• Sonuç bulunamadı

1.DENİZCİLİKTE KULLANILAN ASTRONOMİ KAVRAMLARI

3. AKDENİZ VE HİNT OKYANUSU’NDA KULLANILAN SEYİR TEKNİKLERİ VE ASTRONOMİ ALETLERİ

3.5. Akdeniz ve Hint Okyanusu Denizcilerinin Kullandığı Astronomi Aletleri Aletleri

3.5.1. Kemal Aleti

Kemal (لﺎﻤﻛ)104F

105 en temel biçimde enlem tayini için gerekli, kutup yıldızı ve sirkompolar yıldızların ufuktan yüksekliğini ölçmek için kullanılan bir alettir. Ancak bu aletin ismi, yapısı ve ilk defa kimler tarafından kullanıldığı konusunda genel bir fikir birliği yoktur. Kemal kelimesinin kökeni ile ilgili detaylı ve güncel sayılabilecek bir tartışma S. Q. Fatimi tarafından yapılmıştır. Fatimi, kemal kelimesinin linguistik tarihi ile aletin kendi tarihi arasında yakın bir ilişki olduğunu savunarak, araştırmasının

108 sonuçlarını 1994 yılında açıklamıştır.106 Çalışmasında, popüler yazımda karşımıza çıkan kemal kelimesinin kullanımının yanlışlığını ve karışıklığının sebeplerini açıklayan Fatimi, makalesinde uzun uzun bu kelimenin etimolojisini tartışmıştır.

Kemal kelimesi Arapça’da çoğunlukla “mükemmellik” (perfection)107 ve bazen de “rehber” (guide) anlamına gelmektedir.108 Bu aslında, Arap edebiyatı uzmanı Theodore Shumovsky’nin yaptığı bir çalışmanın yansımasıdır. Yazar, şiirinde aleti

kemal olarak adlandırmıştır. Aslında burada aletin mükemmel bir örnek olduğu anlatılmak istenmektedir. Diğer taraftan Fatimi, mükemmel anlamında kamil kelimesinin ve mükemmellik anlamında kemal kelimesinin oldukça uydurma ve Arapça dilbilgisine açıkça uygun olmadığını belirtir. Farsça yay anlamına gelen kaman

/ keman kelimesinde “n” ve “l” seslerinin değişmesiyle Indo-Aryan ve Dravidian dillerine göre yapılanmış olduğunu öneren Fatimi, aletin linguistik tarihini şu şekilde özetlemektedir: Kemal kelimesinin Farsça’da karşılığı kavs (yay), Tamil-Maldician denizcilerinde ise keman (kaman) dır. Fatimi bu görüşünü, özellikle Abbasi döneminde Fars etkisinin Arapların kültürel hayatında önemli bir artış göstermesine dayandırmaktadır.109

Fatimi, Arapça’daki kavs (yay) kelimesinin kökünün “başka bir şey ile bir şey ölçmek” anlamında olduğunu belirtir. Bunun yanında, kavs eski bir uzunluk ölçüsü birimi olarak gez ve bir geometrik yay anlamında da kullanılmaktadır.110

Bu alet için kullanıldığı tahmin edilen kelimeler arasında kıyas (qiyas) kelimesi de vardır. Anlamları, ölçüm, yıldızlara ait ölçüm, yıldızlara ait denizciliktir. Son iki yan anlamlar ise uzun ve sürekli bir tarihe sahiptir. Bu dönem İslam öncesi şiir sanatını, erken dönem İslam şiirini (7. Yüzyıl ortası), el-Memun çağını (748-833), ve on beşinci yüzyıl ortasından on altıncı yüzyıl ortasına kadar uzanan Ibn-i Macid ve onun

106 S. Q. Fatimi, “History of the Development of the Kamal,” Tradition and Archaeology: Early

Maritime Contacts in the Indian Ocean, Proceedings of the International Seminar Techno-Archaeological Perspectives of Seafaring in Indian Ocean 4th cent. B.C.–15th cent. A.D, New

Delhi, February 28-March 4, 1994, pp.283-292.

