• Sonuç bulunamadı

KONULU TEFSİR ÇALIŞMASI SAYILAN VE SAYILMAYAN

Konulu Tefsir Metodu, bu mânâ ve isimle ilk defa bu asırda ortaya çıkmakla birlikte, onun köklerinin İslam’ın ilk asrına ka dar uzandığını belirtmiştik.330 Zira bu metodun, bizzat Hz. Pey gamber (sallallâhu aleyhi

329 Bkz. Buhârî, Kitabu’t-Tefsir, 65; İbn Hacer, Fethu’l-Bâri’, IX, 650.

330 Muhammed Ahmed Yusuf el-Kâsım, et-Tefsiru’l-Mevdûî li’l-Kur’ân’i’l-Kerim, Kahire 1981, s.

9.

ve sellem) tarafından kullanılmış bulunan ve en üstün bir tefsir metodu olan “Kur’ân’ın Kur’ân’la Tefsiri” ile sıkı bir ilişkisi vardır.331 Ancak bu metot, klâsik tefsir kitaplarında sadece, ele alınan bir âyetin, başka bir âyet veya âyetlerle izâhı veya teyidi sûretiyle uygulanıp, ekseriya fazla detaya inilmeden aynı konu daki âyetlerin alt alta sıralanması ile yetinilmiştir.332 Onun için bazı araştırıcılar bu metodu Konulu Tefsir metodundan say mazlar.333 Hâlbuki Konulu Tefsir metodunda, bu metodun da yandığı: “Kur’ân’ın bir kısmı bir kısmını tefsir eder”334 kâidesi daha geniş ve esaslı bir şekilde kullanılır. Önce, Kur’ân’ın ta mamı taranarak aynı konudaki âyetler müstakil bir başlık al tında top-lanır. Sonra, bunlar tespit edilebildiği kadarıyla nüzûl sırasına göre ele alınarak incelenir. Tabiatıyla, diğer bütün tefsir metotları ve lüzumlu bilgilerden de faydalanılarak Kur’ân’ın o konu hakkındaki görüşü etraflı bir şekilde ortaya konulur.

331 Feramâvî, age., s. 54.

332 Meselâ bkz. İbn Kesir, I, 443, III, 131, 235.

333 Bazı müelliflere göre “Kur’ân’ın Kur’ân’la Tefsiri” Konulu Tefsire dâhildir, diğer bazılarına göre ise “Kur’ân’ın Kur’ân’la Tefsiri” Konulu Tefsire girmez. Bu konuyla ilgili olarak Ziyâd Halil Muhammed ed-Değâmîn’in görüşü kısaca şöyledir: “...Bana öyle geliyor ki Konulu Tef-sir ile “Kur’ân’ın Kur’ân’la TefTef-siri” arasında fark vardır. “Kur’ân’ın Kur’ân’la TefTef-siri” demek, tefsir edilen bir veya birkaç âyetin mânâsını diğer âyetler ile açıklamak, te’yid ve te’kid etmek demektir. Bu ise tabiî ki Konulu Tefsir değildir. Çünkü Konulu Tefsir’in kendisine has me-todu vardır. Ayrıca her toplama işlemi yani, belli konudaki âyetlerin toplanması ve bunların tefsir edilmesi de Konulu Tefsir değildir...”. bkz. Menheciyyetü’l-Bahs fî’t-Tefsiri’l-Mevdûî li’l-Kur’âni’l-Kerim, s. 40.

Bu iki görüşün arasını cemedecek olursak şöyle diyebiliriz; evet “Kur’ân’ın Kur’ân’la Tefsiri”

Konulu Tefsir demek değildir. Ama Konulu Tefsir çalışmalarında bu metottan çokça istifade edilebilir. Çünkü “Hz. Peygamber’in hadislerindeki Kur’ân tefsirine ait rivâyetlere baktığımız zaman, direkt olarak bizim tanımladığımız anlamda ‘Konulu Tefsir’e ait örnekleri bulamasak da, onun alt yapısını oluşturan bu yöntemin doğuşuna zemin hazırlayan örnekleri görebiliriz.

