• Sonuç bulunamadı

Mevlid’in mitoloji ile ilişkisi birkaç noktadan incelemeye değer görülmektedir.

Öncelikli olarak, mevlidin coşkulu anlatımı ve anlatılan bazı olayların birçok kültürün mitolojisinde bulunması dikkat çekmektedir. İkinci mevzu ise mevlidin başlamasında, gerek Mısır’da gerek Erbil ve Osmanlı’da, etkili olan siyasi ve sosyal durum ile mitlerin ortaya çıkması arasındaki ilişkidir.

Mevlid konusunu ne mitolojiden ne de Hıristiyanlıktan ayırmak zor görünmektedir. Ülkemizde çalışan bazı antropologlar da bu konuya dikkat çekmiş, özellikle de, mevlidde anlatılan Hz. Peygamberin doğumu ile Hz İsa’nın mucizevî doğumu arasında bağlantı kurmuşlardır.273 Türk kültür tarihinde, hem doğu hem batı       

270 Tökel, age, s. 20. 

271 Bkz. Ocak, age, 2007. 

272 Malinowski, age, 1998, s. 151. 

273 Bkz. Delenay, age, s. 366; Lindisfarne, age, s. 242. 

edebiyatını bilen ender şahıslardan biri olan C. Meriç te, Hz. Muhammed’in mevlidde bir Yunan Tanrısı gibi mitsel tarzda anlatıldığı görüşündedir. Meriç’e göre; “ İnsan transcendantal bir Tanrıyı idrak edemez. Kendi zaaf ve vasıflarını projete ettiği (yansıttığı) bir başka, bir yardımcı Tanrı bulur. Hz. Muhammet, Allah’tan çok daha yakındır. Müslümanlar için- özellikle kadınlar için-. Farz olan ibadetlerini yapmazlar, ama bidat olan mevlud’u kadınlar tutar: Antropomorfizm. Mücerret düşünceye yükselemiyorlar, Peygamberin hayatı müşahhas, kendine yakın duyuyor (...) mevlud kendi dilinde, nispeten anlıyor. Sonra bir arada olmanın şuuru var. Tanrı’yı kendi çapında tahayyül etmektedir.” 274

Peygamberin (s.a) doğar doğmaz göklere çıkması, secde etmesi ve ümmeti için dua etmesi, meleklerin saf saf kendini ziyarete gelmesi gibi olaylar siyer kitaplarında çok kabul görmese de, özellikle Ebu Nuaym’ın rivayetine dayanarak, mevlid metinlerinin temelini oluşturmaktadır.275 Bilindiği gibi Hz. İsa’nın babasız dünyaya gelmesi, doğar doğmaz konuşması Müslümanlarında genel olarak kabul ettiği mucizelerdir. Doğumdaki mucizevî olaylara şiddetli vurgu yapılarak aynı topraklarda yaşayan Hıristiyanlara Hz. Peygamberin doğumu yönüyle de Hz. İsa’dan aşağı olmadığı gösterilmektedir. Lindisfarne’e göre, bu anlatım Hıristiyan inancının İslam’a dönüşmüş bir halidir.276 Mucizevî doğum teması birçok kahramanın mitleştirilmesinde kullanıldığı gibi Türklerde Oğuz Kağanın doğumu ve küçüklüğünü mitleştirmiştir.277

Fatımiler döneminde Mısır’da çokça Hıristiyan yaşamaktaydı. Bu dönemde İslam hükümdarları, Hıristiyan topraklar üzerine gitmekte, oraları İslam’ın bir parçası yapmaktaydı. Fethedilen topraklardaki insanlar göç etmek ya da Müslüman olmak zorunda değildiler. Kendi dinleri ve ibadetlerinde serbesttiler. İlk mevlid törenlerinin ortaya çıktığı dönemlerde de, Mısır’da Hıristiyanlar Hz. İsa’nın doğumunu büyük

      

