• Sonuç bulunamadı

DENİZ ÇEVRESİNİN KİRLENMESİ SONUCU OLUŞAN ZARARLARIN TÜRK İDARİ MAKAMLARINCA ÖNLENMESİ VE MALİ SORUMLULUK

2.2. MALİ SORUMLULUĞUN SUJELERİ VE YÜKÜMLÜLÜKLERİ 1 Mali Sorumluluğun Sujeler

2.2.2. Mali Sorumluluk Sujelerinin Yükümlülükler

2.2.2.3. Mali Sorumluluk Belgesi İbraz Etme, Bildirme ve Talep Edildiğinde Gösterme

2872 sayılı Çevre Kanunu çevre zararları konusunda mecburi bir sigorta sistemi getirmemiştir. Bu usule hukukumuzda en iyi örnek 2918 sayılı Karayolları

Trafik Kanunudur250. KTK m.9/1 gereğince işleten, m. 85/I’ e göre olan sorumluluğunun karşılanması için mali sorumluluk sigortası yaptırmakla zorunlu tutulmuştur. Buna rağmen kazayı yapan motorlu aracın mali sorumluluk sigortasının bulunmaması, kazanın vuku bulduğu sırada zorunlu sigortayı yapmış sigortacının iflası, işletenin kusuru olmaksızın çalınmış veya gasp edilmiş bir aracın kazaya veya zarara sebep olması gibi TTK. m. 108’ de sınırlı olmak üzere mali sorumluluk sigortasına tabi bir motorlu aracın sebep olduğu zararın tazmini için sigortacıya başvurma olanağı olmayacaktır. Bu durumda araçların sebep oldukları zararların

249 SANCAKDAR, s. 429 250 RG, T. l8.l0.l983, S. l8l95

zorunlu sigorta tazminatı içerisinde karşılanması amacıyla Ticaret Bakanlığı tarafından bir Garanti Fonu oluşturulacağı Kanunda öngörülmüştür251.

Paralel bir biçimde Çevre Kanunu da (m.17-m.19) arasında “Çevre Kirliliği Önleme Fonu” adı altında çevre kirliliği vakalarına karşı adeta kolektif bir sigorta sistemi kurmuştur. Fakat bu fonun KTK’ da düzenlenen diğer kurallardan farkı; kirlilik vakıalarına doğrudan müdahalede bulunmaktan kaçınarak, kirliliği önleme amacıyla yapılacak araştırmaların karşılanması, araç ve gereç harcamaları arıtma tesisi yapacak olanlara kredi yatırımı gibi daha dolaylı faaliyetlere yönelmiş bulunmasıdır252.

Yukarıda da açıklandığı gibi 5312 sayılı kanun Kapsamına giren tüm kıyı tesisleri, aşağıda belirtilen zararların tazminini önceden garanti amacıyla “Mali Sorumluluk Sigortası” yaptırmak zorundadırlar. Bu yükümlüklerin yerine getirilmemesinin yaptırımı tesisin faaliyetini durdurulması veya yeni tesisler için faaliyete başlanmasına izin verilmemesidir. Kanuna göre; kıyı tesisleri, mali sorumluluk garantileri konusundaki yükümlülüklerini Hazine Müsteşarlığı tarafından belirlenecek sigorta şirketlerine sigorta yaptırmak veya bu şirketlerin ararlarında kuracakları bir havuza prim ödemek suretiyle karşılayacaklardır. Kıyı tesisleri tarafından yaptırılacak malî sorumluluk sigortasına ilişkin sigorta genel şartları Hazine Müsteşarlığınca onaylanır. Malî sorumluluk sigortası tarife ve talimatları Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan tarafından tespit edilir. Hazine Müsteşarlığının bağlı olduğu Bakan tarifeyi serbest bırakmaya yetkilidir.

