokrasiyi derinleştirme

• Medya kuruluşlarının akışkanlığına ve

olumsallığına vurgu

• Kamusal ve ticari medya kuruluşlarının katı ve keskin hallerini sorgulama ve dengeleri bozma, aynı zamanda transhegemoni k işbirliklerine ortaklıklarına alan açma

• Devlet ve piyasa kuruluşları tarafından yutulma, bu kuruluşlar

4Kaynak: Bailey, o. Cammaerts, B. Ve Carpentier, N. (2015). Alternatif Medyayı Anlamak. Ç. Öztürk (Çev.). İstanbul: Kafka syf. 66-67

(32)

25

• Marjinal’e verilen düşük siyasal öncelikxx

karşısında bağımsızlığın yitirilmesi

1.3. Alternatif Medyaya İçkin Olan Kavramsal Tanımlar

Alternatif medyayı anlama ve anlaşılır kılma çabası içerisindeki birçok kuramcı, alternatif medya başlığı altında ona ilişkin birçok farklı adlandırmayı uygun görmüştür.

Her ne kadar alternatif medyaya içkin olan bu adlandırmalar, yer yer bir birlerinden önemli anlamda ayrılsalar da. Bu adlandırmalar, beslenmiş oldukları kaynak ve ulaşmak istedikleri amaç benzerlikleri açısından pek bir farklılık göstermezler.

(33)

26 1.3.1. Radikal Medya

Radikal medya/ radikal alternatif medya kavramı genellikle bir topluluğa hizmet medyası olarak ele alınır ve baskıcı merkezi iktidarın tekelci ana-akım medyalarına karşı demokratik alanı açmak, var olan hegemonik ilişkiler karşısında alternatif iktidar olma gayesi olarak görülür. “Bu açıdan bakıldığında, radikal medya kamusal tartışmalara olduğu kadar egemen birimlere karşı muhalif gücün odaklarına da alternatif söylemler için yer açar. Ayrıca, radikal medya sadece “sessizliği bozmak” yalanlara karşı çıkmak, gerçeği göstermek için çalışan karşı enformasyon kurumları oluşturmaz;

aynı zamanda toplumsal değişimin taşıyıcılığını üstlenir” (Vatikiotis, 2014: 73).

“radikal medyanın görevi sadece kamunun görmeyi reddettiği gerçekleri sağlamak değil, aynı zamanda hegemonik süreçlerdeki perspektifi sorgulayacak yeni yollar bulunmasını sağlamak ve yapıcı bir değişim için halkın kendine olan güvenini yükseltmektir” (Downing, 2001: 16).

Radikal alternatif medya, birçok anlamda gelişmeci iktidarın araçları olarak hizmet eder. Diğer bir ifadeyle, idealize etmeden söyleyecek olursak, radikal medya demokrasi ve özgürlük için ana-akım medyanın kolaylıkla gözlenebilir ve erişilebilir etkisi tarafından kafaları bulandırılmış yorumcuların kabul edebileceğinden çok daha fazla önemlidir. Downing (2016)’ e göre: “ Radikal alternatif medya, enformasyonun, düşüncenin ve ana-akım medya söylemin çoğunlukla sıkı hegemonik sınırlarının çeşitliliğini genişletir. İkinci olarak, sıklıkla dışlananların seslerine ve beklentilerine ana-akım medyadan daha fazla yanıt vermeye çalışırlar” (76). Downing, bu süreci şu şekilde belirtir: “Çoğunlukla, mevcut bir toplumsal hareketle daha yakın bir ilişki

(34)

27 içindedirler ve bu nedenle ana-akım medya tarafından dışlanan ya da alay konusu yapılan kanı ve fikirleri adeta kendiliğinden ifade ederler. Sıklıkla, ana-akım medyanın çok sonradan fark ettiği meseleleri ele alma konusunda başta giderler” (2016: 76).

