• Sonuç bulunamadı

HAZAR DENİZİ VE HAZAR BÖLGESİ’NİN PETROL TARİHİ

Hazar Denizi adının V. yüzyıl ile VIII. yüzyıl arasında Kafkasya, Orta Asya ve Ukrayna bölgesinde kurulmuş olan Hazar Türk Devleti’nin adından geldiği söylenmektedir. Hazar Denizi tarihte çeşitli isimlerle anılmıştır.18 X. yüzyıl İslam coğrafyacılarından Mesudi “Muruc ez Zehebadlı” eserinde Hazar’ı “Acem Denizi”

olarak adlandırmıştır. Firdevsi’nin“Şâhname” adlı eserinde bu denizin adı “Hazar” ve

“Gilan” olarak yer almıştır.19

180 milyon yıl önce, İspanya’dan Endonezya’ya kadar Alp, Pamir ve Himalaya dağlarının yerindeki büyük bir arazi, sular altında kalmıştır. Bundan 56 milyon yıl önce, şimdiki Karadeniz ve Hazar Denizi’nin havzası, okyanuslardan ayrılmıştır. Viyana’dan Aral ve Azov’a kadar büyük bir deniz meydana gelmiştir. Bu deniz, tarihte “Samrat Denizi” olarak adlandırılmıştır. Sonradan suların çekilmesi sonucunda bu deniz iki havzaya bölünmüştür. İşte bu havzalar bugünkü Karadeniz ve Hazar Denizi’ni oluşturmuştur. Jeopolitik analizlere göre şimdiki Hazar Denizi ve Karadeniz geçmişte defalarca birleşip ayrılmıştır.20 Hazar Denizi, 36-47 kuzey paralelleri ile 45-54 doğu meridyenleri arasındadır. Batıda Azerbaycan, kuzeybatıda Rusya, kuzey ve kuzey doğuda Kazakistan, doğuda Türkmenistan, güneyde İran ile komşudur. Hazar Denizi’nin toplam yüzölçümü 375.000 km² olup toplam uzunluğu ise 7000 km’dir. Hazar Denizi’ne kıyıdaş beş ülke vardır. Bu ülkeler ve ülkelerin Hazar Denizi’ndeki kıyı uzunlukları; Kazakistan 2320 km, Rusya 1930 km, Türkmenistan 1200 km, Azerbaycan 825 km ve İran 740 km şeklindedir.

17 İhsan Çolak, “Değişen Stratejiler Işığında İran-Türk Cumhuriyetleri ile İlişkilerinde Yeni Gelişmeler” Avrasya Dosyası İran Özel, Üç Aylık Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Dergisi, Cilt 5, Sayı 3, Sonbahar 1999, s. 209-224-238-240.

18 Güler, age, s. 217.

19 Mustafa Gökçe, Siyah Altın Peşinde Hazar’da Bin Yıl, Berikan Yayınevi, Ankara, 2012, s. 10.

20 Parviz Samedov, Hazar Denizi ve Hukuki Statüsü, Yayınlanmış Yüksek Lisans Tezi, Hacettepe Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Ankara, 1988. s. 1. 2.

Hazar Denizi 375.000 km²’lik yüzölçümüne sahiptir. Hazar Denizi’ni diğer kapalı havzalardan ayıran en önemli özelliği ise dört tarafının denizlerle çevrili ve suyunun tuzlu olmasıdır. Hazar’ın yüzölçümü çevresindeki göllerin yaklaşık olarak iki katından fazla olup Umman ve İran körfezlerinin yüzölçümleri toplamını geçmektedir. Yani geniş bir alana uzanmaktadır.21

Volga, Kura, Terek, Gurgan, Ural, Emba gibi yaklaşık olarak 130 tane nehir ve çayın beslediği Hazar Denizi’nin su hacmi 80 bin metreküp ve su seviyesi -28 metre (m)’dir. Uzunluğu 1050 km, eni ise 450 km’dir. En derin kısmı 1098 m, ortalama derinliği 180 m’dir.22 Kaynağını Tyan-Şan Dağları’ndan alan Siri Derya, Zerevşan, Kaşgaderya vb. nehirlerin suyunu birleştiren büyük Amu Derya Nehri Hazar’ı besleyen diğer önemli su kaynaklarındandır.

