• Sonuç bulunamadı

İşletme, yeni teknolojik gelişmeleri, müşteri taleplerindeki değişimleri devamlı takip ederek, rakiplerden daha hızlı şekilde stratejik açıdan yenilenmeyi gerçekleştirebilir (Huang ve Wang, 2011).

Öğrenme odaklılık vasıtasıyla, işletme, bilgi paylaşma ve üretme, yeni ürün ve hizmet geliştirme ve pazara katma yeteneğini geliştirir (Kim, Slater ve Im, 2013: 140). Öğrenme odaklılığın faktörleri, açık fikirlilik, öğrenmeye adanma, örgüt içi bilgi paylaşımı ve paylaşılan vizyonu kapsamaktadır (Baker ve Sinkula, 1999; Nguyen, vd. 2006: 687). Öğrenmeye adanma, tepe yönetimin, öğrenmeye verdiği değeri ve önemi ifade eder. Böylelikle, örgüt çalışanlarının öğrenmeye yönelik motivasyonu artar, etkili ve verimli bir öğrenme ortamı oluşur (Kaya ve Patton, 2011: 206).

Öğrenme odaklılık yoluyla, işletme daha dinamik ve çevik hale gelir, mevcut teknolojisini yenilemek için fırsatlara sahip olur. Lider, sağladığı işbirliği ortamıyla, çalışanları bilgi paylaşımına ve yeni fikirler geliştirmeye yönlendirir. Diğer yandan, yeni fikirlerle beraber, yeni fırsatları değerlendirmek amacıyla örgütsel becerileri güçlendirir. Dönüştürücü liderliğin örgütsel bağlamda öğrenme üzerinde doğrudan ve olumlu etkisi olduğunu destekleyici araştırmalar bulunmaktadır (Aragon-Correa, vd. 2007; Liao, vd. 2008’den aktaran Görker ve Erdil, 2018: 119).

Dönüşümsel liderlik ilk olarak 1978’ de James Mc Groger Burns tarafından

“dünya sınıf liderleri” adlı yayınında ortaya atılmış, Bernard Bass tarafından gelişimine katkı sağlanmıştır (Korkmaz, 2006). Dönüşümsel liderlik kavramı diğer liderlik kavramlarından farklı olarak, kurum, çevre ve lider ilişkilerine büyük önem vermektedir (Celep, 2004). Bu doğrultuda örgütlerin öğrenme odaklılığı konusunda destekleyici davranış sergilemektedirler.

1980’li yıllarda örgüt kültürü alanında yapılan çalışmalarla ortaya çıkan kültürel liderlik, örgütün güçlü ve esnek bir kültürel yapı altında geliştirilmesini ve

biçimlendirilmesini amaçlar (Erdoğan, 2002). Bu nedenle örgütün sürekli öğrenmeye

açık olmasını destekler ve yenilikleri yakından takip etmesi için öncü olur.

1990’lı yıllarda önem kazanmaya başlayan vizyoner liderlikte ise aynı şekilde örgütü ortak bir vizyon etrafında motive ederek sürekli öğrenmeye teşvik eder (Çelik, 2000). “Vizyoner liderlik, bireyleri topluca etkileyen ve harekete geçirebilecek hedefleri oluşturabilme ve bu hedef çevresinde bireyleri motive eden liderliktir” (Erdoğan, 2002). Vizyoner liderlik, örgüt üyelerinin kendini geliştirmesine önemli katkılarda bulunmaktadır. Vizyoner lider, düşünce ve sezgi gücünü kullanarak, vizyonun örgütün ortak bir resmi haline gelmesini sağlar.

Kozmopolit lider, geleceğin lideri, sınırlarının ötesini görebilen kişi olarak ifade edilmekle beraber, diğer disiplin, sektör hatta farklı aktivite ve kültürlerdeki

fırsatları değerlendirmenin yöntemlerini arayan öğrenme odaklı liderlerdir. Bu

liderler, cevapların yalnızca kendilerinde olmadığını bildikleri için etrafındakilerle

sıkça beyin fırtınası gibi düşünce üretme ve cevap arama çalışmaları yaparlar

(Özden, 1999). Bu da liderin geleneksel bakış açısının ötesinde diğer disiplin, sektör, fonksiyon ve kültürlerdeki fırsatları yakalamasını ifade etmektedir.

