• Sonuç bulunamadı

Müslümanların Adaya Yerleşmeleri ve Sürgünler

4. Osmanlı’nın Adayı Fethinden Sonra Dini Durum

4.7. Müslümanların Adaya Yerleşmeleri ve Sürgünler

Venedikliler dönemindeki baskı ve Osmanlı’nın adayı fethi sırasındaki savaş ortamı sebebiyle adada ciddi bir nüfus azalması olmuştu. 1572 yılında hazırlanmış olan “tahrir defteri” ne göre tarımla geçinen insanların bulunduğu Meserya ve Mazoto bölgelerinde yetmiş altı köy tamamen terkedilmişti.250 Bunun bir sonucu

olarak da adadaki geniş araziler metruk hale gelmişti.251 Osmanlı Devleti tarafından

yeni fethedilmiş olan bu toprakların idaresinin emniyetli ve istikrarlı bir şekilde devam edebilmesi, adaya Türk ve Müslüman unsurların iskân edilmesine bağlıydı. Bu amaçla 22 Eylül 1572 tarihli “Sürgün Hükmü” Anadolu, Karaman, Rum (Sivas, Tokat, Amasya) ve Zülkadriye kadılarına gönderildi. Bu hükme göre kimlerin, nereden ve kaç kişinin adaya sevk edileceği belirlenmişti.252

Bu hüküm özetle şöyleydi:253

• Ada toprağı çok bereketli olup, tarım için gayet müsaittir. • İklim ılıman olup, ziraat yapmaya oldukça elverişlidir.

• Adaya göç edenler üç yıl her türlü vergiden muaf olacaklardır.

• Şehir ve köylerde mevcut hane adedine göre, her on haneden bir hane gönderilecek olup, işleri yolunda ve toprağı olanlar değil, işleri yolunda olmayıp, toprağı olmayan veya az olanlar sürgün için yazılacaktır. • Her meslek grubundan şehir hayatı için ayrı ayrı seçim yapılacaktır.

Osmanlılar eskiden beri, yeni fethedilmiş bulunan bir bölgedeki Türk nüfusunu çoğaltmak ve o

bölgeyi imar edip kalkındırmak üzere bu usule başvurmakta idiler. Eskiden bu iskân, kolonizasyon ve imar metoduna, "Sürgün Usulü" denirdi. Detaylı bilgi için bk. Vergi H. Bedevi, Kıbrıs Tarihi, s. 119.

250 İnalcık, The Ottoman Policy, 7; Jennings, “The Population, Taxation, and Wealth in the Cities and

Villages of Cyprus, According to the Detailed Population Survey (Defter-i Mufassal) of 1572”, 177; Cengiz Orhonlu, “Osmanlı Türklerinin Kıbrıs Adasına Yerleşmesi (1570-1580)”,

Milletlerarası Birinci Kıbrıs Tetkikleri Kongresi (MBKTK) (Türk Heyeti Tebliğleri, Ankara:

Türk Kültürünü Araştırma Enstitüsü, 1969), 93.

251 Gazioğlu, Kıbrıs’ta Türkler, 1570-1878, 100.

252 Ömer Lütfi Barkan, “Osmanlı İmparatorluğunda Bir İskân ve Kolonizasyon Metodu Olarak

Sürgünler”, İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası 15/1-4 (1949), 556-557.

• Sürgünler tarım ve hayvancılık ile uğraşanların hayvanları ve çiftleriyle, esnafın her türlü alet edevatıyla yapılacak olup, taşınmazları açık artırma usulü ile satılacaktır.

• Adaya göç ettirilecek kişiler sanayi ehli olup, fakir ve zavallı değil, iş yapabilecek güç ve kuvvette olacaktır.

• Sürgün listesinde sürgün edilenlerin isimleri ve yerleştirildikleri mahaller, beraberlerinde götürdükleri davar ve aletler yazılacak, bir nüshası Kıbrıs Beylerbeyi’ne bir nüshası da Kadı Mahkemesine verilecektir.

• Adam seçiminde ve sevkiyat işlemlerinde her türlü suistimalden dikkatle kaçınılacaktır.

• Üç yıl vergi alınmayacağı sözü her yere yayılarak insanlar teşvik edilecektir.

• Sürgün defterine yazılıp da gitmeyenlerin her nerede olursa olsun bulunup asılacağı ilan edilecektir.

• Sürgünler konusunda Kadıların dikkat etmesi gereken bazı kurallar vardır.

• İskân yazımında kişi ve toplulukların himaye edilmeyeceği ve yalnız Teke bölgesinden 5720 hanenin adada iskân edileceği bilinmelidir.254

Sürgün yazılanların içinde çiftçi, hallâc, ayakkabıcı, tellâk, boyacı, debbağ (derici), demirci, aşçı, tüfekçi, tüccar, keçeci, hayyât (terzi), çilingir, taşçı, imam, eskici, kürekçi, muytâb (kıl dokumacısı), marangoz, nalbant, haffâf (çizmeci), öğrenci gibi mesleklerden insanlar bulunuyordu. Ancak çoğunluğu herhangi bir mesleği olmayan ve toprağı da bulunmayan kişiler oluşturuyordu. Mesleği olanların