107 A.m., p. 285.

108 H. Cottor Charles, A History of Nautical Astronomy, p. 69.

109 Fatimi, a.m., p. 285.

109 takipçileri olan Süleyman el-Mehri’nin ve Seydi Ali Reis’in zamanını içine alan bir dönemdir. Kıyas çoğunlukla mantıksal mukayese anlamında kullanılır.111

Fatimi’ye göre İbn-i Macid, kemal kelimesini aşırı kullanmıştır. Ancak İbn-i Macid mükemmellik / yetkinlik anlamlarındaki kemal kelimesinin ardından kıyas (qiyas) kelimesini kullanırdı. İbn-i Macid ve Süleyman el-Mehri’nin eserlerinde geçen

kıyas kelimesinin isim fiil olarak çoğunlukla yıldız ölçümü anlamında kullanıldığı gibi kavs kelimesinin çoğulu olarak ölçüm aleti anlamında da kullanılmaktaydı. Fatimi buradan yola çıkarak, aletin bir dizi levhadan oluştuğu sonucuna varmıştır.112 Ancak bu görüş, İbn-i Macid’in Kitâbü’l-fevâ’id fî usûli ‘ilmi’l-bahr ve’l kavâ’id isimli çalışmasını 1970’li yıllarda İngilizceye çeviren ve yorumlayan G. Tibbets ile çelişmektedir. Tibbets’e göre kıyas ölçümleri için kullanılan bu aletin özel bir ismi yoktur. Onun yerine enlem ölçen alet anlamına gelen “muqas” ve “alat al- muqas” kullanılmaktadır. Ancak Fatimi bu düğüm noktasının yanlış yorumlandığını iddia etmekte ve G. Tibbetts’in bu yorumunun yaptığı diğer yorumlar gibi hatalı olduğunu belirtmektedir. Bu da kemal aletinin tarihini yanlış yola sokar.113

Alet için ayrıca tahtalar / ağaç levhalar anlamına gelen haşebat / hatabat kelimesi de yaygın olarak kullanılmıştır. Bazen de tahta anlamında haşeb kelimesi kullanılır. Tibbetts her ne kadar kıyas kelimesinde hataya düşse de haşebat / hatabat kelimesinde hataya düşmemiştir.114

Tahtalar kelimesi Portekizliler’in küçük Hint tahtaları anlamına gelen Tavoleta

da India115 aleti ile ilişkili gözükmektedir. On beşinci yüzyılın sonlarına doğru Portekizli denizciler bu alet için tavioleta kelimesini kullanıyordu.116 Lizbonlu João’nun (1470-1525) Livro de Maringaria (1514) adlı eserinde ve Portekizli kılavuz kaptan André Pires’in (1530’da sağ olmalı)117 1520’den önceki yazılarında, alet,

111 A.y.

112 A.m., p. 286; 289.

113 A.m., p. 286.

114 G. R. Tibbetts, a.g.e., p. 317.

115 Abdul Sheriff, “Navigational Methods in the Indian Ocean,” Ships and the Development of

Maritime Technology on the Indian Ocean, Vol.II, eds. Ruth Barnes, David Parkin, USA, Routledge,

2002, p. 219.

116 Richard A. Paselk, “Medieval Tools of Navigation: An Overview,” The Art, Science, and

Technology of Medieval Travel, Ed. Robert Odell Bork, Andrea Kann, USA, Ashgate, 2008, s. 178. 117 Mathew, a.g.e., s.30

110 Portekiz’de isimlendirildiği şekliyle, çapraz çıta ve kemal ve tavoletas da India ismiyle geçer.118 Bir başka Portekiz deniz astronomi aleti ve kemal ilişkisi, 1607 yılında Crescenzio Bartolomeo tarafından yazılmış Nautica Mediterranea’da karşımıza çıkar. Kitapta deniz astronomisi, aletler, haritalar v.b. denizcilikle ilgili konularda bilgi veren yazar, Portekizlilerin Hindistan’a yaptıkları seyahatlerde ballestriglia, radio Greco ya da baston di Giacob olarak adlandırılan çapraz çıtayı ve usturlabı kullandıklarını belirtir. Bartolomeo’ya göre Portekizliler, düğümlü ipi çapraz çıtaya eklemiştir.119 Kutup yıldızının yüksekliğini ölçmek için bu aleti kullandıklarını ifade eder. Ancak bu alet, kemal midir? Bu çok açık değildir. Ancak bu eserler, daha yakın zamanlarda kemal aleti ile çapraz çıta aleti arasındaki ilişkiyi sorgulayan tartışmaları hatırlatır.

