• Sonuç bulunamadı

1.1.7. Rekabet Stratejisi Modelleri

1.1.7.3. Kaynak Tabanlı Yaklaşım

Stratejik yönetimin kaynak tabanlı yaklaşımı, yatırımların geri dönüşünü ve sürdürülebilir bir rekabet gücü yaratmayı sağlayan işletme kaynak ve yeteneklerini incelemektedir. Kaynak tabanlı yaklaşım, sürdürülebilir güç ve firma farklılığını belirten kaynakların özellikleri ve elde edildikleri stratejik faktör pazarları üzerine odaklanmaktadır42. Kaynak tabanlı yaklaşım, işletmelerin varlıklarını sürdürebilmesi açısından çevrelerinden aldıkları girdiler ve çevrelerine sundukları çıktılar doğrultusunda çevre ile sürekli bir bağımlılık ilişkisi içerisinde oldukları varsayımını

41 Y.a.g.e., p.301.

42 Christine Oliver, “Sustainable Competitive Advantage: Combining Institutional and Resource- Based Views”, Strategic Management Journal, Vol:18 No:9, 1997, p. 697.

Firma Alt Yapısı İnsan Kaynakları Yönetimi

Teknoloji Geliştirme Tedarik İç Lojistik Üretim Dış Lojistik Pazarlama ve Satış Hizmet Katkı Payı Temel Faaliyetler Destek Faaliyetler

temel almaktadır. Başka bir ifadeyle, işletmeler varlıklarını devam ettirebilmek için girdi sağlayan sunumculara, kullanılan kaynaklar ve tüketicilere çıktıların tüketilmesi açısından bağımlılık duymaktadırlar43. Bu noktada, işletme performansının temel belirleyici faktörünü, işletmenin kontrolünde bulunan farklı kaynakları verimli kullanması ve bu kaynakların rakipler tarafından tam olarak taklit edilememesi oluşturmaktadır44. Şirket stratejisi, şirket organizasyonu ile yakın ilişkilidir. Klasik görüş, şirket organizasyonunun, şirket stratejisinin bir sonucu olduğunu ifade etmektedir. Stratejinin belirlenmesi ve daha sonra gereksinim duyulan kaynakların belirlenmesi stratejiyi desteklemektedir. Stratejinin kaynak tabanlı görüşü farklı bir bakıştır. Strateji yalnızca dışsal çevreye verilen bir karşılık değil, aynı zamanda büyük ölçüde şirket kaynaklarının belirlenmesi stratejisidir. İşletme iklimine nasıl karşılık verileceği stratejisi, örgütsel konular tarafından belirlenecektir.

Kaynak tabanlı yaklaşım, değer stratejisi doğrultusunda bir oluşuma yönelik olarak içsel varlıkların işletme açısından önemini ifade etmektedir. İşletme, ürünlerinden ziyade, kaynaklarını dikkate almaktadır. Kaynaklar; insan, finansal, marka ismi, teknoloji, makine parkı, arazi, anlaşmalar, yönetsel yetenekler, örgütsel süreçler, bilgi vb. gibi varlıklar üzerine odaklanmaktadır. Fırsatların öngörülmesi, firmanın strateji seçeneklerini hızlandırabilen firma kaynaklarının anlaşılması yoluyla olanaklı hale gelmektedir45. Son zamanlarda örgüt içi kaynakların, rekabet gücü yaratmadaki önemi yoğun bir şekilde incelenmektedir. Özellikle, Gary Hamel ve C.K. Prahalad öz yetenek kavramını, “bireysel beceri dizileri ve örgüt birimleri arasındaki öğrenme toplamı” şeklinde tanımlamışlar, bu şekilde işletme kaynaklarını ve bu kaynakların analiz ve kullanımına yeni bir boyut kazandırmışlardır. 2000’li yıllar kaynak-tabanlı görüş ve yetenek tabanlı stratejilerin önemli bir şekilde yükselişine sahne olmuştur. Bu yükselişin temelinde, birçok neden bulunmaktadır. Bunlar ise;

43 Doğan Nadi Leblebici, “Örgüt-Çevre İlişkisinde Yeni Perspektif Arayışı: Dinamik Çevre ve Örgütsel Doku”, H.Ü. İİBF Dergisi, Cilt: 22, Sayı: 2, 2004, s. 289.

44 Ahmet Seviçin, “Rekabet Stratejileri Geliştirme Sürecinde Stratejik Grup Analizi”, Zonguldak

Karaelmas Ünv. SBE Dergisi, Cilt: 1, Sayı: 1, s. 54.

Global nedenler; son yıllarda bölgesel düzeyde başlayıp, etkisini dünya çapında hissettiren ekonomik kriz ve durgunluklar ile dünya kaynaklarında görülen azalışlar, işletmeleri örgütsel kaynak ve yeteneklerini daha ekonomik ve daha etkin bir şekilde kullanmaya yönlendirmektedir.

Pazar odaklı nedenler; yaşanan şiddetli rekabet ve değişim, işletmelerin pazar odaklı şekilde hareket etmelerini gerektirmektedir. Tüketici beklentilerinde yaşanan hızlı değişim, çevreye duyarlı sistemlerin tasarımlanması, müşterilerin de içerisinde bulunduğu tüm çıkar gruplarının beklentilerine azami düzeyde karşılık verebilmek, işletme kaynak ve yeteneklerine önemli derecede bağlıdır.

