• Sonuç bulunamadı

1.1. Modern Belediyeciliğin Temel Yaklaşımları

1.2.7. Merkezin Yerel Halka Güven Duyması

Proudhon ‘komünün özgürlüğü olmadan birey yarı özgürdür’(Bumin,1998: 22) demiştir. Yani yerel anlamda yeterli bir özerkliğe sahip olmamak bireylerin özgürlüklerine engel olabilir. Yerel, özgür olmadığı müddetçe merkezin baskıcı kuralları altında toplumsal gelişmenin çoğunlukla sağlanamadığı gibi, bireylerin haklarını gerçekleştirebilmesi, farklılıklarını yaşayabilmesi de mümkün olamayabilir. Bu yapı toplumda iç çatışma ve huzursuzluğu doğurabilecektir.

Merkezin baskısı altında kalmış yerel yönetim de halkının gereksinimlerini belirleme ve giderme çalışmalarında ilgisiz veya yetersiz kalabilir. Bu bakımdan yerel bağımsızlık sağlanmalıdır. Ancak bu serbestlik, yerel yönetimlerin bütünüyle bağımsız hareket etmesi anlamına gelmeden ülkenin temel çıkar ve hedefleri doğrultusunda yerel halka hizmet götürme anlamında olabildiğince özgür bırakılma şeklinde olmalıdır.

Yerel yönetim ademi merkeziyet olarak tarif edilen, merkezi kuruluşun uzakta bulunan bir örgüte, kendi adına kullanılmak üzere belirli işlevlerin yerine getirilmesi için verdiği yetki genişliği, merkezin yaptığı bazı işlevlerin ve merkezin işlevlerinin dışında kalanların yasalar uyarınca oluşturulan yerel kuruluşlarca yerine getirilmesi için siyasal ve mali bir takım yetkilerin verilmesidir (Çevikbaş, 1995:69). Bu yetkiler sınırsız olmadığı gibi yerel halkın kendi geleceği ve refahı için alacağı kararlara da sınırlayıcı olmamalıdır.

Halkla ilişkiler köklerini demokraside bulmaktadır. Diyaloğun, anlayışın ve iknanın oluğu demokratik ortamlar, halkla ilişkiler açısından stratejik planlamaları gerçekleştirme olanağı verir. Yönetimin verimli ve etkin hizmet sunabilmesi için halkla ilişkilerin doğrudan katkı sağlayacağı kabul edildiğinde; yerel özgürlüğün de bu ölçüde gerçekleştirilmesi gereği kabul edilmelidir. Çünkü yerel özgürlüklerin sağlanmadığı merkezi yönetimin hem politikaları hem de finansmanı baskıcı bir biçimde denetlediği durumlarda temeldeki hatayı ne halkla ilişkiler ne de tevildeki çabalar değiştirebilir (Eddison, 1990:256).

Merkezin yerelle olan ilişkisi ülke yönetim geleneğine göre farklılıklar gösterebilmektedir. Bu, genel anlamda yereli denetleme şeklinde bir ilişkidir. Bu denetim üç aşamada gerçekleştirilebilir. Merkezi idare yerel yönetim kararlarını incelemek üzere yargıya havale edebilir. Yerel kararları

onaylamak, ertelemek ya da veto etmek yetkisine sahip olabilir. Üçüncü olarak da merkezi idare yerel yönetimler adına karar alma hakkını kendisinde görebilir (Bilgiç, 1998: 465).

