• Sonuç bulunamadı

4. BULGULAR VE YORUM

4.1. Öğretmenlerin Kişisel Ve Mesleki Özelliklerine İlişkin Bulgular

Bu bölümde araştırmaya katılan öğretmenlerin yaş, cinsiyet, branş, görev yaptığı okul, idari görevi olup olmadığı, kaç yıldır çalıştığı ve çalıştığı kurum türüne ilişkin sayı ve yüzde değerlerine yönelik bulgular yer almaktadır.

Tablo 2’de araştırmaya katılan öğretmenlerin yaş ve cinsiyet durumlarına ilişkin veriler görülmektedir.

Tablo-2: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Yaş Gruplarına Göre Dağılımı

Yaşınız N f 20-25 16 3,8 26-30 62 14,5 31-35 107 25,1 36-40 100 23,5 41 ve üzeri 141 33,1 Total 426 100,0

Araştırmaya katılan öğretmenlerin yaş gruplarına göre dağılımları Tablo-2’de gösterilmiştir. Bu verilere göre araştırmaya katılanların en yüksek oran ile %33,1’inin 141 kişi ile 41 yaş ve üzeri olduğu ve en düşük oran ile %3,8’inin 16 kişi ile 20-25 yaş aralığında oldukları görülmektedir. Diğer dağılımlara bakıldığında; 26-30 yaş aralığında %14,5 ile 62 kişinin, 31-35 yaş aralığında %25,1 ile 107 kişinin ve 36-40 yaş aralığında %23,5 ile 100 kişi olduğu görülmektedir. Bu dağılımlardan da anlaşılacağı gibi örneklemi oluşturan öğretmenlerin yaş dağılımlarının büyük bir çoğunluğunu (14,5+25,1+23,5+33,1=%96,2 ) 26 yaş ve üzeri olanlar oluşturmaktadır.

Tablo-3: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Cinsiyet Gruplarına Göre Dağılımı

Cinsiyet N f

Bayan 203 47,7

Bay 223 52,3

Total 426 100,0

Araştırmaya katılan öğretmenlerin cinsiyet gruplarına göre dağılımları Tablo-3’de gösterilmiştir. Bu verilere göre araştırmaya katılan öğretmenlerin cinsiyetlerine göre yüzde oranlarına bakıldığında 203 kişi ile %47,7’sinin bayanlardan, 223 kişi ile %52,3’ünün baylardan oluştuğu görülmektedir.

Tablo-4: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Branş Değişkenine Göre Dağılımı

Branş N f Ana Sınıfı Öğretmeni 5 1,2 Sınıf Öğretmeni 66 15,5 Meslek Öğretmeni 138 32,4 Kültür Öğretmeni 217 50,9 Total 426 100,0

Araştırmaya katılan öğretmenlerin branş değişkenine göre dağılımları Tablo-4’de gösterilmiştir. Bu verilere göre araştırmaya katılan öğretmenlerin branşlarına göre yüzde oranlarına bakıldığında 217 kişi ile %50,9’unun kültür dersleri öğretmeni, 138 kişi ile %32,4’ünün meslek dersleri öğretmeni, 66 kişi ile 15,5’inin sınıf öğretmeni, 5 kişi ile %1,2’sinin ana sınıfı öğretmeni olduğu görülmektedir.

Tablo-5: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Görev Yaptıkları Okula Göre Dağılımı

