• Sonuç bulunamadı

3. KENTSEL YAŞAM KALİTESİ

3.3. KENTSEL YAŞAM KALİTESİNİN ÖLÇÜMÜ

Yaşam kalitesinin tanımlanmasındaki karmaşıklık, ölçülmesinde de geçerlidir ve çok sayıda akademik tartışmaya konu olmuştur. Yaşam kalitesinin ölçülmesinde kullanılacak göstergelerin türü ve kriterleri konusunda da uzlaşma bulunmamaktadır. Bu konuda çok sayıda çalışma yapılmış olmasına karşın; çalışmalarda, bu konuları bütünleşik bir biçimde ele alan kapsamlı bir çerçeve geliştirilememiş ve fiziksel, ekonomik ve sosyal göstergelerin geliştirilmesine yönelik çalışma yapılmamıştır. Yapılan çalışmalarda Kentsel yaşam kalitesinin ölçülmesinde genel olarak göstergeler ve yaklaşımlar üzerinde durulmuştur [2].

3.3.1. Göstergeler

Yaşam kalitesini ölçmek için kullanılan en yaygın araç; göstergelerdir. Kentsel yaşam kalitesi göstergeleri, kentsel politika geliştirilmesinde ve uygulanmasında bir ‘araç’ olarak; mevcut politikalarda değişiklik veya yeni politikalar gerekli olduğunda anahtar gelişme problemlerinin tanımlanması, tanımlanan problemlerin önem/öncelik sırasına göre sıralanması, yarışan politika seçenekleri arasında seçimin kolaylaştırılması, politika hedefleri doğrultusunda sürecin izlenmesi ve yeni politikaları geliştirmek için girdi ve geri beslemenin sağlanması amaçları doğrultusunda kullanılabilir [1].

Yaşam kalitesi çalışmalarında temel farklılıklar, kuramsal ve deneysel olarak ele alınışı dışında; alan, ölçek, gösterge, içerik ve zaman çerçevesi ile ilgilidir. Bu açıdan bakıldığında, yaşam kalitesi çalışmalarında en temel konu göstergelerin seçimidir[2].

39

Yaşam kalitesinin ölçümü çalışmalarında kullanılan göstergeler genel olarak iki ayrı kategoride ele alınmaktadır. Bunlardan ilki insanın içerisinde yaşadığı çevreyi tanımlayan objektif göstergelerdir. İkincisi, insanın bu çevreyi algılama biçimine yönelik sübjektif göstergelerdir. Objektif (nesnel) göstergeler; bireylerin algılamasına bağlı olmaksızın oluşan şartların değerlendirilmesine dayanmakta ve yapılı çevrenin, doğal çevrenin, ekonomi ve sosyal alanın somut görünüşlerinin ölçülmesidir. Nesnel veriler sistematik olarak uluslararası, ulusal, bölgesel ve kent düzeyinde kurum tarafından toplanan istatistik bilgiler ile verilerden oluşmaktadır. Sübjektif (öznel) göstergeler ise sosyal oluşumların bireyin değerlendirmesine bağlı olarak ölçülmesi ve bireyin refah hissinin ve hayatın belli bir alanından memnuniyetinin değerlendirilebilir ifadesidir. İkincil bilgi kaynaklarına dayanan objektif göstergelerden farklı olarak sübjektif göstergeler doğrudan kişilerden görüşme ya da anket yolu ile elde edilen bilgileri gerektirmektedir [40].

[35], göstergelerin nasıl oluşturulması gerektigini irdelerken, topluma ilişkin verilerin tek baslarına birer gösterge olarak tanımlanamayacagını, göstergelerin olusturulması için söz konusu verilerin kuramsal bir çerçeve içerisinde islenmesi gerektigini vurgulamaktadır. Ancak belirli bir kuramsal çerçeve içerisinde oluşturulan göstergelerin islerliginin olabilecegi ve yeni politikaların olusturulmasında yol gösterici olabilecegi belirtilmektedir. Şekil 3.2’de yaşam kalitesi gösterge alanları gösterilmiştir.

40

Şekil 3.2. Yaşam kalitesi gösterge alanları [2].

Literatürde kişi ile çevre arasındaki ilişkinin belirlenmesinde ve yaşam kalitesinin ölçülmesinde hem objektif hem de sübjektif göstergelerin gerekli olduğu konusunda genel bir görüşbirliği bulunmaktadır [1].