274 Meriç, Cemil, Sosyoloji Notları ve Konferanslar, İletişim Yay. İst. 2006, s. 270. 

275 Bakırcı, age, s. 152. 

276 Lindisfarne, age, s. 242; Amerikan Koleji’ndeki öğrencilik yıllarında, H. Edip bir Noel akşamı İncil’den yapılan konuşma sırasında Mevlidi hatırlayarak ağlamıştır; “En sade, fakat vazıh bir şekilde Hz. İsa’nın doğumunu, insanlığı getirdiği sevgi ateşini anlatırken herkes ağlıyordu. Benimde gözlerimden yaş boşandı, fakat bilir misiniz, kendimi Süleyman Dede’nin o ezeli şaheserindeki, yanı Mevlüd’ündeki Veladet bahsini dinliyor gibi oldum. Adeta Peygamberimizin doğduğu, yani gözlerini dünyaya açtığı andaki günahkârlar için Allah’a yalvardığını görüyor ve işitiyor gibi idim” Bkz. Adıvar, Halide Edip, Mor Salkımlı Ev, Atlas Kitabevi, İst. 1965, s. 113,114. 

277 Bilgi için Bkz. Adalı, Bilgin, Oğuz Kağan Destanı, Büyülü Fener Yay. İst. 2007. 

şenliklerle kutluyorlardı.278 Zamanla Müslüman halk ta bu kutlamalara meyletmeye başlayınca devrin Fatımi sultanı İslam’ın peygamberinin kutlamaya daha layık olduğunu söyleyerek sarayda Hz. Peygamberi ve aile fertlerini anma şenlikleri yaptırdı.279 Böylece hem Hıristiyan adetleri unutturulacak hem de İslam, özellikle de Şia, halka sevdirilecekti.280 Erbil’deki Gökbörü’nün yaptığı şenliklerde yine Hıristiyan halkın kutlamaları etkili olmuştur.281 Erbil’de mevlid geceleri sokakların kandillerle aydınlatılması, mum yakılması, ziyafetlerin verilip hediyelerin dağıtılması Batılılarca Noel kutlamalarına benzetilmektedir. İlk dönem mevlid muhaliflerinin mevlide karşı çıkma sebeplerinden birisi de, bu uygulamaların Hıristiyan adetlerine benzemesidir.282

Mevlid metninde öne çıkan önemli başlıklardan birisi olan miraç ta, birçok milletin mitolojisinde ve Hıristiyanlıkta var olan bir temadır.283 Hıristiyan inancına göre, Hz. İsa öldükten sonra cehenneme gider, insanoğlu için yalvarır, üç gün sonra tekrar dirilir ve izleyicilerine döner.284 Vesiletü’n Necat’ta da Peygamberin bir gece yolculuğu ile cennete gitmesi ve orada ümmeti için yalvarması ardından geri dönmesi tafsilatlı bir şekilde anlatılır.285 Buradaki anlatım, Lindisfarne tarafından, Paskalya Yortusundaki anlatıya benzetilmiştir. Benzer anlatılar diğer milletlere ait mitlerde de bulunabilir. Yunan mitolojisinde hekim ve rahipler olan İatromantislerinde sıklıkla tanrılar âlemine manevi yolculuklar yaptığı ve bazı konuları orada tanrılarla müzakere ettikleri anlatılır.286 Budizm’de, Zerdüşlükte ve Şaman geleneğinde de buna benzer inançlar kuvvetlidir.287

Mevlid metninde Hz. Peygamberin atalarına özel bir vurgu dikkat çekmektedir.

Eserde Peygamber’in (a.s) nurunun Hz. Âdem’den başlayarak Hz. Havva, Hz. Şit, Hz.

Anuş, Hz. İbrahim, Hz. İsmail (a.s) ve Hz. Amine’ye geçişi sıralanmaktadır.288 Malinowski’ye göre, ilkel denilen insanlarda da mitler, atalara ve kökene güçlü bir

      

278 Ateş, age, s. 8. 

279 Bakırcı, age, s. 13, 22; Ateş, age, s. 8. 

280 Özel, agmd. s. 476. 

