• Sonuç bulunamadı

Bu çalışmada, 1980 - 2006 yılları arası GSYİH, dış ticaret hacmi / GSYİH, makine – teçhizat harcamaları / GSYİH ve liseye kayıtlı öğrenci sayısı / toplam nüfus verileri ele alınarak, bu değişkenlerin GSYİH üzerindeki etkisi incelenmiştir. Her bir dönemde ele alınan değişkenler zaman serisi içerdiğinden öncelikle durağan olup olmadığının test edilmesi gerekmektedir. Sonrasında değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisi Granger nedensellik testi yardımı ile test edilmiştir. Granger testi sonucunda değişkenlerin VAR analizi yapılmıştır.

Zaman serisi içeren veriler ile yapılacak olan ekonometrik çalışmalarda en önemli unsur verilmiş olan serilerin durağan olup olmadığının test edilmesidir. Serilerin durağan olup olmadığı iki şekilde test edilir. Birinci test yöntem, serilerin kısmi korelasyon katsayılarına bakılarak korelograma bağlı yapılan durağanlık testidir. Buna göre serilerin kısmi korelasyon katsayıları %5 veya %1 eşik değer sınırını aşmıyorsa seri birim kök içermiyor, eşik değeri geçiyorsa ise seri birim kök içerdiği şeklinde analiz edilir. Durağanlığın sınanması için yapılan ikinci ve en önemli test yöntemi ise ADF (1981) birim kök testi ile Phillips- Peron (1988) birim kök testidir.

Logaritmik değerleri alınan değişkenlerin 1980 - 2006 yılları arasındaki verilerine ait değerlerin ADF birim kök testine tabi tutulması sonucu elde edilen sonuçlar aşağıda yer alan Tablo 3.1.’de verilmiştir. Tabloda ilk olarak, değişkenlere ait yalın değerlerin birim kök içerip içermediği şeklindeki ADF test sonuçları yer almaktadır. Bu sonuçlara göre, değişkenlerin her bir dönem için birim kök içermediği, başka bir ifade ile hesaplanan ADF değerlerinin %1, %5 ve %10 anlamlılık düzeylerinde Mc-Kinnon kritik değerlerin mutlak değerce altında olması sebebiyle durağan olduğu kanısına varılır. Sadece makine – teçhizat harcamaları / GSYİH değişkeni yalın halde durağan olmayıp, birinci farkı alındıktan sonra durağanlığa erişmiştir.

Tablo 3.1.: Değişkenlere Ait ADF Birim Kök Testi (Yalın Değer ve Birinci Farkları) Yalın durumda

Mc-Kinnon Kritik Değer Değişkenler ADF Değeri 1% 5% 10% logGSYİH 5,0155* -2,6569 -1,9544 -1,6093 logDTH 5,2012* -2,6569 -1,9544 -1,6093 logMAK 0,8469** -2,6569 -1,9544 -1,6093 logBESERİ 2,6983* -2,6569 -1,9544 -1,6093 Birinci Farkları Alınmış Durumda

Mc-Kinnon Kritik Değer Değişkenler ADF

Değeri

1% 5% 10%

∆logMAK -5,5249* -2,6670 -1,955 -1,609

* %1 , %5 ve %10 Anlamlılık Düzeyinde Birim Kök İçermiyor. ** %1, %5 ve %10 Anlamlılık Düzeyinde Birim Kök İçeriyor.

Değişkenlerin durağan konuma getirilmesinden sonra, VAR analizi yapılabilmesi için değişkenlerin dıştan içe doğru sıralanması gerekmektedir. Bu sıralamanın yapılmasında Granger nedensellik testinden faydalanılmıştır. Granger nedensellik testine geçmeden önce, otoregresif modele ait gecikmenin belirlenmesi gerekmektedir. Gecikme değerlerinin tayin edilmesinde kullanılan en önemli yöntemler Akaiki Bilgi Kriteri ile Schwarz Kriteri değeri yöntemidir. Maksimum gecikme uzunluğu 4 olarak seçilmiş olan, değişkenlere ait uygun gecikme sayısı Akaiki kriterine göre belirlenmiş olup; gecikme sayısı iki olarak tahmin edilmiştir.