On altıncı yüzyıl Osmanlı denizcisi, Seydi Ali Reis’in Muhit adlı eseri, Kemal aletinin ayrıntılı tasvirini vermesi ve aletin tarihsel gelişimine ışık tutması bakımından önemlidir. Alet hakkında iki tarif veren Seydi Ali Reis, iki tarifte de levh kelimesini kullanmıştır. Seydi Ali Reis’in dokuz levh’den oluştuğunu bildirdiği bu alet hakkında verdiği ayrıntılı bilgi, tezimizin Osmanlı deniz astronomisi aletlerini inceleyen bölümünde verilecektir.

Kemal aletinin yapısı. Kemal aletinin ismiyle ilgili karışıklık, yapısıyla ilgili

açıklamalarda da karşımıza çıkar. Kimi zaman, aletin ortasından geçen bir ip ve birçok tahtadan oluşan bir yapı ile karşılaşırız. Bazen de aletin, sadece bir tahta ile onun ortasından geçen düğümlü (farklı aralıklarda) bir ipten oluştuğu bildirilir. Birçok araştırmacı, çoğunlukla aletin kullanım amacını anlamaya ve açıklamaya odaklandığından, aletin yapısındaki farklılık zaman zaman göz ardı edilmiştir. Ancak bu aletin belli bir gelişim tarihi olduğunu, Seydi Ali Reis’in 1554’te yazdığı Muhit adlı eserinde açıkça görmek mümkündür.

Gökcisimlerin ufuktan yüksekliğini ölçmek için çok eskiden beri ve yaygın olarak parmaklar kullanılırdı. Bu yöntem, karada hassas ölçüm elde etmede nispeten yeterli bir sistem olsa da, deniz seyri için hassasiyeti yeterli değildi. Her şeyden önce

118Lois Ann Swanick, “An Analysis of Navigational Instruments in the Age of Exploration: 15th Century to Mid- 17th Century,” Master Thesis, Antropology, Submitted to the Office of Graduate Studies of Texas A&M University, 2005.s.73-74

111 her kaptanın parmak ölçüsü farklı idi. Bu nedenle ölçümlerin standart hale getirilmesi, denizci için kolaylık sağlayacaktı. Böylece isba’ (parmak) ölçü birimi yerine doğrudan bu birime bağlı olarak tasarlanmış kemal aletinin prototipleri geliştirildi. Bunlarda, gerek tahtaların boyutları gerekse ipteki düğümler, isba’ yani parmak ölçüsüne dayanmaktaydı.120

Kemal aletinin ilk versiyonu farklı boyutlardaki dikdörtgen tahtalardan oluşmaktaydı. Bu tahtaların ortasından bir ip geçmekteydi. Literatür çalışmaları, tahta sayılarının farklı olduğunu göstermektedir. Örneğin Çinlilerin aleti 12 tahtadan, Seydi Ali Reis’in tarif ettiği alet 9 tahtadan, Portekizlilerin seferine katılan İbn-i Macid’in kullandığı aletin 3 tahtadan oluştuğu belirtilmektedir. Ancak tahtaların sayısındaki farklılık çok önemli değildir. Önemli olan, bu tahtaların farklı boyutlarda olması ve bu boyutların niçin farklı olduğu sorusudur. Tahta parçası anlamına gelen haşeba (çoğulu

haşebat) kelimesine İbn-i Macid’in eserinde sıklıkla rastlanır. Tibbetts’in ifadesine