281 Bakırcı, age, s. 40. 

282 Pekolcay, age, 2007, s. 4, 9; Bakırcı, age, s. 43-47. 

283 Kurt-Yanmış, agtb. S. 167. 

284 Lindisfarne, age, s. 243. 

285 Pekolcay, age, 2007, s. 74 vd. 

286 Gündüz, age, s. 33. 

287 Ocak, age, 2007a, s. 253 vd. 

288 Pekolcay, age, 2007, s. 56- 58. 

vurgu yapmaktaydı. Kabile ve klanlar birçok konudaki problemlerini atalarının mitlerdeki statülerine göre çözüyorlardı.289 Peygamberlerin üstünlüğü ile ilgili bir tartışma dolayısıyla yazıldığı söylenen mevlidde, Hz. Muhammed’in üstünlüğünü soyunun, atalarının üstünlüğüne bağlamaktadır. Yine miraçta bütün peygamberlere namaz kıldırmasının ve bütün enbiyanın O’na tabi olmasının anlatılması290 Hz.

Peygamber’in üstünlüğünü vurgulamak için olabilir. Bu aynı zamanda Müslümanlığın diğer dinlerden üstünlüğüne de dolaylı bir göndermedir. Dikkat çekici olan, peygamberin (a.s) ya da Müslümanların üstünlüğünün atalara ve mitsel tarzda anlatılan mucizevî olaylara bağlanmasıdır. S. Çelebi bu tür mitsel anlatılarla geniş halk kitlelerine İslam’ın ve Peygamberimizin (a.s) üstünlüğünü göstermeye çalışmış olabilir.291

İncelenmesi gereken bir konu da, mevlid törenleriyle mitolojilerin ortaya çıkışı arasındaki paralelliklerdir. Mitler toplumların buhranlı dönemlerinde ortaya çıkmakta, tekrar hatırlanmakta292 ve toplumun ortak bir ilke ve ülkü etrafında toplanmalarını sağlamaktadır. Malinowski de buna işaret etmiştir; “Mit, özellikle toplumsal gerilimin bulunduğu yerde ortaya çıkar. Büyük tarihsel dönüşümlerin yaşandığı yer miti ortaya çıkarır.”293 İslam dünyasında mevlidlerin ortaya çıkması ile haçlı seferleri ve bu seferler münasebetiyle güneye yapılan Hıristiyan göçleri arasında bir bağ olabilir. Yine aynı dönemlerde doğudan Moğol baskısının artması Erbil ve Mısır gibi yerlerde toplumsal gerilimi zirveye çıkarmıştır.294 Osmanlı’da mevlidin ortaya çıkması, S.Çelebi ve mevlidinin kısa sürede popüler olması fetret dönemindeki siyasi ve sosyal karışıklıklar ile ilişkilendirilebilir. Osmanlıda fetret dönemine kadar yaygın bir mevlid âdeti göze çarpmamaktadır.295 Fakat Ankara savaşı sonrası dağılan siyasi ve sosyal düzen içerisinde yazılan mevlid hızla halk arasında yayılmıştır.296

Osmanlının son yıllarında, özellikle Balkan savaşları ve Çanakkale savaşının olduğu, Kurtuluş Savaşı’nı da içine alan yıllarda da halkın moral gücünü artırmak için       

289 Malinowski, age, 1998, s. 117. 

290 Pekolcay, age, 2007, s. 76 vd. 

291 Yücedoğru, agtb. S. 217. 

292 Bayat, age, s. 10. 

293 Malinowski, age, 2000, s. 126. 

294 Ateş, age, s. 10; Bakırcı, age, s. 39. 

295 Mevlid çalışmalarında Osmanlı’da S. Çelebi’den önceki mevlid törenleri ile ilgili çok az bilgi vardır.

Bkz. Bakırcı, age, s. 33. 

296 Vakıfların mevlid okutmayı vakfiyelerine koymaları bu yıllarda başlamıştır. Bkz. Hızlı, agtb, s. 45;

Karataş, agm, s. 58. 

büyük camilerde çokça mevlid okutulmuştur.297 Yakup Kadri 1921 yılında Ayasofya Camiinde katıldığı bir mevlid töreninden sonra şu tespitte bulunmuştur; “Dün ilk defa olarak cahil ve atıl bir kütle telakki ettiğimiz halk, memleketin münevverlerine bazı ulvi hakikatlerin sırrını öğretti. Bunlardan biri kalbin akıldan üstün olduğudur. İkincisi sıdk ve hulus, iman ve itikat haricinde necat yolu bulunmadığıdır. Üçüncüsü millet ile ümmet mefhumlarını birbirinden ayırmamak lazım geldiğidir.” Yazar bu mevlid törenlerinin halkta uyandırdığı coşkunun tesiriyle kendisinin de yeniden milletle buluştuğunu, bütünleştiğini ve kurtuluş savaşına katıldığını söylemektedir.298 Y. Kadri’nin yaşadıkları Malinowski’nin mitlerle ilgili söylediklerini teyit eder nitelikte görünmektedir.

