• Sonuç bulunamadı

C. Romanlarda Mevlid Algısı

I. BURSA’DA MEVLİD TÖRENLERİNİN DÜNÜ VE BUGÜNÜ

1. Mevlid Törenlerinden Mevlidli Programlara

Geleneksel olarak icra edilen mevlid törenlerinin daha uzun olduğu ve genellikle kalabalık dinleyicilere hitap ettiği tespit edilmiştir. Günümüzdeki mevlid uygulamalarının incelenmesi de aradaki farkı görmek için önem taşımaktadır.

Mevlid törenlerinde son yıllarda hem içerik hem de yapılış açısından değişmeler gözlenmektedir. 40-50 yıl önce mevlid metninin büyük bir kısmı cemiyetlerde okunmaktaydı. İlahi, kaside okuma çok azdı ve enstrüman kullanımı hemen hiç görülmemekteydi.30 Eski mevlid törenlerinde ayağa kalkma, sırt sıvazlama, bahsi geçen bölümde şerbet dağıtma gibi uygulamalara daha çok dikkat edilirken günümüz mevlidlerinde bu folklorik öğeler unutulmaya yüz tutmuştur.31 Günümüz mevlidlerinin çoğunda da bahsi geçen beyitlerin okunmadığı tespit edilmiştir. Kısaltmalar o kadar çoğalmıştır ki, duasıyla beraber 15 dk. süren mevlidler32 okuyucuları şaşırtmamaktadır.

Bir görevli bunu; “Bugünün mevlidleri kaptı kaçtı mevlidi” diyerek tanımlamıştır.33 Günümüzde yapılan uzun mevlid törenlerinde de mevlid okuma ile beraber kaside, ilahi, Kur’an ve kutlanan gün ile ilgili hadislere de yer verilmektedir. Bir diğer ifade ile mevlid törenlerinden mevlidli törenlere geçilmektedir. Bu değişiklik halkın ilgisini canlı tutmaya yöneliktir. Belirli çevreler ilahi ve kaside söylenirken çalgının kullanılmasına karşıdır. Bu sebeple “mevlidli cemiyet” temelde hiçbir çalgının olmadığı cemiyetlerdir.

      

29 Bilgin, dindarların dini öğrenirken referans aldıkları kaynaklara göre üç gruba ayrıldığını söylemektedir. Bkz. Bilgin, agm, s. 196. 

30 M. Yavaş, M. Kavurmacı 

31 Gözlem için gidilen cemiyetlerde hemen hiçbir sırt sıvazlama uygulanmasına rastlanmamıştır. Şerbette genellikle program sonlarında dağıtılır. Ayağa kalkma en güçlü folklorik öğedir. Mevlidhanlar yerine ve ortamına göre bu uygulamayı devam ettirmektedir. Camilerde hemen her zaman ayağa kalkıldığı gözlenmiştir. 

32 İsmail Ses. 

33 Mevlid törenlerinin tarihi süreçteki değişimini aktaranlardan biriside, Bursa Yüksek İslam Enstitüsü’nde Din Sosyolojisi dersleri vermiş, Hüdavendigar Camii İmam-Hatibi Selamettin Metin’dir. 

Son yıllarda geçirdiği değişimle beraber mevlid törenleri artık bir şov malzemesine dönüşmeye başlamıştır.34 Bunda sadece mevlid okuyucularının yönlendirmesi etkili olmamış, halkın da şova yönelik talepleri oldukça belirleyici olmuştur. Birçok kişi cemiyetinin “dillere destan bir cemiyet”35 olmasını istemektedir.

Bu durumda da mevlidhanlar mevlidi kurala uygun okumak yerine “piyasa yapmayı”36 tercih etmektedirler. Sesin güzel olması ve avazın çıktığı kadar yüksek perdeden çıkması, yanık okuma, teganni çoğu zaman bu talepleri karşılıyor görünmektedir.

Mevlidlerin kısalması, içeriğinin değişmesi özellikle radikal çevrelerin ve tarikat mensuplarının mevlidden uzaklaşmasına yol açtığı gözlenmiştir. Buna karşın dinle çok fazla bağları olmayan ama kendilerini dindar gören bir kesimde kısa olması ve “etliye- sütlüye dokunmaması”37 hasebiyle bazı törenleri için mevlid okutmayı tercih etmektedir. Bunlar daha çok zengin ve sosyal statüsü iyi olan kişilerdir. Özellikle ölünün kırkı, elli ikisi, sene-i devri, sünnet ve son yıllarda da umre dönüşü mevlidini yaptırdıkları tespit edilmiştir.38 Bu kesim için laiklikte göz ardı edilmemesi gereken bir konudur. Cemiyetlerine gelen kimselerin kültürel çeşitliliğini göz önünde bulundurarak görevlilere çoğu kez ön bilgilendirme yapılmaktadır. “Hocam falancalar burada, şöyle yaşayan misafirlerimizde olacak ona göre program yapın”39 diyenler olduğu gibi

