• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 1: KAVRAMSAL ÇERÇEVE VE ĠLGĠLĠ ARAġTIRMALAR

1.1. Okul Güvenliği

1.1.8. Okul Güvenliğine Etki Eden DıĢ Unsurlar

1.1.8.6. Medya, Ġnternet, Bilgisayar Oyunları

ĠletiĢim araçları yaĢamlarını sürdürebilmek için heyecan verici çeĢitli olaylara gereksinim duyarlar ve bu bakımdan Ģiddet onların yaĢamsal gıdaları gibidir (Michaud, 1991).

Vural‟a (1998) göre medya, bireylerin Ģiddeti algılayıĢ ve değerlendiriĢini iki Ģekilde etkilemektedir:

1. Gözlemsel öğrenme (modelleme etkisi): Bireyler medyada gördükleri Ģiddet olayları ile “insanlara zarar vermenin” ve “Ģiddet”in yeni Ģekillerini öğrenerek davranıĢlarına katmaktadır. Birey olay kahramanlarını model alarak, onlarla özdeĢleĢip, onaylanmayan bu tür davranıĢları kendi yaĢamında kalıcı kılan bir tutum haline dönüĢtürmektedir.

2. DuyarsızlaĢma: Duygu körlüğü, bireyin belli bazı konu ve olayları kanıksayarak bunlara duyarsız kalmasıdır. Bireylerin sıklıkla kiĢilerarası silahlı çatıĢmalara ve bu çatıĢmalarda ölen insanlara gerek gerçek yaĢamda gerekse televizyonda tanık olması, sokak ortasında can çekiĢirken görüp yardıma koĢmak konusunda duyarsız kalmalarının nedenlerinden birisi olabilir.

ġiddetin ciddi bir biçimde iĢlendiği, kurbanlara ve baĢ rol oyuncularına acı verici, huzursuzluk yaratıcı bir eylem olarak anlatıldığı filmlerde izleyiciler Ģiddetin tehlikesini ve acısını, onun sonuçlarını baĢkalarının deneyimleri yoluyla öğrenmektedirler. Ancak çoğu eğlence programları Ģiddeti her hangi bir değere odaklanmaksızın yalnızca içsel heyecanlar için kullanmaktadır. Özel efektlerle ve grafiksel olarak resmedilerek Ģiddet çekici hale getirilmektedir. Cinsel alanlarda Ģiddetin komik öğelerle iĢlenmesi baĢkalarının canını acıtma ile olumlu duyguları iliĢkilendirmektedir (AAP, 2001). Yörükoğlu‟na (1992) göre televizyonun çocuk üzerindeki olumsuz etkileri Ģunlardır:

 Çocuklar gerçekle gerçek olmayanı ayırt etmekte güçlük çekerler. Bu nedenle Süpermen gibi uçmaya çabalar, kavga sahnelerini arkadaĢları üzerinde denemeye çalıĢırlar.

 Küçük çocuklar kanlı, öldürmeli, boğmalı sahnelerle dolu filmlerden korkup sinerler, gece ve gündüz korkuları, ürkeklik, çekingenlik geliĢtirebilirler.

Tom ve Jery türünden çizgi filmlerde kahramanlar film boyunca yüzlerce kez tavana çarpıyor, vücutlarının üstünden tanklar geçiyor. Fakat sonuçta bir Ģey olmuyor ve bu „sonuçsuz Ģiddet‟ çocukların belleklerinde, yumruklanan ya da yüksekten atılan canlıların bir silkelenip yeniden hayata dönebilecekleri yönünde bir mesaja dönüĢüyor. Küçük çocuklar Ģiddet uyguladıklarında kurbanın acı çekmesine aldırmadan yaptıkları Ģeyi sürdürebiliyorlar. Danimarka‟da yapılan bir araĢtırma, Tom ve Jery izleyerek büyümüĢ çocukların ilk sokak kavgalarından sonra yumrukladıkları arkadaĢlarının niye bu kadar hasar aldığına ĢaĢırdıklarını ortaya koymuĢtur (Dündar, 1996).

