• Sonuç bulunamadı

2. GÜLBAHAR HATUN CAMİİ HAKKINDA GENEL BİLGİ

4.1. Korumanın Genel İlkeleri

Antik çağlardan günümüze büyük bir gelişme gösteren konservasyon bilimiyle ilgili farklı kurum, kuruluş ve örgütlerce hazırlanan çok sayıda mevzuat ve tüzük bulunmaktadır.

1931 yılında toplanan Uluslararası Modern Mimarlar Konferansı’ndan sonra oluşturulup uluslararası örgütlenmeyi ve iş birliğini vurgulayan Atina Tüzüğü (Charte d’Athena), Atina Tüzüğü’nden hemen sonra İtalya için restorasyon kriterlerini belirleyen Carta del Restauro, 1964 yılında bütün dünyadan restorasyon uzmanlarının bir araya getirildiği Venedik Uluslararası Restorasyon Teknisyenleri Konferansı’yla oluşturulan Venedik Tüzüğü küresel tanınırlığa sahip belgelerdir.

1975 yılında Avrupa’ da ilan edilen Mimari Miras Yılı, çeşitli etkinliklerle geçmiş ve Amsterdam Bildirisi’nin yayınlanmasını sağlamıştır. Bu yıl dünya genelinde restorasyon ve konservasyon çalışmalarını olumlu yönde ileriye taşımıştır. UNESCO (The United Nations Organization for Education, Science and Culture=Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim Ve Kültür Kurumu), ICCROM (International Centre For The Study Of The Preservation And Restoration Of Cultural Property=Kültür Varlıklarının Korunması ve Onarım Çalışmaları Uluslararası Merkezi), ICOMOS (International Council of Monuments And Sites = Uluslarası Anıtlar ve Sitler Konseyi), ICOM (International Council Of Museums=Uluslararası Müzeler Konseyi), IIC (International Institute For Concervation of Historic And Artistic Works=Uluslararası Tarihi ve Artistik Eserleri Koruma Enstitüsü), Avrupa Konseyi bu alanda çalışmalar gösteren uluslararası kuruluşlardır. Tüm bu organizasyonların ortak amaçları kültür mirasının korunması adına yaklaşımlar geliştirmek, uygulamaya yönelik teknikler oluşturmak ve bu çalışmalarla ilgili toplanan bilgilerin yaygınlığını artırıp bu bilimsel süreç ve uygulamaların gelişimine katkıda bulunmaktır.

Bu kuruluşlara üye ülkeler uluslararası platformlarda birleşerek sözleşme, bildirge ve tüzüklerin altına imzalarını atıp dünya kültür mirasını korumakta ve kendi ülke sınırları içerisindeki kültür varlıklarını güvence altına alıp bu konuyla ilgili koruma kanunları oluşturmaktadır.

Kültür varlıklarının korunması ve onarımı yasalarla güvence altına alındığında bile tüm meslek elemanlarının kabul edip uygulayacağı etik kurallara ve ilkelere ihtiyaç duyulmaktadır. Kültür varlıklarının korunmasıyla ilgili etik kurallar ve ilkeler yasal düzenlemelerle değil, alanda eğitim görmüş deneyimli meslek elemanlarının, uluslararası örgüt ve kuruluşların belirleyeceği maddelerle sıralanabilmektedir. Bu etik kuralları konusunda birlik sağlanması özellikle uygulayıcı görevdeki kişilerin çağdaş ve gereklere uygun faaliyetlerde bulunmalarında yol gösterici olmaktadır.

1964 yılında Venedik’ te oluşturulan uluslararası tüzükte korumanın ilkeleri şu cümlelerle açıklanmıştır:

“Günümüze kalan insanlığa ait kültür varlıkları, geleneklerin canlı şahitleri gibi geçmişten mesaj verirler. Ortak miras olarak insanlık değerlerinin birliği ve eski eserlere saygı konusunda bilinçlenilerek gelecek nesiller için korunmaları sorumluluğu anlaşılmıştır. Kültür varlıklarını tüm otantik zenginlikleriyle nesilden nesle aktarmak görevimizdir” (Jokilehto, 1992; Aktaran: Dikilitaş, 2005).

