• Sonuç bulunamadı

YÖNELİK LİTERATÜR VE YÖNTEM

3. ARACI KURUMLARIN PERFORMANS VE ETKİNLİK DEĞERLEMESİNE YÖNELİK LİTERATÜR VE YÖNTEM

3.2. Literatür Taraması

Literatürde, Türkiye’de faaliyet gösteren bankaların etkinliği ile ilgili çok sayıda çalışma bulunmakla birlikte, aracı kurumların etkinliği ve verimliliği konusunda yapılmış çalışma sayısı azdır. Bankacılık alanında yapılan çalışmalardan bazıları aşağıda belirtilmiştir.

Aras ve Kurt (2002), Türk Bankacılık Sektöründe VZA ile etkinlik ölçümünde iki farklı girdi ve çıktı veri seti kullandıkları çalışmalarında, bankacılık sektörü için etkinliğin belirlenebilmesi için uygun kriterlerin neler olabileceğini araştırmışlardır. Her iki veri setinde de bankaların 1992-2000 döneminin tamamında etkin konumda kalmayı başaramadıkları görülmüştür.

Etkin olarak bulunan bankaların kredi, mevduat ve aktif pazar payları dikkate alındığında ise her iki uygulamada da kredi, mevduat ve aktif pazar paylarının %35 ile %70 arasında değiştiği gözlenmiştir.

70

Aras ve Kurt (2007) çalışmalarında 1992-2003 yılları arasında faaliyet gösteren 23 bankanın VZA ile etkinlik ve risk analizini çalışmışlardır. Mevduat toplama açısından öncü olan bankaların etkinlik skorlarının, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF)’ye devredilen bankaların etkinlik skorlarından ortalama 5 kat daha yüksek olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

Çalışmada ayrıca, TMSF’ye devredilen bankaların, fona devredilmeden önce etkinlik performanslarının diğer bankalardan epey düşük olduğu belirtilmiştir.

Behdioğlu ve Özcan (2009) Türkiye’de bankacılık sektöründe 1999–2005 yılları arasında sürekli olarak faaliyet gösteren 29 adet ticaret bankasının etkinliğini Veri Zarflama Analizi (VZA) ile araştırmış, ayrıca sermaye yapılarına ve ölçek büyüklüklerine göre karşılaştırma yapmışlardır. Analiz sonuçlarına göre, ortalama etkinlik yüzdesi en yüksek olan banka grubu yabancı sermayeli bankalar olarak belirlenmiştir. Çalışmada ayrıca, hem Charnes, Cooper, Rhodes (CCR) hem de Banker, Charnes, Cooper (BCC) modeli kullanılarak, iki modele ilişkin sonuçlar karşılaştırılmıştır. 2005 yılı için elde edilen sonuçlara göre, CCR modeline göre 9 adet ticaret bankası etkin bulunurken, BCC modeline göre ise 19 adet ticaret bankası etkin olarak bulunmuştur.

Budak (2011), Türk bankacılık sektöründe faaliyet gösteren 22 ticari bankanın 2008, 2009 ve 2010 yılları için göreceli etkinliğini Veri Zarflama Analizi ile araştırmış ve belirtilen dönemde etkin olan ve olmayan bankaları tespit etmiştir. Ayrıca analiz sonuçlarına göre 2010 yılında etkin olmayan bankalara ilişkin hedef değerler hesaplamıştır. Elde edilen bulgulara göre, kamu sermayeli bankaların etkinlik ortalamasının en yüksek seviyede olduğu, bu bankaları sırasıyla özel sermayeli bankaların ve yabancı sermayeli bankaların takip ettikleri görülmektedir. Ayrıca, tüm bankalara ilişkin etkinlik ortalamalarının yıllara göre giderek azaldığı görülmektedir.

Akyüz vd. (2013), 2007-2011 döneminde Borsa İstanbul’da işlem gören on bir mevduat bankasının etkinliğini VZA ile, verimliliklerindeki değişimi ise Malmquist Toplam Faktör Verimlilik Endeksi Yöntemi ile ölçmüştür. Çalışma sonucunda bankaların yıllara göre etkinlikleri belirlenmiş ve sıralama yapılmıştır. Ayrıca, Malmquist Toplam Faktör Verimlilik Endeksine göre, 2008-2009 döneminde artış, diğer dönemlerde bir azalma olduğu belirlenmiştir.