Radikal medyaya ilişkin bir diğer tanımlama çabalamasında bulunan Downing(2016), üçüncü ve dördüncü özellikler olarak radikal medyanın, kendi medya imparatorlarının yerleşik devlet iktidarlarının ya da dinsel otoritelerin çıkarları doğrultusunda sansürleme ihtiyacı duymak şeklinde olduğunu söyler. Son olaraksa radikal medya kavramına ilişkin bir diğer özelliği ise; radikal medyadaki iç örgütlenmeleri, çoğu zaman, hiyerarşik olmaktan ziyade daha çok demokratik bir yapı içerisinde kalarak faaliyet yürütmesidir şeklinde tanımlar.

1.3.2. Otonom Medya

Toplumsal hareketler ve devrimsel nitelikteki kalkışmalarda toplulukların temel iletişimsel araçlarından en önemli ve etkili olanlarından bir tanesi de otonom medyadır.

Otonom medya, “ Toplumsal hareketlerin taşıdır. İletişim araçlarını iyileştirerek toplumsal düzeni alaşağı etme girişimidir”(Langlois ve Dubois, 2015: 9). Otonom medyaya ilişkin diğer bir açıklama de Uzelman (2015) tarafından getirilmiştir.

Uzelman, Otonom medyayı aktivizm kavramı ile ilişkilendirip alternatif medyanın rizom bağlarına atıfta bulunarak aktivizme ve alternatif medyaya destek sağlayabilen alt yapı organizatörlerine bağlanmaktadır” Akt. Demirtaş, 2017: 142). Alternatif medya aktivistleri, daha ziyade ana-akım medyanın onaylanmayan davranışlarını ılımlaştırmasına ve var olan ana-akım formatı içerisindeki içeriğe müdahale etmeye çalışırlar. Öte yandan, otonom medya stratejileri, egemen kurumları adalete

(35)

28 çağırmazlar: bunun yerine, doğrudan eylem yoluyla egemen kurumların çürütülmesi dönüştürülmesi için mücadele ederler. Dolayısıyla, alternatif medyanın özelliklerine odaklanmak yerine onu eylem ve aktivizm oluşturma, yetenek ve bu yetenekleri kullanmakta tereddüt etmeyen eylemcileri hareketlendirmeyi sorumluluk olarak almaktadır (Demirtaş: 2017).

1.3.3. Gerilla Medya

Gerilla medya anlayışı her ne kadar alternatif medyanın mevcut tanımlarının ötesinde bir oluşum olsa bile, alternatif medyanın yapı bozucu niteliğinin anlaşılması için önemli bir medya işleyiş pratiği oluşturmaktadır. “Gerilla medya yapıları içerik üretimi açısından, kitleleri eyleme ve anarşizme yönlendirmeye çalışan, süreli ve sürekli olmayan genel geçer yapılardır. Bazı samizdatlar, fanzinler, el ilanları, fotomontajlar, marşlar ve duvar yazıları ile grafittiler bu yapılardandır” (Demirtaş, 2017: 143).

Bahsedilen bu yapılar, düşük miktarda maliyet ile gerçekleştirile bilen ve onları anarşizmin birer iletişim aracı haline getirmektedir. Bu araçların kullanım pratiklerinde, toplumu uzlaştırıcı bir noktadan alıp daha radikal toplumsal eylem içerisine sürükleme anlayışı vardır. Gerilla medyada her şey bir iletişim aracı olarak kullanılabilir. Gerilla medya daha çok anarşist siyaset felsefesi temelinde bir etkinlik yürütme hali içerisindedir. Gerilla medyanın en önemli iletişimsel araçları yukarıda değinilen araçlardır. Bu araçlar toplulukları ya da kitleleri devrimsel hareketler içerisine kanalize etmek amacıyla kullanılır. Alternatif medya yapısının genel özelliklerinin ötesinde bir kavrayışa sahip olan Gerilla medya, kurulu düzene ilişkin tüm yerleşik inanç ve pratikleri bütünsel bir şekilde reddeder.

