• Sonuç bulunamadı

MÜSLÜMAN AŞİRETLERİN VE OSMANLI DEVLETİ’NİN OLAYLARA DAHİL OLMAS

1-İSYAN ÖNCESİNDE SASON’DA GENEL DURUMA BAKIŞ

B. MÜSLÜMAN AŞİRETLERİN VE OSMANLI DEVLETİ’NİN OLAYLARA DAHİL OLMAS

1890 yıllarından öncesi göz ardı edilirse olaylar doğru tahlil edilemez. Sason’da yaşananlar, tarihte yazılanlardan çok farklı cereyan etmiştir. 1894 yılında Sason Ermenilerinin hem Kürt ağalara hem devlete vergi vermeyiz diye Hınçak komitacıları önderliğinde başlattıkları olay Osmanlı payitahtına “Ermeni ayaklanması” biçiminde yansıtılır. Osmanlı Devleti askeri güçlerini bölgeye sevk eder. Devlet askeri bir hareket için gerekli tedbirleri almaya başlar. Muş ve Bitlis bölgesinden isyan bölgesine 4.Ordu Komutanı Zeki Paşa öncülüğünde askeri tabur

366 Dadrian, a.g.e, s.180-181, Kevorkian-Paboudjian, a.g.e, s.49 367 Dadrian, a.g.e, s.181

sevk edilir. Muş’ta bulunan iki dağ topu ile güçlendirilen asker Alay Komutanı Salih Bey komutasında bölgeye sevk edilecektir. 368 Osmanlı Devleti Sason Talori

bölgesinde olayların büyümemesi için gerekli olan önlemleri almak için yoğum çalışma yürütür. 1310 tarihli Osmanlı belgesinde “Talori civarında Müslümanlar ile Ermeniler arasında çıkan çatışmanın bir an önce önlenmesi...” aynı yıl başka bir belgede “Taloride Ermeniler ve bazı Müslüman aşiretler arasında çıkan çatışmanın

önlenmesi için gerekli tedbirlerin alındığı…” 369ayrıca devlet Talori’de çıkan

çatışmalarda ova Kürt aşiretlerinden olan Reşkotan ve Bekiran’ın da olaylara müdahil olmaması için tedbir alındığını belirtir. Başka bir belgede ise Talori adlı Ermeni karyesinde Müslüman ahali ile Ermeniler arasında zuhur eden mukatelenin engellenmesi ve bunun için olayların yatışması için Bitlis Valisi Tahsin Paşa’nın oraya gitmesi gerektiği şeklinde bilgileri dönemin yazışmalarında görmek mümkündür.370

İsyanın sıcak günlerinde Talorili Ohannes namında birinin Murad’a gönderdiği bir mektupta “ On iki günden beri muzaffer idik. Fakat bugün asker her tarafımızı

sardı. Bizi kılıçtan geçiriyorlar. Akıbetimiz ne olacağı malum değildir.” ifadeleriyle

fedailerin Osmanlı askeri karşısından bir çıkış aradığını gösterir. Bu isyancılar üzerine devlet tarafından sevk edilen ve Andok Dağı karşısında Şenik ve Semal karyelerine ikame edilmiş olan iki bölük asakir-i şahaneye isyancılar “Sizin yeriniz Şam’dır. Oraya

gidiniz. Bu yerler bizimdir.” gibi sözler ile tahrik ediyorlardı.371

İstanbul Hınçak Komitesi şubesi azasından Mihran Damadyan Bitlis’te tevkif edildikten sonra, devlet tarafından aranan isimlerden olan Hamparsum Boyacıyan İstanbul’dan Atina’ya firar eder. İsviçre’de Hınçak Komitesine gider ve orada çalışmalara iştirak eder. Anadolu’ya gizlice giriş yapan Hamparsum genelde Murad adıyla rüfekasıyla beraber Muş ve Sason bölgelerinde ahaliyi ifsada çalışır. Köylüleri silahlandırarak devlete karşı Sason Talori bölgesinde bir ayaklanmanın çıkmasına

368 Taner Akçam, İnsan Hakları ve Ermeni Sorunu İttihat ve Terakki’den Kurtuluş Savaşı’na, İmge Yayınları, Ankara 1999, s.75; Doğan, a.g.e, s.20

369 BOA. A.}MKT. MHM. D:752. G:27.; BOA. A.}MKT. MHM. D:752. G:31

370 BOA. A.}MKT. MHM. D:752. G:30; BOA. İ.HUS. D:13. G:1310; BOA. Y.A. HUS. D: 277. G: 83 371 Osmanlı Belgelerinde Ermeni İsyanları I (1878-1895) , Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Ankara 2008, s.80