Bektaş (2013), 2007-2011 yılları arasında Türkiye’de faaliyet gösteren özel sermayeli 11 ticari bankanın ve 11 yabancı bankanın etkinliğini VZA ile ölçmüş ve ayrıca iki grubu Mann-Whitney U testi ile karşılaştırılmıştır. Çalışmada aracılık yaklaşımıyla, hem ölçeğe göre sabit

71

getiri modeli olan CCR, hem de ölçeğe göre değişken getiri modeli olan BCC modelleri ile analiz yapılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre belirtilen dönemde özel ve yabancı sermayeli bankalar arasında etkinlik açısından istatistiki olarak fark olmadığı görülmüştür.

Son dönemde yapılan çalışmalardan biri ise; Özel vd. (2017) tarafından yapılan çalışmadır.

Bu çalışmada, 2013-2015 yılları arasında aralıksız faaliyet gösteren 16 adet ticari bankanın etkinlikleri ve verimliliklerindeki değişim VZA ve Malmquist Verimlilik Endeksi ile incelenmiştir.

Analiz için kurulan modelde girdi odaklı ve ölçeğe göre sabit getiri esasına dayanan CCR modeli esas alınarak üç adet girdi ve iki adet çıktı kullanılmıştır. Elde edilen bulgulara göre, 2013 ve 2014 yıllarında 9, 2015 yılında ise 10 bankanın etkin olduğu belirlenmiştir. Ayrıca, bankaların toplam verimliliklerinde yıllar itibariyle gelişme olduğu görülmektedir.

Aracı kurumların etkinliği veya verimliliği konusunda Türkiye’de yapılan ilk çalışmalardan biri olarak Gündüz vd. (2001) tarafından yapılan çalışma ele alınabilir. Çalışmada Türkiye’de faaliyet gösteren aracı kurumların finansal tabloları aracılığıyla 1993-1998 döneminde gösterdikleri performans ve etkinlik, oran analizi ve VZA ile incelenmiştir. Ayrıca sahip oldukları risk, Risk Endeksi ile hesaplanmıştır. Veri eksikliğinden dolayı yalnızca 1997 ve 1998 yılları için yapılan VZA’nde ölçeğe göre sabit getiri modeli (CCR) kullanılmıştır.

Analizde ölçek büyüklüğü dikkate alınarak, bankalar tarafından kurulmamış 91 aracı kurum toplam aktif büyüklüklerine göre iki gruba ayrılmıştır. Birinci grupta sektördeki toplam aktif büyüklüğünün %60’ını temsil eden 11 aracı kurum, diğer grupta ise sektör içinde daha küçük paya sahip 80 aracı kurum ele alınmıştır. Analiz sonuçlarına göre; küçük ölçekli aracı kurumlar için anlamlı sonuç bulunamamış, büyük ölçekli 11 aracı kurumdan sırasıyla 4 ve 6 tanesinin etkin olarak çalıştığı bulgusu elde edilmiştir.

Kadıoğlu (2006) çalışmasında aracı kurumların karlılıklarına etki eden faktörleri incelemiştir.

Bu kapsamda, etkinliği karlılığa etki eden faktörlerden bir olarak ele alarak, 2000-2003 yılları arasında faaliyet gösteren 104 aracı kurumu analize dahil etmiştir. Aracı kurumların etkinliği, parametrik bir yöntem olan stokastik sınır yaklaşımı ile ölçülmüştür. Bu yaklaşıma göre, aracı kurumların ortalama etkinliklerinin 2000 yılından 2003 yılı sonuna kadar azalan bir hızda düştüğü görülmüştür. Ayrıca, etkinliğin kârlılığa etki eden bir faktör olmadığı sonucuna varılmıştır.

Kargın ve Aktaş (2007), Türkiye’de faaliyet gösteren aracı kurumların hisse senedi alım satımına ilişkin etkinliklerini VZA ile ve toplam faktör verimliliklerinde meydana gelen değişmeleri ise Malmquist Verimlilik Endeksi ile ölçmüştür. Çalışmada 2000 yılı için 103,

72

2001 ve 2002 yılları için 112, 2003 yılı için 113, 2004 yılı için 88 ve 2005 yılı için 99 aracı kurum analize dahil edilmiş, Malmquist Verimlilik Endeksi için ise 2000-2005 dönemi boyunca faaliyet gösteren 65 aracı kurum ele alınmıştır. Analiz sonuçlarına göre, aracı kurumların etkinliklerinin aşağı yönlü olduğu bulunmuştur. Ölçek etkinliği incelendiğinde, en etkin grubun orta-büyük grubu olduğu görülmüş, en az etkinliğe sahip olan kurumların ise küçük ölçekli kurumların olduğu sonucu elde edilmiştir.