göre hiçbir yerde düğümler ve derecelendirmeler hakkında bilgi verilmediği gibi, denizcilerin, aletin pratik kullanımı ile ayrıntıları bilmeleri beklenirdi. Diğer taraftan Tibbetts, bu aletin kullanımında sıklıkla bir sayının ifade edildiğine dikkat çekmektedir: haşabat el-isba‘ain, haşabat el-erba‘…Bu kombinasyon, alete ait sayı

aralığı veya aletin parmak biriminde minimumu veya maksimumunu vermekteydi.121 Tahtaların aynı boyutta olmamasının sebebi, aletin farklı enlemlere göre imal edilmesinden kaynaklanmaktaydı. Her tahta belli bir enleme karşılık geldiğinden, seyir anında bulunulan enlemin tahtası kullanılırdı. Ancak burada parmak ölçüsünün denizciden denizciye değiştiğini de tekrar hatırlamak gerekir. Bu nedenle, denizcinin kendisine ait aleti ile yaptığı ölçümler ile rotaları üzerinde belli referans noktaları için kaydedilmiş değerlerin birbirlerini tutmama olasılığı her zaman vardı. İbn-i Macid’in

Fevaid isimli eserinde verdiği bilgi bu durumla ilgili güzel bir örnektir. İbn-i Macid, eserinin yedinci fa’idasında Bengal Körfezi’ndeki bazı yerler için kutup yıldızına göre verdiği enlem değerlerinin farklılıklarına dikkat çeker. Araplara ve Konkan kıyısında (Hindistan Yarımadasının batı kıyısı) seyreden denizcilere göre Rakang’ın enlem

120Taylor, a.g.e., s. 129.; Ruth Barnes, David Parkin, Ships and the Development of Maritime

Technology on the Indian Ocean, Vol.II, Psychology Press, 2002, s. 215-219. 121 G. R. Tibbetts, a.g.e., s. 317

112 değeri 10° iken, Chola (Hindistan yarımadasının güney ucunda 9.-13. yüzyıllarda hüküm süren bir sülale) denizcilerine göre bu değer 9 ½° dir. İbn-i Macid’e göre bu farklılığın sebebi denizcinin yanlış ölçümünden değil, tahta büyüklüğündeki farklılıktan kaynaklanır.122

Aletin ikinci ve daha gelişmiş versiyonu ile ilgili bilgiler Süleyman el-Mehri’nin eserinde karşımıza çıkar. Bu alet, tek bir tahta ve ortasından geçen düğümlü ipten oluşurdu.123 Düğümler arası mesafeler parmak biriminde olup, eşit değildir. Bu düğümler arasındaki uzaklık, iki liman arası uzaklık ile orantılıdır. Böylece diğer tahtaların yaptığı işlevi ipteki düğümler yapabilir. Ama asıl üstünlük sadece bu değildir. İkinci versiyonda, aletin boyutları gez124adı verilen ölçü birimi ile belirlenir. Bu şekilde aletin boyutlarının standart hale gelmesi sağlanmıştır.

Bu aletin on dokuzuncu yüzyıl gibi geç dönemlerde kullanıldığını, Prinsep’in, Maldiv’deki denizcilerin bilgilerine dayanarak 1835 yılında yazdığı makalesinden ve H. Congreve’nin, aletin yapısı ve kullanımı hakkındaki 1850 tarihli çalışmasından anlıyoruz.125 Congreve’in makalesinde verdiği şekil, o dönemde kullanılan kemal aletinin yapısını anlamamız açısından önemlidir. Bu şekil daha sonra konu ile ilgili çalışan birçok araştırmacı tarafından kullanılmıştır. Bu şekilden de anlaşıldığı gibi, düğümlerin arası eşit değildir.

122 A.e., p. 185.

123 Fatimi, a.g.e., p. 290.

124 Ölçü birimi olarak gez’in uzunluğu, kullanım alanına, kullanıldığı coğrafi bölgeye ve döneme göre değişiklik gösterir. W.Hinz ve Ş.Acar’ın çalışmalarında bu ölçü biriminin uzunluğu 60-100 cm arasında belirlenmiştir. Ayrıntılı bilgi için bkz. Walter Hinz, İslamda Ölçü Sistemleri, çev. Sevim Acar,

İstanbul, Marmara Üniversitesi Fen-Edebiyat Yayınları, 1990, s. 76; Şinasi Acar, “Gez uzunluğu ne kadardı?,” Yapı 330, Mayıs 2009, p. 62.

