• Sonuç bulunamadı

III. Tezler

III.3. Doktora Tezleri

2.8. Karınca

Karıncalar çalıĢkanlığıyla bilinen, hiç durmadan yuvasına yiyecek taĢıyan, zararsız küçük hayvanlardır. Kendisinden beklenmeyecek derecede zor iĢleri baĢarabilen karıncalar, masallarda sevimli, yardımsever hayvanlar olarak yer alırlar.

Karıncalar ġamanizm inancında yer alan hayvan kılığındaki yardımcı ruhlar olarak kabul edilebilir (Yıldırım 2004: 373).

Karınca Kur’an-ı Kerim‟de Ģu Ģekilde yer alır: “Sonunda Süleyman ve ordusu karıncaların bulunduğu vadiye geldiklerinde bir karınca şöyle dedi: „Ey karıncalar!

Yuvalarınıza girin, Süleyman‟ın ordusu farkına varmadan sizi ezmesin.” (Neml Suresi 18. Ayet, s. 79).

Yeryüzünün en kalabalık nufusuna sahip hayvanlardan olan karıncalar koloni denilen topluluklar halinde yaĢamaktadırlar. Toplu halde hareket eden bu hayvanlar arasında kusursuz bir iĢ bölümü söz konusudur. Bu iĢ bölümüne göre ana karıncanın tek görevi koloninin neslini devam ettirmektir. Karıncaların bu ilginç üreme özelliği ve sayıca çokluğu, karınca etrafında kısırlığı giderme ve gebe kalma ile ilgili bazı halk inanıĢları oluĢturmuĢtur. Bunlardan bazıları Ģu Ģekildedir:

Trabzon‟un ġalpazarı Bölgesi‟nde çocuğu olmayan kadınlar Sis Dağı‟ndaki Hâl Evliyası‟na giderler. Evliyanın mezarının çevresi taĢlarla çevrilidir. Çocuğu olmayan gelin buraya gelince önce abdest alır, Allah rızası için namaz kılar, sonra mezarın yanında yere uzanarak yatar ve elini taĢların altındaki deliklerden birine sokarak bir avuç toprak çıkartır. Eğer elindeki toprağın içinden böcek, karınca gibi bir Ģey çıkarsa bu çocuğu olacağına, eğer bir Ģey çıkmazsa bu çocuğu olmayacağına iĢaret eder. Eline aldığı toprağın içindeki böcek ve karınca ölü olursa, çocuğun da ölü doğacağına inanılır (Çelik 1999: 290).

Cinsiyet belirlemeyle ilgili bir halk inanıĢı da Ģu Ģekildedir: Hamile kadın iç çamaĢırından küçük bir parça kopartarak karınca yuvasının üzerine bırakır. Karıncalar

bu parçayı yuvalarına götürürlerse oğlu olur, götürmeyip yerinde bırakırlarsa kızı olur (Çelik 1996: 31).

2.8.1. Masallarda Karınca

Karınca Türk halk anlatılarından özellikle masallarda çalıĢkan, sihirli ve yardımcı hayvan motifleriyle yer almaktadır.

Mutsan adlı masalda karınca konuĢarak kahramanın iĢine yarayacak eĢyaların yerini söyler. “Karınca dile gelir: „Mustan, kardeş çeşmenin ardında sabun, tarak ve boduç var. Onları al başın sıkışınca kullanırsın” (Özçelik 1993: 510).

ÇalıĢkan ve yardımsever karıncalar Yedi Kardeşli Yedi Dev masalında birbirine karıĢmıĢ arpa, buğday, nohut ve mercimeği birbirinden ayırmak suretiyle kahramanı büyük bir dertten kurtarırlar.

“Bir bakıyor ki bütün her şey birbirine garışmış. Nehayet aklına garınca padişahının verdiği izahatı hatırlıyor. Bir bakıyor ki, garınca padişahı geliyor: „Neci?‟

„İşde burada bize bi vazife verdiler, bak bakalım‟ Garınca padişahı emrediyor, bütün arpayı, buğdayı, nohudu, mercimeği birbirinden ayırırlar ortaya çeç ederler” (Alptekin 2002: 357).

Birbirine karıĢmıĢ tahılların ayrılmasına yardım eden karıncalar Dünya Güzeli adlı masalda da görülür. Bu masalda, karıncaların baĢında bir de beyleri vardır.

“Garıncanın beği ganadından bir yaprak verir: „Ne zaman daralırsan bunu dırnağına çal, hemen biz yetişiriz.” (Alptekin 2002: 426).

Arı ile Karınca Masalı‟nda karıncanın çalıĢkanlığı arı ile mukayese edilir. Arı ve karınca kadar sürekli çalıĢmalarıyla tanınan hayvanlardır. Masala göre: Karınca arıdan daha çalıĢkandır ancak kendisi için çalıĢtığı, arılar gibi insanlara bal yapmak için çalıĢmadığından insanlar tarafından arılar kadar sevilmezler. “(…) Arı: Şafakla kovandan çıkar, gün kararıncaya kadar çalışırım ben… Onun için insanoğulları çalışkan kişilere “Arı gibi çalışıyor!” derler ve biz arıları çok severler.

Karınca, bu sözlere karşı çıktı: İnsanoğulları çalışkan kişilere asıl “Karınca gibi çalışıyor.” derler. Biz karıncalar daha çalışkanız! Arı: „Sanmam, dedi. Biz sizden daha çalışkanız. Üstelik insanoğulları en çok karıncaları değil, bizi severler!‟ „Nedenmiş o?‟

„Çünkü, biz onlara bal yaparız!‟ Karınca güldü: „İşte bu yüzden sizi seviyor insanlar.