öncülük edecektir. Birçok kaynakta yer aldığı gibi köylü Ermenilere isyan başlayınca İngiltere’nin balonla asker göndereceğini söyler.372

Bu talihsiz olaylar sonucunda, Müslüman Türkler ve Ermeniler karşılıklı güvenlerini yitirmiş ve birbirlerini herhangi bir anda genel bir çatışmanın başlamasını bekleyen düşman iki toplum olarak görmeye başlamışlardı. Şiddet yanlısı Ermeniler terör eylemlerini sürdürüyor, bu saldırlar misliyle karşıdan Müslüman ahaliden karşılık buluyordu. O dönemler Erzurum’da İngiltere Konsolosu olan Windham Graves anılarında, Ermenilerin hedefinin “tam olarak bir isyan” değil ama ona benzer bir ayaklanma yaratmak olduğunu yazıyordu. Ermeniler, Osmanlı Padişahının bu olaylar karşısında hemen paniğe kapılacağını ve yerel yetkililerin olaylar karşısında hemen paniğe kapılıp aptalca, “gayretkeş veya kötü niyetle” tepki verip cezalar vermesi sonucu durumun bir katliama dönüşeceğini ümit ediyorlardı. Ermenilere yapılacak bu katliamlara büyük Avrupa Devletleri kayıtsız kalamayacak ve Ermeniler için olaya müdahale edeceklerdi.373

Hamparsum Boyacıyan’ın propagandasına kapılıp isyana kalkışan Ermeniler 1894 yazında köylerini boşaltılar. Çoluk çocuklarını dağlarda emniyetli yerlere yerleştirdiler. Dağlarda belirli yerlerde toprak altına uzun süre isyancılara ve ailelerine yetecek yiyecek sakladılar. Murad’ın etkili propagandası sayesinde Ermeni köylüler çakmaklı kaval tüfeklerle, kama, hançer, pala, kılıç ve balta gibi dönemin ilkel silahlarıyla Osmanlı Devleti’ni mağlup edeceklerine inanıyorlardı. Murat önderliğinde isyancılar merkez üs olarak Talori bölgesinin en aşılmaz ve doğal kale görünümündeki Andok Dağını mesken tutular. Andok Dağından Osmanlı kuvvetlerine ve Kürt aşiretlerine karşı direnmeye başlarlar. Murat ve isyancı Ermeniler kollara ayrılıp Sason, Muş, Kulp gibi çevre bölgede bulunan dağ köylerini taciz etmeye başladılar. Sonunda Ermeni isyancılar amaçlarına ulaşmaya başladılar. Müslüman ahalide olaylara ciddi anlamda müdahil olmaya başlar. Bekiran Aşireti ileri gelenlerinden olan Ömer Ağa’nın kardeşinin oğlu Hacı Ağa’nın karnını barutla doldurup ateşlediler. Geliyegüzan köyünde sadece 3 Müslüman aile vardı. Komiteciler bu ailelerin namusuna el attıktan sonra hepsini öldürdüler. Müslüman köylerinde otuza

372 Hüseyin Nazım Paşa, Ermeni Olayları Tarihi I, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, Ankara 1993, s.3-4;56-57

yakın Müslüman halkı farklı ve vahşiyane şekilde öldürmüşler. Ermeni Komitacılar, iddiaya göre İslam dinine ve Osmanlı Devleti’ne ağza alınmaz küfürler ediyor ve Müslümanların boynuna haç takarak sokaklarda dolaştırıyorlardı. Ayrıca komitacılar

“yaşasın Kralımız Murat” diye bağırıyorlardı. Bu olaylar Müslümanları çok kızdırır

Bekiran, Badıkan gibi aşiretlerde karşı intikam saldırıları gerçekleştirmeye başlarlar.374 Devlet yetkilileri Müslüman halkın galeyana gelip saldırılara karşılık

vermemesi için yerelde gerekli tedbir almaya çalıştığı, Halifelik gücü vasıtasıyla bu olayların önüne geçilmeye çalışıldığı dönemin belgelerinde özellikle vurgulanmaktadır. Bu davranış ile İngiltere’nin Talori meselesini suiistimal etme durumu engellenmeye çalışılır.375

Olay basit bir isyandan çıkıp Müslüman Kürt ve Ermeni Komitacılar arasında şiddetli bir savaşa doğru evirilmeye başlamıştır. Devlet bölgeye Muş ve Bitlis çevre vilayetlerden asker sevk etmeye başlar.