Okulun Adı N f

Havza Lisesi 27 6,3

Havza Merkez İlköğretim Okulu 23 5,4

Havza Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi 30 7,0

Havza 25 Mayıs İ.Ö.O. 25 5,9

Havza Ticaret Meslek Lisesi 22 5,2

Havza Anadolu Lisesi 17 4,0

Havza Kız Meslek Lisesi 17 4,0

Havza İmam Hatip Lisesi 11 2,6

Akpınar Anadolu Öğretmen Lisesi 19 4,5

Bafra Kızılırmak Lisesi 17 4,0

Bafra Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi 13 3,1

Samsun İlkadım Atatürk İ.Ö.O. 13 3,1

Samsun Ondokuzmayıs Lisesi 17 4,0

Samsun Denizcilik Teknik Meslek Lisesi 25 5,9

Samsun Anafartalar İ.Ö.O. 12 2,8

Samsun Adnan Ölmez İ.Ö.O. 16 3,8

Samsun Alparslan İ.Ö.O. 19 4,5

Samsun Aziz Atik Öğretmen Lisesi 22 5,2

Samsun İlkadım Kız Teknik ve Meslek Lisesi 20 4,7

Samsun Olgunlaşma Enstitüsü 17 4,0

Samsun Namık Kemal Lisesi 26 6,1

Samsun Anadolu Lisesi 18 4,2

Total 426 100,0

Araştırmaya katılan öğretmenlerin görev yaptıkları okullara göre dağılımları Tablo- 5’de gösterilmiştir. Bu verilere göre araştırmaya katılan öğretmenlerin görev yaptıkları okullara göre yüzde oranlarına bakıldığında 27 kişi %6,3 ile Havza Lisesinde, 23 kişi %5,4 ile Havza Merkez İlköğretim Okulunda, 30 kişi %7,0 ile Havza Teknik ve Endüstri Meslek Lisesinde, 25 kişi %5,9 ile Havza 25 Mayıs İ.Ö. Okulunda, 22 kişi %5,2 ile Havza Ticaret Meslek Lisesinde, 17 kişi %4,0 ile Havza Anadolu Lisesinde, 17 kişi %4,0 ile Havza Kız Meslek Lisesinde, 11 kişi %2,6 ile Havza İmam Hatip

Kızılırmak Lisesinde, 13 kişi %3,1 ile Bafra Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesinde, 13 kişi %3,1 ile Samsun İlkadım Atatürk İ.Ö. Okulunda, 17 kişi %4,0 ile Samsun Ondokuz Mayıs Lisesinde, 25 kişi %5,9 ile Samsun Denizcilik Teknik Meslek Lisesinde, 12 kişi %2,8 ile Samsun Anafartalar İ.Ö. Okulunda, 16 kişi % 3,8 ile Samsun Adnan Ölmez İ.Ö. Okulunda, 19 kişi %4,5 ile Samsun Alparslan İ.Ö. Okulunda, 22 kişi %5,2 ile Samsun Aziz Atik Öğretmen Lisesinde, 20 kişi %4,7 ile Samsun İlkadım Kız Teknik ve Meslek Lisesinde, 17 kişi %4,0 ile Samsun Olgunlaşma Enstitüsünde, 26 kişi %6,1 ile Samsun Namık Kemal Lisesinde, 18 kişi %4,2 ile Samsun Anadolu Lisesinde görev yapmaktadır.

Tablo-6: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin İdari Görev Değişkenine Göre Dağılımı

İdari Görev N f

Evet(idari görevi var) 52 12,2

Hayır(İdari görevi yok) 374 87,8

Total 426 100,0

Araştırmaya katılan öğretmenlerin idari görev değişkenine göre dağılımları Tablo- 6’da gösterilmiştir. Bu verilere göre araştırmaya katılan öğretmenlerin %87,8’inin idari görevi olmamakla birlikte, %12,2’sinin farklı idari görevleri bulunmaktadır.

Tablo-7: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Kıdem Değişkenine Göre Dağılımı

Çalışma Süresi N f

1 Yıldan Az 11 2,6

1-5 Yıl 47 11,0

6-10 Yıl 94 22,1

11-15 Yıl 103 24,2

16 Yıl ve Daha Fazla 171 40,1

Araştırmaya katılan öğretmenlerin idari görev değişkenine göre dağılımları Tablo- 7’de gösterilmiştir. Bu verilere göre araştırmaya katılan öğretmenlerden 171’inin %40,1 en yüksek oran ile 16 yıl ve daha fazla çalışma süresine sahip olduğu, 11’inin ise %2,6 en düşük oranla 1 yıldan az çalışma süresine sahip olduğu görülmektedir. Araştırma grubu içerisinde diğer dağılımlar; 47 kişi %11,0 ile 1-5 yıl, 94 kişi 22,1 ile 6-10 yıl, 103 kişi 24,2 ile 11-15 yıl çalışma sürelerine sahip olarak bulunmuştur.

Tablo 7’den de anlaşılacağı üzere araştırmaya katılan öğretmenlerin yarısından fazlası (24,2+40,1=%64,3) 11 yıldan daha fazla mesleki kıdem süresine sahiptir.

