• Sonuç bulunamadı

1.3. Ticari Dışa Açıklığı Azaltan Bir Etken Olarak Korumacılık

1.3.2. Korumacılık Politikası Araçları

Ülkelerin yukarıdaki nedenlerle dış ticarete müdahalede kullandıkları çeşitli araçlar mevcuttur. Bunlardan geleneksel hale gelen araç gümrük tarifeleridir. Ancak zamanla bu araçlar çeşitlenmiş ve gümrük tarifelerinin yerini farklı önlemler almıştır. Bu nedenle korumacılık araçları tarifeler ve tarife-dışı araçlar olarak ayrılmaktadır.

1.3.2.1. Gümrük Tarifeleri

Dış ticarette kullanılan geleneksel araç olarak gümrük vergileri, ithal edilen bir malın ülke sınırından girişi sırasında (geçmiş yıllarda ihracat ve transit geçiş sırasında da gümrük vergisi alınmaktaydı) alınan vergiler olarak tanımlanabilir. Geleneksel araç olarak kabul edilmesinin nedeni yüzyıllardır uygulanır halde olmasıdır. Gümrük vergileri, 15. yüzyılda milli devletlerin oluşmaya başlaması ile doğmuştur. Kendi kendine yetme ilkesi ve kıtlık endişeleri nedeniyle ihracat, rekabet edememe endişesi ile de ithalat vergiye tabi tutulmuştur166.

Gümrük tarifeleri, ithal edilen mala uygulanan vergi oranlarını gösteren çizelgelerdir. Tarifeler, serbest ya da anlaşmaya dayalı olarak belirlenebilmektedir. Ancak günümüzde ülkeler çoğunlukla tek taraflı tarife koyamamakta, gümrük birlikleri, DTÖ ve serbest ticaret anlaşmaları çerçevesinde tarife oranlarını belirlemektedirler. Gümrük tarifeleri, ithal edilen malın birimi başına belirlenirse spesifik tarife, değerinin belirli bir yüzdesi olarak belirlenirse ad valorem tarife adını almaktadır.

Gümrük tarifeleri yerli sanayileri koruma ve hazineye gelir sağlama amaçları ile uygulanmaktadır. Bir mal üzerine konan gümrük vergisi, o malın fiyatını arttırmakta dolayısıyla yurt içinde aynı malı üreten yerli üreticileri dış rekabetten korumaktadır. Aynı zamanda gümrük vergisine tabi olan ithal malının ülkeye girişi devlet hazinesine de vergi geliri getirmektedir. Gümrük vergilerinin en önemli etkisi ithalatta meydana getirdiği azalmadır. İthalatın azalmasıyla yerli mallara olan talep ve dolayısıyla üretim artacak, yurt içindeki üretimin artması yeni iş olanaklarını ortaya çıkararak istihdamın artmasına neden olacaktır. Ayrıca bu şekilde ülkeden döviz çıkışı da engellenmiş olacaktır. Ancak ihracat yapan sektörlerin kullandığı ara ve yatırım mallarına uygulanan tarifelerin ise ihracatı düşürücü etkisi bulunmaktadır.

166 Binnur Çelik, Dış Ticaretten Alınan Vergilerden Gümrük Vergisi Hukuku, İmaj Yayıncılık,

Aşağıda yer alan Tablo 1.8., 1913-1998 dönemine ait olup, seçilmiş bazı ülkelerde imalat sanayi ürünlerinde uygulanan tarife oranlarını göstermektedir. Tablo 1.8.’den, gelişmiş ülkelerin birçoğunun 1913 yılında yüksek ortalama tarife oranlarına sahip olduğu ve 1998/99 dönemine gelindiğinde ise ortalama tarife oranlarını %10’un altına indirdikleri görülmektedir. Gelişmekte olan birçok ülkede gümrük tarife oranlarındaki düşme eğilimi devam etse de hala gelişmiş ülkelerden daha fazla oranda gümrük tarifesi uygulamaya devam etmektedirler. Bunun nedeni, DTÖ anlaşmalarının gelişmekte olan ülkelere daha uzun zamanlarda ve daha az oranlarda tarife indirimine gitmelerine yönelik serbestlik tanınmış olmasıdır.

Tablo 1.8.: İmalat Sanayii Ürünlerinde Uygulanan Ortalama Gümrük Tarife Oranları

Ülkeler 1913 1931 1950 1980 1998/99 Avusturya 18 24 18 14.6 - Belçika 9 14 11 - - Danimarka 14 - 3 - - Fransa 20 30 18 - - Almanya 13 21 26 - - İtalya 18 46 25 - - Hollanda 4 - 11 - - İspanya 41 63 - 8.3 - İsveç 20 21 9 6.2 - İngiltere 0 - 23 - - AB - - - 8.3 4.1 Rusya 84 - - - 13.4 İsviçre 9 19 - 3.3 3.2 Avustralya 16 - - - 6 Kanada 26 - - - 4.9 Japonya 25-30 - - 9.9 5.5 Yeni Zelanda 15-20 - - - 4.4 ABD 44 48 14 7 4.5 Arjantin 28 - - - 14 Brezilya 50-70 - - - 15.2 Kolombiya 40-60 - - - 11.4 Meksika 40-50 - - - 12.6 Çin 4-5 - - - 17.4 Hindistan Yaklaşık 5 - - - 34.2 İran 3-4 - - - - Tayland 2-3 - - - 47.2 Türkiye 5-10 - - - 0.25

Kaynak: Bülent Günsoy, Küreselleşme: Bir Varoluş Çözümlemesi, Ekin Yayınları, 1.B., Ankara,

2006, s.91.