Kıyı tesisleri ve işletenlerinin yapmak zorunda olduğu zorunlu mali sorumluluk sigortası aşağıdaki teminatları kapsamaktadır;

• Ölüm-sakatlık teminatı:

251 TEKİNAY, Sulhi / AKMAN, Sermet / BURCUOĞLU, Haluk / ALTOP, Atilla; Borçlar Hukuku

Genel Hükümler, Yeniden Gözden Geçirilmiş ve Genişletilmiş Yedinci Baskı, Filiz Kitap evi, İstanbul 1993, s. 542–543

Üçüncü şahısların, hemen veya olay tarihinden itibaren bir sene içinde vefat etmeleri halinde kalanlara destekten yoksun kalma tazminatı ödenmektedir. Üçüncü şahısların hemen ya da olay tarihinden itibaren iki sene zarfında geçici veya daimi sakat kalmaları halinde de sakatlanma tazminatı verilmektedir.

• Tedavi giderleri teminatı:

Olay nedeniyle yaralanan veya herhangi bir fiziksel rahatsızlığa maruz kalanların ilk yardım, muayene, kontrol veya bu yaralanmadan ya da fiziksel rahatsızlıktan ötürü hastanede tedavi giderleri ile tedavinin gerektirdiği diğer giderler karşılanmaktadır.

• Maddi hasar teminatı:

Üçüncü şahısların malvarlığında doğrudan azalma meydana gelmesiyle ortaya çıkan zarar karşılanmaktadır.

• Temizleme masrafları teminatı:

Kirliliğin temizlenmesi amacıyla sorumlu birimlerce yapılan veya yaptırılan çalışmaların neden olduğu masraflar ödenmektedir.

• Atıkların taşınması ve bertaraf teminatı:

Olay sonucu kirlenen uygulama alanlarından toplanan atık maddelerin taşınması ve bertaraf için yapılan masraflar sigorta şirketince ödenmektedir.

Tazmin kapsamına giren zararlar listesinin uygunluğu konusunda tereddüt mevcuttur. Sorumluluğun sınırlanması hakkı öngörülmeden gelir kayıpları, canlı kaynaklara verilen zararlar gibi mali boyuta oldukça yüksek olan zararların listeye dâhil edilmiş olması, uygulamada önemli sorunlar yaratabilecektir.

Gemiler için benzer bir mali sorumluluk sistemi oluşturan CLC 92 bu konuda daha sınırlı ve daha temkinli hükümler içermektedir. Bu sistemde sadece gemiden sızan veya boşaltılan petrolün, petrolü taşıyan geminin dışında neden olduğu zarar ve kayıplar ile önleyici tedbirlerin masrafları tazmin kapsamındadır, gelir, kayıplar,

kazanç kapasiteleri ne verilen zararlar, doğal ve canlı kaynaklarda meydana gelen zararlar, bozulan çevrenin yeniden oluşturulması gibi somut olarak ölçülmesi mümkün olmayan zararlar tazmin kapsamında değildir. Ayrıca, tazmin yükümlülüğü bir üst sınıra tabi tutulmuştur.

Hazine Müsteşarlığı 1 Temmuz 2007 tarihinden geçerli olacak şekilde kıyı tesisleri deniz kirliliği zorunlu mali sorumluluk sigorta genel şartları’nı yayınlamıştır. Bu belgede; temizleme masrafları, toplanan atıkların ve bertaraf için yapılacak masraflar, üçüncü şahısların yaralanması ve ölümünden kaynaklanan zararlar ile özel mallardan meydana gelen zararlar mali sorumluluk sigortası kapsamına alınmış, 5312 Sayılı Kanunu’nda belirtilen tazmin yükümlülüklerinden; koruyucu önlemlere ilişkin masraflar, canlı kaynaklar ve deniz yaşamına verilen zararlar, bozulan çevrenin yeniden oluşturulması, geçim için kullanılan, doğal ve canlı kaynaklardan meydana gelen zararlar, gelir kayıpları ve kazanç kapasitelerine verilen zararlar ve diğer kamu zararları kapsama alınmamıştır253. Bu durum, Türkiye’deki sigorta kuruluşlarını kıyı tesislerini 5312 Sayılı Kanun’da belirtilen tazmin yükümlülüklerinin tamamını sigorta etmeyeceklerini, sadece sigorta genel şartlarının kapsamına girenlerini sigortalayacakları anlamına gelmektedir254.

