• Sonuç bulunamadı

“Milliyetçi Hareket Partisinin kuruluĢunda Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi‟nin değiĢim süreci önem taĢımaktadır. MHP, ilk önce bu adla bir siyasi parti olarak kurulmamıĢ, çekirdeğini Millet Partisi‟nin oluĢturduğu CKMP‟nin isim değiĢtirmesiyle Türk siyasal hayatındaki yerini almıĢtır” (Uzun, 2010: 234). “Demokrat Parti ile Cumhuriyet Halk Partisi arasında iyice sertleĢen siyasi çekiĢmeyi sakinleĢtirmeyi amaçlayan 12 Temmuz 1947 bildirisini partinin iktidarla danıĢıklı dövüĢ siyaseti güdeceği Ģeklinde yorumlayan kimi DP‟lilerin partiden ayrılması ardından, 20 Temmuz 1948 günü MareĢal Fevzi Çakmak ve Osman BölükbaĢı önderliğinde bir grup, Millet Partisi‟ni kurdu. Millet Partisi, 1950 genel seçimlerinde

yüzde 3,1 oy alarak hayal kırıklığına uğradı ve partiden sadece Osman BölükbaĢı milletvekili seçilebildi” ( Aykol, 2011: 94).

Milliyetçi Hareket Partisinin oluĢum ve geliĢim düzlemine baktığımızda, partinin adı ne olursa olsun ideolojik yapılanmasında muhafazakâr ve sert bir tutumu benimsediğini görebiliriz. Öyle ki partinin temelini oluĢturan Millet Partisi, DP‟nin CHP‟ye olan muhalifliğini yeterince sert bulmamıĢ ve parti bu Ģekilde kurulmuĢtur. Nitekim MP‟den sonra değiĢik isimlerle siyaset sahnesinde var olan ancak özü çoğunlukla aynı kalan bu parti gelecekte de siyasi yapılanmasını bu doğrultuda sürdürecekti.

Ġktidara yönelik sert üslubu ve cuntanın etkisiyle siyaset sahnesinde sekteye uğrayan varlığını sürdürmekte ısrarlı olan MP, bu kez Cumhuriyetçi Millet Partisi olarak karĢımıza çıktı. Daha sonra 1958‟de Türkiye Köylü Partisi oldu ve Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi olarak devam etti. Parti yeni ismiyle seçimlerde baĢarı elde ettiyse de kendi içindeki bölünmeleri engelleyemedi. BölükbaĢı partiden ayrılarak ikinci defa Millet Partisini kurdu, Türkiye Köylü Partisi ise 1960‟da CKMP‟den ayrıldı.

Parti içindeki bu bölünmelerin ardından CKMP için en önemli değiĢim 27 Mayıs‟ın ardından sürgüne gönderilen Alparslan TürkeĢ‟in CKMP‟ye genel baĢkan olarak seçilmesiydi. TürkeĢ‟in genel baĢkanlığa seçilmesiyle birlikte partide eksik olan karizmatik lider tamamlanmıĢ oluyordu. TürkeĢ, partiye ve partililere bir yol haritası çizmiĢti. Parti “BaĢbuğ”larının merkezinde Ģekillenecekti. Artık partinin yeni doktrini “9 IĢık” tı. “MHP, Dokuz IĢık olarak adlandırdığı ilkelerini (ülkücülük, ahlakçılık, ilimcilik, toplumculuk, köycülük, hürriyetçilik ve Ģahsiyetçilik, geliĢmecilik ve halkçılık, endüstricilik ve teknikçilik) Türkiye‟ye yerleĢtirmeyi amaçladığı milli demokrasinin dayanakları olarak sunmaktaydı” (Sarıbay, 2001: 76). “Dokuz IĢık ilkeleriyle ifade edilen TürkeĢ‟in felsefesi sosyalizmi ve kapitalizmi reddediyor ve laikliğe sıkı bir Ģekilde bağlı kalıyordu. Ancak, Nazizm ve FaĢizm suçlamalarını reddeden TürkeĢ‟in felsefesi, 1973‟ten sonra, kendisinin Kemalist çizgiyi ve demokrasiyi benimsediğini savunmasına karĢın, artan oranlarda Ġslamcı renklere büründü” (Karpat, 2007: 342).

Parti bünyesinde partinin kemik yapısını oluĢturan partililer baĢlangıçta TürkeĢ‟in varlığına ve otoritesine karĢı çıkmıĢ olsalar ve hatta da bazı partililer istifa etse de,

parti içinde kalan kesim TürkeĢ‟in karizmasına ve varlığına sıkı sıkı bağlanmıĢ, liderlerinin gölgesinde siyaset sahnesinde var olmuĢlardı. M. Çalık‟a göre, “partinin giderek TürkeĢ‟in kiĢiliğinde temsil edilen ve onun geliĢen karizması ile bütünleĢen bir ideolojik-siyasal kimliğe bürünmesi kadar, asker olmasına rağmen, 1940‟lardan itibaren isim ve Ģahsiyetinin Türkiye‟deki Türkçü veya milliyetçi unsurlar arasında kazandığı ağırlık nedeniyle TürkeĢ‟in CKMP liderliğine gelmesinden sonra söz konusu grupların neredeyse tamamının ideolojik-siyasal mücadeleyi onun etrafında ve liderliği altında sürdürmeye karar vermeleri de belirleyici rol oynamıĢtır. TürkeĢ‟in liderliğe gelmesinden sonra, Türkçü-milliyetçi düĢünce ve aksiyonun, hem ideolojik hem de siyasal temsilciliği CKMP‟de toplanmıĢtır” (Aktaran: Uzun, 2010: 241).