ABD'deki Iowa Devlet Üniversitesi'nde yapılan bir araĢtırmaya göre çocuklar, çizgi film karakterlerini, gerçek hayattan kiĢiler olarak algılıyor. Çizgi filmlerde yer alan Ģiddet içerikli sahnelerin diğer programlara göre daha çok daha fazla olduğunu söyleyen akademisyenler, bunun çocukların hayal gücünü ve psikolojisini olumsuz yönde

etkilediğini söylüyor. Psikologlar, yaĢları 10 ile 11 arasında değiĢen kızların izlediği Lost, Buffy the Vampire Slayer (Buffy-Vampir Avcısı), American Idol, Scooby Doo ve Pokemon gibi farklı yelpazedeki programların Ģiddet seviyelerinin analizini yaptı. Aralarında pek çok çizgi filmin bulunduğu programların çocukların agresif bireyler olmasına neden olduğu ve Ģiddete daha yatkın oldukları tespit edildi. AraĢtırma aynı zamanda video oyunlarının da bu gruba girdiğini, fantastik içerikli olan bu zengin görselli oyunların aslında yine çocukların ruh sağlığı açısından zararlı etki bırakabileceğini de ortaya koydu (AkĢam gazetesi, 07.03.2009 ).

Televizyon izlemenin Ģiddet üzerindeki etkisiyle ilgili ilk laboratuar deneyini Bandura ve arkadaĢları gerçekleĢtirmiĢtir. Bu çalıĢmada çocuklara dört farklı durum izletilmiĢtir. Birinci durumda çocuklar, oyun sırasında biri diğerine karĢı fiziksel saldırganlıkta bulunan ve bu saldırganlığından dolayı ödüllendirilen erkek çocuğu izlemiĢlerdir. Ġkinci durumda, çocuklar aynı filmi bu kez saldırgan davranıĢta bulunan çocuğun cezalandırıldığı biçimde izlemiĢlerdir. Üçüncü durumda, saldırgan davranıĢ içermeyen bir film izlemiĢler ve dördüncü durumda da çocuklara film izletilmemiĢtir. Sonuçta tüm çocuklar, içinde bir bebeğin de bulunduğu oyuncaklarla oynarken izlenmiĢlerdir. Bandura ve arkadaĢları, deney sonucunda saldırganlığından dolayı ödül alan çocuğun filmini izleyen çocukların diğerlerine göre daha çok saldırganlık gösterdiği bulunmuĢtur. AraĢtırma sonucunda kızların erkeklerden daha az saldırganlık gösterdiği görülmüĢtür (Çetin, 2004).

Samancı‟nın (2006) Ģiddet içerikli bilgisayar oyunlarının ilköğretim öğrencileri üzerindeki etkileri adlı nitel çalıĢmasında görüĢülen ilköğretim öğrencileri, bilgisayar oyunlarının kendileri üzerindeki olumsuz etkilerini aĢağıdaki gibi sıralamıĢlardır:

1- ġiddet içerikli oyunların etkisinde kalma, 2- Aile içi çatıĢmalar yaĢama,

3- Derse olan ilgi ve motivasyonu azaltma, 4- Göz sağlığını olumsuz etkileme,

Velilere göre ise çocukların bilgisayar oyunlarından olumsuz yönde etkilenmelerinin nedenleri Ģunlardır:

1- Okulda çocukların bilgisayarla ilgili ödev ve proje yapmaya yönlendirilmemeleri, 2- Ailenin evde çocuğu yönlendirmedeki yetersizliği,

3- Çevrenin olumsuz etkisi,

4- Evde çocuğun bilgisayar oyunları ile meĢgul edilmesi düĢüncesi.

Ayrıca velilere göre bilgisayar oyunları çocukların; ruh sağlıkla, ders baĢarılarını, bedensel geliĢimlerini, sosyal geliĢimlerini, göz sağlıklarını ve anne babalarıyla olan iletiĢimlerini olumsuz yönde etkilemektedir.

Saldırgan davranıĢta bulunan bir modeli izlemek saldırganlığı arttırdığından hareketle televizyonda Ģiddet içeren programları, filmleri azaltmak doğru olacaktır.

Jamaika‟da 1974‟te suçu azaltmaya yönelik program kapsamında titiz bir silah kontrolü ve televizyonlarda silah içeren sahnelere uygulanan sansür sonucunda bir sonraki yıl soygunlarda %25, öldürücü olmayan silah kullanmalarda %37 azalma olmuĢtur (Myers 1996).