Tablo-8: Mesleki Tükenmişlik İfadeleri Frekans Dağılımı

Kesinlikle Katılmıyorum Katılmıyorum Kısmen Katılıyorum Katılıyorum Kesinlikle Katılıyorum Mesleki Tükenmişlik İfadeleri f % f % f % f % f % 1 Bu mesleği seçmiş olduğum için pişmanlık duyuyorum.

218 51,2 101 23,7 74 17,4 13 3,1 20 4,7

2 Mesleğime ilişkin işlerde çalışmayı sevmiyorum

219 51,4 124 29,1 37 8,7 24 5,6 22 5,2

3 Eğitimini almış olduğum mesleğime ilişkin bir iş yapmayı hiç düşünmedim.

223 52,3 130 30,5 36 8,5 18 4,2 19 4,5

4 İşverenler mesleğimin değerini veya önemini bilmiyor.

53 12,4 81 19,0 135 31,7 86 20,2 71 16,7

5 Mesleğime ilişkin

kendimi geliştirmekten

hoşlanırım. (-)

6 Mesleğimle ilgili hizmet

içi eğitim programlarına katılırım. (-)

17 4,0 40 9,4 118 27,7 134 31,5 117 27,5

7 İşyerinde mesleğimi ilgilendiren konulardaki fikir ve önerilerim dikkate alınmıyor.

80 18,8 143 33,6 139 32,6 43 10,1 21 4,9

8 Eğitim aldığım mesleğime ilişkin yeterince istihdam olanaklarının olmaması beni olumsuz etkiliyor.

51 12,0 88 20,7 115 27,0 108 25,4 64 15,0

9 Mesleğime ilişkin sadece rutin işler ile ilgilenmek istiyorum.

151 35,4 133 31,2 60 14,1 54 12,7 28 6,6

10 Mesleğime ilişkin çok fazla prosedür olmasından sıkıldım.

23 5,4 52 12,2 118 27,7 118 27,7 115 27,0

11 Eğitim aldığım mesleki alana yakın alanda eğitim alanlarda benimle aynı işi yapabiliyor.

64 15,0 100 23,5 110 25,8 99 23,2 53 12,4

12 Eğitim aldığım Meslek

çoğu insan tarafından istenilen ve imrenilen bir meslektir. (-)

29 6,8 63 14,8 111 26,1 136 31,9 87 20,4

13 Eğitimini aldığım

mesleğime ilişkin iş bulma imkanlarının sınırlı olması

beni olumsuz etkiliyor.

14 Mesleğime ilişkin aldığım eğitimin yetersiz ve yüzeysel olması beni olumsuz etkiliyor.

95 22,3 129 30,3 97 22,8 72 16,9 33 7,7

Araştırmaya katılan öğretmenlerin mesleki tükenmişlik ifadelerine göre frekans dağılımları Tablo-8’de gösterilmiştir. Bu verilere göre araştırmaya katılan öğretmenlerin %51,2’lik kısmı, “bu mesleği seçmiş olduğum için pişmanlık duyuyorum” ifadesine kesinlikle katılmadıklarını belirtmiştir. %7,8 gibi bir topluluk ise pişmanlık ifade etmektedir. Bu ifadeyle ilgili sonuç olarak; öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun mesleklerini isteyerek seçtikleri söylenebilir.

Öğretmenlerin %51,4’ü, “mesleğime ilişkin işlerde çalışmayı sevmiyorum” ifadesine kesinlikle katılmıyorken, %29,1’i aynı ifadeye katılmıyorum yanıtını vermiştir. Sonuç olarak öğretmenlerin %80’i aşkın oranda meslekleri ile ilgili işlerde çalışmayı sevdikleri söylenebilir.

Öğretmenlerin %8,7’lik kısmı, “eğitimini almış olduğum mesleğime ilişkin bir iş yapmayı hiç düşünmedim” ifadesine katılırken, geriye kalan büyük bir çoğunluk eğitimini aldıkları mesleği yapmak istediklerini belirtmiştir.

Öğretmenlerin %31,7’si, “ işverenler mesleğimin değerini veya önemini bilmiyor” ifadesine kısmen katıldıklarını, geriye kalanların büyük bir çoğunluğu ifadeye katıldıklarını söylemiştir. Sonuç olarak öğretmenlerin büyük bir çoğunlukla milli eğitim yöneticilerinin, icra ettikleri öğretmenlik mesleğine bakış açılarından memnun olmadıkları söylenebilir.

