BÖLÜM 2: HZ. ÖMER’İN TEFSİR METODU VE TEFSİR FAALİYETLERİ FAALİYETLERİ
2.4. Hz. Ömer’in İlmî Ortamların Oluşmasına Yönelik Faaliyetleri
2.4.1. Kur’an’ın Öğrenilmesi ve Öğretilmesine Yönelik Teşvîki
Hz. Ömer Kur’an’ın öğrenilmesine yönelik katkılarını her daim ön planda tutmuş ve bunun için hiçbir fırsatı zayi etmeme prensibine sahip olmuştur. Bu anlamda Kur’an merkezli düşünen bir toplumun devamı için çaba sarf etmiştir. İnsanlara “Kur’an okuyunuz!”789 şeklindeki telkinleri bu çabanın göstergelerindendir. Hz. Ömer’in Kur’an’ın öğrenilmesi ve öğretilmesine yönelik teşvîkini şu örnekler açıkça göstermektedir:
i. Hz. Ömer devlet başkanlığı yetkisini kullanarak diğer şehirlere Kur’an’ı ve Sünnet’i öğretmek için öğretmenler göndermiştir.790 Bu durumu kendisi de ifade etmiştir.791 Abdullah b. Mes‘ûd’u Kûfe’ye, İmrân b. Hüseyin’i Basra’ya, Hibban b. Ebî Cebele’yi Mısır’a, ‘Ubâde b. Sâmit’i Humuslular’a, Ebû Derdâ’yı Dımeşkliler’e, Muâz b. Cebel’i Filistinliler’e,792 Abdurrahman b. Ğanemi’l-Eş‘arî’yi Şam’a,793 Ebû Sufyan el-Fahrî’yi ve Kusayt b. ‘Usâme b. ‘Umeyr’i çöl (bâdiye) halkına göndermiştir.794 Hz. Ömer valilerine eğitim ve öğretime Kur’an’la başlanması emrini bildirmiş, buralara gönderdiği öğretmenlere de maaş bağlamıştır.795 Böylelikle Kur’an’ın diğer şehirlerde daha düzenli bir şekilde öğrenilmesini sağlamıştır. Kûfelilere: “Size emir olarak ‘Ammâr’ı, muallim ve yardımcı olarak Abdullah’ı gönderiyorum. O ikisi Resûlullah’ın ashâbından olup mümtaz şahsiyetlerdir. O ikisini dinleyin ve onlara uyun…” şeklindeki ifadeleri içeren bir mektup yazarak796 eğitim-öğretim ile yönetim
789
Belâzürî, Ensâbü’l-eşrâf, X, 308; 371; Taberî, Kitâbü’r-riyâzi’n-nâzire, II, 67; Temmâvî, Süleymân Muhammed, Hz. Ömer ve Modern Sistemler, (Çev. Muhammed Vesim Taylan), İstanbul 1993, s. 335.
790
Ahmet b. Hanbel, Müsned, I, 204, 309; Fayda, “Ömer”, DİA, XXXIV, 47.
791
Bu konudaki söylemi için bkz. İbn Sa‘d, a.g.e., III, 336; Belâzürî, Ensâbü’l-eşrâf, X, 412-413.
792
Ali İsa, a.g.e., s. 884-885.
793
Muhammed b. Muhammed Ebû Şuhbe, el-İsrâiliyyâtu ve’l-mevzûâtu fî kütübi’t-tefsîr, Mektebetü’s-Sünne, yy. ts., s. 70; Ali İsa, a.g.e., s. 884-885.
794
Ali İsa, a.g.e., s. 884-885.
795
Fayda, “Ömer”, DİA, XXXIV, 47.
796
arasındaki farka ve bu işlerde ehliyetin önemine işaret etmiştir.
