• Sonuç bulunamadı

III. Tezler

III.3. Doktora Tezleri

2.3. Ayı

2.3.2. Masallarda Ayı

Ayı masallarda sıkça rastlanılan ve çeĢitli özelliklerde görülebilen bir hayvandır.

Ayı birçok masalda konuĢan ve sihirli bir hayvandır. Bu motifle ilgili bazı masallar Ģöyledir:

Arslan Ali masalında masal kahramanı ile ayı karĢılaĢır ve konuĢur.”Bu yanı ayının dağı, bu yanı da bizim ülkemiz, ayının ülkesine getme seni harap eder, malımızı kırar. (…) Şimdi akşam olunca ayı demiş ki: „Otuz sene evvelki hükmüm olsaydı, çaksam seni yere geçirirdim” (Alptekin 2002: 318).

Arslan Ali masalında ayıyla ilgili dikkat çekici baĢka bir unsur devin canının ayının içindeki kafeste bulunan kuĢlarda olmasıdır.

“Oho ben size yalan söyledim, hakikaten ben size yalan söyledim. Benim canım falan yerde bir ayı var, onun garnında bir gafes var, gafeste üç tene guş, birini öldürdün mü benim canım çatıma gelir, birini öldürdüğün zaman benim canım boğazımın çukuruna gelir. Birini de öldürdüğün zaman benim vadem yeter.” (Alptekin 2002: 318). Masallarda devin canının baĢka bir hayvanda olması motifine rastlanbmaktadır. Sözkonusu masalda bu hayvan ayıdır.

ġamanizm‟de yer alan ayı kültü masallara da yansımıĢtır. Arslan Ali masalında ayı konuĢan ve devin canını içinde barındıran bir varlıktır. Masalda dev kötülük sembolüdür ancak ormanın ruhu yani ayı devin ruhunu içinde barındırarak korumaktadır.

Ayı, masallarda konuĢtuğunu örnekleyen diğer masal örnekleri Ģu Ģekildedir:

Kurnaz Çiftçi, Ayı ile Tilki adlı masalda ayı çiftçiye yardım eder ve bunu kimseye söylememesini tembih eder.

“Sana biraz petek getireceğim ama karına bile söylemeyeceksin.” (Sakaoğlu 2002: 279).

Namert ile Cömert adlı masalda ise ayı, arkadaĢlarına baĢından geçenleri anlatmaktadır.

“Ben de bizim inin önündeki bir oyukta çokça para buldum, tam onu çıkarırken bana da hucum ettiler, ben de buraya zor kavuştum.” (Sakaoğlu 2002: 284).

Tamahkâr Köylü masalında ayı, susuzluk çeken köyün suyu nerden bulabileceğini anlatmaktadır.

“Siz ne diyorsunuz yahu, felan şehirde ahali susuzluktan kırılıyor, suları yok.

Halbuki şehrin üst başındaki çam ağacının altında öyle bir su var ki değirmeni dönderir. Orayı eşip de suyu çıkaramıyorlar.” (Sakaoğlu 2002: 286).

Neden Porsuk Gizli Yaşar adlı masalda ayı, akıllı arkadaĢı porsuğa gidip porsuktan balın bol olduğu yeri göstermesini ister.

“Ey porsuk! Ey porsuk! Açlıktan yürüyecek halim kalmadı, bana balı bol olan bir yer göster!” diye seslenir (Sakaoğlu 2002: 554).

Ayı ile Tilki masalında Ayı, tilki ile konuĢur ve “Art kosandım ben gedim de bir av alim de gelim. Bir geçi dutim de yiyek” der (ġimĢek 2001: 1).

Ayı ile Karısı adlı masalda ayı, evlendiği kız ile konuĢur ve birlikte çocuklarını yıkarlar. Evlendiği kız ayıya “Çocuklar kirlendi, bunarı bir çimdirek” der (ġimĢek 2001: 10)

Ayı, masallarda nadiren de görülse sihirli bir hayvan olarak yer alır. Ayı, sihirli bir hayvan olarak aĢağıdaki masalda Ģu Ģekilde yer almaktadır:

Masalda ayı eve gelince insan kılığına dönen bir varlık olur (Arslan 1994: 45).

Ayı bu motifle karĢımıza biçim değiĢtiren insan olarak çıkmıĢtır. Bu durum ġamanların ayı kılığına girerek onun gücünü kazanmasına benzemektedir. Bu motifle de evde insan, dıĢarıda ayı kılığında dolaĢan masal kahramanın dıĢarıdaki durumlar için ayının gücünden yararlandığını, bu nedenle dıĢarıda ayı, evde insan yüzünü gösterdiğini söyleyebiliriz. Ayı biçimine girme düĢüncesinin eski Türklerin inanç sistemleri ile ilgili olduğu düĢünülebilir.