125 H. Congreve, “A Brief Notice of some Contrivances practised by the Native Mariners of the Coromandel Coast, in Navigating, Sailing, and Reparing their Vessels,” The Madras Journal of

Literature and Science, vol. XVI., Madras, 1850, s.101-104; Aḥmad ibn Mājid al-Saʻdī, Gerald Randall Tibbetts, a.g.e., s. 313; James Prinsep, “Note on the Nautical Instruments of the Arabs,”

113

Resim 3 - H. Congreve’in kemal aleti çizimi: Aletin düğümlü ipi ve düğümlere karşılık gelen önemli limanlar (solda), aletin kullanımını simgeleyen çizim (sağda)

S. Q. Fatimi bu aletin tarihi ile bilgi verirken aletin işlevine uygun düşen başka aletlerle de ilişkilendirmiştir. Bunlar, Kindi’nin (ö.873) zat el- şubeteyn aleti, Ibn-i Sina’nın (ö. 1037) zat el-ceyb ve’l-semt, Tusi’nin (ö. 1274) sopası (Tusi’nin lineer usturlabı), Ma Huai-te’nin rehber yıldız tahtalarıdır (guiding-star stretch-boards).126 Her ne kadar bu aletler, kemal aleti ile yapılabilecek gök cisimlerin ufuktan yüksekliğini ölçmeye yarasa da, bunların doğrudan denizciler için üretildiği veya onlar

126 Fatimi, a.g.m., p. 283.

Kaynak: H. Congreve, “A Brief Notice of some Contrivances practised by the Native Mariners of the Coromandel Coast, in Navigating, Sailing, and Reparing their Vessels,” The Madras Journal of Literature and Science, vol. XVI, Madras, 1850, pp.103-104

114 tarafından kullanıldığı anlamına gelmez. Diğer bir ifade ile, gökcisminin ufuktan yüksekliğini ölçecek her aletin kemal aleti ile ilgili olduğunu söylemek erken hüküm olur. Ama diğer taraftan Fatimi’nin İbn-i Macid’in kıyas (qiyas) ölçümleri için kullandığı tahtalar, Süleyman el-Mehri’nin gez aleti (ölçme çubuğu, yardstick), Ma Huai-te’nin rehber yıldız tahtaları, Seydi Ali Reis’in tahtalar-levh ilişkisini ve

ballisti-kemal aleti ilişkisi üzerine yaptığı tartışmayı göz ardı etmemek gerekir.127

Kemal aleti ile gözlem. Hint okyanusu denizcileri bu aleti, deniz seyrinde

geliştirdikleri kıyas, ‘ibdal, zincirleme gibi yöntemleri uygulamada kullanıyorlardı. Aletin iki versiyonu da aynı temel çalışma prensibine sahiptir. Burada esas olan kemal aletinin gözlemciye sabit uzunluk bilgisi sağlamasıdır. Gözlemci elindeki tahtayı ufuk ile yıldız arasındaki açıyı belirlemek üzere uygun şekilde yerleştirmelidir. Alet, iki yıldız arasındaki mesafeyi ölçmek için de kullanılabilir. Burada en önemli şart, gözlemcinin ufuk ile yıldız arasındaki boşluğu kapatacak şekilde tahtayı kullanmasıdır. Enlem değiştikçe kutup yıldızın yüksekliği de değişeceğine göre, ufuk ile yıldız arasındaki boşluk nasıl kapatılacaktır?