Yukarıdaki modellemeye göre yapılan çok değişkenli nedensellik testi sonuçları aşağıdaki tabloda verilmiştir. Yapılmış olan nedensellik analizinde, 1980- 2006 yılları arasında ticari açıklık oranından GSYİH’ya doğru tek taraflı bir nedensellik ilişkisinin olduğu %10 anlamlılık düzeyinde görülmektedir. Bu sonucun göstermiş olduğu durum 1980 sonrası GSYİH üzerinde dış ticaret değişkeninin önemli bir etken olduğunu ifade etmektedir. Buna karşılık, bu yıllar arasında diğer değişkenler arasında herhangi bir nedensellik ilişkisinin olmadığı tespit edilmiştir. Tablo 3.2.’deki sonuçlara göre, VAR analizi için gerekli olan serilerin hangi sıra ile dıştan içe doğru sıralanması önemlidir. Granger nedensellik testi sonuçlarına baktığımızda ve tezimizin özünde olması nedeni ile serilerin dıştan içe doğru olarak

sıralanması makine – teçhizat harcamaları, beşeri sermaye, dış ticaret hacmi ve GSYİH olarak belirlenmiştir.

Tablo. 3.2.: Değişkenler Arasındaki Granger Nedensellik Test Sonuçları

Değişkenlerin Nedensellik Yönü Gözlem sayısı

F- değeri p değeri

Ticari açıklık, GSYİH’nın nedeni değildir. GSYİH, ticari açıklığın nedeni değildir.

25 2,51717

1,48181

0,06369* 0,25113 Beşeri sermaye, GSYİH’nın nedeni değildir.

GSYİH, beşeri sermayenin nedeni değildir.

25 0,72767

2,13027

0,49213 0,14498 Fiziksel sermaye, GSYİH’nın nedeni değildir.

GSYİH, fiziksel sermayenin nedeni değildir.

25 0,24533

2,18275

1,50865 0,13885 Ticari açıklık, fiziksel sermayenin nedeni değildir.

Fiziksel sermaye, ticari açıklığın nedeni değildir.

25 1,87685

1,82563

0,17905 0,18696 Beşeri sermaye, fiziksel sermayenin nedeni değildir.

Fiziksel sermaye, beşeri sermayenin nedeni değildir.

25 0,83398

0,90036

0,30547 0,42227 Beşeri sermaye, ticari açıklığın nedeni değildir.

Ticari açıklık, beşeri sermayenin nedeni değildir.

25 1,67648

1,51850

0,21057 0,49706

* %10 anlamlılık düzeyinde alternatif hipotez kabul edilir.

VAR modeli için gecikme uzunluğu seçimi kriteri olan, AIC (Akaiki bilgi kriteri, SC (Schwarz Kriteri) ve HQ (Hannan – Quinn Bilgi kriteri) LR ve FPE sonuçlarının yer aldığı Tablo 3.3.’e baktığımızda bunların sadece AIC bilgi kriteri değeri 3 gecikmede minimum, diğerleri ise 1 gecikmede minimum değeri almıştır. Bu sebeple bir gecikmeli VAR modeli ile çalışma yapılmıştır.

Tablo 3.3.: VAR Modeli İçin Gecikme Testi

Lag LogL LR FPE AIC SC

0 81.59360 NA 1.83E-08 -6.466133 -6.269791

1 166.8260 13.49514* 5.85E-11* -12.23550 -11.25379*

2 178.4964 14.58796 9.55E-11 -11.87470 -10.10762

3 203.0678 22.52378 6.73E-11 -12.58898* -10.03653

Bu durumda 1 gecikmeli çalışılan VAR modelinde Grafik 3.2.’de görüldüğü gibi VAR modeli kökleri birim çember içinde yer almaktadır ve ayrıca Tablo 3.4. değerlerine bakıldığında da bütün değerlerin 1 değerinin altında dolayısıyla birim çember içinde olduğu görülmektedir.