“Aman hocam konuşma filan olmasın. Siz mevlidinizi okuyun gidin”40 diyenler de görülmektedir.41 Genelde içki, zina, faiz, ölüm gibi konuların konuşulmamasının istendiği, bu şekilde talepte bulunanlardan bazılarının da dindar işadamları olduğu tespit edilmiştir.42 Bu durum, bahsi geçen çevrelerde bir sekülerleşmenin olduğunun da göstergesidir.43

      

34 T. Karanfil, M. Yavaş, M. Kavurmacı. 

35 Y. Yedek, M. Kavurmacı. 

36 Y. Yedek. 

37 Hafız Nurettin(Saatçi ve Mevlidhan). 

38 H. H. Metin, M. Kavurmacı. 

39 Y. Yedek 

40 T. Karanfil. 

41 Türkiye’nin değişik yerlerinden elde edilen bilgilerle hazırlanan Akarpınar’ın çalışmasında da, lüks semt sakinlerinin benzer talep ve tepkileri tespit edilmiştir. İbadet, tesettür, faiz gibi konulardan bahis açan mevlidhanlara; “ lafı uzatıyor”, “bize ders vermeye mi geldi?”, “biz zaten bunları biliyoruz sen mevlidini oku” şeklinde sataşmalar olmaktadır. Bkz. Akarpınar, agt, s. 257.  

42 T. Karanfil. 

43 Kurt, Abdurrahman, İş Adamlarında Dindarlık ve Dünyevileşme, Emin Yay. Bursa 2009, s. 118,119. 

Modernleşen ve laikleşen kimselerin mevlid ya da umre ile dinselliklerini devam ettirme istekleri sorgulanmaktadır. Çünkü“en geniş manada dini alanı tahrip etmeye, zaafa uğratmaya, gerilere doğru itmeye, dönüştürmeye müteveccih olan modernleşme teşebbüslerinin nasıl olup da bizde aynı zamanda dini bir hüviyete büründüğü sorusu bugün de dün olduğu gibi hayati bir sorudur.”44 Subaşı bu durumu şöyle izah etmektedir; “Dinselliğin ortaya çıkışının modern, laik ve seküler bir evren içerisinde mümkün olmasında, onun büyük bir geleneğe ve topluma sahip olmasının ağırlığını göz ardı etmemek gerekir.”45 İslam’ın gündelik hayatı kurma ve yönetme özelliği bizde modernleşmeyi Batı’dan farklı bir şekle soktuğu söylenebilir. Modernleşmiş çevrelerde mevlid okutanlar inançlı ama çoğu ibadetlerinde zayıflama olmuş kimselerdir.46 Bir kısmı da ana-babadan çok az din kültürü almış fakat sünnet, ölüm, umre gibi dinselliğin ortaya çıkmasına uygun durumlarda kendilerini dinden tamamen soyutlayamamaktadır.

İçerisinde büyüdüğü toplumun ve geleneğin sunduğu mevlidlerde bu konuda kolaylık sağlamaktadır. Modern ve laik çevrelerdeki kuvvetli mevlid okutma geleneği, bir taraftan Türk modernleşmesinin ayırt edici bir özelliğini gösterirken diğer taraftan bu çevrenin köklü geleneğine işaret etmektedir.

Mevlidin, gündelik hayatında dindarca yaşamayan bazı çevrelerin dinle bağlarını kuran bir “araca” dönüştüğü de görülmektedir. Bu durum sadece Bursa’ya özgü de görünmemektedir. Davie’ye göre, bugün Avrupa’da seküler törenler yapmak kanunen serbest olmasına rağmen düğün ve özellikle cenazelerin büyük çoğunluğu hala dinsel özellik taşır. Davie bu durumu şöyle özetler; “Son tahlilde insan hayatıyla ilgili en ciddi törenlere gelindiğinde kilise hala fırsat bulmaktadır (…) Anlaşılan Avrupalılar daha önce değilse de ölümlerinde kurumsal dinle sözleşme imzalamak zorundalar.”47 Mevlidin laik çevrelerde dini bilgi ve kültürün aktarılmasında (Leger buna “hafıza”

diyor48) etkin bir rol oynadığı da söylenebilir.

Laik, modern çevrelerde mevlid okuyan “elit mevlidhan” denilebilecek mevlid okuyucuları ile yapılan mülakatlarda bu kimselerin mevlidi dini anlatma “aracı”

      

44 Kara, İsmail, “Türkiye’de Din ve Modernleşme”, Modernleşme, İslam Dünyası ve Türkiye, İSAV. İst.

2001, s. 184. 

