• Sonuç bulunamadı

1.2. MALİ FEDERALİZM

1.2.3. Mali Federalizmin Ekonomik ve Politik Etkileri

1.2.3.1. Mali Federalizmin Faydaları

Yukarıda bahsedilen faktörler sağlanabildiği ölçüde, mali federalizmin ülkeye birçok faydası mevcuttur.

1.2.3.1.1. Ulusal ve bölgesel gelişmişlik düzeyine katkısı

Bölgesel yönetimler sahip oldukları politik ve mali bağımsızlığı kullanarak piyasayı geliştiren kamusal malların sunumunu yapar ve piyasanın lehine olan ve piyasayı koruyan politikalar izlerlerse, bölgelerindeki ekonominin büyümesinde motor görevi yapmış olurlar. Bu bağlamda, alt yönetim birimlerinin yöneticilerinin, kamusal malları etkin bir şekilde sunması, kaynakları etkin bir şekilde kullanması ve piyasaları koruyacak şekilde teşvikler yaratarak güvenilir vaatlerde bulunması önem arz etmektedir. Piyasayı koruyan federal yönetim sistemi ile öncelikle her eyalet kendi bölgesinin gelişmesine ve büyümesine vesile olur, daha sonra ise ülke büyümesine katkıda bulunmuş olur.

Piyasayı koruyan federalizm kavramında, yerel yönetimler rekabet ederek daha az işlem maliyetleri ve güven veren vaatlerle olumlu yönde teşvik oluşturabilirler.

60

Piyasayı koruyan federalizm, yönetim kademelerinin monopol oluşturma ve devletin bazı işlevlerini devasa işletmelere dönüştürme, kayırmacılık, verimsiz ekonomik müdahaleler gibi çabaları sınırlandırarak, gelişmekte olan ülkelerin önemli problemlerini çözmeye çalışmaktadır (Weingast, 2009: 280, 282). Bu doğrultuda, bölgelerin gelişmişlik düzeyi artar ve büyümenin önündeki önemli engeller ortadan kalkmış olur.

Kamu mal ve hizmetlerinin seçmenlerin belirli tercih ve koşullarına uygun şekilde yerel olarak sağlanması, ulusal yönetim bazında tekdüze bir şekilde sağlanması ile karşılaştırıldığında ekonomik refah seviyesini de arttırmaktadır. Buradaki temel nokta, tercihlerdeki çeşitlilik ve maliyet farklılığı sonucunda "yerel" kamusal malın etkin çıktı seviyesinin (yerleşiklerin toplam marjinal faydasının, toplam marjinal maliyetine eşit olması) de bölgeler arasında farklılık göstermesidir. Dolayısı ile toplam sosyal refahı en çoklaştırmak için, yerel tercih farklılıklarına paralel olarak yerel çıktının da çeşitlilik göstermesi gerektirmektedir (Oates, 1999: 1121-1122). Sonuçta, yerel yönetimlerin yerel tercihler hakkında daha fazla bilgiye sahip olmasından dolayı, harcamaların desentralizasyonu kamu sektörünün ekonomik verimliliğini arttırmaktadır (Neyaptı, 2005: 435).

1.2.3.1.2. Hesap verilebilirlik ve şeffaflık

Hesap verilebilirlik iki şekilde olmaktadır. İlki yerel yönetim seviyesinde hesap verilebilirlik, ikincisi ise yerel ve ulusal yönetimler arasındaki hesap verilebilirliktir.

Yerel seviyede olan yerel yönetim biriminin derecesine bağlıdır. Yerel yönetim ne kadar alt seviyede ise, halka yakınlık o kadar artar ve dolayısıyla yönetimin vatandaşlara hesap verebilme zinciri kısalmış olur (Usui, 2007: 3-4). Mali federalizmde izlenen politikalar ve sonuçları yerel olarak vatandaşlar tarafından daha yakından izlenmektedir. Yerel yönetimlere verilen sorumluklar ve yetkiler bağlamında, hizmet sunumunda hesap verilebilirlik ve şeffaflık artmaktadır. Bu da yerel yönetimlerin daha güvenilir olmasını sağlamaktadır (De Mello: 2000: 6). Doğal olarak hesap verebilirliğin artması demokratikleşmenin ve siyasi istikrarın da artmasına vesile olmaktadır.

61

Yerel hesap verilebilirlik ve güven olduğunda, vergi ödeyen kişi ve kurumlar yerel yönetimlerle yaptıkları işbirliğini arttıracaklar ve bu sayede de daha etkin vergi tahsilâtı gerçekleştireceklerdir (De Mello: 2000: 6). Dolayısıyla, bu da gelir toplamada etkinliği sağlayacaktır.

1.2.3.1.3. Yerel olarak halka ve bilgiye yakınlık

Hayek (1945) tarafından yapılan çalışmaya göre, yerel yönetimler yerel tercihler ve koşullar hakkındaki doğru bilgiye daha kolay olarak ulaşmaktadırlar. Eyaletler ve yerel yönetimler insanlara daha yakın olduklarından dolayı, kendi seçmenlerinin tercihlerine daha duyarlı olabilmekte ve bu hizmetleri sağlamak için yeni ve daha iyi yollar bulabilmeleri mümkün olmaktadır (Oates, 1999: 1120). Böylece, tekdüze hizmet sunumu engellenerek, vatandaşların tercihleri daha etkin bir şekilde karşılanmaktadır (Neyaptı, 2005: 435).Bireyler genelde tercihlerine göre aynı bölgelerde toplanırlar ve böylece aslında kendilerini tercihsel olarak homojen bir şekilde tasniflemiş olurlar. Dolayısı ile desentralizasyon, farklı tercihleri bir araya toplayabilme sorununu da çözmektedir. Bu doğrultuda kamu mal ve hizmeti sunumunda etkinlik sağlanmış olur (Baicker - Clemens - Singhal: 2010: 1).

