• Sonuç bulunamadı

2.2. Sağlık Turizmi Çeşidi Olarak Medikal Turizm ve Kapsamı

2.2.4. Medikal Turizmin Tarihsel Gelişimi

Günümüzde küreselleşmenin de etkisiyle medikal turizm kapsamında dünya üzerindeki seyahatlerde ciddi miktarda artış olduğu görülmektedir. Bununla paralel olarak sağlık hizmeti sağlayan ülkelerde de artışlar mevcuttur (Connell, 2006: 1094; Horowitz ve Rosensweig, 2007a: 25; Ramirez de Arellano, 2007: 195). Ancak, sağlık nedenleriyle seyahatlerin yapılması yeni değildir ve ziyaretçilerin termal sulara ve kıyı yerlere seyahat etmeleri çok eski tarihlere dayanmaktadır (Hall, 2011: 4). Yüzyıllar boyunca hastalar, daha iyi ve teknik tedavileri sunan yerlere akın etmekte iken, kendi ülkelerinde mümkün olmayan yüksek kalitede sağlık hizmetlerini de almayı düşünmektedirler (Veerasoontorn ve Beise-Zee, 2010: 249).

Sağlık amaçlı seyahatlerin tarihçesine bakıldığında 19. yüzyıla kadar olan süreçte daha çok spa, wellness ve termal turizm amaçlı seyahatlerin yapıldığı görülmektedir (Sanner, 2000: 16). Eski Yunanlar kapsamlı olarak sağlık turizmi ağının temellerini atan ilk medeniyettir. Fakat bu dönemdeki sağlık amaçlı seyahatler, kaplıca merkezlerine yapılan seyahatlerdir. Bu merkezlerde psikiyatrik amaçlarla su ve çamur tedavileri, müzikle ve bitkilerle tedaviler uygulanmaktaydı (Ongun, 2013: 40).

Her ne kadar termal turizm amaçlı seyahatlerin yoğun olduğu bilinse de bu dönemlerde medikal ve tıbbi amaçlarla da seyahat edildiği kaydedilmiştir (Jadhav, 2014: 110; Yu ve Ko, 2012: 80). Sağlık amaçlı seyahatlerin Antik Roma döneminden öncesinde yapıldığı bilinmektedir (Cormany ve Baloglu, 2011: 709) ve Antik uygarlıklar bu konuda önemli katkıda bulunmuşlardır (Debata vd., 2013: 718).

Sümerler M.Ö. 4.000 yıllarında sıcak su kaynaklarının etrafında sağlık tesisleri inşa etmişlerdir. Bu tesisler su akan havuzlar içeren çok büyük tapınakları içermekteydi (Health Tourism, https://www.health-tourism.com). M.Ö. 2.000’li yıllarda ise, günümüzde İsviçre'de St. Moritz olarak bilinen tepe kabileleri, demir bakımından zengin mineral kaynaklarında banyo yapmanın ve bu suyu içmenin sağlığa olan faydalarının farkına varmışlardır. Suyu içmede kullandıkları tunç kapların aynıları Fransa ve Almanya'da da bulunmuştur. Bulgular bu medeniyetler arasında bir sağlık yolculuğunun olabileceğine işaret etmektedir (Özel Hastaneler Platformu, 2016: 12). Asya kıtası da sağlık turizmi açısından çok uzun bir geçmişe sahiptir, Yoga ve Ayurvedik tıp ile Hindistan 5.000 yıldan beri sağlık turizminin çekim merkezi olmuştur (Ongun, 2013: 40).

Roma’nın küresel bir kuvvet olduğu zamanlarda ise ılıca adı verilen sıcak su banyoları ve kaynakları ortaya çıkmış ve bu yerler soylular arasında ün kazanmıştır (Demirer, 2010: 11). Bu banyolar yalnızca sağlık tesisi olmakla kalmayıp zenginler ve üst tabaka için ticari ve sosyal toplantı merkezleri haline gelmiştir (Özel Hastaneler Platformu, 2016: 12).