Bazı masal ve destanlarda ayı ve insanın evliliği gibi olağandıĢı durumlara rastlanır. Masal ve destanlarda olağanüstü olayların vuku bulabileceğinden bu durumu sorgulamamalıdır.

Nilüfer Yıldırım Anadolu Masallarında Şamanizmin İzleri adlı çalıĢmasında masallarda yer alan akıl almaz evliliklerin Ģamanların ana-hayvan denilen hayvan Ģeklindeki ruhlarla yaptığı evlilikleri hatırlattığını, dolayısıyla masallarda, yardımcı ruhların hayvan kılığına girerek insanlarla evlilik yaptığını belirtmektedir (Yıldırım 2004: 394).

ġamanizm‟de önemli bir hayvan olan, orman ruhunun sembolü ayı ile insanın evliliği ġamanizm inancının masal ve destanlara yansımıĢ uzantısı olarak düĢünülebilir.

Ayı ve insanın evlendiği masalların bazıları Ģunlardır:

Çıtdan Kız masalında ayı, ormanda sahipsiz kalan kızı alır ve dağdaki inine götürür. Kız ve ayı birbirlerine zarar vermeden belli bir süre yaĢarlar ve sonunda evlenirler.

“Ayı bu gızı goltuğuna vurıy, alıy götüriy, ta beyra dağların başında yuvası varımış, ini varımış, orıya götüriy. Gediu bi mağaradan içeri goyıy bunu (…) Gediy gediy, oralardan mısır toplıy, armud toplıy, yiyecekler toplıy getüriy Cıddan Gız‟a (…) Neyse gel zaman, get zamanbi de bi bebegi olıy” (Seyidoğlu 1999: 577).

Masalda dikkat çeken bir diğer husus ayının ormanda bulduğu kıza zarar vermemiĢ olmasıdır. Masalda ayının orman ruhu olduğu kabul edilirse, ormanın ruhu sahipsiz kızı almıĢ, ona bakmıĢ hatta onu çocuk sahibi yapmıĢtır.

Fatmacık masalında ayı, Fatma‟yı kendisiyle evlenmeye zorlamakta, onu tehdit etmektedir:

“Ayı Fatmacığa: „Fatmacık benimle evlenmezsen seni çiğ yerim‟ demiş. Ftmacık da korkusundan: „Tamam evlenirim‟ demiş. Sonra Fatmacık‟la ayı evlenmiş”

(Emiroğlu 1996: 196).

Ayı ile Karısı masalında da ayı kaçırdığı kızı kendisine eĢ yapmaktadır.

“ (…) Ayı geliyor o gızı alıp gendi deliğine götürüyor. Bunar, orada evleniyorlar, garı-goca oluyorlar, üç tene çocukları dünyaya geliyor.” (ġimĢek 2001: 10).

Ayının kaçırdığı kızı kendisine eĢ yapması motifinin yer aldığı diğer bir masalda ise ayı, ormanda uyuyakalan genç kızı, inine götürerek onunla evlenir (Öcal 1999: 27).

Türk destanlarında ayı, aptallığın ve kötülüğün sembolüdür. Yırtıcı bir hayvan olarak görülür. Altay-Türk destanlarının birinde öksüz bir çocuk bir ayının kızını alır ve kayınpederiyle öğünür; fakat az sonra ayı, damadını yer (Ögel 2002: 533). Bununla birlikte Anadolu masallarında ayıların insanlarla olan arkadaĢlıkları üzerinde çok durulur. Anadolu‟da yırtıcı ve kötü bir hayvan olarak az görülür.

Birçok masalda ayı aptallığın simgesi olarak yer alır. Ayının aptal bir hayvan olarak yer aldığı masallar Ģöyledir:

Ayı Kardeşle ile Tilki Kardeş masalında ayı tilkinin söylediklerine inanır ve tüm yiyeceğini tilkiyle paylaĢır.