(36)

29 1.3.4. Yerel Medya

Yerel medya kavramı yaygın olmayan, coğrafi olarak tüm ülkeye dağıtılmayan, ulusal okuyucu kitlesine ulaşmayan mekânsal ve ya coğrafi kavramlara gönderme yaptığı gibi, “taşra gazeteleri” gibi mekânsal tanımdan bir yaşam biçiminin temsili gibi kültürel aidiyet ekseninde merkez çevre bağlamında da tanımlanmaktadır. Yerel medya kavramı, merkeze ait olmamayı ve coğrafi sınırlılığı içerir. Bunun yanında yaygın alanda( ana akım medyada) yer almayan ya da temsil edilmeyen bir içerikle, bölgesel olana ilişkin konuları, sorunları temsil ve ya sunumunu yapar. Bu yönüyle ana akım içerisinde kendine yer bulamayan haber ve konuları okur/ izleyici kitlesine yerel medya taşımaktadır (Yaşın, 2009). Yerel medyanın başlıca hedefi yerel yönetim ve kurumların denetlenip, var olan gündeme ilişkin alternatif bir gündem yaratmak istemesidir. Bu noktada makro siyasetin yapılarının denetim ve kontrolünü sağlayan alternatif medya, yerel düzeyde de belediye, sivil toplum kuruluşları, valilik, ve benzeri gibi makro güç odaklarını yerel medya aracılığıyla gözetleme pratiği içerisindedir.

Tekelleşme ve ana akım medyaya karşı bir güç olarak yerel medya: “Liberal pazarın oluşturduğu rekabet ortamı, sermaye gruplarının medyaya yaptıkları yatırımlarla sürekli büyümelerine, küçük medya kuruluşlarının ise bu büyük yatırımlar karşısında tutunamayarak sektörden silinmelerine ya da büyük grupların kontrolü altına girmelerine yol açmıştır” (Aksoy, 2010: 70). Ana akım medyadaki tekelleşme yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı çok sesliliği kısıtlamakta ve yeni bir söylemin oluşmasını da engellemektedir. Ancak, yerel medya, yerine getirmeye çalıştığı işlevleriyle bu noktada tekelleşmeye karşı koruyucu bir kalkan olarak önümüze çıkmaktadır. Yerel

(37)

30 olarak çok sesliliği, çoğulculuğu sağlamaya, özgür basını korumaya çalışarak tekelleşmeye ve ana akım medyaya karşı, direniş içinde bulunmaktadır (Şeker, 2017).

Her ne kadar ekonomik sıkıntılar içerisinde bir yerel medya ortamı bulunsa bile, ana akım medya karşısında yerel alanların sosyal, siyasal, ekonomik ve bölgesel sorunlarına ilişkin konularda denetleyen ve sorgulayan önemli bir habercilik pratiği sergileyebilmektedir. Diğer bir ifadeyle, tekelci kapitalist ana akım medyanın işleyiş mantığının kırılması noktasında yerel medya önemli bir sorumluluğu üstlenmektedir.

1.3.5. Yurttaş Gazeteciliği

“Yurttaş gazeteciliği 90’lı yılların başlarında Amerika’da ortaya çıkan basın özgürlüğü, egemen medya baskısı ve hak odaklı yayıncılık tartışmaları sonucunda ortaya çıkmış bir gazetecilik çeşididir. Temel felsefesi gazeteci kavramının genişlemesi ve profesyonel gazeteci olmayan sıradan “yurttaşların” da haberler üreterek, gönüllülük esasında, genel iletişim ortamına dahil olmaları ve vatandaşlık haklarının savunusu amacıyla gazetecilik yapmalarına dayanmaktadır” (Demirtaş, 2017: 130). Amerika’da ki siyasal, ekonomik ve egemen medyanın genel krizlerine bağlı olarak ortaya çıkan yurttaş gazeteciliği kavramının genel özellikleri şu şekilde sıralanabilir: “

• Yurttaşların anlattıklarını düzenli olarak dinlemek ve gündemlerini kendilerinin oluşturmasını sağlamak

• Önemli toplumsal konularda haberin çerçevesini çizerken alternatif yollar araştırmak

• Yurttaşları düşünmeye sevk etme ve sorunlar karşısında kamusal bir kavrayış oluşturma olasılığı en fazla olan haber çerçevelerini seçmek

