• Sonuç bulunamadı

I. KISIM

1.3. Alternatif Medyaya İçkin Olan Kavramsal Tanımlar

Alternatif medyayı anlama ve anlaşılır kılma çabası içerisindeki birçok kuramcı, alternatif medya başlığı altında ona ilişkin birçok farklı adlandırmayı uygun görmüştür.

Her ne kadar alternatif medyaya içkin olan bu adlandırmalar, yer yer bir birlerinden önemli anlamda ayrılsalar da. Bu adlandırmalar, beslenmiş oldukları kaynak ve ulaşmak istedikleri amaç benzerlikleri açısından pek bir farklılık göstermezler.

26 1.3.1. Radikal Medya

Radikal medya/ radikal alternatif medya kavramı genellikle bir topluluğa hizmet medyası olarak ele alınır ve baskıcı merkezi iktidarın tekelci ana-akım medyalarına karşı demokratik alanı açmak, var olan hegemonik ilişkiler karşısında alternatif iktidar olma gayesi olarak görülür. “Bu açıdan bakıldığında, radikal medya kamusal tartışmalara olduğu kadar egemen birimlere karşı muhalif gücün odaklarına da alternatif söylemler için yer açar. Ayrıca, radikal medya sadece “sessizliği bozmak” yalanlara karşı çıkmak, gerçeği göstermek için çalışan karşı enformasyon kurumları oluşturmaz;

aynı zamanda toplumsal değişimin taşıyıcılığını üstlenir” (Vatikiotis, 2014: 73).

“radikal medyanın görevi sadece kamunun görmeyi reddettiği gerçekleri sağlamak değil, aynı zamanda hegemonik süreçlerdeki perspektifi sorgulayacak yeni yollar bulunmasını sağlamak ve yapıcı bir değişim için halkın kendine olan güvenini yükseltmektir” (Downing, 2001: 16).

Radikal alternatif medya, birçok anlamda gelişmeci iktidarın araçları olarak hizmet eder. Diğer bir ifadeyle, idealize etmeden söyleyecek olursak, radikal medya demokrasi ve özgürlük için ana-akım medyanın kolaylıkla gözlenebilir ve erişilebilir etkisi tarafından kafaları bulandırılmış yorumcuların kabul edebileceğinden çok daha fazla önemlidir. Downing (2016)’ e göre: “ Radikal alternatif medya, enformasyonun, düşüncenin ve ana-akım medya söylemin çoğunlukla sıkı hegemonik sınırlarının çeşitliliğini genişletir. İkinci olarak, sıklıkla dışlananların seslerine ve beklentilerine ana-akım medyadan daha fazla yanıt vermeye çalışırlar” (76). Downing, bu süreci şu şekilde belirtir: “Çoğunlukla, mevcut bir toplumsal hareketle daha yakın bir ilişki

27 içindedirler ve bu nedenle ana-akım medya tarafından dışlanan ya da alay konusu yapılan kanı ve fikirleri adeta kendiliğinden ifade ederler. Sıklıkla, ana-akım medyanın çok sonradan fark ettiği meseleleri ele alma konusunda başta giderler” (2016: 76).

Radikal medyaya ilişkin bir diğer tanımlama çabalamasında bulunan Downing(2016), üçüncü ve dördüncü özellikler olarak radikal medyanın, kendi medya imparatorlarının yerleşik devlet iktidarlarının ya da dinsel otoritelerin çıkarları doğrultusunda sansürleme ihtiyacı duymak şeklinde olduğunu söyler. Son olaraksa radikal medya kavramına ilişkin bir diğer özelliği ise; radikal medyadaki iç örgütlenmeleri, çoğu zaman, hiyerarşik olmaktan ziyade daha çok demokratik bir yapı içerisinde kalarak faaliyet yürütmesidir şeklinde tanımlar.

1.3.2. Otonom Medya

Toplumsal hareketler ve devrimsel nitelikteki kalkışmalarda toplulukların temel iletişimsel araçlarından en önemli ve etkili olanlarından bir tanesi de otonom medyadır.

Otonom medya, “ Toplumsal hareketlerin taşıdır. İletişim araçlarını iyileştirerek toplumsal düzeni alaşağı etme girişimidir”(Langlois ve Dubois, 2015: 9). Otonom medyaya ilişkin diğer bir açıklama de Uzelman (2015) tarafından getirilmiştir.