Araştırmaya katılan öğretmenlerin, “mesleğime ilişkin kendimi geliştirmekten hoşlanırım” ifadesine verdikleri, %38,7 oranında katılıyorum ve %45,5 oranında ise kesinlikle katılıyorum cevaplarına istinaden, öğretmenlerin büyük bir kısmının mesleki alanda kendilerini geliştirdikleri sonucuna varabiliriz.

Öğretmenlerin %80’inden fazlası, “iş yerinde mesleğimi ilgilendiren konulardaki fikir ve önerilerim dikkate alınmıyor” ifadesine katılmakla birlikte, uygulayıcı olarak fikir ve önerilerinin mesleklerini ilgilendiren konularda dikkate alınması gerektiğini vurgulamışlardır.

Öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu, “eğitim aldığım mesleğime ilişkin yeterince istihdam olanaklarının olmaması beni olumsuz etkiliyor” ifadesine katılmaktadır. Buna göre, ülkemizde eğitim fakültesi mezunlarının sayısının çok fazla, ancak atanan öğretmen sayısının kısıtlı olmasından dolayı öğretmen ve öğretmen adaylarının istihdam sıkıntısı çekme olasılıklarının yüksek olması kendilerini olumsuz etkilemektedir.

Öğretmenlerin %35,4’ü , “mesleğime ilişkin sadece rutin işlerle ilgilenmek istiyorum” ifadesine kesinlikle katılmazken, büyük bir çoğunluğun eğitim öğretim alanında diğer işlerle de ilgilendikleri ortaya çıkmaktadır. Ancak öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu bu işlerle ilgilenirken prosedürlerin çok fazla olmasında da yakınmaktadır.

Öğretmenlerin %25,8’i, “ eğitim aldığım mesleki alana yakın alanda eğitim alanlarda benimle aynı işi yapabiliyor” ifadesine kısmen katılırken, bu ifadenin sonucu branşlara göre değişiklik göstermektedir.

“Eğitim aldığım meslek çoğu insan tarafından istenilen ve imrenilen bir meslektir” ifadesine, öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu katılmaktadır. Ancak mesleki kıdemi fazla olan öğretmenler geçmişe kıyasla bu ifadenin geçerliliğini kaybettiğini düşünmektedir.

Öğretmenlerin %31,0’ı, “eğitim aldığım mesleğime ilişkin iş bulma imkanlarının sınırlı olması beni olumsuz etkiliyor” ifadesine kısmen katılmaktadır.

Öğretmenlerin mesleklerine ilişkin almış oldukları eğitimlerinin yetersiz ve yüzeysel olması ifadesine verdikleri yanıtların yüzdesel dağılımına baktığımızda; %22,3’ü bu ifadeye kesinlikle katılmamakta, %30,3’ü katılmamakta, %22,8’i kısmen katılmaktadır. Sonuç olarak kıdemli öğretmenler bu ifadeye katılmazken, mesleğe yeni başlayan öğretmenler aldıkları eğitimin yetersizliğinden yana tercihlerini kullanmıştır.

Tablo-9: İş Tükenmişlik İfadeleri Frekans Dağılımı Kesinlikle Katılmıyorum Katılmıyorum Kısmen Katılıyorum Katılıyorum Kesinlikle Katılıyorum İş Tükenmişlik İfadeleri f % f % f % f % f %

1 İşimin gereklerini layıkıyla

yerine getirdiğimi düşünüyorum. (-)

14 3,3 12 2,8 34 8,0 172 40,4 194 45,5

2 Keşke paraya ihtiyacım olmayıp, keyfime göre bir iş yapabilseydim

62 14,6 120 28,2 81 19,0 89 20,9 74 17,4

3 İşyerinde getirdiğim öneri ve

eleştiriler dinleniyor ve dikkate alınıyor. (-)

14 3,3 48 11,3 132 31,0 169 39,7 63 14,8

4 İşverenin beklentilerini karşılayamamak beni olumsuz etkiliyor.

98 23,0 147 34,5 110 25,8 58 13,6 13 3,1

5 İşyerinde kariyer imkanının olmaması ve gelişme yolumun kapalı olduğunu düşünüyorum.

56 13,1 87 20,4 110 25,8 110 25,8 63 14,8

6 İş yerinde iş arkadaşlarımdan nefret ediyorum.