Karizmatik liderlik, genelde kriz ortamlarında meydana çıkan, kurtarıcı ve sıra dışı özelliklere ve güçlü kişilik niteliklerine sahip kişilerde görülen liderlik türüdür. Bu tarz liderlerde görülen güçlü kişilik özellikleri, özgüven, cesaret, izleyenleri üzerinde hayranlık uyandırma, ikna ve motive etmedir (Çelik ve Sünbül, 2008). Kriz ortamından çıkılmasını kolaylaştırmak için öğrenmeye açık bir bakış açısı gözetirler.

Öğrenmeye odaklı bir işletmenin bu süreci yönetmesi için bir lidere ihtiyacı vardır.

2. Liderlik Tarzı ile Pazar Odaklılık İlişkisi

Alanyazında, örgüt kültürü ve liderlik arasındaki ilişkiyi inceleyen birçok çalışma bulunmasına rağmen (Bass ve Avolio, 1993; Nicholls, 1988; Schein, 1992; Quick, 1992); pazar odaklı kültür ile liderlik arasındaki ilişkiyi araştıran çalışma sayısı az sayıdadır (Harris ve Ogbonna, 2001).

Payne (1988) ve Kanter (1983) pazar odaklı kültürün, yalnız yönetim yetenekleri, bilgisi ve davranışları gerektiğince geliştirildiğinde ve uygun yönetim mentorları ortaya çıktığında sağlanabileceğini ileri sürmekte ve pazar odaklı kültürün kabullenilmesi doğrultusunda yönetimin yönlendirilmesi gerektiğini belirterek pazar odaklılığın yönetim aktivitelerinin bir sonucu olduğunu ifade etmektedir. Payne’ye (1988) ve Kanter (1983) ile aynı doğrultuda Ogbonna ve Harris (2001) de yaptıkları araştırmayla, yönetim aktivitelerinin önemli bir faktörü olan liderlik tarzının pazar odaklı kültürün örgüte yerleştirilmesinde önemli bir etkiye sahip olduğunu ortaya koymuşlardır.

Liderlik tarzını Yukl (2002) gibi üç faktöre ayıran Ogbonna ve Harris’e (2001) göre, örgüt üyeleriyle iletişim içinde olarak çalışanları da karar süreçlerine katmaya çalışan “katılımcı liderlik tarzı” ile örgüt üyelerinin ihtiyaçlarını dikkate alarak karar alan “destekleyici liderlik tarzı” pazar odaklılığı pozitif olarak etkilerken; kurallar koyup örgüt üyelerine görev dağılımı yapan “araçsal liderlik tarzı” negatif etki yaratmaktadır. Fakat Yukl’un (2002) görev odaklı liderlik tarzının karşısında araçsal liderlik tarzının da pazar odaklı kültürü pozitif olarak etkileyeceği söylenebilir. Çünkü yönetici pazardan topladığı bilgiler neticesinde kuralları koymakta ve rakipler ve müşterileriyle ilişkilerini, örgütsel gelişmelerini bu kurallar çerçevesinde yürütmektedir.

3. Liderlik Tarzı ile Girişim Odaklılık İlişkisi

Girişimcilik, organizasyon içindeki bir yenilik süreci olarak ele alınmaktadır. Organizasyon, inovasyon, teknoloji, Pazar ve rekabetteki değişimleri devamlı takip ederek, gelecek odaklı ve proaktif davranış göstererek; yeni girişim fırsatlarını yakalamasıyla, pazara lider olarak giriş yapabilir. Dinamik çevre şartlarındaki iş fırsatları karşısında, örgütün daha proaktif, yenilikçi ve riske karşı dirençli olması girişim odaklılığı açıklar (Mu, vd. 2016: 3). Örgüt bu yolla, yeni ürün ve hizmetler geliştirir, proaktif olarak pazarda konuşlanır ve uzun dönemde daha güçlü yenilik performansına sahip olur. Girişim odaklılığın, yenilikçilik faktörü, örgütün yeni ürün, hizmet ve süreçleri hususunda yeni girişimlerini ve teknoloji konusunda lider olmasını ifade eder (Lumpkin ve Dess, 1996; Muchiri ve McMurray, 2015: 21).

Çağdaş iş dünyasında, lider sahip olduğu güçlü kişisel özellikler ve karizmatik görünüş yoluyla, liderlik ettiği grup karşısında etkili ve güçlü bir imaj oluşturur. Alt kademedekiler, kendine has özelliklerden etkilenerek, lideri bir yol gösterici ve rol model olarak görürler. Lider, sosyal süreçleri değiştirerek, astlarıyla arasındaki ilişkide güven ortamı sağlar (Yukl, 2011: 17). Böylelikle, çalışanların motivasyonuna ve örgütün gelişimine destek vererek, örgütsel bağlamda girişimciliğin gelişmesine katkıda bulunur.