Uzelman, Otonom medyayı aktivizm kavramı ile ilişkilendirip alternatif medyanın rizom bağlarına atıfta bulunarak aktivizme ve alternatif medyaya destek sağlayabilen alt yapı organizatörlerine bağlanmaktadır” Akt. Demirtaş, 2017: 142). Alternatif medya aktivistleri, daha ziyade ana-akım medyanın onaylanmayan davranışlarını ılımlaştırmasına ve var olan ana-akım formatı içerisindeki içeriğe müdahale etmeye çalışırlar. Öte yandan, otonom medya stratejileri, egemen kurumları adalete

28 çağırmazlar: bunun yerine, doğrudan eylem yoluyla egemen kurumların çürütülmesi dönüştürülmesi için mücadele ederler. Dolayısıyla, alternatif medyanın özelliklerine odaklanmak yerine onu eylem ve aktivizm oluşturma, yetenek ve bu yetenekleri kullanmakta tereddüt etmeyen eylemcileri hareketlendirmeyi sorumluluk olarak almaktadır (Demirtaş: 2017).

1.3.3. Gerilla Medya

Gerilla medya anlayışı her ne kadar alternatif medyanın mevcut tanımlarının ötesinde bir oluşum olsa bile, alternatif medyanın yapı bozucu niteliğinin anlaşılması için önemli bir medya işleyiş pratiği oluşturmaktadır. “Gerilla medya yapıları içerik üretimi açısından, kitleleri eyleme ve anarşizme yönlendirmeye çalışan, süreli ve sürekli olmayan genel geçer yapılardır. Bazı samizdatlar, fanzinler, el ilanları, fotomontajlar, marşlar ve duvar yazıları ile grafittiler bu yapılardandır” (Demirtaş, 2017: 143).

Bahsedilen bu yapılar, düşük miktarda maliyet ile gerçekleştirile bilen ve onları anarşizmin birer iletişim aracı haline getirmektedir. Bu araçların kullanım pratiklerinde, toplumu uzlaştırıcı bir noktadan alıp daha radikal toplumsal eylem içerisine sürükleme anlayışı vardır. Gerilla medyada her şey bir iletişim aracı olarak kullanılabilir. Gerilla medya daha çok anarşist siyaset felsefesi temelinde bir etkinlik yürütme hali içerisindedir. Gerilla medyanın en önemli iletişimsel araçları yukarıda değinilen araçlardır. Bu araçlar toplulukları ya da kitleleri devrimsel hareketler içerisine kanalize etmek amacıyla kullanılır. Alternatif medya yapısının genel özelliklerinin ötesinde bir kavrayışa sahip olan Gerilla medya, kurulu düzene ilişkin tüm yerleşik inanç ve pratikleri bütünsel bir şekilde reddeder.

29 1.3.4. Yerel Medya

Yerel medya kavramı yaygın olmayan, coğrafi olarak tüm ülkeye dağıtılmayan, ulusal okuyucu kitlesine ulaşmayan mekânsal ve ya coğrafi kavramlara gönderme yaptığı gibi, “taşra gazeteleri” gibi mekânsal tanımdan bir yaşam biçiminin temsili gibi kültürel aidiyet ekseninde merkez çevre bağlamında da tanımlanmaktadır. Yerel medya kavramı, merkeze ait olmamayı ve coğrafi sınırlılığı içerir. Bunun yanında yaygın alanda( ana akım medyada) yer almayan ya da temsil edilmeyen bir içerikle, bölgesel olana ilişkin konuları, sorunları temsil ve ya sunumunu yapar. Bu yönüyle ana akım içerisinde kendine yer bulamayan haber ve konuları okur/ izleyici kitlesine yerel medya taşımaktadır (Yaşın, 2009). Yerel medyanın başlıca hedefi yerel yönetim ve kurumların denetlenip, var olan gündeme ilişkin alternatif bir gündem yaratmak istemesidir. Bu noktada makro siyasetin yapılarının denetim ve kontrolünü sağlayan alternatif medya, yerel düzeyde de belediye, sivil toplum kuruluşları, valilik, ve benzeri gibi makro güç odaklarını yerel medya aracılığıyla gözetleme pratiği içerisindedir.