254 Detaylı bilgi için bk. Yusuf Halaçoğlu, “Osmanlı Döneminde Kıbrıs’ta İskân Siyaseti”, Dünden

Bugüne Kıbrıs Meselesi, ed. Ali Ahmetbeyoğlu - Erhan Afyoncu (İstanbul: Tarih ve Tabiat

da çoğunu çiftçiler oluşturuyordu. Sürgün yazılan 1689 haneden 777 hanesi gönüllü olarak kendi istekleri ile Kıbrıs Adası’na gitmek isteyenlerden oluşuyordu. Tüm bunlarla beraber sürgün yazılan herkesin, adli bir kayıtlarının olmadığına ve ahlaki olarak doğru dürüst insanlar olduklarına dair iki kefil getirmeleri de gerekiyordu.255

1572 – 1581 yılları arasında devam eden sürgün yazımları ilk yıllarda yukarda bahsedilen şekilde devam ederken, sonraki yıllarda ada cezai olarak da sürgün yazılan bir yer haline gelmişti. Nitekim Osmanlı’nın adayı fethetmesinden önce de ada bir kısım şahıs ve topluluklar için bir sürgün yeri olarak kullanılmakta idi.256

Toplum içinde kanunlara, adetlere ve ahlaka aykırı davranışları tespit edilmiş olanlar ve bu suçlardan hüküm giymiş olanlar da Kıbrıs’a sürgün yazılmıştır.257 Şirretlik,

gammazlık, kan davası, ribâhorluk, vergi kaçakçılığı ve vergilerin toplanmasına engel olma, hırsızlık, eşkıyalık, ırza tecavüz, zina, ana dövmek, imana sövmek, fısk gibi suçlar, sürgün yazılmaya sebep gösterilen hallerdendi. Bu suçları işleyip haklarında sürgün kararı verilenler hemen aileleri ile birlikte Kıbrıs’a gönderilip, mal, mülk ve eşyaları da bilahare satılıp parası arkalarından gönderilmişti.258

Çeşitli sebeplerle 1572 yılında yukarıda sürgün yazılanların tamamı adaya sevk edilememiş; sonradan Adana, Sis ve Tarsus sancaklarından da Kıbrıs’a adam sevki yapılması emredilmişti.259 Ayrıca sürgün yazılan yerlerden az sayıda da olsa bazı

Hıristiyan ailelerin de Kıbrıs’a sürgün yazılmış olduğu bu konuda İstanbul’a gönderilmiş olan sürgün defterinden anlaşılmaktadır.260

1571 yılından 1581 yılına kadar devam eden bu sürgün işlemi çeşitli nedenlerle tam istenen düzeyde gerçekleşmemiştir. Anadolu topraklarında kurulu düzeni olanların düzenini bozmak istememesi, yeni bir başlangıç yapmaktan çekinmeleri, durumu iyi olup hiçbir vukuatı olmayan seçilmiş insanların, işledikleri suç nedeni ile 255 Mehmet Akif Erdoğru, “Kıbrıs’ ın Türkler Tarafından Fethi ve İlk İskân Teşebbüsü, 1570-1571”,

Kıbrıs’ ın Dünü–Bugünü Uluslararası Sempozyumu,(Gazi Mağusa, 28 Ekim–2 Kasım 1991),

(1993), 48.

256 Hill, A History of Cyprus, 1/281; Purcell, Cyprus, 109-110. 257 Gazioğlu, Kıbrıs’ta Türkler, 1570-1878, 106-107.

258 Barkan, “Sürgünler”, 557-558.

259 Halil İnalcık vd., “Kıbrıs’ta Türk İdaresi Altında Nüfus”, Kıbrıs ve Türkler (Ankara: Türk

Kültürünü Araştırma Enstitüsü, 1964), 29.

260 Suraiya Faroqhi, Osmanlı’da Kentler ve Kentliler: Kent Mekânında Ticaret Zanaat Ve Gıda

sürgün yazılanlarla birlikte sevk edilmesi ve en önemlisi de yeni fethedilmiş olan adaya her an bir Haçlı saldırısı olma ihtimali gibi sebepler, sürgünün tam anlamıyla gerçekleşememesinde etkili olmuştur.261 Geri dönmek isteyen veya geri dönenler ise

geldikleri yerler ile Kıbrıs Adası’nın iklim şartlarının farklı olması sebebiyle uyum sağlayamadıklarından dönmek istemişlerdir.262

Sürgün hükmü adada tipik 16. yüzyıl Osmanlı Türk toplumunun inşasını hedeflemekteydi. Toplumun her tabakasından, her meslek grubundan tebaayı içermekteydi. Bir Beylerbeylik olan Kıbrıs’a Beylerbeyi, Yeniçeri Ağası, Defterdar ve Kadı tayini de yapılarak idare sınıfı da oluşturulmuştu.

Tüm bu yazılanlardan Sürgün Hükmü yazılırken her ne kadar vukuatı olanlardan adaya sürgün yazılanlar olmuşsa da asıl amacın adaya “iyi halli” insanların yerleştirilmesi olduğu anlaşılmaktadır.263 Bunun sebebi Kıbrıs Adası’nın

Osmanlı İdaresi tarafından bir koloni değil, yurt yapılmak istenmesidir. Yeni fethedilmiş ve çoğunluğunu gayrimüslim insanların oluşturduğu Kıbrıs Adası’nda Osmanlı’nın sağlam bir Türk İdaresi kurması ve hâkimiyetini tam anlamıyla sağlaması oraya Müslüman toplumun iskânını sağlaması ile mümkündü.264