Dinçer (2010), aracı kurum sektörünün piyasa yapısını inceleyerek, 2000-2008 yılları arasında faaliyet gösteren ve alım satıma aracılık yetki belgesine sahip olan 63 aracı kurumun etkinliklerini ve verimliliklerini ölçtüğü çalışmasında, 63 aracı kurumun büyük kısmının etkinsiz olarak faaliyette bulunduklarını tespit etmiştir. Coşar (2013), 2008-2011 yılları arasında 90 aracı kurum mali yapıları itibari ile inceleyerek diskriminant ve lojistik regresyon analizleri ile mali başarısızlıklarını gösteren çeşitli oranlar belirlemiştir. Çalışma sonucunda, kullanılan rasyoların mali başarısızlığı açıklamada yeterli olduğu bulgusuna varılmıştır. Ayrıca, operasyonel risk unsurunun da kurumların mali başarısızlık riskini açıklayan önemli bir değişken olduğu sonucu ortaya çıkmıştır.

Yeşildağ (2013) ise aracı kuruluşların gelişimi ve yatırımcıların aracı kurulus seçimini etkileyen unsurların tespit ettiği çalışmasında, yatırımcıların aracı kurulus seçime etki eden unsurlar belirlenmeye çalısmıştır. Aracı kuruluşlarda çalısan dealer ya da brokerların nitelikleri, kuruluşlarda hesap açma prosedürleri ve internet hizmetleri, Aracı kurulusların aldıkları komisyonlar ile aracı kurulusların müsterilerine verdikleri değer ve danışmanlık hizmetleri yatırımcıların kurum seçimine etki eden önemli faktörler olarak sıralanmıştır.

Türkiye’de son dönemde konu ile ilgili olarak yapılan bir diğer çalışmada ise Bayram (2016), 2009-2013 dönemi için aracı kurumların etkinliğini VZA ile incelemiş ve ayrıca Malmquist Toplam Faktör Verimliliği Endeksi hesaplamıştır. Belirtilen dönemde aralıksız kâr eden ve verileri süreklilik arz eden kurumlar esas alınmıştır. Analiz sonuçlarına göre, 2009-2013 döneminde 32 aracı kurumdan yalnızca 7 tanesinin etkin olduğu görülmüş ve aracı kurumların genel olarak etkin ve verimli olmadığı sonucu elde edilmiştir. Aynı çalışmada, ayrıca banka kökenli aracı kurumlar ile diğer aracı kurumlar verimlilik bakımından karşılaştırılmış ve banka kökenli aracı kurumların daha etkin olduğu ve verimliliğin teknolojik etkinlikten sağlandığı sonucuna varılmıştır.

Fukuyama ve Weber (1999) Japonya’da faaliyet gösteren 57 aracı kurumun 1988-1993 dönemindeki etkinliklerini incelemiş ve Malmquist toplam faktör verimlilik endeksini

73

hesaplamışlardır. Çalışmada ayrıca, özellikle 4 büyük aracı kurumun etkinliğini ve verimliliğini ele alarak karşılaştırma yapmışlardır. Elde edilen bulgular, 4 büyük aracı kurumun diğer küçük ölçekli kurumlardan daha etkin olduğunu göstermiş, ayrıca, aracı kurumların teknik etkinliklerinin artma eğiliminde olduğu sonucuna varılmıştır. Aracılık geliri, komisyonlardan ve aracılık işlemlerinden elde edilen gelirden kaynaklanmakta ve gelirlerin toplam faaliyet gelirinden komisyonları ve aracılık dışı işlemlerden düşülmesi ile hesaplanmaktadır.

Sakınç (2015), Türkiye’de faaliyet gösteren 5 aracı kuruluşun 2011-2013 dönemindeki performansını farklı gruplardan toplam 15 finansal oran kullanarak Gri İlişkisel Analiz ile ölçmüş ve bu ölçüm sonucunda aracı kurumları performanslarına göre sıralamıştır.

Huicken (2017), Çin’de faaliyet gösteren aracı kurumlar arasından 17 aracı kurumu seçerek 2012-2015 dönemindeki etkinliklerini incelemiş, ayrıca Malmquist Toplam Faktör Verimliliği Endeksi hesaplamıştır. Analiz sonuçlarına göre “Yeni Normal Dönem” adı verilen dönemde Toplam Faktör Verimliliği’nde önemli bir artış olduğu görülmüştür. Ayrıca aracı kurumların saf teknik etkinliklerindeki farklılıkların, ölçek etkinliğindeki farklılıklar kadar önemli olmadığı sonucuna varılmıştır.