Örgüt odaklı nedenler; işletme başarısının sağlanmasında dış çevrede meydana gelen değişmeleri izlemek kadar, bu değişime uyumun sağlanmasında izlenecek yol ve yöntemlerin aranması da son derece önemlidir. Bu şekilde, işletme yeteneklerini tam anlamıyla rekabet alanına yansıtabilecek doğru ve tutarlı stratejilerin belirlenmesi gerekmektedir. • Birey odaklı nedenler; günümüzde teknolojik alanda yaşanan hızlı değişim

ve rekabetin değişen yüzü, bireysel beceri ve yaratıcılığı ön plana çıkarmıştır. Bireysel beceri ve yaratıcılığa sahip işgörenlerin bulunduğu işletmeler rekabette daha avantajlı konuma gelmektedir. İşletme hedefleri doğrultusunda kararlı, azimli, bilgili, yetenekli ve mutlu işgörenlerin istihdam edilmesi, işletmeler açısından başarıya ulaşılmasında önemli diğer bir kaynağa işaret etmektedir46.

Kaynak tabanlı yaklaşım açısından sürdürülebilir bir avantajın yaratılabilmesi için aşağıdaki koşulların var olması gerekmektedir;

• İşletme kaynaklarının müşteri değeri yaratabilmesi,

• Rakiplerin sahip oldukları kaynak ve yeteneklerin işletmenin sahip olduklarından farklı olması, diğer bir deyişle kaynakların ve yeteneklerin türdeş olmaması gerekmektedir.

46 Hulusi Doğan, “Yetenek Tabanlı Stratejilerin Yükselişi: Kavramsal Bir Analiz Çalışması”, G.Ü. İİBF Dergisi, No:6, S:3, s. 141,142.

• İşletmenin sahip olduğu kaynak ve yeteneklerin işletmeler arasında akışkanlığa sahip olması ve aynı kaynakların rakiplerce elde edilememesi,

Sürdürülebilir rekabet gücünün elde edilmesi ile söz konusu olan koşullar arasındaki ilişkinin açıkça ortaya koyulması, işletmelerin daha net bir tavır ortaya koyabilmesi için bir zorunluluk halini almıştır. İşletmeler tarafından gerçekleştirilen faaliyetlerin değer yaratması gerekmektedir. Bu, kaynakların işletme faaliyetlerinin etkinliğini ve verimliliğini arttırması ile sağlanabilmektedir. Kaynakların, işletmelerin olası fırsatları algılayabilmeleri ve tehditleri bertaraf edebilmeleri gibi özelliklere sahip olması da gerekmektedir. Bu koşul, değer yaratılmadığı sürece rekabet gücünün önemli olmayacağından hareket etmektedir. Burada ortaya çıkan önemli nokta hangi faaliyetlerin değer yarattığı ve hangi faaliyetlerin değer yaratmadığı sorusudur47.

Rakiplerden farklı rekabet stratejileri geliştirilmesi, farklı kaynak ve kabiliyetlere sahip olunmasını gerektirmektedir. Diğer bir ifadeyle, aynı kaynak ve yeteneklere sahip olunması aynı strateji ve politikaların uygulanmasını gerektireceği unutulmamalıdır. Aynı zamanda, ikame olabilecek kaynakların, yeteneklerin olmaması, bunların taklit edilememesi ve kolay bir şekilde elde edilememesi gerekmektedir48.

İşletmelerin kısıtlı faktör pazarları, firma farklılığına neden olan kaynak hareketlilik engellerinin kaynağıdır. Dışsal faktörlerin bir sınıflandırması üzerine, işletmeler ve ortak bağımlılıklar arasındaki karşılıklı sosyal ve ekonomik ilişki işletme homojenliğine neden olan eş yapılılık (isomorphism) veya uyumluluğa yönelik baskıların kaynağı durumundadır. Eş yapılılık baskıları, hükümet, mesleki kurumlar, sosyal olarak kabul edilebilir ekonomik davranışı şart koşan veya tanımlayan diğer dışsal unsurlar tarafından işletmeler üzerine yapılan çabalar, uymacılığa yönelik etkilere ilişkindir. Bu baskılar, homojen yapı ve stratejilere yönelmeye neden olmaktadır.

47 Akın Koçak, Alper Özer, Eymen Gürel, “Kaynak Temelli Yaklaşımda Pazarlama Kabiliyetinin Boyutları”, H.Ü. İİBF Dergisi, Cilt:23, Sayı:1, 2005, s.183

Kaynak tabanlı yaklaşım, işletme benzerliğinin beş temel faktörü olduğunu ileri sürmektedir. Bunlar; düzenleyici baskılar, stratejik ortaklıklar, insan sermayesi transferleri, sosyal ve mesleki ilişkiler, yetenek taklit edilmesi olarak ifade edilebilmektedir. İşletme homojenliğinin bu kaynakları, sosyal ve ekonomik ilişkilerin içerisinde bulunan parçalar konumundadır. Bu etkiler sırasıyla, hükümet, iş ortakları, rakipler, devşirilen personel, iş arkadaşları ve mesleki kuruluşlar, danışmanlar ve rakipler hakkında bilgi toplanılan diğer kaynaklarla ilgilidir49.