Hz. Ömer öğretmenler göndermekle birlikte, o bölgelere Kur’an öğrenimiyle ilgili talimatlarını yazılı olarak da bildirmiştir. Mesela, Kûfe’ye Kur’an öğretmeleri için öğretmenler gönderdiği797 gibi Kûfe halkına: “Hanımlarınıza Nûr Sûresi’ni öğretiniz!” diye talimatta bulunmuş,798 bir başka bölgedeki insanlara ise: “Tövbe Sûresi’ni öğrenin!” diye talimatta bulunmuştur.799 Hz. Ömer’in Kûfeliler’e ilettiği talimat özel bir sebebe dayanmaksızın Nûr Sûresi’ndeki hanımlara yönelik hükümlerin bilinmesini isteme arzusuna dayalı olabileceği gibi, Kûfe’de gördüğü özel bir problem üzerine de gerekli görülmüş olabilir.
Hz. Ömer’in “Bakara, Nisâ, Mâide, Hac ve Nûr Sûrelerini öğreniniz. Bunlarda Ferâiz vardır.”800 dediği nakledildiği gibi bu sûrelerin öğrenimiyle alakalı diğer şehirlere de mektuplar yazdığı bildirilmiştir. Mesela, Hz. Ömer’in: “Nisâ, Ahzâb ve Nûr Sûrelerini öğrenin!” diye mektuplar gönderdiği nakledilmiştir.801
ii. Hz. Ömer, Câbiye’de802 bir hutbesinde: “Kur’an’a dair soru sormak isteyen bir kimse ‘Ubeyy b. Ka‘b’a gitsin.803 Ferâiz’e (İslam Miras Hukuku) dair soru sormak isteyen kimse Zeyd b. Sâbit’e gitsin. Fıkha (helal ve haram) dair soru sormak isteyen Muâz b. Cebel’e gitsin. Mal isteyen kimse de bana gelsin.”804 demiştir. Ayrıca Ali en iyi hüküm verenimiz, ‘Ubeyy en iyi okuyanımızdır.”805 dediği de nakledilmiştir. Bu nakilde Hz. Ömer’in ilmin ehil insanlardan alınmasına yönelik işareti mevcut olduğu gibi ilimde branşlaşmaya gidilmesine dair bir teşvikte söz konusudur.
797
Mâverdî, a.g.e., II, 401.
798
Kurtubî, a.g.e., XII, 158; Şevkânî, Fethü’l-kadîr, II, 332.
799
Şevkânî, Fethü’l-kadîr, II, 332.
800
Hâkim, a.g.e., II, 429; Suyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, I, 114.
801
Suyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, X, 632; Şevkânî, Fethu’l-kadîr, IV, 3; İbn Âşur, Tefsîrü’t-tahrîr
ve’t-tenvîr, XVIII, 139. 802
Câbiye Şam’da bulunan bir köydür. Hz. Ömer’in burada vermiş olduğu hutbe meşhur olup “câbiye hutbesi” şeklinde isimlendirilmektedir. Bkz. Hamevî, a.g.e., II, 91.
803
Taberânî, Mûcemu’l-evsât, IV, 127; Hâkim, a.g.e., III, 304, 306; Kurtubî, a.g.e., XVIII, 20.
804
Taberânî, Mûcemu’l-evsât, IV, 127; Hâkim, a.g.e., III, 306; Mâverdî, a.g.e., V, 505; Kurtubî, a.g.e., XVIII, 20; İbn Kayyim el-Cevziyye, Ebû Abdullah Şemseddin Muhammed (751/1350),
İ’lamü’l-muvakkiin ‘an Rabbi’l-‘Âlemîn, (Thk. Tâhâ Abdürrâuf Sa’d), Kahire 1968/1388, I, 21. 805
Mizzî, Ebü’l-Haccac Cemaleddin Yûsuf b. Abdurrahman b. Yûsuf (742/1341), Tuhfetü’l-eşrâf
bi-ma’rifeti’l-etraf, (Thk. Abdusselam Şerefüddin), Mektebetü’l-İslâmî ts., 1983/1403, I, 37; İbn Kesîr, Tefsir, I, 155; Aclûnî, a.g.e., I, 162.
