• Sonuç bulunamadı

3. BAĞIMSIZLIĞIN’DAN SONRA İÇ VE DIŞ POLİTİKALAR

3.2. Makedonya’da Dış Politika ve Diplomasi

3.2.1. Makedonya’nın Üyeliği, Komşuluk İlişkileri ve

3.2.1.2. Makedonya ve NATO

Uluslararası sistemi belirleyen siyasi koşullar, o zamanlar Batı demokrasileri için bir tehditti, kendilerini özellikle Sovyetler Birliği'nden savunmak için Avrupa kıtasına hizmet edecek bir askeri örgüt oluşturulmasını istemişlerdir. 1948'de Brüksel Antlaşmasıyla, bir Avrupa güvenlik sisteminin temellerini atmıştır. Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü'nün kuruluş eylemi Washington Antlaşması iken bu organizasyondaki Avrupa ülkelerinin yanı sıra, hem ABD hem de Kanada'nın kurucu ortakları olmuştur. Zamanla NATO, bilim adamları Jackson ve Dutkiewicz göre

"Organizasyon tamamen bir metamorfoz sürecine doğru ilerliyordu" gibi büyük dönüşümlerle karşı karşıya kalmıştır.

153 Kerim SRDJAN, “Birleşmiş Milletler ve Makedonya Cumhuriyeti”, Resmi Web Sayfası, Üsküp 2008, s.31.http://srgjankerim.com/content/events/2013/Obedinetite%20Nacii%20i%20Republika%20Makedonij a.pdf

154 http://www.mfa.gov.mk/index.php?lang=mk

Soğuk Savaş sonrası dönemde NATO, değişen koşullara ve genel olarak uluslararası sisteme paralel olarak Sovyetler Birliği’nin çöküşünden sonra askeri-politik bir karaktere sahip bir örgüt olarak birleştirilmiştir. Giderek entegre olmuş bir Avrupa ve canlı bir Avrupa-Atlantik yapısının gelişmesiyle, bu organizasyonun yeni zorlukları ortaya çıkmıştır. Bu organizasyonun ana hedefi - Avrupa-Atlantik bölgelerinde barışın ve güvenliğin korunması ve liderliğinin prensibi devletlerin, güvenliğinin bölünmezliğini desteklemede ortak katılım ve karşılıklı işbirliği, bu örgütün eyleminde politikaların ve yeni stratejilerin oluşturulmasını şart koşmuştur. Bu nedenle, 1999 yılında kabul edilen Stratejik Kavram, çatışma önleme faaliyetleri, ortaklıklar ve diyalog dışında, örgütün genişleme politikasını da öngörmüştür.155

M.C.’nin Avrupa-Atlantik entegrasyonunun belirlenmesi, Parlamento’nun ülkenin NATO’ya katılımına ilişkin bir kararı kabul etmesi 1993 yılına dayanmıştır. Bir güvenlik kullanıcısı olan Makedonya, İttifak’ın kısa bir süre için güvenilir ve uyumlu bir ortağı haline gelmiştir. NATO, AB ve BM’nin bölgedeki ve dünyadaki güvenlik misyonlarına aktif olarak katkıda bulunmuştur. 15 Kasım 1995’te M.C. Barış Ortaklık programına katılmak için Çerçeve Belgesini imzalamıştır. O zamanlar M.C., Kuzey Atlantik İşbirliği Konseyi’ne daha sonra Avrupa Atlantik Ortaklık Konseyi’ne de kabul edilmiştir. 14 Haziran 1996’da M.C. İrtibat Bürosu ve 1997 sonunda M.C.’nin Daimi Misyonu Brüksel’deki NATO karargâhında açılmıştır. Nisan 1999’da Washington’daki NATO Zirvesinde, M.C. Üyelik Eylem Planının hazırlanması ve uygulanmasıyla başlayan İttifaka üyelik aday statüsünü kazanmıştır.156

Üyelik Eylem Planı’nın bir parçası olan Arnavutluk, Hırvatistan ve Makedonya, 2003 yılında ileri adım atmışlar. Mayıs 20032te ABD ile birlikte belirtilen üç ülke, Adriyatik Tüzüğü’nü imzalamıştır. Bölgenin güvenliğini, refahını ve istikrarını artırmaya katkıda bulunan iç reformları yoğunlaştırmak ve teşvik etmek için bireysel çabaları ve işbirliğini güçlendirmeye yönelik kararlılık vurgulanmıştır. Adriyatik Tüzüğü, Avrupa-Atlantik yapılarına entegrasyon için benzer bir şekilde kullanılan Vilnius ve Visegrad gibi eski gruplardan ilham almıştır. İmzacıların ve ABD’nin ortak