Siz, kendiniz için değil, onlar için çalışıyorsunuz. Oysa biz karıncalar yalnız kendimiz

için çalışırız, özgürce! İnsanların işlerine karışmayız. Onları da kendi işimize karıştırmayız.” (Tokmakçıoğlu 1992: 26).

Cırcırböceği ile Karınca masalında da arının çalıĢkanlığı vurgulanır. Masalda karınca kızını isteyen cırcırböceğine kızını vermez sebep olark da cırcırböceğinin yaz kıĢ çalıĢmayıp türkü söylemesini, tembel oluĢunu gösterir. “(…) Anası oğlum karakız (karınca) bize kız vermez o çalışkan tertiplidir. Sen ise haylazsın der. Oğlu, üzüm birbirini görür de kararır. Evlenince beraber çalışırız der. Sonunda karıncadan kız isterler. Karınca ben ona kız vermem. Yaz cırcır, kış cırcır. Benim bir sene topladığım yedi yıl yeter der” (Taylan 1974: 89).

Merhametli Karınca adlı masalda karınca, ormanda ağlayan keçiyi görüp yanına gider. Keçinin zehirli ot yediğini görünce ona Ģifalı otu getirmek için yardım eder. ġifalı otu bulan karınca onu koparmak için kargadan yardım ister. Karga yardım etmeyince kırlangıçtan yardım ister. Kırlangıcın yardımıyla karınca otu keçiye yetiĢtirir. Keçi iyileĢir (Yürekli 1997: 251-256).

Güvercin ile Karınca adlı masalda karınca avcının ağına düĢen güvercini, avcıyı ısırarak kurtarır.”Bir gün güvercin avcının ağına düşüp kalmış. Avcı sevinçle onu tutmak istediği sırada bu durumu gören bir karınca derhal gelip avcının gömleğinin içine girmiş ve sırtını var gücüyle ısırrak acıtmış. Avcı dayanamayıp derhal ağı bırakmış. Fırsatı ganimet bilen güvercin hemen ağdan urtularak kaçmış” (Ercilasun-Turan 1989: 118-119).

Gümüş Hamail masalında kahraman, sudaki karıncaları kurtarır. Karıncalar kahramana minnet duyar ve sıkıĢtığı anda kendilerini çağırabilmesi için vücutlarından bir tel kopararak ona verirler. “Oğlan hemen bir ağaç dalı getirmiş. Suya atmış.

Karıncaları öbür tarafa atlatmış. Karıncalar oğlana: „Dile ne dilersen‟ diye oğlanla konuşmuşlar. Oğlan: „Sağlığınızı dilerim‟ demiş. Karıncalar oğlana bir tel armağan etmişler. „Başın sıkışırsa bu teli tüttürürsen biz hemen yetişiriz‟ demişler.” (Emiroğlu 1996: 309).

İyilik Et İyilik Bul masalında kahraman zorda kalan her hayvana yardım eder ve yardımseverliğinin mükâfatını kendisi de bir karıncanın yardımını görerek alır.

“Garıncayı alıyor eline, geçiriyor suyun öbür terefine bırahiyor. Bunun üzerine garınca diyor: „Sen al benim bu ganadımi, bacağımi, goy bi kırbıt gutusuna, bi gün gelir ben sana lazım olorom‟ (…) Garıncalar başliyılar çalışmağa. İki üç sehet içinde arpalari, yulaflari, buğdalari, ayırilar birbirınnen.” (Önay 1995: 507, 509).

Karıncalar, Sırma Saç masalında kahramana tüy vererek istediği zaman kendilerini yardıma çağırabileceğini söyleyen sihirli bir hayvandır.”Karıncalar dile gelip derler ki: „İnsanoğlu dile bizden ne dilersen?‟ Oğlan der ki: „Canınızın sağlığını dilerim‟ Karıncalar buna bir çift tüy verirler. Derler ki: „Başın sıkıştığı zaman bu tüyleri çek biz yetişiriz.” (Seyidoğlu 1999: 202).

Ahmet Şah masalında da karıncanın Ahmet ġah‟a üç tel verdiği görülür:”En arkadan da topla bir karınca gelir. Ona selam verir, konuşurlar. Karınca buna üç tane tel verir. Der ki: „Bir yerde sıkılırsan bu telin tekini yak ben gelir sana yardım ederim”

(Seyidoğlu 1999: 217).

İyiliğin Bedeli adlı masalda karınca: “Ya insanoğlu, benim bıyığımı gopart al.

Başın dara sıgısdığı zaman, bunu birbirine sürtüver, ben imdadına yetişirim.” der (ġimĢek 2001: 39).

Karıncanın masal kahramanına tüyünden ya da herhangi bir uzvundan vererek kahramanın zor durumda kaldığında kendisinden yardım isteyeceğini söylemesi bize Ģamanizmdeki yardımcı ruhları hatırlatır. Yukarıda da belirtildiği üzere karıncalar ġamanizm inancında yer alan hayvan kılığındaki yardımcı ruhlar olarak kabul edilmiĢlerdir.

Masallarda karıncalar kendilerine yapılan iyiliği asla unutmayan ve iyiliğe iyilik yaparak karĢılık veren kahramana yardım eden hayvanlardır. Anadolu‟da yedi karınca yuvasından alınan toprak, para cüzdanına konur ise cüzdana bereket getireceğine inanılır. Karınca halk inançlarında bereketi temsil eder. ĠĢ yerlerine bereket artsın diye karınca duası asılır. Yaz ayında kırmızı karıncanın yanına bir sopa konur, sopaya tırmanan karınca çok olur ise, o yıl mahsulün bol olacağına inanılır.