Talori olayları esnasında ve sonrasında yaşananlar ile ilgili isyan bastırılması esnasında ele geçen ve Londra’da basılmış olan Ermeni Hınçak gazetesi olaylar ile ilgili ilginç bilgiler verir. 376

“Sason savaştadır. Sasonlu kırıyor ve kırılıyor. Dağlarının kibirli kayaları gibi sarp ve metin olan Sasonlunun yüreği muharebe için heyecanlandı. Sasonlular iki yıldır zaten savaşıyordu. Fakat bugün umumi bir ihtilal sedasıyla korkusuzca Sultanın askerini karşılıyor. Sason Ermenilerinin parolası muharebe yoluyla hayata ve ihtilal yoluyla ihtilale gitmektir… Evet, görüyoruz ki ya öleceğiz ya ezileceğiz, lakin her ne biçimde olursa olsun esirliğe son vereceğiz. Bunun içinde ölmek lazımdır. Sason’un bu şanlı ihtilalinde her Ermeni’ye vazife düşüyor… Hele şu sırada Türk askerinin Sason’a doğru ilerlemesini mümkün olduğu kadar engel olmak için her gayreti yapmalıdırlar. Hükümetin ihtilalciler hakkındaki tedbirlerini hükümsüz bırakmak için uygun yerlerde ihtilal çıkarmak lazımdır. İşte Sason’un muhtaç olduğu yardım budur.”

Ermeni Milliyetçileri için Sason ayaklanması başlangıç döneminde moral ve motivasyonu arttıran önemli bir unsur olur. Ermeni milliyetçi yayınlarda Sason artık

374 BOA. Y.EE. D: 160. G: 7. ; Osmanlı Belgelerinde Ermeni İsyanları I (1878-1895),s.8- 85;Hocaoğlu, a.g.e, s.201-203

375 BOA. Y.EE. D: 157. G: 84 376 Hocaoğlu, a.g.e, s.203

sürekli ele alınacak ve bir anlamda bu merkezden hareketle bir mağduriyet durumu yaratılabilecekti.

Bitlis Genel Valisi isyan olarak gördüğü olayları bastırmak için Erzincan’da bulunan Osmanlı askeri birliğinden destek kuvvet istemişti. Ağustos ayı sonlarına doğru, Erzurum’dan yaklaşık yedi tabur asker gönderildi. Andok Dağı ve civarında Geliyegüzan, Şenik Semal bölgelerine askerin sevkiyatı artar, isyancılar sıkı bir takibe alınmaya başlanır. 1310 tarihli Osmanlı Devleti arşiv belgesinde yazıldığına göre Talori bölgesinde isyancı Ermeniler metris isminde toprak siperlerde saklanmaya çalışırlar.377 Bu olaylar yaşanırken mevsimsel olarak o bölgede göç güzergâhında

hareket halinde bulunan Kürt aşiretlerde olaylara müdahil olur. Olaylar önemsizken bir süre sonra ciddi boyutlara ulaşır. Ermeniler sert bir tepki göstererek birçok Müslümanı öldürdü. Ve bazı köyleri yaktılar. Bu olaylar Müslümanları çok öfkelendirir, kısa bir süre sonra Bekiranlı Aşiretinden 80 kişi Şenik ve Semal köylerine saldırdı. Ermeni köylüler, Çay ve Köprü Şerif Han tepelerine kaçtılar, ancak iki gün süren çarpışmalar sonunda Ermeniler bu durumu daha fazla sürdüremeyeceklerini anladılar, kadınları, çocukları ve hayvan sürüleriyle birlikte Andok Dağı’na kaçtılar. Silahlı erkekler ise Geligüzan’a çekildiler. Bu bölgede 14-25 Ağustos arasında 12 gün boyunca çok şiddetli çarpışmalar yaşandı. Ermeniler kısa bir süre önce Kafkaslardan dönmüş Murat’a haber göndererek ondan yardım isterler.378 31 Ağustos ile askerler

Şenik, Semal, Geliyegüzan bölgesine yönelirler. 600 civarı Ermeni isyancıya karşı harekât başlatılır. Osmanlı kuvvetleri alanda hamiyetini genişlettikçe Ermeni isyancılar arasında kendi içlerinde çatışmalar ve devamında kopmalar başlar. Murat Boyacıyan kendi adamları ile sorun yaşamaya başlar. 379