Bu konudaki temel iddia, kültür, çevre, tercihler, ihtiyaçlar, iktisadi ve sosyal kurumlar açısında oluşan farklılıkların yerel olarak dikkate alınması sonucunda kamu sektörünün performansının arttırılabileceğidir. Böylece, kamu mal ve hizmetlerin sağlanması ile yerel talepler arasında daha iyi eşleştirme yapılabilir. Çünkü yerel yönetim birimleri, yerel tercih ve ihtiyaç bilgisine ulusal hükümete göre daha ucuz, hızlı ve doğru bir şekilde ulaşabilmektedir (De Mello, 2000: 5).

1.2.3.1.4. Yönetimler arasında yatay ve dikey rekabet

İdareler arası dikey rekabet, farklı güçlere, özelliklere ve yetkilere sahip olan idari birimler arasında oluşan rekabete denir. Yani, merkezi yönetim ile yerel yönetimler arasındaki rekabettir. Dikey rekabet, federal yönetimin ülkedeki kıt

62

kaynakların dengeli dağılımını sağlamak için uyguladığı politikalar ile yerinden yönetimlerin kendi bölgelerine bu kıt kaynakları çekmeye çalıştıkları politikalar arasında farklılaşmanın olması sebebi ile oluşur (Karagöz, 2014: 90). Yatay rekabet ise yerel kamusal üretici birimler arasındaki rekabettir. Diğer bir deyişle, benzer güçlere sahip idareler arasında oluşan rekabettir. Federe devletler yada belediyeler arasındaki rekabet bu tür rekabettir.

Yönetim birimleri arasındaki rekabet, yönetimlerin piyasaları korumasına ve vatandaşların menfaatlerini ve tercihlerini gözetmesine sebep olmaktadır. Ayrıca, Tiebout’un yaklaşımına (1956) göre, oluşan bu rekabet yerel yönetimlerde etkinliği arttırmakta ve yerel olarak vatandaşlara belirli kamusal mallara yönelik tercihlerine ulaşma imkânı vermektedir. Oluşan bu idareler arasındaki rekabetin, daha alt seviyedeki yöneticilerin, yersiz şekilde piyasaya müdahale etmeleri durumunda bir nevi cezalandırma mekanizması olarak da hizmet ettiği söylenebilir. Firma teorisinde öngörüldüğü gibi nasıl piyasa rekabeti firma yöneticilerinin iyi davranışlarını cesaretlendiriyorsa, yerel yönetimler arasındaki rekabet de yerel idarelerin hareketlerini olumlu yönde etkilemektedir. Diğer yandan, nasıl ki yöneticiler performansları doğrultusunda gelecekte daha az maaş alıyorlarsa yada işlerini kaybetme tehlikesi yaşıyorlarsa, yerel yöneticiler de performansları doğrultusunda tekrar aday gösterilmeme yada vatandaşlar tarafından daha az oy verilerek seçilememe ile cezalandırılabilirler (Qian - Weingast, 1997:88).

1.2.3.1.5. Otoritenin bölünmesi

Devlet seviyeleri arasında otoritenin bölünmesi ve dağıtılmasının; keyfi ve kuralsız davranışları engellediği ve yolsuzluğa dayanan yönetim şekline karşı da koruma sağladığı kabul edilmektedir (Treisman, 2000: 5). Özellikle federal yönetim şekline sahip ülkelerde bu belirgin bir şekilde ortaya çıkmaktadır. Böylece, ülkedeki federal hükümetin mali konuların yönetiminde tekelleşmesinin önüne geçilmiş olmaktadır.

63 1.2.3.1.6. İşlem maliyetlerini azaltıcı etkisi

İktisadi değişimin gerçekleşmesi için malı edinmenin fiyatı tek parametre değildir, aynı zamanda o bilgiyi elde etmeninde bir maliyeti vardır ve bu işlem maliyeti olarak anılmaktadır. Bilgiye ulaşma, sözleşme yapma ve danışma maliyetleri gibi iktisadi sistemin devam ettirilmesi için katlanılan maliyetlerdir ve bunların çoğu ölçülemez (Demir, 1996:213-211).

Eksik bilgi ve kontrol yetersizliği durumunda, yüksek işlem maliyeti ve fırsatçılık ortaya çıkabilir. Çünkü insanlar eğer herhangi bir bilgi avantajına sahipse, bunu şahsi çıkar güdüsüyle kendi lehlerine döndürmeye çalışırlar (Nacar Karabacak, 2012: 393). Merkezi yönetim alt kademedeki yönetimlere göre daha az bilgiye sahip olduğu için bu olumsuzlukların ortaya çıkması üniter sistemle yönetilen ülkelerde daha olası bir durumdur.

1.2.3.1.7. Merkezi politikalar üzerinde daha fazla veto hakkı

Tsebelis’e göre mali federalizm ne kadar kuvvetli olursa ve yerel yönetimler ne kadar fazla ise merkezi yönetimin izlediği politikaların radikal olma olasılığı o kadar düşük olur. Çünkü bu politikalar üzerinde yerel yönetimlerin veto hakkı yada gücü, mali yerelleşme ile doğru orantılı olarak artmaktadır (Aktaran Trisman, 2000: 8).

Diğer bir deyişle mali federalizmin kuvvetle uygulandığı ülkelerde merkezi yönetimler fazla radikal kararlar alıp bunları uygulamaya koymakta zorlanırlar çünkü alt yönetim birimlerinin direnci ile karşı karşıya kalırlar.