244 57,3 119 27,9 36 8,5 13 3,1 14 3,3

7 İşyerinde aldığım ücreti yetersiz buluyorum.

41 9,6 42 9,9 116 27,2 96 22,5 131 30,8

8 Sosyal güvencenin olmaması veya yetersiz olması beni olumsuz etkiliyor.

224 52,6 173 40,6 26 6,1 2 0,5 1 0,2

9 İşime ilişkin gelişmeleri takip etme konusunda isteksiz

hissediyorum.

10 Yönetici ve çalışma

arkadaşlarımla uyumsuzluk beni olumsuz etkiliyor

93 21,8 129 30,3 92 21,6 76 17,8 36 8,5

11 İşyerinde kurumsallaşmanın olmaması beni olumsuz etkiliyor.

65 15,3 153 35,9 134 31,5 57 13,4 17 4,0

12 İşyerinde bilgi, beceri ve yetenekler dikkate alınarak iş verilmemesi işten soğumama neden oluyor.

59 13,8 111 26,1 113 26,5 109 25,6 34 8,0

Araştırmaya katılan öğretmenlerin iş tükenmişlik ifadelerine göre frekans dağılımları Tablo-9’da gösterilmiştir. Bu verilere göre araştırmaya katılan öğretmenlerin %45,5’i, “işimin gereklerini layıkıyla yerine getirdiğimi düşünüyorum” ifadesine kesinlikle katılırken, %3,3’ü kesinlikle katılmıyorum değerlendirmesini seçmiştir. Bu değerlere göre öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu, işlerini layıkıyla yaptıklarını düşünmektedirler.

Öğretmenlerin %57’ye yakını, “keşke paraya ihtiyacım olmayıp, keyfime göre bir iş yapabilseydim” ifadesine katılırken, geri kalanı yaptıkları işten memnun olduklarını belirtmiştir. Yine öğretmenlerin büyük bir çoğunluğu işyerinde getirmiş oldukları öneri ve eleştirilerin dikkate alındığını belirtmişlerdir.

Öğretmenlerin büyük bir çoğunluğunun işyerinin beklentilerini karşılayamamalarına yönelik bir olumsuzlukla karşı karşıya olmadıkları tespit edilmiştir.

Öğretmenlerin %51,6’lık kısmı kısmen ve katılmak suretiyle, “işyerinde kariyer imkanının olmaması ve gelişme yolumun kapalı olduğunu düşünüyorum” ifadesiyle, kariyer olanaklarının kısıtlı olduğunu belirtmiştir.

Öğretmenlerin %57,3’ü, “işyerinde iş arkadaşlarımdan nefret ediyorum” ifadesine kesinlikle katılmazken, %3,3’lük kısmı ise kesinlikle katılıyorum cevabını vermiştir. Buna göre öğretmenler arasındaki nefret ve çekişmenin çok az seviyede olduğu söylenebilir.

Araştırmaya katılan öğretmenlerin çok büyük bir çoğunluğu (f=27,2+22,5+30,8=80,5) %80,5’lik bir oranla, işyerinde almış oldukları ücreti yetersiz bulmaktadır. Sosyal güvence ile ilgili kaygısı bulunan öğretmenlerin yüzdesi ise, 0,5’tir. Öğretmenlerin %2,8’i, işleriyle ilgili konularda gelişmeleri takip etmezken, büyük bir çoğunluğu işleri ile ilgili gelişmeleri takip etmektedir.

Öğretmenlerin yönetici ve çalışma arkadaşlarıyla uyumlarının kendilerini olumsuz etkileme oranları ise yaklaşık %50 oranında dağılım göstermektedir.

Öğretmenlerin %35,9’u, “işyerinde kurumsallaşmanın olmaması beni olumsuz etkiliyor” ifadesine katılmazken, %31,5’i ise, kısmen bu ifadeye katılmaktadır.

Araştırmaya katılan öğretmenlerin %52,7’si “işyerinde bilgi, beceri ve yetenekler dikkate alınarak iş verilmemesi işten soğumama neden oluyor” ifadesine kısmen ve katılıyorum cevaplarını vermiştir. Bu ifadenin sonucu olarak öğretmenlerin liyakat ve yeteneklerinin iş dağıtımında çok fazla öneminin olmadığı ve bu yüzden işten soğudukları söylenebilir.