Osmanlı sarayı Sason isyanı ile ilgili sürekli olarak 4.Ordu Komutanı Zeki Paşa tarafından bilgilendirilir. Zeki Paşa Muş Vilayetinden gelerek Andok Dağı keşfinin tamamlandığını ve Şinik, Semal gibi çevre dağ köylerinde rastlanılan eşkıyanın tedip edildiği en kısa zamanda Talori bölgesinin tamamen ıslah edileceğini ve komitacılardan temizleneceğini bildirir. 1894 yılı Ağustos ayı boyunca mücadeleler devam eder. 380 Sonbahar başlangıcı ile Sason Talori isyanı kontrol altına alınmaya

377 BOA. Y.MTV. D:79. G:175 378 Sonyel, a.g.e, s.201

379 Mccarthy, a.g.m, s.6

başlar. 25 Eylül 1894 yılında 4. Ordu Komutanı Zeki Paşa, Payitahtta Serasker Rıza Paşa’ya çektiği telgrafta bölgede asayişin büyük oranda tesis edildiğini ve harekâtın tamamlandığı müjdesini verir. 381 1312 tarihli arşiv belgesinde “Talori’de toplanan

dört bine yakın Ermeni eşkıyasının alınan askeri tedbirler sayesinde tenkil edilip asayişin sağlandığı...” ifadesi ile Zeki Paşa’nın olayların bittiği yönündeki ilettiği bilgi

bir anlamda teyit edilmektedir.382 Fransız Sarı Kitabına göre Sason olaylarında isyanın bastırılmasında şeyh ve imamlar ile Zeki Paşa’nın katkısı büyüktür. Dördüncü Ordu Komutanı olan Müşir Zeki Paşa isyan esnasında yaptığı hizmetlerden dolayı mükâfatlandırılır. Devleti Aliye tarafından padişaha mahsus olan nişan-ı füruğ-efşan ile ödüllendirildi. Bir ay sonrada Teşrin-i Sani’de taraf-ı şahaneden bir kıt’a altın madalyası ile ödüllendirildi. 383 Zeki Paşa’nın, Sason olayları sonrası devlet tarafından

taltif edilmesi yurt dışı basınında sürekli olarak Sason’da icra ettiği katliamlara karşılık olarak bu ödüller verilmiştir vurgusu yer almıştır.384

İsyan esnasında askere sığınan, teslim olan Ermeni, kadın, çocuk ihtiyar, sakat ve hatta silahını terk edenlere yiyecek verilmiş, kötü muamele yapılmamış. Devlet yetkilileri, askeri hareket dolaysıyla yerini terk eden ve sonradan geri dönen Ermenilerin bıraktıkları mal ve hayvanları onlara geri vermişler, henüz dönmeyenler ise devlet yetkililerin tespit edeceği süre içerisinde hayvanlarının kendilerine verileceği bildirilmiştir. 385 Devlet yetkilileri Talori Ermeni isyanında yer almayan

itaat ve sadakat içinde kalan Ermeni ahalisinin, Ermeni eşkıyasının uzaklaştırılmasından dolayı teşekkürü bildiren evrakların gönderildiğini bildirmektedir. Ayrıca Sason Ermeni olaylarında yaşanan karmaşadan dolayı Şenik, Semal ve Talori bölgesini terk ederek Sason tarafına firar eden Ermeni ailelerine ait eşya ve hayvanların Bekranlı ve Badıkanlı Kürt aşiretleri tarafından gasp edilerek kendi aralarında taksim edildiği haberleri başkente gider. Devlet yetkilileri, yerel yöneticilerden Badıkan ile Bekiran Kürt aşiretleri ve yandaşlarının tecavüzlerinin engellenmesi için gerekli tedbirlerin derhal alınması istenmektedir.386

381 Doğan, a.g.e, s.27.

382 BOA. A.}MKT. MHM. D:752. G:39

383 Edouard de Driault, Şark Meselesi Bidayet-i Zuhurundan Zamanımıza Kadar, (Mütercim. Nafiz- Yay Hazırlayan Emine Erdoğan), Berikan yayınları, Ankara 2005, s.382

384 BOA. HR. SYS. D:188. G: 37; BOA. HR. SYS. D:2844 G:42 385 Hocaoğlu, a.g.e, s.205; Doğan a.g.e, s.27

C. HAMİDİYE ALAYLARI VE ZİLAN ŞEYH’İNİN SASON İSYANINDA