Eliade’e göre, bir önderin yaratılışı ile ilgili mit genelde Dünya yeniden yaratılıyormuş gibi anlatılır.299 Bu anlatım yukarıda da geçtiği şekilde dinleyeni alır, kahramanın yaşadığı çağa götürür. Bunalım dönemlerinde mitsel anlatımla insanlar bir anlamda gerçeklerden ziyade kökendeki kahramanın yaratılışına hayali yolculuk yapar ve bu yolculuk kişiye moral sağlar, kendini güçlü ve kutsal hissettirir.300 Mitlerde her şeyin mükemmel olması sıkıntılar içerisinde yaşayan bireyde geçicide olsa bir nefes alıp verme imkânı sağlamaktadır. Mevliddeki bu mitsel anlatım ve Hz. Peygamberin mucizevî anlatılışı, insanların mevlidi benimsemesini kolaylaştırmıştır.301 Ayrıca bu problemli dönemde ortaya Ehl-i Sünnet akidesine ters bir tartışmanın çıkması–

peygamberlerin eşitliği problemi- Hz. Peygamberin diğer peygamberlere karşı olan üstün konumunu vurgulayan ilk orijinal Türkçe mevlidi yaygınlaştırmıştır.

S. Çelebi ve önceki mevlid yazarları muhtemeldir ki mitleri incelememiş, ondaki anlatımın özelliklerini tespit edip, eserlerini bu tarzda yazmamışlardır. Fakat mevlid şiirlerinde Hz. Peygamber övülürken, O’nun (a.s) hayatından seçilen olaylar ve anlatış tarzı mitlerle benzerlik gösterir.302 Hz. Peygamber, Kur’an’ın da öne çıkardığı şekilde, güzel ahlakı, merhametli olması, bir rahmet olması ya da tarihi başarıları yönleri ile değil, mucizevî doğumu, ataları, miracı ile anlatılmıştır. Hz. Peygamberin en büyük

      

297 Yürekli, Mustafa, “Yakup Kadri Ayasofya’da Mevlid Dinlerken”, http://www.haber7.com.tr/haber/ 20 061012. 

298 Yürekli, a.y. 

299 Eliade, age, 1993, s. 39. 

300 Gündüz, age, s. 30. 

301 Uludağ, agtb, s. 201. 

302 Kurt-Yanmış, agtb, S. 160. 

mucizesi olan Kur’nın bile mevlid şiirinde işlenmemesi, buna karşın zayıf rivayetlere dayanan hadislerle bir Peygamber portresi çizilmesi S. Çelebi’nin mitsel anlatımının bir sonucudur.303 Mevlidler, halen sözlü kültürün, destanların, epik şiirlerin güçlü olduğu 13. 14. yy. da yazılmıştır304 ve tabii olarak bu edebi dili kullanmışlardır. Dolayısıyla mevlidlerle mitler arasında, konu seçiminden anlatış şekillerine, yazılış sebeplerinden, bireysel ve toplumsal etkilerine kadar birçok konuda benzerlikler tespit edilmiştir.