Tablo 1.9., 1960-2002 döneminde, gelişmekte olan ülkelerin uyguladıkları ortalama tarife oranlarını göstermektedir. 1960-1970 döneminde ortalama tarifeler, Uruguay’da %384, Arjantin %181 ve gelişmekte olan ülke ortalaması %108 gibi çok yüksek oranlarda iken, 1996-2002 dönemine gelindiğinde en yüksek tarife oranları

Hindistan’da %40, Tunus’ta %36, Libya ve Fas’ta %34, Mısır’da %30 olarak gerçekleşmiştir.

Tablo 1.9.: Gelişmekte Olan Ülkelerde Ortalama Gümrük Tarife Oranları

Ülkeler 60-70 80-85 86-90 91-95 96-02 Arjantin 181 28 25 11 14 Bangladeş - 100 93 63 26 Bolivya - 12 18 10 9 Brezilya - 44 42 17 13 Burundi - 38 37 7 - Kamerun - 28 32 19 18 Şili 83 35 17 11 8 Çin - 50 39 40 14 Kolombiya 47 61 29 14 12 Kosta Rika - 21 19 12 7 Cote de Azur - 31 26 22 15 Mısır - 47 40 33 30 Gana - 43 19 17 16 Gine - 76 10 11 17 Hindistan - 74 94 54 40 Endonezya 58 29 26 20 7 İsrail - 8 7 8 8 Ürdün - 16 16 17 15 Kenya - 40 40 30 20 Kore 40 24 18 10 9 Libya - 13 23 24 34 Malawi - 22 18 20 16 Malezya - 11 15 14 9 Meksika - 27 14 13 17 Fas - 24 23 24 34 Nijerya - 33 32 33 25 Pakistan - 78 67 57 24 Peru 73 19 41 17 14 Filipinler - 41 28 23 8 Sierra Leone - 26 31 30 16 Singapur 1 0 0 0 0 Güney Afrika - 29 15 9 13 Srilanka - 41 28 24 16 Tayvan (Çin’den önce) - 31 15 11 9 Tayland - 32 40 32 17 Tunus - 24 26 28 36 Türkiye - 40 27 27 14 Uruguay 384 47 30 16 12 GOÜ Ortalaması 108 36 29 22 16

Kaynak: Andrew Berg ve Anne Krueger, “Trade, Growth and Poverty: A Selective Survey”, IMF Working Paper, No: WP/03/30, 2003, s.13.

1.3.2.2. Tarife-Dışı Araçlar

Tarife-dışı araçların en önemli özellikleri ayrımcı ikili ilişkilere yol açması ve ticaretin ikili anlaşmalarla yürütülmesine sebep olmasıdır167. Günümüzde uygulamalarına çok sık rastlanan tarife-dışı araçlar, miktar kısıtlamaları, tarife benzeri araçlar ve diğer araçlar olarak sınıflandırılmaktadır. Bu sınıflandırmada yer alan her aracın kendi içinde çeşitleri bulunmaktadır. Bunlar168:

1. Miktar Kısıtlamaları: Miktar kısıtlamaları, ithalat hacmini dolaysız olarak miktar yönünden azaltmaya yönelik olarak gerçekleştirilen uygulamalardır. İhracatçı ülkenin ihracatını gönüllü olarak azaltması da bir miktar kısıtlama yöntemidir. İthalat kotaları, ithalat yasakları, döviz kontrolleri ve gönüllü ihracat kısıtlamaları miktar kısıtlamaları uygulama yöntemleridir.

a. İthalat Kotaları ve İthalat Yasakları: Hükümetlerin ithal edilecek mal hacmini miktar (bir yıl içinde ithal edilecek otomobil sayısının 100.000 adet olarak belirlenmesi) ya da değer olarak (bir yıl içinde ithal edilecek otomobil değerinin 50.000 $ olarak belirlenmesi) sınırlandırmasına kota adı verilmektedir. İthalat yasakları ise bir malın ülkeye girişini tamamen engellemeye yönelik uygulamalardır.