14. yüzyıla gelindiğinde, sağlık amaçlı seyahatlerin ivme kazandığı görülmektedir. Fransa’daki Villed'Eaux ya da Sular Kasabası olarak bilinen bir köy, 1326 yılında demir zengini sıcak su kaynaklarının bölgede keşfedilmesinden sonra bütün Avrupa'da ünlü olmuştur. Kökünü Romanların ‘Salude Par Aqua’ yani sudan gelen sağlık deyişinden alan SPA kelimesinin de ilk kez burada kullanıldığı bilinmektedir (Gülen ve Demirci, 2012: 41).

Japonlar ise ortaçağda avcıların avlanma sırasında avlarının peşinden giderken hayvanların içgüdüsel olarak acılarını gidermek ve yaralarını iyileştirmek için sürekli kabaran sulara gittiklerini gördükleri zaman kaplıcaların iyileştirici gücünü

keşfetmişlerdir. Suların tedavi edici özellikleri ve çevresinde oluşan volkanik araziler dünyanın birçok yerinden gelen turistlerin ilgisini çekmiştir. Yaşlı çiftçiler, avcılar ve balıkçılar çok geçmeden suların, romatizmayla ilgili ağrıları geçirmede etkili olduğunu keşfetmiştir. Günümüzde de Japon kaplıcaları ziyaretçilerin ilgisini çekmektedir ve çoğu Japon, evlerine küvetler yaparak bu sistemi taklit etmeye çalışmaktadırlar (Demirer, 2010: 12).

Avrupa’da sağlık turizmi 16. yüzyılda kıtanın elit tabakasına mensup kişilerin Roma hamamlarını keşfiyle başlamıştır. Bu hamamlar çevresinde İngiltere’deki Bath, Almanya’daki Baden Baden ve Fransa’daki St. Moritzand Villed’Eaux gibi kaplıca merkezleri oluşmuş, giderek artan sağlık turizmi hareketleri ortaya çıkmıştır (Sağlık Bakanlığı, http://dosyasb.saglik.gov.tr/Eklenti/10943,01pdf.pdf?0). Bath ya da eski adıyla Aquae Sulis dünya çapında tanınıyordu ve zengin kişiler için bir toplantı ve oyun alanına dönüşmüştü. Rönesans döneminin sonlarına doğru, bütün Avrupa'dan asilzadeler temizlenmek ve tedavi olmak için Bath'e gelmeye devam etmişlerdir (Gülen ve Demirci, 2012: 41).

17. ve 18. yüzyıllarda, Avrupa'nın zenginleri Nil’deki kaplıcalara ve özel hastanelere gitmeye başlamışlardır (Debata vd., 2013: 718). 1720'lerde, Bath İngiltere'de bir lağım sistemine sahip olan ilk şehirdi ve Londra'ya göre çok daha ilerideydi. Şehir ayrıca teknolojik, finansal ve sosyal bakımdan da çok gelişmişti. Sağlık turizmi sebebiyle yollar kaldırımlarla döşenmiş, sokaklar ışıklandırılmış, oteller ve restoranlar güzelleştirilmiştir (Sağlık Bakanlığı, http://dosyasb.saglik.gov.tr/ Eklenti/ 10943,01pdf.pdf?0).

18. ve 19. Yüzyılda Avrupalılar ve Amerikalılar dünyanın uzak köşelerine verem gibi hastalıklara çare bulmak amacıyla gitmeye devam etmişlerdir (Özel Hastaneler Platformu, 2016: 12). Sağlık turizminin en kayda değer yolcusu Montaigne'dir. Edebiyatta deneme yazı türünün ünlü Fransız yazarı Montaigne'in, aynı zamanda lüks seyahatin de babası olduğuna inanılır ve tarihte en eski SPA rehberinin yazılmasına yardımcı olduğu bilinmektedir (Gülen ve Demirci, 2012: 41).