Osmanlı’nın ve İslam’ın bu bunalımlı döneminde Mevlana, Yunus Emre, Nesimi, Âşık Paşa gibi âşık ve düşünürlerin eserleri ile beraber Süleyman Çelebi’nin mevlidi de Osmanlı vahdetini hazırlayan ve sağlamlaştıran eserlerin başındadır.305 Mitsel bir anlatıma sahip olması onun değerini düşürmemekte, bilakis halkın rağbetini artırmakta, toplumsal birlik ve bütünlüğün sağlamasına katkı yapmaktadır.306

      

303 Yücedoğru, agtb, s. 216. 

304 Akarpınar, agt, s. 226. 

305 Kara, Mustafa, Bursa’da Tarikatlar Ve Tekkeler, Sır Yay. Bursa 2001, s. 39. 

306 Uludağ, agtb, s. 201; Pekolcay, age, 1997, s. 62. 

İKİNCİ BÖLÜM

BURSA’DA MEVLİD GELENEĞİ

Bir topluma mal olmuş adet ve geleneklerin o milletin bütünü tarafından aynı şekilde icra edilmesi beklenemez. Mevlid okuma ve okutma geleneği de Bursa’da yaşayanların hayatında aynı şekil ve içerikte icra edilmemekte ve uygulamada bir takım farklılıklar oluştuğu gözlenmektedir.

Mevlid töreninin yapılışı, bu tören için ayrılan bütçe, törene katılan davetliler, onların yaş, eğitim, maddi durumlarının tespiti yaygın olarak uygulanan mevlid törenlerinin içeriğini anlamada bize yardımcı olacaktır. Bunun içinde Bursa’da yaşayan çeşitli sosyal gurupların mevlide ilgileri, mevlid okutma sebepleri önem taşımaktadır.

I. MEVLİDİN FOLKLORİK VE EKONOMİK BOYUTLARI

Folklor, toplumun ortak bilinçaltında kodlanmış, bireysel davranışlar ve bireyler arası iletişimle görünürlük kazanan bilgi ve deneyimlerinin bütünüdür.1

Toplumun maddi ve manevi değerleri, bunların tarihi süreçteki değişimi, gelişimi, farklı kültürlerle etkileşimi folklor ilminin konularını oluşturmaktadır. Yemek kültüründen dine, evlilik adetlerine, cenazelere kadar hemen her şey folklor çerçevesinde ele alınabilir. Bu bilgiler, bir milletin kültürünü bütün olarak görmemize ve ayrıntılı bir şekilde tanımamıza olanak sağlamaktadır.

Mevlid merasimleri kültürümüzde yöreden yöreye farklılıklar gösterebilmektedir. Kültürün sahasına giren hemen her şey bu tarz bir farklılaşma yaşayabilir. Mevlid okutma geleneği de, İslam toplumlarında sonradan ortaya çıktığından uygulamaya dair kurallar ancak yerel kültürler tarafından konulmuş ve uygulamada farklılıklar gözlenebilmektedir. Mısır’daki mevlidlerle Kırım

      

1 Akarpınar, R. Bahar, “Türk Kültüründe Dini Törenler Ve Mevlid Kutlamaları”, Basılmamış Doktora Tezi, HÜSBE, Ank. 1999, s. IX. 

mevlidlerinin, Irak mevlidleri ile Arnavutluk, Kıbrıs, Girit mevlidlerinin ciddi farkları olabileceği gibi ülkemiz içerisinde de yöresel farklar olabilir.

Mevlidle ilgili bir çalışmada gözden kaçmaması gereken konulardan birisi de;

ister Türkiye geneli ister Bursa özelinde olsun mevlid okutma uygulaması tek yönlü bir yaklaşımla ele alınmamalıdır. Çünkü insanların, ölünün arkasından okutulan mevlid ile düğünlerde okutulan mevlide bakışları farklıdır. Yine Bursa’da sünnet merasiminde yapılan mevlid ile adak için yapılan mevlid töreninin farklı algılandığı unutulmamalıdır.

Dindar aile kategorisine girmeyen birçok aile çocuklarının sünnet törenlerini çalgılı eğlencelerin yanında, aynı zaman diliminde olmasa da, mevlidli törenle yaparken, düğün törenlerini hiçbir zaman mevlid okutarak yapmadığı görülebilmektedir.

Yine dikkat çekilmesi gereken bir konu da mevlidin çıkışı “Mevlid’in Nebi”

münasebetiyle yapılan kutlamalardır. Oysa Mevlidlerin bir kutlama şekli olarak ortaya çıkması Osmanlı’nın son döneminde olmuştur. Özellikle, ölü için yapılan mevlid törenleri çok yeni bir uygulamadır.2