45 Subaşı, Necdet, Gündelik Hayat ve Dinsellik, İz Yay. İst. 2004, s. 54. 

46 T. Karanfil, İ. Ses, A. Yiğit, M. Kavurmacı, H. H. Metin. 

47 Davie, Grace, Modern Avrupa’da Din, Çev. Akif Demirci, Küre Yay. İst. 2005, s. 98, 102. 

48 Bkz. Bölüm III. 

şeklinde algılayıp algılamadıkları sorgulanmıştır. Elit mevlidhanların çoğunun mevlid okumayı dini anlatma fırsatı şeklinde düşünmedikleri tespit edilmiştir. Benzer soru mahalle çevresinde mevlid okuyan hocalara sorulduğunda büyük bir çoğunluğu “mevlid okuyarak insanlara dini anlatma fırsatı buluyoruz” cevabını vermektedir. Elit mevlidhanların hitap ettikleri çevreye göre zihniyet değişimi yaşadığı ve işlerini

“profesyonelce” yapmaya başladıkları görülmüştür.

Bursa’da son yıllarda mevlidlerde gözlemlenen değişimlerden birisi de ADD, Roteryanlar, CHP gibi parti ve derneklerin 10 Kasım, Çanakkale yıl dönümü gibi sebeplerle mevlid okutmalarıdır.49 Bu mevlid cemiyetlerine bazen kendileri de gelmez, cami görevlisine para, lokum-şeker gibi gerekli şeyler verilip talepler iletilir. En önemli talepde duada Atatürk’ün isminin açıkça söylenmesidir.50 Özellikle kültür seviyesi yüksek çevrelerde ya da asker emeklisi kimselerde mevlidin dua kısmı din görevlisinin

“Atatürkçülüğünü test aracına”51 dönüşmüştür. Bu çevreler duada Atatürk açıkça ya da yüksek sesle söylenmez ise program çıkışı tepkilerini dile getiriyorlar. “Hocam Atatürk’ün ismini söylemediniz” ya da “Atatürk’ün ismini çok istekli söylemediniz”

tepkisine birçok mevlid okuyucusu muhatap olmaktadır.52 Din görevlilerinin önceleri,

“geçmiş devlet büyüklerimize ve gazilerimize” şeklinde yaptıkları dualarını son yıllarda istenildiği gibi yapmaya başladıkları tespit edilmiştir. Bir mevlidhan; “Bazı kesimler özellikle duada Atatürk’ün ismini duymak istiyor. Bunu duyunca da mutlu oluyor, bu onlarda ciddi bir heyecan uyandırıyor. Bir anda yüksek bir sesle Amin! diye dua kesiliyor. Mevlid sonrasında bolca teşekkür ve iltifat ediyorlar. Bunu yaptık diye telefonumuzu alıp kendi cemiyetlerine davet eden bile oluyor. Bunlar için ne okuduğun değil Atatürk’ün isminin geçmesi önemli” diyerek tespitini paylaşmıştır.53 Az da olsa İnönü için dua isteyenler de çıkıyor. Görevlilerin çoğu İnönü’ye dua etme konusunda isteksizliklerini açıkça ifade etmektedir.54 Daha dar çevrede mevlid okuyan görevliler Atatürk’ün ismine dua isteyenlerle karşılaşmadıklarını kendilerinin de gelenek olduğu

      

49 Mehmet Bayram, M. Kavurmacı, T. Karanfil, H. H. Metin. 

50 Araştırmacı bu derneklerden birinin 10 Kasım 2010 tarihinde Mudanya’da Hal Camii’nde okuttuğu cemiyete katılmıştır. 

51 Mustafa Kavurmacı. 

52 M. Kavurmacı, Y. Yedek, T. Karanfil, İ. Ses, A. Yiğit. 

53 Y. Yedek vd. 

54 S. Metin. 

üzere dua ettiklerini ifade etmişlerdir. Bu durum mevlid okutan ve dinleyen kişilerin ne kadar farklı anlayışlara sahip olabileceğini göstermektedir.

Bursa’da son 15-20 yılda mevlid törenlerinin yapılışında ciddi değişmeler tespit edilmiştir. Önceleri mevlid ve Kur’an okumanın çok olduğu mevlid programları yapılırken son dönemlerde mevlid okumanın azaldığı buna karşın ilahi ve kasidelerin arttığı gözlenmektedir. Modernleşen ve laikleşen çevrelerde ise birkaç beyit mevlid okuma ve dua yeterli görülebilmektedir. Halkın çoğunluğu da kutlama amaçlı törenlerde ilahi ve kasidelerin okunmasından memnun görünmektedir. Özellikle ölüm sebebiyle yapılan törenlerde mevlidin uzun okunması olumlu karşılanmaktadır.