19. yüzyıla kadar yapılan turistik seyahatlerdeki ortak noktalardan birisi zengin kişilerin seyahatlere katılmasıdır (Herrick, 2007: 4). Medikal turistler için de bu durum

geçerlidir ve özellikle 19. Yüzyıl sonlarında Avrupa ve Amerika daha az gelişmiş ülkelerden gelen medikal turistlerin ilgisini çekmiştir (Muzaffer ve Hussain, 2007: 215). Yirminci. yüzyıla kadar sağlık turizminin hedef kitlesinde çok önemli bir değişiklik olmamıştır. Genel olarak yine halkın zengin kesimi tedavi ve şifa amaçlı seyahatler yapılmıştır. Amerika gibi gelişmiş ülkelerde sağlanan teknolojik ve tıbbi alanda tam donanımlı sağlık hizmeti yüksek fiyatlarda bile olsa medikal turistleri cezbetmiştir (Connell, 2006: 1094). Dünyanın az gelişmiş ülkelerindeki varlıklı hastalar, kendi ülkelerinde uygun olmayan tedaviler için önemli Avrupadaki medikal merkezlere ve Amerika’ya seyahat etmişlerdir (Jadhav, 2014: 110). Örneğin, zengin Hintliler tıbbi tedavi için Amerika ve İngiltere’ye gitmekteydiler (Prakash vd., 2011: 4). Yıllar önce kendi ülkelerinde böbrek nakli yaptıramayan Yeni Zellandalılar Avusturalya’ya ve aradıkları tıbbi hizmeti ülkelerinde bulamayan Pasifik Adalılar Yeni Zellanda ve Avustralya’ya gitmekteydi (Lee, 2006: 116).

Yirminci yüzyıla gelindiğinde sağlık hizmetleri için seyahatlerde önemli değişikliklerin yaşandığı görülmektedir. Özellikle 1990’lı yıllardan sonra yaşanan bazı gelişmeler medikal turizmin büyümesine zemin hazırlamış ve hem arz hem de talepte birden fazla faktörün etkisiyle şekillendiği görülmüştür (Connell, 2015: 398). Yine bu dönemde seyahatlere katılan kişilerin yalnızca zengin kişilerden oluşması kalıbı yıkılmış ve gelişmiş ülkelerdeki düşük gelirli kişilerin de yüksek kalitede bakım için üçüncü dünya ülkelerine seyahat etmeleri olarak değişmiştir (Jacobs vd., 2013: 9). Bu dönemde medikal turizmin gelişmesindeki ana etkenler; ödeme gücüne sahip yeni bir orta sınıfın yükselişi (Connell, 2015: 395); birçok hastanın sağlık sigortasının olmaması, öncelikli olmayan işlemler için uzun bekleme listeleri yada ciddi işlemlere kendi ülkelerinde ulaşamıyor olmaları, bilinen bir kültürel bağlamda daha ucuza bakım arayan gurbetçilerin dönüşü ve küresel olarak artan yaşlı nüfusun yeni talepleridir. Ayrıca hava yolu taşımacılığının ucuzlaması, kur oranlarının uygun hale gelmesi, turizmde televizyon ve internetin yardımıyla uzak yerlere aşinalığın artması ve en iyi tıbbi uygulamalar, teknoloji ve insan kaynakları ve özellikle gelişmiş ülkelerdekine eş değer en iyi hastanelerinin olduğuna yönelik büyüyen bir algılamanın artması nedenler arasındadır (Cormany ve Baloglu, 2011: 710).

Ayrıca yirminci yüzyılın sonlarında yaşanan bazı önemli gelişmeler de medikal turizm hareketlerini artırmıştır. 1997 yılında Asya’daki ekonomik sorunların yaşanması neticesinde para birimlerinin değer kaybetmesi buna bir örnektir. Ülkeler gelirlerini artırmak için iyi bir alternatif olan turizm sektörüne hatta medikal turizm sektörüne ağırlık verilmesi kararını almışlardır. Bunun için büyük çapta reklam ve tanıtım faaliyetleri organize edilmiş, sonuçları da olumlu olmuştur. Bu dönemde özellikle Tayland’da yapılan plastik cerrahi operasyonları diğer ülkelere göre daha ucuz ve uygun olduğundan dolayı yoğun talep görmüştür (Gülen ve Demirci, 2012: 46).

