• Sonuç bulunamadı

3. Fetih Sırasında Kıbrıs’ta Yaşayan Din Mensupları

3.2. Hıristiyanlar

Daha önce Lüzinyanlar’ın Kıbrıs’taki kurucusu Guy de Lusignan’ın ölümünden sonra yerine kardeşinin geçtiği ve Roma İmparatoru tarafından da tanınarak kendisine Kıbrıs Kralı olarak taç giydirildiğinden bahsedilmişti. Yeni Kıbrıs Kralı Amaury aynı zamanda Kudüs Kralı da olması sebebiyle iki krallık unvanı taşımaya başladı. Papa 3. Celestine’ın Kıbrıs’ta Latin Kilise teşkilatının oluşması ve adadaki Ortodoksların da buna dâhil olmasını istemesi ile Vatikan tarafından gönderilen elçiler yoluyla Kıbrıs Latin (Katolik) Kilisesi 1196 yılında Papa 3. Celestine himayesinde kuruldu.118 Lüzinyan ve Venedik Dönemi olmak

üzere Osmanlı’nın adayı fethine kadar adada Latin egemenliği devam etmiştir.119

Osmanlı Devleti’nin Kıbrıs’ı 1571 yılında fethetmesi ile buradaki Latin soyluların bir kısmı savaş sırasında ölmüştür. Geriye kalanlardan bir kısmı adayı terk etmiş, bir kısmı köleleştirilmiş ve bir kısmı da Ortodoks Hıristiyanlığa veya İslamiyet’e geçerek adada kalmıştır.120 Osmanlı Devleti adayı fethettikten sonra

Latin Katolik Kilisesi’nin faaliyetlerine son vererek Lüzinyan döneminde inşa edilen 116 Jennings, Christians and Muslims, 212-234.

117 Jennings, Christians and Muslims, 270.

118 Coureas, The Latin Church in Cyprus, 1195-1312, 3.

119 Detaylı bilgi için bk. Yıldırım, Kıbrıs Rum Ortodoks Kilisesi, 40-49.

120 Hasan Samani, Tanzimat Devrinde Kıbrıs (1839-1878) (Ankara: Hacettepe Üniversitesi, Sosyal

Lefkoşa’daki Aya Sofya Katedrali ile Mağusa’daki Aya Nikola Katedralini** camiye

çevirmiş, geri kalanları ise Ortodoks Kilisesi’nin kullanımına vermiştir. En az bir Latin Kilisesi de adada yaşayan Ermenilerin eline geçmiştir.121 Bu gelişmelerin bir

sonucu olarak da adada az sayıda Latin Katolik kalmıştır.122

Dandini, 1596 yılında yapmış olduğu ada ziyaretinde Lefkoşa’da küçük bir Katolik Kilisesi ile Papazın, Larnaka’da ise Venedikli tüccarlara hizmet eden bir Fransizken manastırının varlığından bahseder.123

18. yüzyılda Kıbrıs’taki yabancı devlet konsolosluklarının bilhassa Fransa’nın himayesindeki “efrenç” (Frenk-Avrupalı) rahiplerin Ortodoks kilise ve manastırlarına izinsiz girerek misyonerlik faaliyeti yaptıkları ve Ortodoks Rumları Katolikliğe döndürmeye çalıştıkları görülmektedir.124

Tanzimat Döneminde Kıbrıs adlı çalışmasında Hasan Samani; “1845 yılında

Kıbrıs ziyareti yapan Ludwig Ross, adada 1000 kadar Latin Katolik bulunduğunu ve bunların 500’ünün Larnaka ve Skala’da, bir kısmının ise Lefkoşa ve Limasol’da yaşadığını bildirmektedir. Ross, Maronitleri de bu sayıya dâhil etmektedir.” diyerek

dönemle ilgili sayı bilgisi vermiştir.125 Bu dönemde adada bulunan Latin Katolikler,

Osmanlı Döneminden sonra adada kalanlardan ziyade ticari faaliyetler amacıyla liman şehirlerine ve hükûmet merkezi Lefkoşa’ya yerleşmiş olan Avrupalı tüccarlardan oluşmaktaydı.126 1870 tarihli Cezair-i Bahr-i Sefid Vilayeti

Salnamesi’nin Kıbrıs Sancağı bölümünde Latinlerin Tuzla’da bir kiliseye sahip oldukları ve bu kilisenin ruhani liderinin Patrik vekili Mikaili Cirelli Efendi olduğu belirtilmektedir.127

Bugün Selimiye Camii

** Bugün Lala Mustafa Paşa Camii 121 Jennings, Christians and Muslims, 156. 122 Jennings, Christians and Muslims, 149. 123 Jennings, Christians and Muslims, 150. 124 Çevikel, Kıbrıs Eyâleti, 213.