TürkeĢ‟in partiye katılmasıyla birlikte baĢlayan ideolojik değiĢim ve yapılanma süreci 1969 yılında partinin adının Milliyetçi Hareket Partisi olarak değiĢmesiyle birlikte devam etmiĢtir. Tek adam konumuna yükselen TürkeĢ, muhafazakâr ve milliyetçi tutumuyla partinin politikasını daha da sertleĢtirmiĢti. Bu sert tutumunu kendisine en fazla rant sağladığı komünist karĢıtlığında sürdürmüĢtü. Ancak 71 darbesinin ardından resmi ideolojinin ve ordunun komünist avcılığına yönelmesiyle parti kendisine yeni bir rota belirlemiĢtir. Bu defa daha Ġslami bir söylem benimseyerek kaybettiği oy kitlesini dengelemeye çalıĢmıĢtır. “Parti içinde baĢlayan ideolojik söyleme Ġslami motiflerin eklenmesi, “kanımız aksa da zafer Ġslam‟ın”, “çağrımız Ġslam‟da diriliĢedir”, “Ġslami devlet kurulacak elbet” ve “ya Allah bismillah Allahuekber” gibi sloganların ilk defa kullanılmaya baĢlanması bu görüĢü doğrular niteliktedir” ( Uzun, 2010: 243).

Belirli bir kitlenin partisi olan MHP, 70li yıllarda farklı partilerin koalisyonluğunda kurulmuĢ olan Milliyetçi Cephe‟lerin içinde bulundu ve iktidar olamasa da mecliste bakanlıklarıyla sesini duyurmayı baĢardı. Siyaset arenasında yer edinmek için çabalayan MHP‟yi bu kez 12 Eylül darbesi sarstı. 12 Eylül darbesinin ardından en ağır yarayı alanlardan biri kuĢkusuz MHP olmuĢtu. Devletin çıkarları doğrultusunda, devletin bütünlüğü ve güvenliği için devletle beraber yürüdüğünü bu uğurda can verdiğini savunan MHP, devletin kendisine olan tutumuyla bir kez daha sarsılmıĢtı. Çünkü devletin gözünde sokak hareketlerinde karĢı karĢıya geldiği komünistlerden bir farkı yoktu. TürkeĢ de dâhil MHP‟nin kemik yapısı çeĢitli cezalara çarptırılmıĢ ve

siyasetten men edilmiĢlerdi. 12 Eylül sonrası MHP, karizmatik liderlerinin karizmasının mahrumiyetini yaĢamıĢ ve kendi içine kapanmıĢtı.

“ 12 Eylül 1980 darbesinden sonra Milliyetçi Hareket Partisi mensuplarının 7 Temmuz 1983 tarihinde kurdukları Cumhuriyetçi Muhafazakâr Parti‟nin ismi, Yargıtay Cumhuriyet BaĢsavcılığı‟ndan gelen uyarı üzerine Muhafazakâr Parti olarak değiĢtirildi. Muhafazakâr Parti‟nin 30 Kasım 1985 günü yapılan Birinci Büyük Kongresi‟nde tek aday Ali Koç yeniden genel baĢkanlığa seçilirken, partinin adı Milliyetçi ÇalıĢma Partisi (MÇP) olarak değiĢtirildi ve Türkiye üzerinde yükselen bir çınar ağacından oluĢan eski parti ambleminin yerine de kırmızı bir zemin üzerinde beyaz bir hilal ve etrafında 9 IĢık‟ı temsilen sıralanan dokuz yıldızdan oluĢan yeni amblemi kabul edildi” ( Aykol, 2011: 96-97).

Dr.M. Çalık‟a göre, MHP, teĢkilatçılık anlayıĢı ve politik eylem konusunda legalite‟yi fazla umursamayan yönüyle Ġttihat ve Terakki‟yi; liderlik kodunun iĢleyiĢi ve politik ideolojinin manipülasyonu açısından tek parti döneminin CHP‟sini; politik sosyal ve ferdi davranıĢın tarihi-kültürel kodları bakımından ise klasik göçebe ve yerleĢik köy-kasaba kültürünün pederĢahi, kavgacı, belli ölçüde pagan ve mitolojik unsurlarının hiyerarĢik bir otoriterlik ve tavizsiz bir disiplin kültü içinde eritilerek politik ideolojik alana tercüme edildiği despotik ġark geleneğini tevarüs etmiĢtir (Aktaran: Sarıbay, 2001: 77).

TürkeĢ‟in siyaset yasağının kaldırılması üzerine parti yeniden BaĢbuğ karizması etrafından örgütlenmeye baĢladı. 1993 yılında MÇP, ismini MHP olarak değiĢtirmeye karar verdi. MP‟den MHP‟ye uzanan çeĢitli parti isimlerinin gölgesinde değiĢen tek Ģey isimler olarak kalmıĢtı. MHP, sert ve muhafazakâr tutumuna kurulduğu günden bü 1993 yılında „yeniden‟ kurulan MHP, siyaset arenasında Anti- Komünist ve Ġslamcı söylemleri baĢka partilere kaptırınca bu kez kendisine kalkan olarak “ Terör ve PKK karĢıtlığını” kullanmaya baĢladı. Bugün halen bu söylem üzerinden politikasını devam ettirmektedir.