Böylece, kıyı tesisleri için tazmin yükümlülüklerini karşılanmasında ilave tedbirlere ihtiyaç duyacakları açıktır. Çevre ve Orman Bakanlığı bu eksikliği kıyı tesislerinin oluşturacağı havuz ile tamamlamak amacıyla bir yönetmelik hazırlığı içerisindedir. Bu sistemde kıyı tesisleri, belirlenecek bir kritere göre hesaplanacak miktarda havuza katkı yapacaklar, havuza dâhil olan kıyı tesislerinden herhangi birinden meydana gelen kirlenmeden kaynaklanan ve sigorta kuruluşları tarafından

253 Tazmin kapsamına giren zararlar listesinin uygunluğu konusunda tereddüt mevcuttur.

Sorumluluğun sınırlanması hakkı öngörülmeden gelir kayıpları, canlı kaynaklara verilen zararlar gibi mali boyuta oldukça yüksek olan zararların listeye dâhil edilmiş olması, uygulamada önemli sorunlar yaratabilecektir. Gemiler için benzer bir mali sorumluluk sistemi oluşturan CLC92 bu konuda daha sınırlı ve daha temkinli hükümler içermektedir. Bu sistemde sadece gemiden sızan veya boşaltılan petrolün, petrolü taşıyan geminin dışında neden olduğu zarar ve kayıplar ile önleyici tedbirlerin masrafları tazmin kapsamındadır, gelir, kayıplar, kazanç kapasiteleri ne verilen zararlar, doğal ve canlı kaynaklarda meydana gelen zararlar, bozulan çevrenin yeniden oluşturulması gibi somut olarak ölçülmesi mümkün olmayan zararlar tazmin kapsamında değildir. Ayrıca, tazmin yükümlülüğü bir üst sınıra tabi tutulmuştur. Ayrıntılı bilgi için bkz. BATTAL, Kemal; “Kıyı Tesisleri ve Mali Sorumluluk Sigortası”, Deniz Ticareti Dergisi, İMEAK Deniz Ticaret Odası Yayınları, Ağustos 2007, s.18

tazmin garantisi sağlanmayan zararlar havuzdan ödenecektir. 5312 Sayılı Kanun bu tür bir havuzun kıyı tesisleri değil sigorta şirketleri tarafından oluşturulmasını öngörmektedir. Ayrıca, bu tür sistemlerin yumuşak karnı havuza ödenecek katkıların belirlenmesine temel oluşturacak esasların ortaya konmasıdır. Bu uygulamada kıyı tesislerin taşıdıkları risklere göre katkılar öngörülmelidir.

5312 Sayılı Kanununda mali sorumluluk garantisi yükümlülüklerin uygulanması için 6 aylık bir geçiş süreci öngörülmesine rağmen uygulama henüz başlatılamamıştır. Sigorta genel şartlarının belirlenmesi tek başına uygulamayı başlatacak bir faaliyet değildir. Önümüzdeki günlerde Hazine Müsteşarlığı’ nın tarifeleri belirlemesi beklenmektedir. Bu konuda en önemli faaliyet kıyı tesislerin risklerinin belirlenmesi olacaktır.

Kıyı tesislerine tanınan risk değerlendirmesi yapılması ve acil müdahale planı hazırlanması için tanınan 10 aylık süre henüz başlamıştır. Eğer sigorta kuruluşları riskleri kendileri belirlemezlerse bu tazmin garantilerin sağlanması uzunca bir sürece yayılacaktır. Bakanlığın yayınlamayı düşündüğü yönetmeliğin yürürlüğe giriş ve uygulaması, bu süreci daha da uzatabilecektir. Bu süre içerirsinde meydana gelen olaylarda petrol ve diğer zararlı maddelerle kirlenmeden kaynaklanan zararlar Çevre Kanunu’nun genel hükmü olan “kirleten öder” prensibine göre kıyı tesisleri veya varsa garantörleri tarafından karşılanacaktır255.