21. yüzyıla gelindiğinde ise medikal turizmdeki gelişmeler daha hızlı şekilde artış göstermiştir. Özellikle Amerika’da medikal turizm hatırı sayılır bir şekilde ivme kazanmıştır (Edelheit, 2009: 22). Örneğin 2008 yılında Amerika merkezli birkaç sigorta şirketi, sağlık hizmetlerinin başka ülkelerde daha ucuz olması sebebiyle, üyelerine acil olmayan sağlık işlemleri ve operasyonlarını bu ülkelerde yapmaları imkanını tanımıştır (Gülen ve Demirci, 2012: 41). Aşağıdaki Medikal Turizmin Geçmişi, Günümüz ve Geleceği başlıklı tabloda medikal turizmin tarihsel gelişimi ele alınmıştır (Jagyasi, 2010).

Tablo 3. Medikal Turizmin Geçmişi, Günümüz ve Geleceği

MÖ 4200

MÖ 4200 yıllarına kadar, sağlık iyileşmeleri büyük tapınaklardaki çeşmeleri ve termal suyun fışkırdığı banyoların ve termal kaynakların olduğu tapınaklar bulunmaktadır. Sümerler ilk lez bu çağdaki tapınaklara ev sahipliği yapmıştır.

MÖ 2000 Bu çağda insanlar mineral yönden zengin suların içilmesi için bronz kaplar yapmışlardır. Bu suların içilmesi tedavide tercih edilen bir yöntem olmuştur. MÖ 1500 Yunanlılar şifa tanrısının onuruna Asclepla Tapınağını inşa etmişlerdir. Buraya birçok hasta şifa bulabilmek için gelmiştir.

MÖ 300

Yunanlılar medikal hizmeti geliştirmişlerdir. Saronik Körfezindeki küçük bir yerleşimde bulunan Epidaurus tapınak, egzersiz alanı, banyo, buhar banyosu, iyileştirmeye yönelik tarım gibi imkanları içermektedir.

12.13. YY Japonların sıcak mineral kaynakları savaşçılar tarafından mucizevi olduğuna inanıldığından ilgi çekmiştir. Ayrıca Mısır hastaneleri de turistlerin ilgisini çekmiştir. 14.15. YY “Salude Per Aqua” (SPA) Fransa’daki Ville d’Eaux’daki demir yönünden zengin kaynak

suyu için kullanılmıştır. SPA dünya çapında ilgi görmüştür. 18-19.YY

Bu dönemde karaciğer rahatsızlıkları, tüberküloz, gut ve bronşit yaygın hastalıklardır. Sanatoryumlar hastanelerin ilkleridir ve birçok insan tedavi ve rahatlama için buralara gelmişlerdir.

20. YÜZYIL

Küba göz cerrahisinde, Orta Amerika diş tedavilerinde, Tayland plastik cerrahide popülerlik kazanmıştır. Birçok ülke ruhsal tedavilerin ve alternatif tıbbın uygulandığı sağlık servisleri geliştirmişlerdir.

21. YÜZYIL Teknolojinin artık önemli bir kısıtlama olmamasıyla tıpta uzmanlaşarak uluslararası hastaları kabul etmede rekabet başlamıştır ve bu modern medikal turizmin doğuşudur.

MEVCUT ENDÜSTRİ

50’den fazla ülke sağlık turizminin parçasıdır. Bunlar arasında Asya, Latin Amerika, Orta Doğu ve Afrika önemli bir konuma gelmiştir. Rekabet maliyet, kalite, bakım ve turizm aktiviteleri temellidir.

YAKIN GELECEK

Medikal turizmin ülkeler ve bölgeler arasında büyük avantajlarının olması beklenmektedir. Ülkeler arası geziler önemli miktarda tasarruf sağlayacak, sağlık hizmeti kalitesi önemli bir ölçüt olacaktır.

KÜRESEL SAĞLIK HİZMETLERİ

Yalnızca hastalar değil, doktorlar, hastaneler, tamamlayıcı sağlık hizmetleri ve bilgi sınırları aşacaktır.