Grafik 3.2.: Birim Çember Kök Analizi (Karakteristik Kökler) -1.5 -1.0 -0.5 0.0 0.5 1.0 1.5 -1.5 -1.0 -0.5 0.0 0.5 1.0 1.5

Inverse Roots of AR Characteristic Polynomial

Tablo 3.4.: Polynominal Karakteristik Kök Değerleri

Kök Değer 0.993954 0.993954 0.472367 - 0.539790i 0.717290 0.472367 + 0.539790i 0.717290 0.572222 - 0.127119i 0.586172 0.572222 + 0.127119i 0.586172 -0.495350 0.495350 -0.115561 - 0.315014i 0.335542 -0.115561 + 0.315014i 0.335542

Hiçbir kök birim çember dışında yer almamaktadır. VAR, durağanlık durumunu sağlamaktadır.

Modelde kalıntıların (hata terimlerinin) otokorelasyonu için Lagrange Çarpan (LM) testi yapılmış ve sonuçlar Tablo 3.5.’de belirtilmiştir. LM testi, otokorelasyonun belirlenmesinde kullanılan bir yöntemdir. Buna göre, %5 anlamlılık düzeyinde modelde otokorelasyonun olmadığı tespit edilmiştir.

Tablo 3.5.: LM Otokorelasyon Testi

Lags LM-Stat Prob

1 20.55672 0.1962 2 16.05994 0.4488 3 16.76173 0.4012 4 11.32397 0.7891 5 11.15866 0.7996 6 12.69300 0.6951 7 11.04034 0.8070 8 10.78039 0.8228 9 12.37468 0.7178 10 16.86577 0.3943 11 15.36052 0.4984 12 12.43051 0.7139

Grafik 3.3.’de değişkenlerden birisinde meydana gelen bir birimlik standart sapma şoka diğer değişkenlerin vermiş olduğu tepkiler gösterilmektedir. Buna göre, GSYİH’daki bir birimlik standart sapma şoka, ticari açıklık azalarak ve pozitif yönde tepki vermekte, beşeri sermaye pozitif tepki vermesine rağmen dönemler itibariyle artış azalış göstermekte, fiziksel sermaye ise ilk dönemlerde pozitif olmasına rağmen daha sonraları negatif tepki göstermektedir. Ticari açıklık oranındaki bir birimlik standart sapma şoka, GSYİH ve beşeri sermaye pozitif yönde tepki vermekte, buna karşılık fiziksel sermaye tepkisiz olmaktadır. Beşeri sermayede bir birimlik standart sapma şoka, GSYİH, ticari açıklık ve beşeri sermaye pozitif yönde ve dalgalanan tepkiler vermektedirler. Fiziksel sermayedeki bir birimlik standart şoka karşılık, GSYİH ilk dönemlerde tepkisiz kalmakta ve daha sonra negatif tepki vermekte iken, ticari açıklık dönem boyunca negatif, beşeri sermaye ise negatif fakat pozitife yönelik tepki vermektedir.

Grafik 3.3.: Etki - Tepki Grafikleri -.04 -.02 .00 .02 .04 .06 1 2 3 4 5

Response of GSYIH to GSYIH

-.04 -.02 .00 .02 .04 .06 1 2 3 4 5 Response of GSYIH to DTH -.04 -.02 .00 .02 .04 .06 1 2 3 4 5

Response of GSYIH to BESERI

-.04 -.02 .00 .02 .04 .06 1 2 3 4 5

Response of GSYIH to MAKINE

-.06 -.04 -.02 .00 .02 .04 .06 .08 1 2 3 4 5 Response of DTH to GSYIH -.06 -.04 -.02 .00 .02 .04 .06 .08 1 2 3 4 5 Response of DTH to DTH -.06 -.04 -.02 .00 .02 .04 .06 .08 1 2 3 4 5 Response of DTH to BESERI -.06 -.04 -.02 .00 .02 .04 .06 .08 1 2 3 4 5 Response of DTH to MAKINE -.06 -.04 -.02 .00 .02 .04 .06 1 2 3 4 5

Response of BESERI to GSYIH

-.06 -.04 -.02 .00 .02 .04 .06 1 2 3 4 5 Response of BESERI to DTH -.06 -.04 -.02 .00 .02 .04 .06 1 2 3 4 5

Response of BESERI to BESERI

-.06 -.04 -.02 .00 .02 .04 .06 1 2 3 4 5

Response of BESERI to MAKINE

-.2 -.1 .0 .1 .2 .3 1 2 3 4 5

Response of MAKINE to GSYIH

-.2 -.1 .0 .1 .2 .3 1 2 3 4 5 Response of MAKINE to DTH -.2 -.1 .0 .1 .2 .3 1 2 3 4 5

Response of MAKINE to BESERI

-.2 -.1 .0 .1 .2 .3 1 2 3 4 5

Response of MAKINE to MAKINE

Response to Cholesky One S.D. Innovations ± 2 S.E.