“IIC (Uluslararası Tarihi ve Artistik Eserlerin Konservasyonu Enstitüsü) ve AIC (Amerikan Tarihi ve Artistik Eserler Konservasyonu Enstitüsü) tarafından kabul edilen etik kurallar ise konservatörlerin mesleki etkinlikleri sırasında uymaları gereken ilke ve standartlardan oluşur. Ana başlıkları ile ele alındığında mesleki ahlak ilkelerinde uluslararası standartlarla uyumlu bir birlik oluşturmamızın gereği açıklık kazanır:

Taşınabilir kültür varlıklarının restorasyon ve konservasyon ilkelerini aşağıdaki gibi sıralayabiliriz.

1. Taşınabilir kültür varlığının konservasyonuna yönelik ahlaki sorumluluklar a.Konservasyon işlemleri sırasında esere zarar vermeme;

• Esere müdahale edileceği zaman, taşıdığı tarihi ve estetik değerlerinin bütünlüğünü koruyarak devamını sağlayabilmek için her zaman en az ve en gerekli müdahaleyi yapma çabası gösterilmelidir.

• Eser restorasyonunda temel ilke; üniteye gelen eserin orijinal özellikleri göz önünde bulundurularak, aslına zarar vermeden onarımının yapılmasıdır.

• Esere yapılan her türlü müdahale eseri orijinal durumundan biraz daha uzaklaştırdığından, esere yapılan müdahalenin en minimumda tutulmaya çalışılması etik bir zorunluluktur.

• Restorasyonu yapılan eserin üzerindeki doku ve desenlerin tahrip edilmemesine özen gösterilmelidir.

b.Objelerin değer ve önemleri ne olursa olsun daima eşit koruma standartları ile ele alınmaları,

c.Konservasyon uygulaması sırasında objenin stabilizasyonu ve estetik niteliklerinin iyileştirilmesi açısından sadece gerekli olan müdahalenin yapılması gerekir.

• Restorasyonda yapılan müdahalenin şekli ve derecesi görünür olmalıdır. d.Yapılan konservasyon işlemleri ve kullanılan malzemelerin geriye dönüşlüğünün bulunması,

• Restorasyonda doğru malzeme kullanılmasına çok dikkat edilmeli, tercih edilen malzeme en az zararlı olan olmalıdır.

• Restorasyon sırasında kullanılan tamir malzemesi gerektiği zaman sökülebilir olmalıdır.

• Kullanılacak metotların doğru, yapılacak işlemin uzun ömürlü ve mümkün olduğu kadar az masraflı ve kolay bulunabilecek cinsten olmasına dikkat edilmesi gerekmektedir.

e.Konservasyon uygulaması ile ilgili belgelemenin eksiksiz ve doğru yapılması, belgelerin herkese açık ve kolay ulaşılabilir olması.

• Restorasyon sırasında uygulanacak işlemler en ince ayrıntılarıyla not edilip rapor hazırlanmalı, böylece gelecekte eseri yeniden çalışacak birine restorasyon sırasında ne yapıldığını bilme olanağı sağlanmalıdır.

2.Kültür varlığının sahibi ile konservasyonu yapacak meslek elemanının taşıdığı sorumluluklar

• Restorasyon yapacak olan kişiler bu konuda yetişmiş, alanında uzman, çeşitli restorasyon tekniklerini bilen kişiler (restoratörler) olmalıdır.

3.Meslek unvanlarının kullanılması ve meslek itibarının korunması ile ilgili ilkeler

4.Kamuoyuna karşı olan sorumluluklar. Amaç "taşınabilir kültür varlıklarının konservasyonu alanında faaliyet gösteren meslek elemanlarının mesleğin gerektirdiği kuralları izlemeleri ve böylece işveren konumunda olan özel ve tüzel kişilerin

mesleğe ve elemanlarına güven, saygı ve ihtiyaç duymalarının sağlanmasıdır. Etik kurallarının belirlenmesi kadar uygulanması da mesleki bir birliğin oluşması ile olasıdır” (Kökten, 1999: 33-37; Aktaran: Özdağ, 2015).