Clarke ve Stewart da, bu ilişkiyi özerklik, yetkisizlik araç işlevi ve etkileşim modeli olarak ele almıştır (Eddison,1990:245). Özerk yönetimde yerel anlamda birçok kararı alma yetkisi ve kendi kaynak yapısını belirleme gibi yetkiler vardır. Yetkisiz araç işlevinde ise her şey merkezin belirlemeleriyle olmaktadır. Etkileşim modeli ise her ikisinin arasındadır. Eddison Türkiye’deki durumun etkileşim modeli olduğunu söylemiş ancak asıl durumun yetkisiz araç işlevi olduğunu ifade etmiştir. Çünkü hem kaynak sıkıntısı hem de siyasal baskı vardır. Türkiye’de yerel yönetimlere yüklenmiş çok önemli görevler olmasına karşın bu görevlerin gerektirdiği yetkiden aynı yönetimler yoksun bırakılmışlardır (Çevikbaş,1995:90). Bakanlıkların taşra teşkilatlarının yapmakla yükümlü oldukları görevler özellikle belediyeleri zora sokabilmektedir. Çünkü halkın taşra teşkilatlarından ziyade belediyelerden rahatlıkla talepte bulunabilme isteklilikleri yetki yetersizliği nedeniyle olumlu olarak sonuçlandırılamayabilir Ayrıca merkezi iktidar ile yerel iktidar arasındaki fark da önemli bir sorun olarak ortaya çıkabilmektedir.

Bu açıdan merkezi yönetim ile yerel yönetim arsındaki ilişkiyi belirlerken kamusal düzen, kamu çıkarı ve gereklerine

uygunluk, kamusal etkinlik ve verimlilik, hizmet ölçütü, mali denklik, hizmetlerin finansmanı ve kaynak tespitinde öznel şartların gözönüne alınması ve bunlara uyulması gereklidir (Tamer,1997:45).

Yerel halkın ihtiyaçları ve istekleri dikkate alınarak ortaya konan belirlemeler hem yerel toplumu hem de ulusal demokrasiyi geliştirebilecektir. Ancak burada yerel serbestlikle ilgili aşağıda belirtilen sakınca ve yapılması gerekenler üzerinde durulmalıdır.

• Kentli haklarının gerçekleştirilmesi yerel özerklikle daha güvende olacaktır. Yerel yönetim yöre halkının çeşitlilik gösteren gereksinimlerini, hak ve özgürlük istemlerini duyurmaya, anlatmaya olanak sağlaması açısından özeksel (merkezi) yönetimden daha elverişlidir (Geray,1998: 340). • Hizmetlerde ölçek ekonomisinin tam olarak sağlanamaması, ülke, bölge ve kent ölçeğinde tamamlanması gereken hizmetler ve işgören kuruluşlar arasında kopukluklara sebep olmakta ve hizmette uygun iş bölümü sağlanamamaktadır (Zengin,1999:119). Dolayısıyla hizmetlerde verimlilik ve etkililik ilkesinin dışına çıkılabilmektedir.

• Her şeyin merkezden çözülmeye çalışılması kırsalı tembelleştirmektedir (Tamer,1997:44). Merkezin aktif uygulayıcı olduğu bir ortamda üretkenlik yok olabilir. Çünkü yerelin konum ve şartları gözönüne alınmadan çözümler üretilmesi nedeniyle halkın kendi sorunlarına çare arama

çabaları yok edilebilmektedir. Bu ise hazırın tüketildiği gelişimin ve verimliliğin sağlanamadığı bir durumdur. Ayrıca herhangi bir gayret içinde olmayan yerel halkın, yönetimden bir talepte bulunma isteği kalmamakta dolayısıyla demokrasinin gelişimi engellenmektedir.

• Yerel ile merkez arsındaki dengesizlik, kaynakların yanlış kullanımına neden olabilir. Para merkezde olduğu için başkanın özel gayretleri, bu kaynakların aktarılmasında önemli olmaktadır. Dolayısıyla harcama konusunda hem belediyecilerde hem de halkta bir duyarsızlık ortaya çıktığı için kaynaklar israf edilmektedir (Yalçındağ,1998:370).

Genel olarak bakıldığında halkla ilişkiler demokrasinin mevcut olduğu ortamlarda hayat bulabilir. Bu açıdan belediyelerde başarılı uygulamalar için her şeyden önce merkezi hükümetin yerel yapıya güven duyması gerekmektedir. Bu güven, yalnızca güven vermek şeklinde değil demokratikleşmeyi sağlamak şeklinde gerçekleşmelidir (Tamer,1997:46).

2. KUSURSUZ BİR YÖNETİM İÇİN HALKLA