Tablo-10: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Mesleki Tükenmişlik ve İş Tükenmişliği Genel Ortalamaları

N s.s. Minimum Maksimum Mesleki Tükenmişlik Ortalaması 426 2,8447 ,44545 1,21 4,43 İş Tükenmişliği Ortalaması 426 2,7692 ,48090 1,50 4,67

Araştırmaya katılan öğretmenlerin mesleki tükenmişlik ve iş tükenmişliği genel ortalamaları Tablo 10’da verilmiştir. Tablo-10 incelendiğinde mesleki tükenmişlik ortalamasının =2,8447 olduğu, iş tükenmişliği ortalamasının da =2,7692 olduğu görülmektedir. Aralarında 0,0755’lik bir farklılaşmanın olduğu gözlenmektedir.

Tablo-11: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Mesleki Tükenmişliklerinin İş Tükenmişliğine Etkileri (Regrasyon)

Model r r2 p

1 ,484a ,235 19,788 ,000a

Bağımsız Değişken: İş Tükenmişliği Ortalaması

Araştırmaya katılan öğretmenlerin mesleki tükenmişlik düzeyleri ile iş tükenmişliği düzeyleri arasındaki ilişki,Tablo-11’ de gösterilmiştir. Buna göre ilişki r=,484 olarak tespit edilmiştir. Bu değer mesleki tükenmişlik ile iş tükenmişliği arasında dikkate değer bir ilişkinin varlığını göstermektedir.

Diğer yandan, Araştırmaya katılan öğretmenlerin r2 sütunundaki bağımsız değişken durumundaki “İş Tükenmişliğinin” bağımlı değişken durumundaki “Mesleki Tükenmişliğe” ait varyansı %23 oranında açıkladığı, diğer bir ifade ile öğretmenlerin mesleki tükenmişliklerinin %23’ünün iş tükenmişliğine etkisinin olduğu görülmektedir. Diğer bir ifade ile öğretmenlerin mesleki tükenmişliklerinin, iş tükenmişliğine etkilerinin p=0,000 ve p<0,01 önem düzeyinde istatistiksel olarak anlamlı olduğu görülmektedir.

Tablo-12: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Yaş Değişkeni Açısından Mesleki Tükenmişlik ve İş Tükenmişliği Farklılaşması

Yaş Değişkeni N s.s. F p Mesleki Tükenmişlik Ortalaması 20-25 16 2,7366 ,26817 ,789 ,533 26-30 62 2,9217 ,52580 31-35 107 2,8451 ,41132 36-40 100 2,8179 ,48894 41 ve üzeri 141 2,8419 ,41543 Toplam 426 2,8447 ,44545 İş Tükenmişliği Ortalaması 20-25 16 2,3594 ,37481 3,403 ,009 26-30 62 2,8320 ,51866 31-35 107 2,7523 ,44546 36-40 100 2,8017 ,54016 41 ve üzeri 141 2,7778 ,43731 Toplam 426 2,7692 ,48090

Araştırmaya katılan öğretmenlerin yaş değişkeni açısından mesleki tükenmişlik ve iş tükenmişliği farklılaşması değerleri Tablo-12’de gösterilmiştir. Bu tabloya göre öğretmenlerin yaşları ile mesleki tükenmişlik ortalamaları arasında (F=0,789 ve p=0,533) 0,05 önem düzeyinde anlamlı bir farklılaşmaya rastlanmamıştır. Diğer bir ifadeyle H1.a hipotezi yeterli kanıtla desteklenememiştir.

Diğer yandan araştırmaya katılan öğretmenlerin yaş değişkeni açısından iş tükenmişlik değerleri Tablo-12’de gösterilmiştir. Buna göre öğretmenlerin yaş değişkeni ve iş tükenmişlik ortalamaları arasında (F=3,403 ve p=0,009) p<0,05 önem düzeyinde anlamlı bir farklılık olduğu görülmüştür. Bu sonuca göre H1.bhipotezi yeterli

kanıtla desteklenmiştir. Mesleğe yeni başlayan 20-25 yaş aralığındaki öğretmenler iş

tükenmişliğini daha az yaşarken ( =2,3594), yaş ortalaması arttıkça iş tükenmişliğinin de arttığı görülmektedir. Bu artış 26-30 yaş aralığında =2,8320 ve 36-40 yaş aralığında =2,8017 olarak tespit edilmiştir.