Tekelleşme ve ana akım medyaya karşı bir güç olarak yerel medya: “Liberal pazarın oluşturduğu rekabet ortamı, sermaye gruplarının medyaya yaptıkları yatırımlarla sürekli büyümelerine, küçük medya kuruluşlarının ise bu büyük yatırımlar karşısında tutunamayarak sektörden silinmelerine ya da büyük grupların kontrolü altına girmelerine yol açmıştır” (Aksoy, 2010: 70). Ana akım medyadaki tekelleşme yukarıda belirtilen nedenlerden dolayı çok sesliliği kısıtlamakta ve yeni bir söylemin oluşmasını da engellemektedir. Ancak, yerel medya, yerine getirmeye çalıştığı işlevleriyle bu noktada tekelleşmeye karşı koruyucu bir kalkan olarak önümüze çıkmaktadır. Yerel

30 olarak çok sesliliği, çoğulculuğu sağlamaya, özgür basını korumaya çalışarak tekelleşmeye ve ana akım medyaya karşı, direniş içinde bulunmaktadır (Şeker, 2017).

Her ne kadar ekonomik sıkıntılar içerisinde bir yerel medya ortamı bulunsa bile, ana akım medya karşısında yerel alanların sosyal, siyasal, ekonomik ve bölgesel sorunlarına ilişkin konularda denetleyen ve sorgulayan önemli bir habercilik pratiği sergileyebilmektedir. Diğer bir ifadeyle, tekelci kapitalist ana akım medyanın işleyiş mantığının kırılması noktasında yerel medya önemli bir sorumluluğu üstlenmektedir.

1.3.5. Yurttaş Gazeteciliği

“Yurttaş gazeteciliği 90’lı yılların başlarında Amerika’da ortaya çıkan basın özgürlüğü, egemen medya baskısı ve hak odaklı yayıncılık tartışmaları sonucunda ortaya çıkmış bir gazetecilik çeşididir. Temel felsefesi gazeteci kavramının genişlemesi ve profesyonel gazeteci olmayan sıradan “yurttaşların” da haberler üreterek, gönüllülük esasında, genel iletişim ortamına dahil olmaları ve vatandaşlık haklarının savunusu amacıyla gazetecilik yapmalarına dayanmaktadır” (Demirtaş, 2017: 130). Amerika’da ki siyasal, ekonomik ve egemen medyanın genel krizlerine bağlı olarak ortaya çıkan yurttaş gazeteciliği kavramının genel özellikleri şu şekilde sıralanabilir: “

• Yurttaşların anlattıklarını düzenli olarak dinlemek ve gündemlerini kendilerinin oluşturmasını sağlamak

• Önemli toplumsal konularda haberin çerçevesini çizerken alternatif yollar araştırmak

• Yurttaşları düşünmeye sevk etme ve sorunlar karşısında kamusal bir kavrayış oluşturma olasılığı en fazla olan haber çerçevelerini seçmek

31

• Önemli kamusal sorunların olası çözümlere ilişkin kamusal bilgiyi artıracak biçimde haber yapılmasına önayak olmak

• kamuyla nasıl daha iyi ve daha güvenilir bir ilişki kurulabileceği konusuna önem vermek

Kısaca, bazı haber örgütleri, okurları/ izleyicileriyle bağlarını güçlendirme çabalarının bir parçası olarak, kamusal sorunların çözümünde ve hangi konuların haber değeri olduğuna karar vermede yurttaşların katılımını vurgulayan bir habercilik pratiği oluşturmaya çalışmaktır” (Alemdar ve Uzun, 2013: 224-225). Bu anlayış doğrultusunda hareket eden bir kavram olan yurttaş gazeteciliği, alternatif bir alan olarak geleneksel haber kaynaklarına ve haberin doğrulanma süreçlerinden de farklılaşır. Alankuş(2009)’a göre: “Yurttaş gazeteciliğinin temel felsefesi gazeteci kavramının genişlemesi ve profesyonel gazeteci olmayan sıradan “yurttaşların” da haberler üreterek, genel iletişim ortamına dahil olmaları ve vatandaşlık haklarının savunusu amacıyla gazetecilik yapmalarına dayanmaktadır. Burada vatandaşlar sadece haberin nesnesi olmayı reddetmekte, medyanın onları görmesini beklemekten ziyade kendileri haber üretmektedir. Dolayısıyla, yurttaş yalnızca haber kaynağı haline gelmekle kalmamakta, kendi sorunlarıyla ilgili olarak harekete geçirilirken, haberin bizzat yapıcısı haline de gelmektedir” (110).