iii. “Kur’an’ı iyice anlayınız ve gariblerini öğrenmeye çalışınız.”806 diyen Hz. Ömer’in: “Kur’an’ı öğrendiğiniz gibi807 lahn (Arap dili ve esasları, i’rabı)808, ferâiz809 ve sünenlerini de öğreniniz,810 çünkü onlar dininizdendir.”811 dediği de nakledilmiştir. Yine: “Dininizin inceliklerini812 ve Arapça’yı öğreniniz.” dediği nakledilmiştir.813 Hz. Ömer’in Arapça üzerinde durması Kur’an’ın doğru telaffuz edilmesi ve yanlış anlaşılmamasıyla ilgilidir. Nitekim Hz. Ömer’in birbirlerine Kur’an okuyan bir topluluğun yanına geldiği ve onların Hz. Ömer’i görünce sustukları ve Hz. Ömer’in ne yaptıklarını sorması üzerine, onların Kur’an okuduklarını söyledikleri, Hz. Ömer’in de: “Okuyunuz fakat dilbilgisi hatası yapmayınız!” dediği nakledilmiştir.814 vi. Hz. Ömer, Kur’an öğretiminde bulunacak kişilerin Kur’an okuyuşunda ileri derecede olmalarına önem göstermiştir. Mesela, Abdullah b. Mes‘ûd’u bu bağlamda takdir etmiştir. Nitekim İbn Mes‘ûd bu hususta Resûlullah’ın (s.a.s.) medhine mazhar olmuş bir şahsiyet olarak temayüz etmiştir.815
vii. Hz. Ömer’in Ebû Mûsâ el-Eş‘arî’yi görünce: “Bize Rabbimizi hatırlat!” dediği ve onun da Kur’an okuduğu nakledilmiştir.816 Bu nakil Hz. Ömer’in Kur’an’ı hayat ve Allah (İlah-kul) arasındaki irtibatı temin eden bir kitap olarak algıladığını göstermektedir.
viii. Hz. Ömer ölmek üzere olan kişinin yanında Kur’an okunmasını tavsiye etmiştir.817
806
Suyûtî, İtkân, II, 3.
807
Dârimî, “Kitâbu’l-ferâiz” 1, IV, 1885; Suyûtî, İtkân, II, 3, 260; Suyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, IV, 262.
808
Bkz. İbn Manzur, Ebü'l-Fazl Muhammed b. Mükerrem b. Ali el-Ensârî (711/1311), Lisânü’l-Arab, “lhn” Md., Beyrut 1990/1410, XIII, 381.
809
İbn Ebî Şeybe, “Fedâil” 1, X, 207; Dârimî, “Kitâbu’l-ferâiz” 1, IV, 1885; Suyûtî, İtkân, II, 260; Suyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, IV, 262.
810
Dârimî, “Kitâbu’l-ferâiz” 1, IV, 1885; Suyûtî, İtkân, II, 260; Suyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, IV, 262.
811
İbn Ebî Şeybe, “Fedâil” 1, X, 207; Suyûtî, ed-Dürrü’l-mensûr, IV, 262.
812
İbn Ebî Dâvud, a.g.e., II, 526.
813
Belâzürî, Ensâbü’l-eşrâf, X, 328; İbn Ebî Dâvud, a.g.e., II, 526; Beyhakî, a.g.e., II, 18.
814
İbn Ebî Şeybe, “Fedâil” 1, X, 207.
815
Ahmet b. Hanbel, Müsned, I, 138-139.
816
Abdurrezzâk, Musannef, “Kitabu’s-salat”, II, 486; Dârimî, “Fedâilu’l-Kur’ân” 34, IV, 2190; İbn Hibban, a.g.e., XVI, 168; el-Hindî, a.g.e., II, 285; Zürkânî, a.g.e., I, 313.
