• Sonuç bulunamadı

Meslek ( Profession); belli bir eğitim ile kazanılan sistemli bilgi ve becerilere dayalı, insanlara yararlı mal üretmek, hizmet vermek ve karşılığında para kazanmak için yapılan, kuralları belirlenmiş iş (TDK, 2012), bir kimsenin geçimini sağlamak için sürekli yaptığı; bilgi, eğitim veya yaratıcı güç gerektiren etkinlik ( TDK, 2004) olarak tanımlanmaktadır.

Genellikle her meslek o mesleğin değerlerini, gelişimini, lisanslanmasını ve diğer insanlar açısından tanınmasını sağlayan kuruluşlara sahiptir. Yeryüzünde binlerce meslek bulunmaktadır. Türkiye'de resmi olarak tanımı yapılmış 600 civarında meslek vardır. Bir yaşamsal etkinlik olgusu olan meslek, toplumsal, kültürel ve ekonomik yapının ve teknolojinin gerektirdiği bir iş bölümü sonucu ortaya çıkar. Meslekler, genellikle gelişmemiş toplumlarda görenekle babadan oğula veya anadan kıza geçer, az gelişkin toplumlarda usta çırak ilişkisiyle öğrenilir, gelişkin toplumlarda örgün eğitimle edinilir. Çağdaş toplumlarda ise belirli diploma gerektiren profesyonel bir uğraş niteliği kazanır (Uçan, A., 2001:53-102)

Her bir meslek için tanım, görev alanları, genel olarak kullandığı araç ve gereçler, mesleğin gerektirdiği özellikler, çalışma ortamı ve koşulları, çalışma alanı ve iş bulma olanakları farklılık gösterir. Meslek eğitiminin verildiği yerler, meslek eğitimine giriş koşulları, eğitimin süresi ve içeriği, meslekte ilerleyebilme ve yeni meslekleri seçebilme olanakları, destekleyici meslek kuruluşları, farklı özellikler gösterir (Wikipedi, 2012).

Bir uğraşın meslek sayılabilmesi için taşıması gereken unsurlar vardır. Bu unsurlar:  Bir meslek toplumun kaçınılmaz olan bir gereksinimini karşılamalıdır.

 Meslek kişinin sadece kendi doyumu için değil aynı zamanda başkalarının yararı içinde yapılan bir uğraştır.

 Meslek sistemli bir eğitimle kazanılmış özel bilgi ve becerilere dayalıdır.  Meslek kazanç elde etmek için yapılan uğraşları içerir.

 Her mesleğin kendine özgü etik ve ilkeleri mevcuttur (Aydın, 2010:95-97). Kulaksızoğlu’na (1999) göre meslek, bireyin çalışma yaşamındaki uğraş alanını

 Meslek, devamlı olarak yapılan bir faaliyettir;  Meslek, belirli bir eğitim veya tecrübeyi gerektirir;  Meslek, maddi veya manevi destek verir;

 Meslek, çoğu bireyin yapmaktan haz duyduğu bir faaliyettir;

 Meslek, toplumca kabul gören ve ahlak ilkelerine göre yapılan bir faaliyettir.  Her kazanç getiren iş meslek değildir;

 Meslek, belirli şartlarda ve belirli kurallara göre yapılan iştir ve toplumda meşru bir ihtiyaca cevap verir ( Kulaksızoğlu, 1999: 171)

Bilimsel anlamda meslek, özel bir uzmanlık alanı bilgisi, uzun ve yoğun bir akademik hazırlık gerektiren bir iş olarak tanımlanabilir ( Budak, 2003:98). Kuzgun’a (2008) göre meslek seçimi, çağdaş bir toplumda özgür bir bireyin önemli gelişim görevlerinden biridir. Bu gelişim süreci, okul öncesinden başlayıp, meslek yaşamının sonuna kadar süren bir süreçtir. Bireyin bu süreçte aşağıdaki istendik davranışlarla donatılması gereklidir:

 Değişik konulardaki yeteneklerini doğru, gerçekçi ve ayrıntılı olarak değerlendirebilme,

 Bir meslekten beklentilerini açık ve net bir şekilde ortaya koyabilme,

 Mevcut seçenekleri inceleyerek, her birini beklentileri karşılama, yetenek ve var olan ekonomik olanaklarla ulaşılabilme yeterliliği açısından değerlendirme,  İstekleri ve beklentileri karşılayabilecek ve erişme olanağı olanlara yönelme

kararını verebilme (Kuzgun, 2008:8).