155 http://www.vlada.mk/files/doc/programa_clenstvo_NATO.pdf 1 (Erişim Tarihleri: 28-03-2018)

156http://www.mfa.gov.mk/index.php?option=com_content&view=article&id=113&Itemid=392&lang=m k

amacı, bu ülkeleri Avrupa örgütlerine entegre etmek ve karşılıklı işbirliğini arttırmakmış. Bu örgüt, askeri savunma görevinden, güvenlik ve istikrarı teşvik eden bir örgüte ve Avrupa-Atlantik bölgesinin dışına dönüştürülmüştür. Bu nedenle, bu büyük hedefe ulaşmak için bütün Avrupa aktörlerinin tam entegrasyonu gereklidir.

2008 yılında Bükreş’teki NATO Zirvesi'nden sonra, Karadağ ve Bosna-Hersek gibi ülkelerle genişlemiştir. Bu zirvede Arnavutluk ve Hırvatistan NATO ittifakıyla katılım müzakerelerine başlamaya davet edilmiştir. Bu zirvede, Makedonya bu örgüte katılım müzakerelerine başlamaya davet edilmemiştir. Coğrafi konumu göz önüne alındığında bu çok ırklı devletin başarısızlığı, Balkan ve Avrupa jeopolitiği için çok önemli sonuçlar doğurmuştur. Hem devletin içyapılarında hem de uluslararası faktörde endişe uyandırmıştır. Makedonya’nın NATO’ya katılamaması ve Makedonya’nın Adriyatik Tüzüğü imzalayan ülkelerden ayrılması büyük bir kayıp anlamına gelmiştir.

Daha geniş kitlelere rağmen, Makedonya’nın NATO’ya tanınmaması, yalnızca Yunan veto’nun isim anlaşmazlığıyla ilgili bir nedeni olarak yorumlandıysa da fiili olarak bu kararı etkileyen diğer faktörler de var olmuştur. Makedonya bunun dışında başka sorunlarla da karşı karşıyadır, fakat isim meselesi her şeyi kapsamıştır.157

Başbakan Nikola Gruevski, Üyelik Eylem Planı aracılığıyla ilerleme raporunu görüşmek üzere NATO’yu ziyaret etti. Ziyaret sonrasında şu açıklamayı yapmıştır:

“FYROM siyasi, ekonomik ve askeri reformların uygulanmasında ilerleme kaydetmiştir, ancak hala üzerinde çalışılması gerekiyor”. “Avrupa-Atlantik hedeflerine ulaşmak için kalıcı reform çabaları FYROM için çok önemli olmaya devam edecektir”.

Bu nedenle, Makedonya’nın, NATO’ya katılamama suçunun çoğunu kendisi üstlenmiştir. Kabul edilmeme suçunu Makedonya sınırları dışında aramamak gerekir.158 Günümüzde, NATO Üyeliği Eylem Planı çerçevesinde M.C.’nin statüsü günceldir. Askeri savunma bölümünde ise Savunma Planlaması ve Savunma Sürecinin durumu da günceldir. Üyelik eylem planlarının uygulanması ve NATO’ya katılım

157 “Makedonya Cumhuriyeti’nin Euro-Atlantik Perspektifleri: Bükreş 2008’de NATO Zirvesi’nin etkisi sonrası sorunlar, zorluklar ve Siyasal Gerçeklik”, SEEUniversity Akademik Araştırma Komitesi, Tetovo, Haziran 2009, s. 120-128.

158 “Eski Yugoslavya Makedonya Cumhuriyeti Başbakanı, NATO Müttefikleri ile üyelik hedeflerini tartışıyor”. NATO resmi web sayfası, 23 Ocak 2008

daveti almak için gereken genel ulusal reform süreçlerinin uygulanması devam ediyor.

NATO üyeliği için bir davet beklerken, ittifakla tam entegrasyon süreci çerçevesinde, hem operasyonel hem de ortaklık işbirliği alanında ittifak ve üye devletlerle ilişkilerin ve işbirliğinin daha da geliştirilmesi ve teşvik edilmesi konusundaki çalışmalar devam etmektedir. Sonuç olarak Makedonya, ülkesini Avrupa-Atlantik yapılarının entegrasyonuna yönlendirecek şekilde politikalarını oluştururken daha rasyonel olmalıdır.