Eğer aletiniz farklı boyutlarda birkaç tahtadan oluşuyorsa, geminiz mesafe aldıkça ufuk ile yıldız arasındaki boşluğu koruyacak tahtaları kullanmak zorundasınız. Eğer denizcinin elinde sadece bir tahta ve bir ipten oluşan bir kemal aleti varsa ve rotası belli ise, ziyaret ettiği her liman için Kutup Yıldızı’nın yüksekliğine tekabül eden düğümü, yola çıkmadan önce ipe işaretleyebilirdi. İpin bir ucunu dişiyle tutan gözlemci, diğer ucunu yere paralel olarak gökcisminden uzakta tutardı. Tahtanın boşluğu doldurması için gözlemciden ne kadar uzakta durması gerektiği, bu ipin gerginliği ile alakalıdır. 128

Kemal aletinin çalışma prensibi aslında basit bir geometriye dayanır. Gözlemci tahtayı, altı ufka üstü kutup yıldızına gelecek şekilde ayarlardı. Diyelim ki ufuk ile yıldız arasındaki açı 2θ olsun. İp tahtanın ortasından geçtiğinden, tahtanın genişliği ikiye bölünmüş demektir. Gökcisminin ufuktan yüksekliğini veren bu genişlik 2h olsun. Diğer taraftan gözlemcinin dişi ile tuttuğu ipin dişten tahtaya kadar olan

127 A.y.

115 uzunluğu ise x olsun. Buna göre aletin yapısından dolayı ikizkenar üçgen oluşmuş olur. İkizkenar üçgende tabana indirilen dikme 90◦ olduğuna göre, buradan aşağıdaki bağıntı elde edilir:

Uzunluk x=h cot θ olur.

Tüm açıların tanjant ve kotanjantı ve h bilindiğinde, x uzunluğuna karşılık gelen herhangi bir açı bilinmiş olur.129

Şekil 17- Kemal aleti ile yıldızın ufuktan yükseklik ölçümü

Çizim: Gaye Danışan Polat

Alet hatası ve kontolü. Seydi Ali Reis, Muhit’te kemal aletinin genişliğinin

değerini α Aurigae (‘ayyuk) ve β Aurigae (zubban al-‘ayyuk) yıldızları ile kontrol edilebileceğini belirtir. En küçük levhanın değerini 4 parmak (isba’) olarak veren Seydi Ali Reis’e göre, bu tahta genişliği α Aurigae (‘Ayyuk) ve β Aurigae (zubban

al-‘ayyuk) arasındaki uzaklıkla kontrol edilebilir. 4 isba‘ elin 4 parmağına eşit olup

zubban olarak bilinir. Zubban el-‘ayyuk yıldızının ismi buradan gelmektedir. Kemal aletinin bu şekilde kontrol edilmesinden, Süleyman Mehri’nin ‘Umde

el-Mahriyye fî Dabt el-‘Ulûm el-Bahriyye adlı eserinin 5. bölümünde de bahsedilmiştir.130

Diğer taraftan tahtaların genişliğinin sabit olması alet kullanımını sınırlandırmıştır. Genellikle bu alet, kutup yıldızı gözlemlerinde 4-12 parmak

129 E.G.R. Taylor, a.g.e., s. 128-129.

116 arasındaki yüksekliklerde doğru sonuçlar verir. Bu nedenle yüksek enlem bölgeleri ve kutup yıldız yüksekliği yaklaşık 4 isba’ altında olan bölgelerde bu aletin kullanılması uygun değildir.

Kemal aletinin kullanımının yaygınlaşması. Kemal aletini ilk kullananların

kimler olduğu kesin olarak bilinmese de, Araplar tarafından denizcilikte ve hatta çöldeki seyahatlerde yaygın olarak kullanıldığı kabul edilir. Her ne kadar İbn-i Macid, el-Mehri ve Seydi Ali Reis gibi yazarlarda rub‘-i müceyyeb ve usturlabın kullanıldığına dair işaretler bulunsa da, David A. King’e göre Hint Okyanusu denizcilerinin manyetik pusulanın yanında kullandığı tek “alet” kemal aletiydi.131 Diğer taraftan yapılan çalışmalar bu aletin en azından Ibn Macid’in zamanından itibaren uzun bir süre kullanılmaya devam ettiğini göstermektedir.