Dolayısıyla bizzat ‘Konulu Tefsir’in kendisi olmasa bile, onun ilk tohumlarının bu dönemden itibaren atıldığını söyleyebiliriz”,

Konulu Tefsir çalışmalarında “Kur’ân’ın Kur’ân’la Tefsiri”ni kabul eden bazı müellifler, bu konuda sadece Hz. Peygamber (sallallâhu aleyhi ve sellem)’den sahîh olarak rivâyet edilen nakilleri kabul etmektedirler. Bunun dışında “Kur’ân’ın Kur’ân’la Tefsiri” konusunda diğer müfessirlerden rivâyet edilenleri kabul etmezler. Çünkü bunlar içtihadîdir. bkz. Abdussettar Fethullah Said, el-Medhal İle’t-Tefsiri’l-Mevdûî, s. 71.

334 İbn Teymiyye, Mukaddime fi Usûli’t-Tefsir, s. 92; ez-Zerkeşî, el-Burhân fi Ulûmi’l-Kur’ân, II, 175.

Kısacası, Konulu Tefsir metodu, “Kur’ân’ın Kur’ân’la Tefsiri” meto-dunun Kur’ân tertibine göre değil de müstakil olarak ve daha geniş ve esaslı bir şekilde kullanılmasıdır.

Fakihler, birbirleriyle ilgili âyetleri fıkıh kitaplarında tek konu altında toplamışlardır. Meselâ, abdest ve teyemmüm ile ilgili âyetleri tahâret bölümü altında toplayarak o âyetlerden tahâ retle ilgili hükümler istinbât etmişlerdir. Keza, namaz, rükû, kı yam ve kıraatle ilgili âyetler de namaz bölümü altında, bunun gibi ibâdetler, muâmelât, ferâiz ve siyerle ilgili âyetler de kendi lerine özgü fıkıh bölümleri altında toplan-mıştır. Çeşitli asırlarda telif edilmiş ahkâm âyetlerine ait bu tefsirler de, bazı araştırma cılar tarafından genel olarak “Konulu Tefsir” kapsamına dâhil edilmişlerdir. Ahkâm tefsirlerinin, –biraz önce zikrettiğimiz gibi–

ahkâma dair âyetleri bir araya toplaması bakımından “Konulu Tefsir”e örnek teşkil ettiği düşünülse bile, kanaatimize göre bu tür çalışmalar, tam olarak bugünkü mânâda “Konulu Tefsir” çalışmalarına dâhil edile-mezler. Çünkü bu eserler, Kur’ân’daki tertibini gözeterek baştan sona sadece ahkâm âyetlerini tefsir etmeye çalışmışlardır. Ayrıca bu âyetleri bir araya toplayan bağ “Konu bağı” değil, bu âyetlerin sadece “Şer’î Hüküm” içerme leridir. Dolayısıyla bu konular arasında mânâ bakımın-dan konu birliği yoktur.335

Mustafa Müslim’e göre bütün bu çabalar, ilk merhaledeki Konulu Tefsir çalışmalarından sayılır. Yine ona göre; Konulu Tefsir etütleri aynı zamanda değişik bir yöneliş ve boyut ka zanmıştır. Bu ise, Kur’ânî lafzı inceleyerek onun çeşitli anlamla rını anlama çabası olan lügavî tefsirlerdir.

Mukâtil b. Süley man’ın “el-Eşbah ve’n-Nezâir fi’l-Kur’ân”ı, Yahya b.