b. Döviz Kontrolü: Kambiyo denetimi de denilen bu araç, döviz alım ve satımının devlet eliyle yapılmasıdır. En katı şekilde uygulandığı durumda, serbest bir döviz piyasası bulunmaz ve tüm işlemler merkez bankası ya da yetki verdiği diğer bankalar tarafından gerçekleştirilir. Döviz geliri elde edenler belirli bir süre içerisinde bu dövizleri bankaya yatırmak zorundadırlar. İthalat yapmak isteyenler ise dövizin miktarı ve türü konusunda önceden izin almaları gerekmektedir. Döviz kontrolü sistemi, genellikle kota sistemiyle birlikte uygulanır. c. Gönüllü İhracat Kısıtlamaları: İhracat kotaları da denilen bu

uygulama, genellikle gelişmiş ithalatçı ülkelerle, ihracatını geliştirme yolundaki ülkeler arasında yapılan anlaşma sonucunda ihracatçı ülkenin yapacağı ihracatı gönüllü olarak kısıtlamasıdır. Bu

167 Sema Kalaycığolu, Dış Ticarette Korumacılık ve Liberasyon: Teori ve Dünyadaki Uygulamalar, Beta Yayınları, 1.B., İstanbul, Kasım-2001, s.49.

168

uygulamadaki asıl amaç, sanayileşmiş ülkelerdeki dış rekabete dayanamayan yerli üreticilerin iç piyasa paylarını korumaktır.

2. Tarife Benzeri Araçlar: Bu araçlara tarife benzeri denilmesinin nedeni, tarifeler gibi fiyat mekanizması yoluyla ithalatı kısıtlamalarıdır.

a. İthalat Teminatları Uygulamaları: Bu uygulama, ithalatçının ithal edeceği mal bedelinin belli bir oranını merkez bankasına yatırmasıdır. Bu şekilde ithalatçının elindeki nakit azalmakta ve ithalatçı gelir kaybına uğradığı için ithalat yapma fikrinden ya tamamen vazgeçmekte ya da ithalat miktarını azaltmaktadır. Ayrıca bankanın teminat alması piyasadaki para hacmini daraltarak deflasyonist baskı yaratmakta ve sonuçta ithal mallara olan talepte azalma meydana gelmektedir.

b. İthal İkamesi Sanayilere Sübvansiyon Uygulaması: Bu uygulama dış ticareti kısıtlamaya yönelik değil, ihracatı arttırmaya yönelik olarak uygulanmaktadır. İthal ikamesi sanayilere sübvansiyon uygulaması, hükümetlerin yerli sanayilerini dış rekabetten korumak amacıyla, yüksek fiyattan satılması gereken ihraç mallarını, daha düşük olan dünya fiyatlarından sattırıp, aradaki farkı üreticilere ödemeleridir. c. Çoklu Kur Sistemi Uygulamaları: Bazı mal ya da hizmet ticaretinde

farklı döviz kurlarının uygulanması yöntemidir. Bu yöntemle, bazı mallara yüksek kur uygulanması ihracatı özendirmekte ve ithalatı engellenmektedir. Düşük kur uygulanması ise ithalatı özendirirken, ihracatı azaltmaktadır.

d. Anti-Damping Vergisi Uygulamaları: Damping, ihraç mallarının, yurt içi fiyatlardan ya da maliyetinden daha düşük fiyatlara satılmasıdır. Damping uyguladığı kanıtlanan ihracatçıya karşı, bu haksız rekabete karşı, ithalatçı ülkenin dampinge eşit oranda bir anti-damping vergisi uygulaması, DTÖ tarafından da kabul edilmiş bir haktır.

e. Telafi Edici Vergi Uygulamaları: Yurt içi sanayilerine sübvansiyon gibi çeşitli teşvikler uygulayan ihracatçı bir ülkeye karşı, ithalatçı ülkenin uyguladığı ve DTÖ tarafından da kabul edilen özel bir vergidir.

f. İhracat Sübvansiyonu Uygulamaları: Devletin, vergi iadesi, düşük faizli kredi, vergi muafiyeti gibi önlemlerle ihracatı teşvik etmeye yönelik uygulamalarıdır.

3. Diğer Araçlar: Diğer iki başlık altında sınıflandırılamayan iki araç devlet eliyle dış ticaret ve görünmez engellerdir.

a. Devlet Eliyle Dış Ticaret: Günümüzde devletin dış ticaret içerisindeki payları önemli düzeylerde gerçekleşmektedir. Birbirleriyle rekabet eden birçok ihracatçı ve ithalatçı yerine, tek bir büyük alıcı ve satıcı olarak devletin geçmesi, ihracat fiyatlarının yükselmesine ve ithalat fiyatlarının düşmesine neden olmakta ve ticaret hadleri ülke lehine değişebilmektedir.

b. Görünmez Engeller: Kamu sağlığı, tüketicinin ve çevrenin korunması gibi amaçlarla uygulanan paketleme, etiketleme, sağlık ve kalite standartları gibi düzenlemeler günümüzde yoğun şekilde uygulanmaktadır. Görünmez engeller getirilmesinin, ithalatı kısıtlaması ve bu yola başvurmayı düzenleyen herhangi bir mekanizmanın bulunmaması, bu araçların kullanımını genişletmekte ve uluslararası ticarette belirsizliği ve güvensizliği ortaya çıkarmaktadır.