Türkiye sermaye piyasasında faaliyet gösteren aracı kurumların performanslarını TOPSIS yöntemi ile ölçen güncel çalışmalar aşağıda verilmektedir.

Okay ve Köse (2015), 2011-2014 döneminde Borsa İstanbul’da (BİST) işlem gören 5 aracı kurumun finansal performansını TOPSIS yöntemi ile değerlemiştir. Çalışmada 10 finansal oran kullanılmış ve ağırlıklar sektör çalışanlarının görüşleri ile subjektif olarak belirlenmiştir.

Analiz sonucunda, yıllar itibariyle benzer sıralamalar elde edilmiştir.

Günay ve Kaya (2017), 2014 ve 2015 yılları için BİST’de işlem gören 5 aracı kurumun finansal performansını, 11 finansal oran kullanarak çeşitli Çok Kriterli Karar Verme (ÇKKV) yöntemleri ile analiz etmiştir. ÇKKV yöntemi olarak ELECTRE, ORESTE ve TOPSİS kullanılarak sonuçlar karşılaştırılmıştır. Elde edilen sonuçlara göre, 2014 yılında her üç yöntemden elde edilen sıralamaların aynı olduğu, 2015 yılında ise sıralamalarda çok az farklılıklar olduğu görülmüştür.

Literatürde hem VZA’ni, hem de TOPSIS yöntemini birlikte kullanan çalışmalar bulunmaktadır. Bu çalışmalardan bazıları aşağıda sıralanmaktadır.

74

Amiri vd. (2010) tarafından yapılan çalışmada dünyanın en büyük finansal piyasası olarak adlandırılan FOREX’de porföy risklerinin belirlenmesi amacıyla VZA ve TOPSIS yöntemleri kullanılmış ve sonuçlar karşılaştırılmıştır.

Özer vd. (2010), Borsa İstanbul’da 2007-2008 yıllarında imalat sanayinde işlem gören gıda ve içecek sektöründeki işletmelerin etkinliklerini VZA analizi ile incelemiş, ayrıca TOPSIS yöntemi uygulayarak elde edilen sonuçları karşılaştırmıştır.

Timor ve Mimarbaşı (2013), 2010 yılı için 15 bankanın etkinliğini 4 girdi ve 2 çıktı ile hem CCR hem de BCC modellerini kullanarak VZA ile araştırmış, daha sonra TOPSIS yöntemi ile tekrar analiz ederek, sonuçları karşılaştırmıştır. Çalışmada VZA ile TOPSIS yönteminden elde edilen sonuçların benzerlik gösterdiği görülmüştür.

Yukarıda verilen literatür taramasından da görüleceği gibi, finansal kurumların etkinlik ve performansına yönelik çalışmaların sayısı ve önemi giderek artmaktadır. Buna ek olarak, finansal kuruluşların iyi yönetilmesi, sağlamlığı ve sistem içindeki etkinliği aynı zamanda reel sektörün sağlıklı büyümesinin de temel güvencesidir. 2008 küresel krizinin nedenlerinin başında sistemin temel aktörleri olan finansal kurumlarının ve yöneticilerinin kısa vadeli finansal hedeflerle hareket ederek aşırı risk almaları gelmektedir. Bu durum bütün sistemi tehlikeye atarak ekonominin tümünün katlanması gereken büyük bir maliyete yol açmıştır (Aras ve Yobaş, 2013).

Güven üzerine kurulu olan finansal sistemde, güvenin azalması finansal aracılık sisteminin işleyişini de olumsuz etkilemektedir (Aras, 2018). Etkili kurumsal yönetim uygulamaları, finansal piyasaların ve ekonominin bütününün düzgün işlemesinde büyük önemi olan finansal aracılık sisteminin sağlamlığının artırılması ve finansal riskin azaltılması için vazgeçilmez bir unsurdur (Aras ve Crowther, 2013).

Finansal sistemin sağlıklı ve etkin çalışması diğer sektörleri ve ekonomiyi de doğrudan etkilemekte ve bu bağlamda aracı kurumların performanslarının ve etkinliklerinin sürekli bir şekilde değerlendirilmesi büyük önem taşımaktadır.

75