VAR modelinin çözümü ile elde edilen varyans ayrışım değerleri aşağıdaki tablolarda sunulmuştur.

Tablo 3.6.: GSYİH’nın Varyans Ayrışım Tablosu

Dönemler S.S. GSYIH DTH BESERI MAKINE

1 0.029008 98.21340 0.184536 0.000000 0.000000 2 0.048287 46.27293 48.87752 4.416548 0.433000 3 0.052351 42.95510 51.94640 4.543272 0.555223 4 0.057926 35.94268 58.03571 3.877809 2.143798 5 0.061987 31.41293 55.32960 3.899332 9.358134 6 0.066742 27.10933 50.68904 5.778814 16.42282 7 0.071415 23.75255 46.23212 9.184904 20.83042 8 0.076108 21.07553 43.08655 13.09312 22.74480 9 0.080605 18.95605 40.99959 16.41682 23.62755 10 0.084923 17.19300 39.57681 18.91005 24.32014

Tablo 3.6.’da görüldüğü üzere, ilk dönemde neredeyse GSYİH tamamen kendi gecikmesinin etkisi altında iken, ilk dönem haricindeki tüm dönemlerde ise GSYİH en çok ticari açıklık oranındaki gecikmelerden etkilenmiştir. Bu durum ticari açıklığın GSYİH üzerindeki etkisini gösterdiği için önemlidir. GSYİH, ticari açıklıktan sonra ikinci olarak da makine ve beşeri sermaye gecikme değerlerinden de etkilenmiştir.

Tablo 3.7.: Ticari Açıklık Değişkeninin Varyans Ayrışım Tablosu

Dönemler S.S. GSYIH DTH BESERI MAKINE

1 0.044985 22.42713 77.57287 0.000000 0.000000 2 0.065578 13.24768 60.02380 23.00496 3.723564 3 0.076027 10.15182 57.18301 23.56491 9.100269 4 0.087794 7.691873 53.25237 24.75657 14.29919 5 0.097574 6.241948 50.38366 23.64558 19.72881 6 0.106537 5.264236 48.64470 22.83144 23.25962 7 0.114411 4.624760 47.78311 22.26761 25.32452 8 0.121597 4.176416 47.20802 22.18321 26.43235 9 0.128162 3.837072 46.67386 22.30049 27.18857 10 0.134284 3.557391 46.11217 22.48119 27.84924

Tablo 3.7’de ise, ilk dönemde ticari açıklık, % 77,5 oranında kendi gecikmesinden etkilenmiş, bununla birlikte %22,4’lük kısmı ise GSYİH gecikmesinden etkilenmiştir. İleriki dönemlerde ise, beşeri sermayenin ve fiziksel sermaye gecikmelerinden de yaklaşık olarak %20 civarında etkilenme göstermiştir.

Tablo 3.8.: Beşeri Sermaye Değişkeninin Varyans Ayrışım Tablosu

Dönemler S.S. GSYIH DTH BESERI MAKINE

1 0.045881 4.001054 0.266888 95.73206 0.000000 2 0.053387 3.084679 9.366557 78.21126 9.337502 3 0.057811 2.731069 9.197446 70.79822 17.27327 4 0.060218 2.527515 8.527607 65.78260 23.16228 5 0.062422 2.577154 9.516885 62.58103 25.32493 6 0.064684 2.751368 11.56387 60.03120 25.65356 7 0.067254 2.812304 13.67889 58.09595 25.41286 8 0.069822 2.729912 15.34722 56.31169 25.61118 9 0.072411 2.585591 16.70979 54.39570 26.30893 10 0.074968 2.439033 17.95556 52.35658 27.24883

Tablo 3.8’de ise, beşeri sermayenin büyük bir kısmı kendi gecikmeleri tarafından belirlenmektedir. İlk dönemlerde GSYİH %4’lük belirleyici olmasına karşılık, ileriki dönemlerde ise özellikle fiziksel sermaye, daha sonra ise ticari açıklık değişkenlerinden etkilenmiş ve bu iki değişken belirleyici konuma gelmiştir.