(38)

31

• Önemli kamusal sorunların olası çözümlere ilişkin kamusal bilgiyi artıracak biçimde haber yapılmasına önayak olmak

• kamuyla nasıl daha iyi ve daha güvenilir bir ilişki kurulabileceği konusuna önem vermek

Kısaca, bazı haber örgütleri, okurları/ izleyicileriyle bağlarını güçlendirme çabalarının bir parçası olarak, kamusal sorunların çözümünde ve hangi konuların haber değeri olduğuna karar vermede yurttaşların katılımını vurgulayan bir habercilik pratiği oluşturmaya çalışmaktır” (Alemdar ve Uzun, 2013: 224-225). Bu anlayış doğrultusunda hareket eden bir kavram olan yurttaş gazeteciliği, alternatif bir alan olarak geleneksel haber kaynaklarına ve haberin doğrulanma süreçlerinden de farklılaşır. Alankuş(2009)’a göre: “Yurttaş gazeteciliğinin temel felsefesi gazeteci kavramının genişlemesi ve profesyonel gazeteci olmayan sıradan “yurttaşların” da haberler üreterek, genel iletişim ortamına dahil olmaları ve vatandaşlık haklarının savunusu amacıyla gazetecilik yapmalarına dayanmaktadır. Burada vatandaşlar sadece haberin nesnesi olmayı reddetmekte, medyanın onları görmesini beklemekten ziyade kendileri haber üretmektedir. Dolayısıyla, yurttaş yalnızca haber kaynağı haline gelmekle kalmamakta, kendi sorunlarıyla ilgili olarak harekete geçirilirken, haberin bizzat yapıcısı haline de gelmektedir” (110).

Yurttaş gazeteciliğinde yurttaş, haberin yalnız objesi değil, aynı zamanda öznesidir. Yurttaşlar, haberlerle yanıltılan, sessiz kalabalıklar değil, cesurca bu alanda egemen çevrelerden rol çalan, kendi haklarının savunusu konusunda kimseden medet ummayan özneler olarak hareket etmeye çalışır. Dolayısıyla haber aktarım sürecindeki tek yönlülük, geri bildirimin kısıtlığı gibi yurttaşların aleyhine kurulan dengelerin bu

Referanslar

Benzer Belgeler

Buna karşın tüketici etnosentrizmi ise tüketicilerin ülke önemli olmaksızın yabancı menşeili ürünlere karşı olumsuz tutum sergilemesi ve yerli ürünleri

Bu çalışma kentsel yaşamı da kapsayan bütün mekânsal pratikleri, insanla mekân arasındaki teritoryal ilişkiyi kimi zaman iç (özel) yaşamla dış (kamusal) yaşam

6 Benzer şekilde, 1970’li yıllarda Sovyetler Birliği’nde askeri araştırmacılar tarafından ortaya atılan ve Soğuk Savaş sonrası dönemde özellikle Körfez

Üçüncü ve son bölümde de Avrupa Birliği’ne uyum sürecinin bir sonucu olarak düzenlenmiş kanunlar ve kamu yönetiminde halkla ilişkilerin uygulayıcıları olan

Gerçek vekaletsiz iş görme haricinde gerçek olmayan vekaletsiz iş görme çeşitlerinden sadece iş sahibinin yasaklamasına rağmen iş görülen ve işin iş

Günümüzde İslam dininden korkma, önyargılı yaklaşma ve Müslümanlara karşı duyulan irrasyonel korku ve hoşnutsuzluğu ihtiva eden İslamofobi kavramı, bazı kesimler

Bresson sineması herhangi bir kategoriye ait olarak düşünülebilir mi sorusundan hareketle klasik ve modern sinema ayrımları üzerine olan tartışmalara yer

Sizin bu uygulamalarınızın ne Batı da yeri var, ne Doğuda yeri var. Ne Hıristiyanlıkta yeri var, ne İslamiyet’te yeri var. Yani sizin sadece Batıda değil, Hz. Ömer’in