Hazar, dünyada okyanus ve denizlerle bağlantısı olmayan tek kapalı (kıta içinde) denizdir. Bu özelliğinden dolayı Hazar’ı göl olarak adlandıranlar olsa da onu diğer iç denizlerden ayıran en büyük özellikleri; meridyen olarak bulunduğu konum, kapladığı alan ve uzunluğudur. Yine suyu tuzlu olduğundan hidroloji bilimlerinin sınıflandırılmasına göre de deniz olarak tanımlanmaktadır.23 Evliya Çelebi “Bu melun Hazar Denizi ne Karadeniz’e ne Bahr-ı Kulzum’a (Kızıl Deniz) ne de Akdeniz’e benzer.” ifadesiyle de Hazar Denizi’nin dünya üzerinde farklı bir yeri olduğunun bu yönüyle de diğer denizlerden ayrıldığını vurgulamıştır.24

Hazar Denizi oldukça zengin balık ve biyolojik yaşam çeşitliliğine sahiptir.

Örneğin tüm dünyadaki “nere” balıklarının yarısından çoğu Hazar Havzası’nda bulunmaktadır.25 Dünya havyar ihtiyacının çok büyük bir bölümünü bu deniz karşılamaktadır. Zengin biyoloji rezervleri; petrol ve doğal gaz, fosforit, mirobilit, iyot, tuz, brom rezervlerinin yanı sıra kıyı arazisinin şifalı olması ve dinlenme tesisi

21 Taşkın Deniz, “Enerji Diplomasisi Açısından Siyasallaşan Mekân, Hazar: Statü ve Paylaşım Sorunu”, Türk Coğrafya Dergisi, Türk Coğrafya Kurumu, Sayı 62, İstanbul, (Erişim) http//www. tcd.org.tr, 27 Aralık 2017, s. 31-32.

22 Osman Nuri Aras, Azerbaycan’ın Hazar Ekonomisi ve Stratejisi, Der Yayınları, İstanbul, 2001, s.

5.

23 Samedov, age, s. 1. 2.

24 Gökçe, age, s. 8

Bol havyar alınan bir tür mersin balığıdır. Samedov, age, s. 1.

25 Samedov, age, s. 1. 2.

gibi birçok özelliği bulunmaktadır. Hazar Havzası sahip olduğu stratejik kaynaklarıyla da dünya üzerinde jeopolitik bir değer taşımaktadır.26

Tarihi ve arkeolojik verilere göre Orta Doğu’da ve Hazar Havzası’nda petrol milattan önceki devirlerden itibaren insanlar tarafından bilinmekte ve çeşitli amaçlarla kullanılmaktadır. Herodot gibi İlk Çağ’ın Grek yazarları, Hazar Denizi kıyısındaki neft kaynaklarından bahsetmiştir. Bu bilgiler bize Orta Doğu gibi Hazar Denizi-Havzası’ndaki petrol kaynaklarının da çok köklü bir geçmişi olduğunu göstermektedir. Hazar petrolleri hakkındaki ayrıntılı bilgiler ise IX. yüzyıldan itibaren bazı yazarların eserlerinde yer almıştır. Belazuri (IX. yüzyıl), Mesudî (X yüzyıl), İstihsarî (X. yüzyıl), Ebu Dülef (X. yüzyıl), İbn Havkal (X yüzyıl), Cüveynî (XIII. yüzyıl), Yakut el Hamevî (XIV. yüzyıl), Hamdullah Kazvinî (XIV. yüzyıl), Evliya Çelebi (XVII. yüzyıl), Kâtip Çelebi, (XVII. yüzyıl) gibi İslam dünyasında yaşamış müelliflerin eserlerinde Hazar Denizi petrollerine ilişkin bilgiler bulmak mümkündür. Ayrıca Marco Polo (XIII. yüzyıl) ve Josaphat Barboro (XV. yüzyıl) gibi Avrupalı seyyahların eserlerinde Hazar Havzası’ndaki neft kaynakları ve neft ticaretine ilişkin kayıtlara rastlamak mümkündür.27

Marco Polo anılarında, 1271-1273 yıllarında seyahatte bulunduğu Azerbaycan hakkında bilgiler aktarırken bölge halkının “neft” diye adlandırdığı bir sıvıyı, insan ve büyükbaş hayvanlardaki deri hastalıklarının tedavisinde merhem, aydınlatma lambalarında da yağ olarak kullanıldığından bahsetmiştir. Marco Polo, XIII. yüzyılda neftin deriden yapılan keseler ile develere yüklenerek Kafkasya ve ötesine ulaştırıldığını söylemiştir. XIII. yüzyılda Bakü’de yapılan neft ticareti ünlü seyyahı çok etkilemiştir. Bakü’den neft alabilmek için insanlar çok uzak coğrafyaları aşmıştır. Azerilerin neft diye adlandırdığı madde, ipek ve diğer dokumaların temizlenmesinde de kullanılan sıvı ham petrolden başkası değildir.28

