• Sonuç bulunamadı

1.5. HAZAR HAVZASI’NDA TÜRK TARİHİ

1.5.2. Kazakistan

Orta Asya’da Kazaklar, Sakalar-İskitler döneminden itibaren faaliyet göstermiştir. Kazaklar, tarihte “Alaş” olarak bilinirdi. MS VII. asra kadar Kök Türklerin hâkimiyetinde yaşamışlardır. Kazaklar VII-XVII. asra kadar kabileler ve cüzler şeklinde yaşamış, XVIII. yüzyılda Kazak halkı ve ulusu olarak tarihteki yerini

55 Hayri Çapraz, “Çarlık Rusya’sının Türkistan’da Hâkimiyet Kurması”, SDÜ Fen Edebiyat Fakültesi Sosyal Bilimler Dergisi, Sayı 24, Aralık 2011, (Erişim) http//www.sdu.dergipark.gov.tr, s. 51-56.

56 Alexsandr Dugin, Rus Jeopolitiği Avrasyacı Yaklaşım, 8. baskı, Küre Yayınları, İstanbul, 2015, s.

74.

almışlardır. Güney Kazakistan bozkırlarında ve Orhun Bölgesi’nde Hunlar, I. asır sonlarında ve II. asır ortalarında varlık göstermişlerdir.57 Çekoslovak tarihçisi Groznıy, Kazakların M.Ö. Hazar Denizi’nin batı bölgesinde yaşayan Hunların torunları olduğunu söylemiştir.58 Milattan önceki çağlarda Hunlar döneminde Kazakistan’ın özellikle güney taraflarında Türk yerleşimleri söz konusudur. M.Ö. 55 tarihinde Hunlar arasında bir ayrılık ortaya çıkmış; Kiçik Kutlu Alp Yabgu’ya bağlı gruplar batıya göç ederek bugünkü Güney Kazakistan bozkırlarına yerleşmişlerdir.

Hunlar zamanında Türk-Tölös boyları bu bölgeye sürekli göç etmişlerdir.

Gerçekleşen bu göçler Türkistan diye adlandırdığımız bölgenin Türkleşmesi sürecine önemli katkılar sağlamıştır. Kök Türk devleti zamanında da Kazakistan mıntıkası önemlidir. Buralar Kök Türklerin batı ucunu oluşturan On Ok boyları ve esas itibariyle de Ogur toplulukları tarafından yaylak ve kışlak olarak kullanılmıştır.

Kazakistan ve İrtiş boyları, Kimeklere de yurtluk yapmıştır. Bu Türk boyu IX.

yüzyıldan, XI. yüzyıla kadar Kazakistan bozkırlarında yaşamış ve Kazakistan’ın Türkleşmesinde önemli bir yere sahip olmuştur. Kazakistan’da varlık gösteren diğer bir Türk boyu da Peçeneklerdir. Peçenekler, Aral-Hazar bölgesi Tölöslerindendir.

Yani Ogur boylarının bir bölümünü oluşturmaktadır. XVIII. asrın ikinci yarısında yazıldığı tahmin edilen Oğuznâmesi’ne göre Kazak Türkleri Peçenek evladından gösterilmiştir. Kazakistan topraklarında X. asrın başlarından itibaren Kuman ve Kıpçaklar da faaliyet göstermiştir. Kazakistan’ın büyük bir kısmı da Kıpçaklardan dolayı, tarihte Deşt-i Kıpçak diye isimlendirilmiştir. Çok eskiden beri Türk topluluklarına yurt olan Kazakistan’da Kazakların tarih sahnesine çıkışları Çingiz Han’ın ahfâdına dayandırılmaktadır. Kazakların genelinde “Alaş” adlı bir atadan çoğaldıklarına dair bir düşünce hâkimdir. Onlara göre Alaş adlı atanın üç erkek evladı vardır. Bu üç erkek evladın soyundan üç büyük Kazak kabilesi ortaya çıkmıştır.

Kazakların tarih sahnesine çıkışları Özbek Hanları devrine denk gelmektedir.

Kazak Hanlığının kuruluş tarihi konusunda Kazak-Türk tarihçileri ortak bir görüş oluşturamamıştır. Genellikle kuruluş tarihi 1445-1470 yılları arası kabul edilmiştir.

Kazakların bir kısmı (1511-1520?) Kasım Han devrinde Balkaş havalisinde faaliyet

57 Saray, Yeni Türk Cumhuriyetleri….., s. 5-6.

58 Arıklı, age, s. 135.

gösterirken, birazı da Burunduk Han’ın hâkimiyetinde Urallar coğrafyasında faaliyet göstermiştir. 1520 tarihinde Kasım Han bütün Kazakları hâkimiyeti altında birleştirmiştir. XVII. yüzyılda Tevke (Tevka) Han başa geçmiş ve Kazak Türklerinin idaresi için yasal düzenlemeler yapmıştır. XVII. ve XVIII. yüzyıllarda Çarlık Rusyası Türkistan sahasında önemli işgallerde bulunmuştur.59