Meslek kavramını onu işten ayıran özellikler yardımıyla açıklamak mümkündür. Bireyin sahip olduğu işler geçici olabilir, ancak meslek uzun vadeli ve profesyonel bir kavramdır. Meslek, bireyin tercihleri sonucu o alanda eğitim görerek ya da mesleğin ustasının yanında kendini yetiştirerek, gerektirdiği bilgi, beceri ve alışkanlıkları edinme yoluyla elde edilebilir. Örneğin, öğretmenlik, doktorluk, avukatlık gibi meslekler o alanda mutlaka formal bir eğitim almayı gerekli kılan meslekler iken, marangozluk, demircilik, oto kaporta-boya gibi çeşitli meslekler, meslek okullarının yanında, usta çırak ilişkileri ile edinilebilen mesleklerdir ( Çakır, 2001: 33).

Ülkemizde mesleki ve teknik eğitim; meslek liseleri, meslek yüksekokulları, çıraklık eğitim ve halk eğitim merkezleri bünyesinde verilen örgün ve yaygın eğitimler vasıtasıyla gerçekleştirilmektedir. Bu merkezlerden alınan diploma ve belgeler bireye unvan ve mesleki yeterlilik kazandırmayı amaçlar. Ancak birey mesleki eğitim almış ya da almamış olsun, bir iş sahibi olabilir.

Ayrıca meslek çoğu zaman bireylerin bilinçli seçimleri, tercihleri ve ilgi alanları ile bağdaşırken, iş bunların yanında daha çok iş piyasasının koşullarına göre sahip olunan bir faaliyettir. Günümüzde iş piyasasının koşulları gereği, bilinçsiz meslek seçimi veya istihdam gibi nedenlerle kendi mesleği dışında çalışan bireylere oldukça sık rastlanmaktadır ( Çakır, 2001: 33).

2.4.1. Mesleki Tükenmişlik

Mesleki tükenmişlik; bireyin bir eğitim sonucunda sahip olduğu meslek veya meslek unvanına karşı psikolojik olarak soğuması ve uzaklaşması olarak tanımlanabilir. Meslekte tükenme duygusu, bireyin sahip olduğu meslekte beklentilerini bulamaması, mesleğini isteyerek seçmemesi, mesleğinin gerekleri ile bireysel yeteneklerinin uyuşmaması, mesleğinin sağladığı bilgi ve becerileri kendine uygun bulmaması, mesleğin bireyin geleceğine ilişkin avantajlar sağlamaması ve mesleğine karşı psikolojik bir yakınlık hissetmemesi gibi nedenlerle ortaya çıkmaktadır.

Meslekte tükenme psikolojik bir durum olarak bireyin mesleğine ilişkin tutum ve davranışlarının belirlenmesinde etkili olmaktadır. Diğer yandan meslekte tükenme duygusunu yaşayan bireyler, mesleği ile ilgili herhangi bir iş yapmamakta veya tercih etmemekte, mesleğinin sağladığı bilgi ve becerileri günlük hayatında kullanmayı tercih etmemektedir ( Koç, Topaloğlu, 2010:238).

Mesleğinin dışında herhangi bir işte çalışan bireylerin yaşadıkları tükenmişlik ise iş tükenmişliği olarak adlandırılabilir.

Çalışanların çalıştıkları kurum ve meslekleri ile ilgili beklentileri tükenmişliği artırıcı veya azaltıcı bir role sahiptir. Gençlerin çalışma hayatına yeni girdikleri yıllarda daha idealist olmaları, işe ve çalışılan kurumda karşılaştıkları olumsuz durumlarda

yıpranma olasılıklarını artırabilecektir. Bunlara ek olarak, iş hayatı ve özel hayat arasında dengeli bir ilişki kuramamak, hayır diyememek, beklentilerle iş yaşamı gerçeklerinin uyuşmazlığının yarattığı hayal kırıklığı tükenmişliği artırmaktadır. Ayrıca, çalıştıkları kurum ve meslekleri açısından kişisel yeterlilikleri ile ilgili gerçekçi olmayan, karşılanması güç beklentiler geliştirenlerde daha fazla tükenmişliğe rastlanmaktadır (Koyuncu,2005:27).

Benzer Belgeler