(…) “Birkaç hoşbeşten sonra kurnaz tilki ayı kardeşe: „Ayı kardeş‟, demiş, „gel seninle arkadaş olalım, kışı birlikte geçirelim‟ İyi kalpli ayı kardeş tilkinin bu önerisini olumlu karşılamış. Birlikte ayı kardeşin inine gitmişler. Ayı: „Sen burada otur tilki

kardeş‟ demiş, „ben ormana gidip bal toplayayım...‟ Tilki, inin başköşesine kurulup ormana bal toplamaya giden ayı kardeşi beklemeye başlamış. Bir yandan da „Yaşadık, ekmek elden su gölden, bu kışı şu aptal ayının sayesinde padişahlar gibi geçireceğim!‟

diye düşünüp için için seviniyormuş... Ayı kardeş ormanda bulduğu arı kovanlarını bir bir inine taşımış. Birlikte bunları kilere koymuşlar. Çok geçmeden kiler ağzına kadar bal kovanlarıyla dolmuş. Derken efendim, kış gelmiş, soğuklar bastırmış, kar diz boyu olmuş. Ayı kardeş ile tilki kardeş ayının inine kapanıp karınları acıktıkça bal yiyerek gün geçirmeye başlamışlar.” (Tokmakçıoğlu 1991: 71-73).

Tilki ile Ayı masalında ayı kendisini yakan sonra da tanınmamak için kendisini una bulayan tilkiyi tanımaz ve tilkiyi aramaya devam eder.

“Tilki uzaklaşmış ama bir düşüncedir de almış. „Ben bunu yaktım sonra da akıl verip kurtardım ya bir eline geçersem ne yaparım?‟ düşünmüş taşınmış bir değirmene uğramış. Un yalamış yüzünü gözünü una belemiş. Yolda ayıya rastlamış. Ayı „sen beni niye yaktın şimdi elime geçtinmi „diye üzrine yürüyünce tilki bilmezliğe vermiş.

„Arkadaş ben değilim o. Bak değirmenden geliyorum. Üstüm başım un. Ben seni tanımıyorum bile‟diyerek yakayı kurtarmış. Ayı kendisini yakan tilkiti aramaya devam etmiş.” (Taylan 1974: 69).

Neden Porsuk Gizli Yaşar masalında ayı akıllı arkadaĢı porsuğa gidip, porsuktan balın bol olduğu yeri göstermesini ister. Ayı ertesi gün porsuğa gidince aldatıldığını anlar.

Ayı: „Ey porsuk ey porsuk açlıktan yürüyecek halim kalmadı, bana balı bol olan bir yer göster‟ diye seslenir. Porsuk: „Bu gün zamanım yok. Yarın gelirsen sana balın bol olduğu yeri göstereceğim‟ der. (…) Porsuk kendi söylediği yalanlardan korkarak, övündüğünden utanarak geceyi uzakta kendine in kazarak, gizlice girip yatar. Ayı, kurt domuz ve tilki ne kadar seslenirse de porsuk duymazdan gelir. O gün bugün porsuk onların gözüne görünmemek için geceleri avlanıp gündüzleri inine girip yatar (Sakaoğlu 2002: 286).

Ayı ile Yavruları adlı masalda bir ayı, yedi yavrusunu yanına alarak alıĢ yemeğe gider. Ayı, yavrularının alçları yememesi için üzerlerine taĢ koyar. Alıçları silkeleyip aĢağı inince yavruların ölmüĢ olduğunu görür.

“A yimen de beraber yiyek der. Yavrular gene anlamamışlar, yimiye başlamışlar.

Ayı ağaçtan aşşa inmiş. Hemen o yavruların üstüne gaya parçasını goymuş. Sonradan çıkmış gene ağaca silkelemiş silkelemiş ağaçta heç alış goymamış. Sonradan ayı aşağı

inmiş. A, kahın beraber yiyek demiş. Bu yavrularından heç ses çımamış. Sonradan gayey galdırmış. Bakmış ki yavruların hepisi de ölmüşler. Artık bu ayı ağlamıya başlamış. Ağley ağley dağlara düşmüş ayıcez.” (Çakmak 1986: 6).

Efsane ve masallarda çeĢitli Ģekillerde karĢımıza çıkan ayıya halk hikâyesi, destan ve fıkra türünde pek rastlanmamaktadır. Ġslamiyet öncesi dönemde bazı halklar tarafından ayı totem kabul edilmiĢ, onun soyundan gelinildiğine inanılmıĢtır. Ġslamiyet sonrasında ayı kabalığın, aptallığın temsili olarak görülmüĢtür. Ayı, efsanelerde kiĢinin yaptığı hata sonucunda cezalandırılarak Ģekline dönüĢüldüğü, masallarda ise sihirli, konuĢan, kaçırdığı kızı eĢ yapan motifleriyle görülmektedir.