Sellâm’ın “et-Tasârîf”i, Râgıb el-İsfehânî’nin “el-Müfredât”ı, vs. eserlerde ağır basan yön, kullanıma göre anlamı değişen garip kelimele rin lügavî yönüdür. Bu çeşit tefsir çalışmalarının yanı sıra, sa dece lügavî yönle yetinmeyen, ayrıca aynı bağlantı ile bağlı âyetleri, ya da aynı başlık altına gelebilecek âyetleri de derleyen tefsir çalışmaları vardır: Kâsım b Sellâm’ın Nâsih ve Mensûh âyetlerle ilgili kitabı, Ali b. el-Medînî’nin Esbâb-ı Nüzûl ile ilgili eserleri, İbn Kuteybe’nin “Te’vîlu Müşkili’l-Kur’ân”ı, Ebu Bekir

335 Said, Abdüssettar, el-Medhal, s. 32.

el-Cassas’ın “Ahkâmu’l-Kur’ân”ı, el-İzz b. Abdisselâm’ın “Mecâzu’l-Kur’ân”ı gibi eserler.336

Mustafa Müslim337 ve Said Şimşek’e338 göre her ne kadar Kur’ân ve benzeri Kur’ân ilimlerine dair yukarıda saydığımız ve saymadığımız buna benzer eserler, Konulu Tefsir çalışması ola rak kabul edilse ve Konulu Tefsir çerçevesinde değerlendirilseler de, bazı araştırmacılara göre bunlar sadece Konulu Tefsire ben zerlik arzeden çalışmalardır.

Bu konuda Mevlüt Güngör de, bu ve benzeri çalışmaları Konulu Tefsir olarak kabul etmeyenlerdendir: “Bu ve benzeri çalışmaları, Konulu Tefsir olarak addetmek yanlış bir değerlen dirme olur.339 Zira bu tip çalışmalar doğrudan doğruya Kur’ân’ın muhtevâsı ile ilgili olmayıp, Kur’ân’ın iyi anlaşılması ve doğru değerlendirilmesi için yapılmış olan birtakım teknik çalışmalardır. Nitekim bunlar literatürde “Ulûmu’l-Kur’ân” başlığı altında geçmektedir. Bu bakımdan, bu tip çalışmaları da Konulu Tefsir başlığı altında mütâlaa eden ez-Zehebî’nin340 bu görüşü-ne katılamıyoruz”.341

Konulu Tefsir üzerinde eser yazanlardan Fethullah Saîd’e göre, bu yöntem, biri Genel Konulu Tefsir, diğeri de Özel Ko nulu Tefsir olmak üzere iki kısma ayrılmaktadır. Ona göre “Esbâb-ı Nüzûl”, “Nâsih-Mensûh”, “Kur’ân’ın Mecazları”, ve “Kıraatler” gibi ve İbn Kuteybe’nin

“Te’vîlu Müşkili’l-Kur’ân”ı, Mâverdî’nin “Emsâlu’l-Kur’ân”ı, İbn Kayyim’in “Emsâlü’l-Kur’ân”ı, Mukâtil b. Süleyman’ın “el-Eşbah ve’n–

Nezâir’i, İsfehanî’nin “el-Müfredât”ı, âyet ve sûreler arası münâsebetleri zikreden kitaplar ve ulûmu’l-Kur’ân benzeri çalışmalar özel Konulu Tefsir içinde kabul edilemezler. Ancak bunlar, genel Konulu Tefsir içinde kabul edilebilirler.342

336 Mustafa Müslim, Mebahis Fi’t-Tefsiri’l-Mevdûî, s. 19-21.

337 ez-Zehebî, et-Tefsir ve’l-Müfessirûn, I, 148-149; Feramâvî, age., s. 55.

338 Said Şimşek, Günümüz Tefsir Problemleri, s. 140.

339 Aynı görüş için bkz. Ziyâd Halil Muhammed ed-Değâmîn, Menheciyyetü’l-Bahs fî’t-Tefsiri’l-Mevdûî li’l-Kur’âni’l-Kerim, s. 15, 19.

340 ez-Zehebî, et-Tefsir ve’l-Müfessirûn, I, 148-149.