Kemal aleti ile ilgili bilgilere Çin denizcilerinin kaynaklarında da rastlanmaktadır. Denizcilik bakımından Araplar ve Çinliler arasındaki kültür alışverişinin nasıl işlediği çok açık olmamasına ve bu aletle ilgili en erken bilginin on altıncı yüzyıldan önceye gitmemesine rağmen, Çinliler bu aleti ilk defa Arap denizcilerinin elinde görmüş olabilir.132

Avrupalı denizciler ise D. W. Waters’a göre kemal aletini on beşinci yüzyılda Arap denizciler sayesinde tanımışlardır. Arap denizcilerinin Hind Okyanusu’nda 3 levha içeren bir alet ile yıldız gözlemi yaparak seyir etmeyi tercih ettikleri kaydedilmiştir. Vasco da Gama, 1499’da, yükseklik tayini için düğümler ile derecelendirilmiş bir ipe sahip olan kemal aletini Hindistan’dan Lizbon’a getirerek, Portekizlilere tanıtmıştır. Diğer taraftan Portekiz adına çalışan Christopher Columbus (1451-1506), Vasco de Gama (1469-1524), Pedro Álvares Cabral (1467/1468-1520/1526) ve Duarte Pacheco Pereira (1460-1533), keşif gezilerinde kaleme aldıkları günlüklerde, usturlap ve kuadrant yanında kemal aletinden de Hind levhaları adı altında bahsetmişlerdir.133 Vasco de Gama kemal aletini Portekizlilere tanıttıktan sonra, Cabral 1500’de Brezilya’ya yaptığı keşif gezisinde Tavoleta da India

131 D. A. King, “Astronomy for landlubbers and navigators: The case of Islamic middle ages,” Revista

da Universidade de Coimbra, Revista da Universidade de Coimbra, Vol.XXXII, 1985, p.215. 132 A.y.

117

(Hindistan’ın küçük tahtaları) isimli aleti denemekle görevlendirilmişti. Bunun

dışında Lizbonlu João da seyahatlerinde, Tavoletos adı ile Hind levhalarını kullanmıştı. Gerçekte tavoletos, gözlemledikleri yıldızların yükseklik derecelerini elde etmek için derecelendirilmiş düğümler içeren bir aletti.134

3.5.2. Çapraz Çıta

Çapraz çıta aleti,135Orta Çağ’ın son dönemlerinde gökcisimleri arasındaki açısal uzaklığı doğrudan ölçmek için kullanılmaktaydı.136 Çoğu araştırmacıya göre, bu aleti yetenekli bir Yahudi astronom olan Levi ben Gerson (Levi ben Gershon, Gersonides, 1288-1344) icat etmiştir. Levi, benzer üçgenler prensibine dayanan137 bu alet ile hem iki yıldız arasındaki açıyı hem de Güneş, Ay ve yıldızların ufuktan yüksekliğini ölçebiliyordu. Ancak Levi, gözlemlerini karada yapmıştı. Eserinde, bu aletin denizde de kullandığını veya kullanılabileceğini düşündürecek hiçbir kanıt yoktur.138 Aletin denizcilikte kullanımı için ise on altıncı yüzyıla kadar beklemek gerekecektir.

Aletin ismi ve kökeni. Levi, felsefe ve astronomi konusundaki Milhamot ha-Shem

(Tanrı Savaşları, 1329) adlı eserinde bu aleti ilk tarif ettiğinde, alete İbranice

“derinlikleri ortaya çıkaran alet” adını vermiştir. Eserin astronomi bölümü Papa VI. Clement’in (1291-1352) isteği ile Latince’ye De Sinibus, Chordis et Arcubus, item

Instrumento Revelatore Secretorum ismiyle çevrilmiştir.139Burada alet “Sırları açığa çıkaran alet” anlamında Latince Instrumento Revelatore Secretorum olarak adlandırılmıştır.

Levi’nin verdiği isim dışında, çapraz çıtanın özel kullanım alanlarına işaret eden ayırt edici tanımlara rastlamak mümkündür. Çapraz çıtaya, farklı dillerde çeşitli adlar

134 K.M. Mathew, a.g.e., s. 17; Ruth Barnes, David Parkin, Ships and the Development of Maritime

Technology on the Indian Ocean, Vol.II, Psychology Press, 2002, p. 219.