Tablo 3.9.: Fiziksel Sermaye Değişkeninin Varyans Ayrışım Tablosu

Dönemler S.S. GSYIH DTH BESERI MAKINE

1 0.139766 53.58030 0.006072 3.859358 42.55427 2 0.218285 29.20868 4.845953 31.60047 34.34490 3 0.238127 25.14638 12.31184 29.90924 32.63255 4 0.246846 23.40872 15.38028 30.83236 30.37865 5 0.251629 22.72584 16.67307 29.67150 30.92959 6 0.253669 22.39743 16.49777 29.22824 31.87655 7 0.254470 22.27802 16.52040 29.06843 32.13314 8 0.255310 22.23392 16.83377 28.95759 31.97472 9 0.256278 22.14833 17.09633 29.00655 31.74879 10 0.257201 22.01566 17.24274 29.15384 31.58775

Tablo 3.9’da ise, ilk dönemde fiziksel sermaye göstergesi değişkeninin büyük bir kısmı GSYİH gecikmeleri tarafından açıklanmaktadır. Son dönemlerde ise, fiziksel sermaye değişkeninin belirleyicileri beşeri sermaye öncelikli olmak üzere, GSYİH ve ticari açıklık olarak belirlenmiştir.

SONUÇ

Tarihsel süreç içerisinde küreselleşmenin artan hızı ve etki alanının genişlemesi, ülkelerin birbirileri ile olan ilişkilerinin zamanla ilerlemesi ve birbirlerine bağlı duruma gelmeleri demektir. Bu bağlılık özellikle uluslararası ticaret arenasında ortaya çıkmış, ülkelerin dış ticaret politikalarını şekillendirmiş ve diğer ekonomik değişkenleri de etkiler hale gelmiştir. 1970’lerde yaşanan petrol krizi, verimlilik artışlarında yavaşlama, gelişmiş ülkelerin iç piyasaların doyuma ulaşması ve bunun sonucunda dışa açılmada görülen artış küreselleşme sürecinin dönüşüme uğramasına ve hız kazanmasına neden olan faktörlerdir. 1970-1980 döneminde yaşanan bu dönüşüm birçok gelişmekte olan ülkeyi dış ticaret politikalarını liberalize etmeye ve böylece dışa açık ekonomi politikaları uygulamaya yöneltmiştir. Ayrıca bu süreçte çeşitli uluslararası kuruluşların (özellikle DTÖ’nün) ve çok uluslu şirketlerin rolleri de göz ardı edilemeyecek düzeyde önemlidir.

Dünya ekonomisinde yaşanan bu değişim, uluslararası ticaret teorilerini de etkilemiş ve geliştirmiştir. 1980’li yıllarda ortaya konan içsel büyüme modelleri, dış ticaretin serbest hale getirilmesinin olumlu etkiler (fazlalık etkisi, teknoloji etkisi ve dağılım etkisi) yaratarak büyümeye neden olacağını savunmaktadır. Dış ticarete katılan bir ülkenin üreticilerinin sadece piyasa genişliğine bağlı olarak ölçek ekonomilerden doğan yararları toplamakla kalmayacakları, bununla birlikte daha büyük bilgi ve beşeri sermaye havuzu içinde bulunmanın avantajlarını elde edecekleri ileri sürülmüştür. Kısaca bu teoriye göre, uzun dönemde büyüme, ülkeler arası entegrasyon sonucunda gerçekleştirilecektir.

Ülkelerin dünyaya entegrasyonunun bir göstergesi ise dışa açıklık alanlarından biri olarak ticari dışa açıklıktır. Ticari liberalizasyonun bir yansıması ya da sonucu olarak ticari dışa açıklık; ülkelerin dış dünya ile gerçekleştirdiği ticari ilişkilerinde ne derece serbest ya da ne derece katı politikalar uyguladığının ifadesi olarak karşımıza çıkmaktadır. Ticari alanda yaşanan küreselleşmenin artması ve ülkelerin ticaret politikalarını liberalize edecek şekilde biçimlendirmeleri, ticari dışa açıklığın ekonomik büyümeye etkileri konulu çalışmaların da artmasına neden olmuştur.