Yurttaş gazeteciliğinde yurttaş, haberin yalnız objesi değil, aynı zamanda öznesidir. Yurttaşlar, haberlerle yanıltılan, sessiz kalabalıklar değil, cesurca bu alanda egemen çevrelerden rol çalan, kendi haklarının savunusu konusunda kimseden medet ummayan özneler olarak hareket etmeye çalışır. Dolayısıyla haber aktarım sürecindeki tek yönlülük, geri bildirimin kısıtlığı gibi yurttaşların aleyhine kurulan dengelerin bu

32 habercilik türünde yerini çift yönlülüğe ve etkin geribildirime bırakması için uğraş verilir ( Arık, 2013). Alternatif medyaya içkin olan bir kavram olarak yurttaş gazeteciliğini ele alan Rodriquez ise, Yurttaş gazeteciliği haberleri çoğunluğun erişimine açık olması ve gönüllülüğe dayanması nedeniyle, alternatif medyaya daha uygun olduğunu belirtir. Rodriqez’e göre: “Yurttaş gazeteciliği ürünleri hem alternatiftir hem de aktivisttir” ( Waltz, 2005: 3. Akt: Aydoğan ve kırık, 2012: 63-64).

1.3.6. Barış Gazeteciliği

Barış gazeteciliği kavramının yaratıcısı olarak bilinen Johan Galtung barışın ne olduğuna ilişkin yapmış olduğu tanım önemlidir. Galtung’a göre: “Barış, eşittir şiddetin olmayışı artı yaratıcılıktır. Yani, barış sadece şiddetin yokluğu durumu olarak tanımlamaz. Yaratıcılığı da içinde barındırması gerekir” (İrvan, 2004). Barış gazeteciliği üzerine akademik yayınlar yapılıp eğitimler düzenlenmesi 1990’lı yıllarda başlamaktadır. Alankuş (2016), barış gazeteciliğinin gelişimini şöyle açıklamaktadır:

1990’ların sonundan itibaren barış gazeteciliği pratikleriyle karşılaşmaya başlıyoruz, toplumlar için güven ve huzur içinde yaşamanın ön koşulu olarak barışı bir zorunluluk olarak görmek gerekliliğiyle yola çıkan barış gazeteciliğinin kurumsallaştırılmasına ve bir klavuz içerecek şekilde işlevsele dönüşmesi, BBC kökenli Jake Lynch ve Annabel MeGoldrick’in katkıları ile olmuştur. Barış gazeteciliğinin tarihsel olarak oluşumundan ziyade, barı gazeteciliğinin ne olduğuna ilişkin Alankuş (2016) şu şeklide görüş ifade eder: “Ana akım medyaya hakim genel-geçer gazeteciliğe alternatif oluşturan barış gazeteciliği her türlü gerilim, çatışma ve çoklu karşıtlıkların şiddet kışkırtıcılığı yapmadan, adil bir barışın sağlanması ve sürülmesi yönünde ve “öteki” merkezli bir etik

33 çerçevesinde haberleştirilmesidir”(31). Alankuş (2016), Barış gazeteciliğinin haber oluşum sürecine ilişkin hak haber bağlamında kalarak yapılması gereken haberin genel kriterlerini şu şekilde sıralamaktadır:

“•Barışa pozitif yaklaşılmalı, yani sürdürülebilir ve ileriye taşınması gereken bir barış için, karşında mücadele edilmesi gereken sınıf, toplumsal cinsiyet, dil, mezhep, din, etnik vb. temelli adaletsizlikler üzerine odaklanan bir gazetecilik yapılmalı

•Genel-geçer haberciliğin konusu olması gerekirken, hegemonik haber anlayışı içinde dışarıda bırakılan yoksulluk, ayrımcılık, eşitsizlikten kaynaklanan hak ihlallerini ya da yeni hak ihlallerine yol açacak şekilde haberleştirilen konularda barış gazeteciliğinin alanına girmeli

•Adaletsizliklerin ve eşitsizliklerin neden olduğu gerginlikler, çıkar çatışmaları, iktidar mücadeleleri haberleştirilirken, bunların şiddete başvurulmadan ve adil bir barış gözetilerek çözümlenmesi yönünde; şiddetin halihazırda var olduğu durumda ise, hak ihlallerine uğrayan bütün tarafların çıkarlarının öncelikle gözetileceği çözümlere düşünsel zemin oluşturacak bir gazetecilik tercihinde bulunulmalı” (32).

Yukarda da belirtildiği gibi, barış gazeteciliği, gazetecilik/habercilik sürecinde, yapılan/yapılacak haberin niteliği, ana akım medyada ki gibi, savaşın meşru bir hareket olduğu, etnik, mezhepsel, dinsel ve bölgesel çatışma ve gerilimlerde taraflardan birini yüceltme/meşrulaştırma, diğerini ötekileştirme ya da düşmanlaştırma pratiği içerisinde bulunan bir gazetecilik ve habercilik anlayışını reddederek işe başlar.

2. Alternatif Medya ve Toplumsal Hareketler

34