XIV. yüzyılda Bakü’den petrol çıkarılmış ve Orta Doğu’daki ülkelere ihraç edilmiştir. Dünyada ilk petrol kuyusu 1846 yılında Bakü yakınındaki Bibi-Aybat’a

26 Aras, age, s. 5-6.

27 Gökçe, age, s. 7. 21.

28 Yunus Şen, Hazar’ın Kanı Orta Asya’nın Petrolle Yazılan Tarihi, Doğan Kitap Yayınları, İstanbul, 2009, s. 17.

açılmıştır. Bakü’de 1873 yılında Nobel kardeşlerin rafineri satın alması petrolcülük için bir dönüm noktası olmuştur. Petrol üretim şirketi isimli (Petroleum Producing Company) kuruluşları ile Nobel kardeşler kısa sürede Bakü’den ürettikleri petrol sayesinde Rusya’daki petrol ticaretini ellerine geçirmişlerdir. Daha sonraki yıllarda Bakü petrollerinin Avrupa’ya taşınması gerekli olduğunda Rothscild ailesi Bakü-Batum demiryolunu yaparak devreye girmiş ve 1886 yılında Hazar Denizi ve Karadeniz petrol şirketini (Rusya baş harflerden oluşan Btino) kurmuştur. Bu dönemde Nobel kardeşler Bakü petrollerini Rusya’ya satarken, Rothscild ailesi ile petrolü Avrupa’ya satmışlardır. Fakat Avrupa’ya ABD’li Standart Oil de satış yaptığı için aralarında rekabet başlamıştır. Bu nedenle, Rothscild ailesi Bakü petrollerini Uzakdoğu’ya satmak için Yahudi asıllı bir İngiliz vatandaşı olan Marcus Samuel ile anlaşma yapmıştır. Bu anlaşma sayesinde Hollanda menşeli dünyanın en büyük petrokimya şirketlerinden biri olan Shell petrol şirketi Standart Oil ile Uzakdoğu’da kıran kırana bir rekabet başlatmıştır. 1903 yılında Bakü’de petrol işçileri grev ilan etmeleri üzerine petrol akışı da durmuştur. Bu durum kesintilerle 1917 Bolşevik İhtilali’ne kadar devam etmiş olsa da Orta Asya petrolleri Avrupa’daki en önemli sahalar olarak önemini sürdürmüştür.

Birinci Dünya Savaşı sırasında 1917 yılında Bolşevik İhtilali ile birlikte Rusya İmparatorluğu’nun parçalanması olayları Almanlarda Bakü petrollerine el koyma fikrini uyandırmıştır. 1920 yılında komünist yönetimin petrol sahalarını millileştirmesi sonrasında Nobeller petrol şirketlerini Standart Oil New Jersey (Exxon) Hollanda Kraliyet/ Shell şirketine satmıştır. Daha sonra bölgede petrol işine ABD’li Vacuum ve Standart Oil New York (Mobil) şirketi de yatırım yapmıştır. Bu sayede 1923 yılında tekrar üretim artmış ve ihtilal öncesi duruma gelmiştir.

İkinci Dünya Savaşı’nda Hitler Orta Asya petrollerine ulaşmayı, oradan İran ve Irak petrollerine sahip olma ve oradan Hindistan’a geçmeyi hedeflemiştir. Amacı hem ülkesinin petrole kavuşması ve hem de Rusya’yı petrolsüz bırakmaktır. Fakat Hitler bu amacına yine petrol yetersizliği yüzünden araçlarını istediği gibi yürütemediğinden ve Stalingrad şehrini kuşatan askerlerine yardım göndermek zorunda kalması nedeniyle ulaşamamıştır. Hatta Leningard’a askerlerini zamanında gönderemediği için iki cephede de kaybetmiştir.

İkinci Dünya Savaşı sonrasında Orta Asya petrolleri 1991 yılına kadar Rusya tarafından işletilmiştir. Fakat Rusların Volga-Urallar-Sibirya’daki petrol ve gaz kaynaklarına önem vermeleri sonucunda Hazar Bölgesi kaynakları 50 yıl beklemede kalmıştır. Orta Asya’da petrol ve doğal gaz açısından önemli ülkeler, Hazar Denizi çevresinde yer alan Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’dır. Bu ülkeler 1991 yılında bağımsızlıklarını kazanmalarının ardından doğal kaynaklarını işletmek için petrol şirketleriyle uzun süreli yatırım anlaşmaları imzalamış olup yeni rezervler bulma çalışmaları sürmekte ve gittikçe artan oranda petrol ve doğal gaz keşifleri yapılmaktadır. Yeni kuyular açıldıkça rezervler artmakta ve dolayısıyla rezerv değerlendirmelerinde de değişiklikler olmaktadır.29