125 Ludwig Ross, A Journey to Cyprus (February and March 1845), çev. Claude Delaval Cobham

(Nicosia, 1910), 10; Ross’tan akt. Samani, Tanzimat Devrinde Kıbrıs, 119.

126 Theodoros Papadopoulos, Social and Historical Data on Population (1570-1881) (Lefkoşa: Cyprus

Research Centre, 1965), 88.

3.2.2. Ortodokslar

Adanın Osmanlı topraklarına katılması, 1570 yılında Lefkoşa’nın fethiyle başlayıp, 1571 yılında Mağusa’nın fethi ile yaklaşık bir yıl içerisinde gerçekleşmiştir. Bununla birlikte adanın Osmanlı Devleti’ne resmen bağlanması, 1573 yılında Osmanlı-Venedik Anlaşması ile gerçekleşmiştir.128 1571 yılında Kıbrıs Adası,

Osmanlı tarafından fethedilmesi ile Hıristiyan olmayan bir yönetim altına girmiş oldu. Venedik ve Lüzinyan İdaresi altında ezilen halk, İstanbul’un fethinde olduğu gibi Latin Yönetimi görmektense Müslüman Türk Yönetimini görmeyi yeğler hale gelmişti. Yerli Ortodoks halk Venedik ve Lüzinyan idaresinden bıkmış olduğundan, Müslüman Osmanlı Türk yönetimini desteklemiş ve adayı fethine yardım etmiştir.129

Kıbrıs’ta yaşayan Ortodoks halk için adanın Osmanlı tarafından fethedilmesi, özgürlüklerin kazanılması ve Venedik yönetimi ve Katolik baskısından kurtuluş anlamına geliyordu.130 Venedik İdaresinin feodal yönetiminden ezilen ve her türlü

sosyal haklardan ve dini özgürlüklerden mahrum kalan adanın Ortodoks halkı fetihten hemen önce isyan etmişti.131 Tüm bunlardan anlaşılacağı üzere Ortodoks ada

halkı, Osmanlı Türk yönetimine geçiş ile kendi dindaşlarının baskısından kurtularak rahat bir nefes almayı ümit etmekteydi.132 Adanın Osmanlı tarafından fethi ile ağır Venedik vergileri kaldırılmış ve Venedik vergilerine nispetle çok daha hafif olan Osmanlı vergi sistemi yürürlüğe konmuştur. Aynı zamanda fethe kadar devam eden köleliğe de son verilmiştir. Adada fetihten itibaren uygulanacak hukuk sistemi ile ilgili olarak ada halkının fikri sorulmuş, onların da talebi ile Osmanlı hukuk sisteminin uygulanması uygun görülmüştür.133 Tüm bunların sonucu olarak ada

Osmanlı yönetiminin idaresi altına girmiş ve adada bu tarihlerden itibaren Osmanlı İdari Sistemi geçerli olmuştur.

Kıbrıs’ta Lüzinyan ve Venedik İdaresi döneminde Ortodoks Kilisesi dışında sayıları az da olsa kendi kiliselerine sahip olan başka Hıristiyan gruplar da 128 Kemal Çiçek, “Kıbrıs”, Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi (Ankara: TDV Yayınları, 2002),

25/374.

129 Luke, Cyprus Under the Turks, 1571-1878, 14. 130 Duckworth, The Church of Cyprus, 43.

131 Çevikel, Kıbrıs: Akdeniz’de Bir Osmanlı Adası, 58. 132 Maier, Cyprus, 117.

bulunmaktaydı. Ermeniler, Marunîler,134 Suriyeli Yakubiler ve Sina Hıristiyanları bu

gruplardandı. Ortodoks Hıristiyanlardan sonra adada en çok nüfus Ermenilere aitti.135

Bu gruplar da Latin baskılarından kendilerine düşen hisseyi almış, zaman zaman Latin yönetimine isyan etmişlerdir.136 Nihayetinde Latin Katolik olmayan tüm

unsurlar için Osmanlı Devletinden yardım istemekten başka çare kalmamıştır.137

4. Osmanlı’nın Adayı Fethinden Sonra Dini Durum