817
ix. Hz. Ömer, minberde insanlara yaptığı bir konuşmada: “Allah kime ilim vermişse, onu insanlara öğretsin, gizlemesin! Bu hususta Allah’tan korksun! Çünkü kim kendisine öğretilen ilmi gizlerse, Allah’ın Peygamber’ine insanlara öğretmesi için indirdiği şeyi gizlemiş gibi olur. Her kimde de ilim yoksa sussun ve o hususta bilmediği şey hususunda konuşmaktan kaçınsın! Çünkü böylece o helak olur, kendini tekellüfe sokanlardan (kendiliğinden bir iddia içinde bulunanlardan) olur ve dinden çıkar.” demiş ve ardından “De ki: Ben de irşad ve risalet hizmetinden dolayı sizden bir ücret istemiyorum ve ben size kendiliğinden bir iddia içinde bulunan biri de
değilim.” (Sâd, 86) âyetini okumuştur.818
xi. Hz. Ömer’in “İlmi, kitaplara kaydediniz.”819 dediği nakledilmiştir. Ancak Dârimî de yer alan dipnotta bu rivâyetin zayıf olduğu kaydedilmiş olup başka bir rivâyette de bu sözün İbn Ömer’e ait olduğunu gösteren rivâyet verilmiş ve dipnotta bu naklin sahih olduğu kaydedilmiştir.820
xii. Hz. Ömer çevresindeki insanlara: “Allah’ın kitabını öğrenin ve onunla amel ederek Kur’an ehlinden olun!821; Kur’an okuyun ki onunla tanınasınız, onunla amel edin ki ehlinden olasınız.” 822 şeklinde tavsiyelerde bulunmuştur.
xiii. Hz. Ömer şöyle demiştir: “Bizim pazarımızda fakih olandan başkası ticaret yapmasın! Aksi takdirde faiz yer.”823 Hz. Ömer’in bu sözü mutlak olarak algılanmamalıdır. Burada insanlara dinin inceliklerini öğrenmeye teşvik vardır.
xiv. Acem (Arap olmayan) birisinin hac mevsiminde namaz kıldırmak istemesi, yabancı kimselerin bu şahsın kıraatini duyarak Kur’an’ı yanlış öğrenmeleri endişesiyle engellenmiştir. Bu durum Hz. Ömer’e bildirildiğinde doğru yapıldığını ifade etmiştir.824
818
Sa‘lebî, a.g.e., VIII, 218.
819
Dârimî, “Mukaddime” 43, I, 437; Hâkim, a.g.e., I, 187, 188.
820
Bkz. Dârimî, “Mukaddime” 43, I, 437-438.
821
İbn Ebî Şeybe, “Fedâil”, VII, 165.
822
Taberî, Kitâbü’r-riyâzi’n-nâzire, II, 67.
823
Kurtubî, a.g.e., III, 352.
824
xv. Hz. Ömer, Kur’an eğitimi alan çocuklara Beytü’l-Mâl’den maaş bağlamıştır. Bu eğitimden hür, köle ayrımı yapmaksızın toplumun her kesiminin istifadesini sağlamıştır.825 Hz. Ömer’in bu tavrı toplumda Kur’an kültürünün korunmasına yönelik bir önlem ve katkı olduğu olduğu için kayda değerdir.
xvi. Hz. Ömer şöyle demiştir: “Resûlullah ile birlikte bulunuyordum. Yolumuz, namaz kılmakta olan Abdullah b. Mes‘ûd’un yakınından geçti. Resûlullah şöyle buyurdu: ‘Bu Kur’an okuyan kimdir?’ ‘Bu Abdullah’tır.’ denildi.826 Bunun üzerine şöyle buyurdu: ‘Abdullah, Kur’an-ı Kerîm’i indirildiği gibi, aynı tazeliğiyle okumaktadır.’ ”827 Bu rivâyette ise Hz. Ömer’in, Peygamber’in (s.a.s) Kur’an’ı lafzına uygun okuyan kimseleri tasvip ettiğini anlatmak sûretiyle insanları bu okuyuşa teşvîki söz konusu olmaktadır. Yine Hz. Ömer’in: “Kur’an ile seslerinizi güzelleştiriniz.” dediği de rivâyet edilmiştir.828