341 Mevlüt Güngör, Kur’ân Araştırmaları, 13-15.

342 Abdussettar Fethullah Said, el-Medhal İle’t-Tefsiri’l-Mevdûî, s. 24-25, 32-33.

Mustafa Müslim ise, bu örnekleri çoğaltarak hemen hemen Kur’ân İlimleri ile alakalı konularda yazılmış eserleri de Konulu Tefsire dâhil etmektedir. Bunlar arasında meselâ, İbn Kuteybe’nin “Te’vîlu Müşkili’l-Kur’ân”ı, Mâverdî’nin “Emsâlu’l-Kur’ân”ı, İbn Kayyim’in

“Emsâlü’l-Kur’ân”ı, Mukâtil b. Süley man’ın “el-Eşbah ve’n-Nezâir”i, İsfehanî’nin “el-Müfredât”ı ve Firuzabadî’nin “Besâiru Zevi’t-Temyîz”i de bulunmaktadır.343

Bu hususta Celal Kırca’nın görüşü ise şöyledir: “Burada Ge nel Konulu Tefsire örnek olarak verilen kitapların hemen hemen tamamı Tefsir Usûlü ile alakalı eserlerdir. Bazısı fıkhî yönelişe, bazısı filolojik yönelişe, bazısı da edebî yönelişe ait eserlerdir. Zaten her yöneliş, bir anlamda Konulu Tefsir özelliğine sahip demektir. Çünkü her yönelişin bir gayesi ve o gayenin ihâta ettiği bir alan mevcuttur. Bu bakımdan her tefsir ekolü, bu an lamda Konulu Tefsir tarifinin içine de girebilmektedir...”.344

Yukarıda zikredilen eserlerin Konulu Tefsir çalışmaları ara sında sayı-lıp sayılmayacağı konusunda son olarak Muhammed Bakır’ın görüşünü zikredelim: “Kur’ân’la ilgili meselelerde or taya çıkan ve bazen mevdûî tefsir diye nitelendirilen etütlere gelince, bunlar haddizatında bazı müfes-sirler tarafından ortaya konan ve “Esbâb-ı Nüzûl”, “Nâsih-Mensûh”,

“Kur’ân’ın Me cazları”, ve “Kıraatler” gibi Kur’ân-ı Kerim’le tâli derecede ilgili olan belli başlı birkaç konudan öteye geçmeyen çalışmalardır. Ve bunların bizim belirttiğimiz anlamda tevhîdî ve mevdûî tefsir türünden bir çalışma olarak değerlendirilmesi asla mümkün olmaz. Zira bu araştırma-lar, gerçek anlamda, bazı konularla ilgili tecziî (âyet âyet yapılan) tefsirin bir araya getirilmesinden ve onlar arasında birtakım benzer yönlerin tespit edilmesinden başka bir şey değildir. Daha net bir ifadeyle: Her toplama ey lemi veya ayıklama ameliyesi mevdûî bir etüt olarak değerlendi rilemez.

Mevdûî etütler ancak şu özelliği taşıyan etütlerdir: Ev rensel, akîdevî yahut sosyal hayatla ilgili meselelerden herhangi biri ele alınır. Konu Kur’ân zâviyesinden tetkik edilir, araştırılır, değerlendirilir ve onunla ilgili Kur’ânî bir görüş açısı, Kur’ânî düşünce tespit edilir ise işte, ancak bu

özellik-343 Mustafa Müslim, Mebâhis fi’t-Tefsiri’l-Mevdûî, s. 19-21.

344 Celal Kırca, İlimler ve Yorumlar Açısından Kur’ân’a Yönelişler, s. 293.

lere hâiz çalışma lar, tevhîdî (Konulu Tefsir) çalışmalarıdır, etütleridir, tefsirleri dir”.345

Netice itibariyle; âlimlerin çoğu gibi bize göre de; Kur’ân ilimleri sahasında yazılan eserleri Konulu Tefsir olarak kabul etmek mümkün değildir. Çünkü bu eserlerin yazılış sebebi, Kur’ân’daki herhangi bir konu-yu ele alıp Konulu Tefsir metodu üzere incelemek ve Kur’ân’ın bu konu hakkındaki nihaî hük münü ortaya koymak değil, ilgili konu hakkında –nesih, ye minler, meseller, kıssalar gibi– bilgi vermektir.

D. ZAMANIMIZDA KONULU TEFSİRİN