Kazaklar ilerleyen yıllarda tek bir merkezi otoritenin egemen olduğu yönetim şeklinden vazgeçerek üç otoriteli yönetim şekline geçmiştir. Bir anlamda kabileci yapılarına geri dönmüştür. Büyük-Orta ve Küçük Cüz şeklinde topluluklar halinde varlıklarını sürdürmüştür. Kazaklar XVII. yüzyılın başında cüz-orda (savaşçı kabile) şeklinde bölünmüştür. Büyük Cüz, Güney Kazakistan, Orta Cüz, Orta ve Doğu Kazakistan, Küçük Cüz Batı Kazakistan-Hazar’ın doğu kısımlarındaki yaylalarda yaşamıştır. Kazaklar özellikle Kalmuklar ile yapılan savaş neticesinde cüz şeklinde yönetilmenin yarar sağlamadığını görüp yeniden tek bir otorite etrafında toplanmıştır.60

1731 senesinde Kazakların Küçük Cüzleri, 1734’te Orta Cüz ve 1738 yılında Büyük Cüz, Rus hâkimiyetini tanımıştır. Kendi aralarındaki iç anlaşmazlıklar ve savaşlar Çarlık Rusyası’nın işini kolaylaştırmış ve Asya’nın işgalini hızlandırmıştır.

Sırım Batur öncülüğünde 1783 senesinde Batı Kazakistan’da büyük bir isyan gerçekleşmiştir.

Rusya’nın bu süreçte Türkistan’a yönelmesinde Kırım Harbi önemli rol oynamıştır.61 Rus Çarı I. Nikola, 22 Haziran 1854’te yayınladığı bir ferman ile Kazak topraklarının Rus hâkimiyetine girdiğini açıklamıştır. 1865 yılında Kazakistan bölgesinin önemli bir bölümü Rusların eline geçmiştir.

XIX. yüzyılda da Rus kuvvetleri Kazak ve Kırgızların bulunduğu coğrafyaları işgal etmiştir. Rusların bu süreçte Türkistan’ı hızlı bir şekilde işgal etmesinde bölgede yaşanan gelişmeler etkili olmuştur. Kazak ve Kırgız Hanlıkları içerisinde haksızlığa uğrayan ve ülkenin ileri gelenlerine vergi vermek istemeyen bazı gruplar

59 Gömeç, age, s. 91-99.

60 Sabri Hizmetli, “Kazak Ulusu ve Kazak Tarihi Üzerine: Dünü ve Bugünü”, İSTEM, Sayı 17, 2011, (Erişim) http//www.dergipark.gov.tr, 28 Mart 2018, s. 29.

61 Çapraz, “agm”, s. 51-56.

Rusya’nın hâkimiyetine girmiştir. Diğer taraftan da bölgedeki yerli Kazak gruplarının (Sibirya Bölgesi ve Orenburg Bölgesi Kazakları) aralarındaki anlaşmazlık ve çatışmalar Rusya’nın hâkimiyetini tanıyan Kazak gruplarının yerel güçler aracılığıyla cezalandırılması ve bu grupların Rus kervanlarına saldırması gibi nedenler Rus kuvvetlerinin Kazak ve Kırgız coğrafyalarına girmeleri için gerekçe oluşturmuştur. Ruslar, 1830-1840 yıllarında önemli noktalarda kaleler (Ulutav ve Aktav gibi) inşa etmiştir. Yapılan bu kaleler ilerlemelerine kolaylık sağlamıştır.

1906 yılında Kazak Anayasal Demokratik Partisi aracılığıyla Kazak halkına bağımsızlık düşüncesi aşılanmıştır. Daha sonra Alaş Orda Partisi 1916 senesinde, Bolşevik ihtilalından yararlanarak Çarlık Rusya’sının sömürüsünü kırmak amacıyla harekete geçmiştir. Alaş Orda Partisi Ağustos 1917’de Kazakistan’ın bağımsızlığını ilan etmiştir. Ancak 1918’de Alaş Orda Hükümeti dağıtılmış, 1919 yılında Sovyet Rusya, Kazaklar için yeni bir hükümet kurmuştur. 1924’te Muhtar Kazakistan Sovyet Cumhuriyeti olarak başkenti Akmescid’e taşımıştır. 1936’da Sovyetlerin zorunlu üyesi olmuştur.62

Kazaklar, 1991’de Orta Asya Türk Cumhuriyetleri içerisinde bağımsızlığına en son kavuşan ulustur. Ruslar, XVIII, XIX ve XX. yüzyıllarda bu coğrafyada Rus muhacirlerini kolonileştirerek bölgeye yerleştirmiş ve bölge halkını bir Kazak proleteryası haline getirmeye çalışmıştır. 1926’da Kazak Muhtar Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinin nüfusu 6.198 milyon iken bunun 2.164 milyonunu Rus nüfusu oluşturmaktaydı. Ruslar, bu haliyle ülke nüfusunun %35’ini teşkil etmekteydi. Bugün de Kazakistan Cumhuriyeti’nin nüfusunun büyük bir oranını %21.8 ile Ruslar oluşturmaktadır. Bu rakamlar Rusların geçmişte uyguladığı politikanın bir sonucudur. 1991’de bağımsızlığına kavuşan Kazakistan, Rusya’nın uyguladığı politikalar nedeniyle tam bağımsızlığa ulaşamamıştır. Komünist rejimin uzantıları devam etmiş, Rusya’nın yetiştirdiği bürokratlar aracılığıyla devlet mekanizması yine Rusların istediği şekilde biçimlendirilmiştir. Keza Nursultan Nazarbayev, 1989’da Komünist Partisi Merkez Komitesinin birinci sekreteriydi.63

62 Gömeç, age, s. 91-107

63 Hizmetli, “agm “, s. 29.