Tablo-12.1: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Yaş Değişkeni Açısından Meslek ve İş Tükenmişliği İlişkisi (Korelasyon)

Yaş Grupları N r p Mesleki Tükenmişlik ve İş Tükenmişliği İlişkisi 20-25 16 ,302 ,256 26-30 62 ,387 ,002 31-35 107 ,457 ,000 36-40 100 ,543 ,000 41 ve üzeri 141 ,519 ,000 Toplam 426

Araştırmaya katılan öğretmenlerin yaş değişkeni açısından mesleki tükenmişlikleri ile iş tükenmişlikleri arasındaki ilişkiye bakılmış olup, Tablo 12.1’de gösterilmiştir. Tablodan da anlaşılacağı üzere mesleki tükenmişlik ve iş tükenmişliği arasında yaş gruplarına göre kuvvetli bir ilişki tespit edilmiştir.

Diğer yandan en kuvvetli ilişkinin r=543 ile 36-40 yaş aralığında, en zayıf ilişkinin ise r=302 ile 20-25 yaş aralığında olduğu görülmektedir. Ayrıca 20-25 aralığı hariç tüm yaş gruplarında p<0,05 önem düzeyinde anlamlı bir ilişki olduğu görülmektedir. Bu veriler ışığında yaş aralığı arttıkça mesleki tükenmişlik ile iş tükenmişliği arasındaki ilişkinin arttığı söylenebilir.

Tablo-12.2: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Yaş Değişkeni Açısından Meslek ve İş Tükenmişliği Farkları Yaş Değişkeni N s.s. t p Mesleki Tükenmişlik ve İş Tükenmişliği Farkları 20-25 16 ,37723 ,38953 3,874 ,001 26-30 62 ,08967 ,57821 1,221 ,227 31-35 107 ,09279 ,44746 2,145 ,034 36-40 100 ,01619 ,49375 ,328 ,744 41 ve üzeri 141 ,06417 ,41848 1,821 ,071 Toplam 426

Araştırmaya katılan öğretmenlerin yaş değişkeni açısından mesleki tükenmişlikleri ile iş tükenmişlikleri arasındaki farklara bakılmış olup, Tablo 12.2’de gösterilmiştir. Tablodan da anlaşılacağı üzere mesleki tükenmişlik ve iş tükenmişliği arasındaki farkın, yaş gruplarına göre 20-25 yaş aralığında =,37723 (p=0,001) p<0,05 ve 31-35 yaş aralığında =,09279 (p=0,034) p<0,05 önem düzeyinde anlamlılık kazandığı görülmektedir. Diğer yandan en az farkın, =,01619 ortalama ile 36-40 yaş aralığında görüldüğü söylenebilir.

Tablo-13: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Cinsiyet Değişkeni Açısından Mesleki Tükenmişlik ve İş Tükenmişliği Farklılaşması

Cinsiyet N s.s. t p Mesleki Tükenmişlik Ortalaması Bayan 203 2,8550 ,42585 ,455 ,650 Bay 223 2,8354 ,46334 İş Tükenmişliği Ortalaması Bayan 203 2,8153 ,47084 1,894 ,059 Bay 223 2,7272 ,48714

Araştırmaya katılan öğretmenlerin cinsiyet değişkeni açısından mesleki tükenmişlik ve iş tükenmişliği farklılaşması değerleri Tablo-13’de gösterilmiştir. Araştırmaya katılan öğretmenlerin cinsiyet değişkeni açısından mesleki tükenmişliklerine bakıldığında (p=,650) p<0,05 önem düzeyinde anlamlı bir farklılaşmaya rastlanmamıştır. Araştırmaya katılan öğretmenlerin cinsiyetleri mesleki tükenmişlerine etki etmemiş, başka bir deyişle farklılık yaratmamıştır. Bu sonuca göre H2.a hipotezi

yeterli kanıtla desteklenememiştir.

Diğer yandan araştırmaya katılan öğretmenlerin cinsiyet değişkeni açısından iş tükenmişliğine bakıldığında (p=,059) p<0,05 önem düzeyinde anlamlı bir farklılaşmaya rastlanmamıştır. Araştırmaya katılan öğretmenlerin cinsiyetleri iş tükenmişliğinde farklılık yaratmamıştır. Bu sonuca göre H2.b hipotezi yeterli kanıtla

desteklenememiştir.