Yaşam kalitesi göstergelerinden biri olan yeşil alanlar, kentsel çevrenin mekânsal bir bileşeni ve önemli hizmet sunumlarından biridir. Yeşil alanlar farklı islevsel özellikleri dogrultusunda, yasam kalitesini farklı boyutlar üzerinden etkilemekte ve işlevsel özelliklerinin kalitesi dogrultusunda yasam kalitesinin yükseltilmesinde etkili olmaktadır. Yesil alanların yasam kalitesi üzerindeki etkisi, gerek serbest zaman aktiviteleri içerisinde degerlendirebilecegimiz “yesil alan kullanımı” üzerinden, gerekse de salt yesil alan varlıgının sagladıgı fayda üzerinden gerçeklesmektedir. Yeşil alanların yasam kalitesindeki rolü, yesil alanların islevleri ve islevlerinin sagladıgı faydalar üzerinden açıklanabilir [39].

41 3.3.2. Yaklaşımlar

Yaşam kalitesinin ölçülmesine yönelik yaklaşımlar, yaşam kalitesinin bileşenleri ve ele alınan kriterlere bağlı olarak farklılık göstermektedir; literatürde yer alan üç temel yaklaşım şu şekilde özetlenebilir [33]:

Birinci yaklaşım; yalnızca öznel göstergeleri ele almaktadır. Bu yaklaşım ile, belli bir yerde yaşayanlardan bilgi toplanmakta ve yaşam kalitesi ankete verecekleri yanıtlar ile belirlenmekte; Likert ölçeği ve regresyon analizleri ile yaşam kalitesi için hangi faktörün daha önemli olduğu ortaya konmaktadır. Bu yaklaşım 1980 ve 90’larda kişilerin refahını ölçen psikoloji, tıp ve diğer sosyal bilimlerde kullanılmış ve doğrudan bireylerin memnuniyetine hangi göstergelerin katkıda bulunduğunu ortaya koymak amacıyla uygulanmıştır [33].

İkinci yaklaşım; yalnızca nesnel veriler kullanarak yaşam kalitesini ölçmek ve sıralamaktır. Bu yaklaşım 1970 ve 80lerde sosyal göstergelerin sosyal politika ve insanların yaşam kalitesini geliştirmek ve yaşam alanlarının kalitesini karşılaştırmak için kullanılmıştır [33].

Üçüncü yaklaşım ise; diğer iki yaklaşımı bir araya getirmektedir. Bu yaklaşımda nesnel ve öznel verilerin karışımı kullanılmaktadır (Şekil 3.3).

Anket ile önem ve algılanan değerlendirme sorulmakta, sonra objektif göstergeler ile yaşam kalitesi belirlenmekte ve bunların çarpımı ile kentlerin yaşam kalitesi ortaya konmaktadır. Bu yaklaşım çok sayıda araştırmacı ve plancı tarafından kullanılmaktadır [33].

42

Şekil 3.3. Toplam kentsel yaşam kalitesinin bileşenleri [33].

Yaşam kalitesi araştırmalarında objektif göstergeler kadar sübjektif göstergelerinde gerekli olduğu üzerinde görüşbirliği bulunmaktadır. Buna karşılık yaşam kalitesinin belirlenmesinde objektif göstergelerin anlamlı olmadığını; yaşam kalitesinin objektif çevre tarafından değil; bu çevrenin kişiler tarafından nasıl algılandığı ile belirlendiğini savunan bir görüş de bulunmaktadır [41].

Yaşam kalitesinin ölçülmesinde kullanılacak göstergelerin türünün belirlenmesinde, araştırmanın amaçları (bilimsel veya politika oluşturmaya yönelik) ve ölçeği (yerel veya ulusal) önemli bir rol oynamaktadır. Örneğin ulusal politika önerileri geliştirmek amacıyla yaşam kalitesinin ölçülmesi ve kavramsallaştırılması çalışmalarında, öznel ölçütlerin bireysel durumları yansıtması ve bu ölçütlerin ulusal politika hedefine dönüştürülmesinin zor olması nedeniyle; bu amaç doğrultusunda ve bu ölçekte yapılacak çalışmalarda nesnel göstergeler tercih edilmelidir [41].

Yaşam kalitesinin nesnel ölçüm sonuçları ile bireysel yaşam kalitesi algılaması (öznel ölçüm) arasında çok fazla fark olabilir. Çünkü bireyler, farklı ve değişebilir tercihlere sahiptirler. Bireylerin tercihlerinin ölçülmesi üç unsur tarafından etkilenmekte ve karmaşıklaşmaktadır. İlk olarak; bireyler birbirlerinden farklıdır ve bu nedenle çok sayıda farklı tercih oluşmaktadır. İkinci olarak; bireyler, zaten oylarını baştan kullanmış ve özelliklerini beğendikleri mekânlarda yaşamayı seçmişlerdir. Üçüncü ve son olarak ise; bireyler yaşadıkları mekâna göre kendilerini adapte etmiş ve tercihlerini eldeki

43 olanaklara göre değiştirmişlerdir [41].

Araştırmalarda yalnızca öznel ya da nesnel göstergelerin kullanılması ve ölçümlerin yapılması gerçekleri yansıtmayabilir ve yanlış sonuçlar alınmasına neden olabilir. Bu n