Tablo-13.1: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Cinsiyet Değişkeni Açısından Mesleki Tükenmişlik ve İş Tükenmişliği İlişkisi (Korelasyon)

Cinsiyet N r p Mesleki Tükenmişlik ve İş Tükenmişliği İlişkisi Bayan 203 511 ,000 Bay 223 464 ,000

Araştırmaya katılan öğretmenlerin cinsiyet değişkeni açısından mesleki tükenmişlikleri ile iş tükenmişlikleri arasındaki ilişkiye bakılmış olup, Tablo 13.1’de gösterilmiştir. Tablodan da anlaşılacağı üzere mesleki tükenmişlik ve iş tükenmişliği arasında cinsiyet değişkenine göre kuvvetli bir ilişki tespit edilmiştir.

Diğer yandan en kuvvetli ilişkinin r=511 ile bayan öğretmenlerde olduğu görülmektedir. Buna göre bayan öğretmenlerde mesleki tükenmişlik ve iş tükenmişlik ilişkisinin, erkek öğretmenlere oranla daha fazla yaşandığı görülmektedir.

Tablo-13.2: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Cinsiyet Değişkeni Açısından Mesleki Tükenmişlik ve İş Tükenmişliği Farkları

Cinsiyet N s.s. t p Mesleki Tükenmişlik ve İş Tükenmişliği Farkları Bayan 203 ,03976 ,44532 1,272 ,205 Bay 223 ,10816 ,49256 3,279 ,001

Araştırmaya katılan öğretmenlerin cinsiyet değişkeni açısından mesleki tükenmişlikleri ile iş tükenmişlikleri arasındaki farklara bakılmış olup, Tablo 13.2’de gösterilmiştir. Tablodan da anlaşılacağı üzere mesleki tükenmişlik ve iş tükenmişliği arasındaki fark erkek öğretmenlerde p=0,001 önem düzeyinde anlamlı bir farklılık yaratmıştır. Diğer yandan bayan öğretmenlerin mesleki tükenmişlik ve iş tükenmişliği farkını erkek öğretmenler kadar kuvvetli yaşamadığı görülmektedir.

Tablo-14: Araştırmaya Katılan Öğretmenlerin Branş Değişkeni Açısından Mesleki Tükenmişlik ve İş Tükenmişliği Farklılaşması

Branş N s.s. F p Mesleki Tükenmişlik Ortalaması Ana Sınıfı Öğretmeni 5 2,5429 ,37998 2,785 ,040 Sınıf Öğretmeni 66 2,9632 ,48368 Meslek Öğretmeni 138 2,8018 ,46540 Kültür Öğretmeni 217 2,8430 ,41520 Total 426 2,8447 ,44545 İş Tükenmişliği Ana Sınıfı Öğretmeni 5 2,5000 ,55590 1,361 ,254

Ortalaması Sınıf Öğretmeni 66 2,7626 ,50282 Meslek Öğretmeni 138 2,7240 ,43573 Kültür Öğretmeni 217 2,8061 ,49845 Total 426 2,7692 ,48090

Araştırmaya katılan öğretmenlerin branş değişkeni açısından mesleki tükenmişlik ve iş tükenmişliği farklılaşması değerleri Tablo-14’de gösterilmiştir. Bu tabloya göre öğretmenlerin branşları ile mesleki tükenmişlik ortalamaları arasında (F=2,785 ve p=,040) p<0,05 önem düzeyinde anlamlı bir farklılık olduğu görülmektedir. Bu sonuca göre H3.ahipotezi yeterli kanıtla desteklenmiştir. Bu farklılaşmaya göre mesleki tükenmişlik, sınıf öğretmenlerinde diğer branş öğretmenlerine göre daha fazla ortalamaya, =2,9632 sahip olmakla birlikte, sınıf öğretmenlerini sırasıyla kültür öğretmenleri ve meslek öğretmenleri takip etmektedir. Mesleki tükenmişlik de en az farklılaşmanın =2,5429 ortalama ile ana sınıfı öğretmenlerinde görüldüğü söylenebilir.

Araştırmaya katılan öğretmenlerin branş değişkeni açısından iş tükenmişlik değerleri Tablo-14’de gösterilmiştir. Bu tabloya göre öğretmenlerin branşları ile iş tükenmişlik ortalamaları arasında (F=1,361 ve p=,254) p<0,05 önem düzeyinde anlamlı

Benzer Belgeler