• Sonuç bulunamadı

Kaynak Metnin Kelimelerinin İncelenmesi

BÖLÜM 3: ŞERH-İ KASÎDETU'T-TÂʼİYYE'NİN İNCELENMESİ 35

3.5. Şerh Metodu

3.5.1. Şerhin Aşamaları

3.5.1.2. Kaynak Metnin Kelimelerinin İncelenmesi

Beyit/beyitlerdeki sözcüklerin anlamlarının verildiği ve sözcüklerin veya belirtme gruplarının da Arapça dilbilgisi kuralları açısından incelendiği bu bölümde yer alan incelemeler; beyitteki kelimenin sözlük anlamının, bazen de bağlamsal anlamının, hangi kökten türediğinin, çeşidinin (isim, sıfat, ism-i mefʻûl vb.), müfret ise çoğul olma halinin, çoğul ise tekil olma halinin, zamir ise neye veya kime râci olduğunun, eylem ise zamanının ve hangi şahsa kullanıldığının, harf ise çeşidinin (cer, şart vb.), cer harfi ise hangi anlamı ifade ettiğinin (ilsâk, sebebiyye, ta‘diye, tefdiye vb.), câr-mecrûr ise neye taalluk ettiğinin ve nahiv kuralları göz önünde bulundurularak cümle içindeki konumunun (fâ‘il, mef‘ûl, mübtedâ vb.) dile getirilmesinden meydana gelmektedir.

Bu sırada, sık kullanılmayan veya başka bir kelimeyle karışacağı tahmin edilen kelimelerin okunuşları da belirtilmektedir.

Ör) Reħā: Fetĥ-i rā-yla siǾat-ı Ǿayş maǾnāsınadur. [101b]

ǾAmiyy: ǾAynuñ fetĥi ve mīmüñ kesri ve yāǿ-i müşeddede ile Ǿamā'dan śīġa-i faǾīldür; mefǾūl maǾnāsına; mekfūfü'l-Ǿayn dimekdür. [69b]

Bazen sözcüklerin doğru okunuşunun aynı vezinde olan başka bir sözcüğü anarak verildiği de görülmüştür.

Ör) ǾUķbā: Maśdardur, büşrā gibi, mübālaġa içündür, Ǿāķıbet ve śoñ maǾnāsınadur. [39b] ǾUddet: Şuddet gibi fiǾl-i māzī-i mechūldür. [41b]

Ayrıca bu bölümde birçok sözcüğün lügat anlamı verilmekle beraber, yeri geldiğinde Türkçe karşılığı da verilir, bağlamsal, yan ya da mecazi anlamları üzerinde durulur, tıpkı “Hetk: Perde yırtmaķdur, tefeǾǾüle naķl[i] mübālaġa ve istimrār içündür” [64b], “Nuhūż:

114

Żamm-ı nūn ile ayaķ üzerine ŧurmaķdur ķāme gibi ve ŧoġrulmaķdur istivā gibi, lākin bu maĥalde ĥareke ve meşy maǾnāsınadur” [142b] ve “İbŝāŝ: Lüġatde tefriķa ve ifşā-yı sırra dirler. Gāhī mecāzen şikāyet maǾnāsında daħı istiǾmāl olınur. Bu maĥalde ebŝeŝtu: Ažhartu'ş-şikāyete ve'l-ĥuzne230 dimekdür” [8a] örneklerinde olduğu gibi.

Bazen sözcüklerin anlamları zıt (karşıt) anlamlı olan başka bir sözcüğü anarak verilebilir: Ör) Vācid: Fāķid'uñ żıddıdur. [30b]

Taśrīĥ: Kināyetüñ żıdd[ı]dur; kennā Ǿan şeyǿin dirler, seterehu231 maǾnāsınadur. Kināyet daħı bundandur. [102a]

Yer yer sözcüklerin sözlük ve yan anlamlarının yanında ıstılahî anlamına yer verilmektedir; şu örnekte “farż” kelimesinin açıklanması gibi:

“Farż: Lüġatde ķaŧǾ u taķdīr maǾnāsınadur. Iśŧılāĥda şol şeyǿ[e] dirler ki ol şeyǿ delīl-i

ķaŧǾī ile ŝābit ola ki anda şübhe olmaya; meŝelā ġasl-i vech gibi. Bu maĥalde farżdan terkine hīçbir vech-ile mesāġ olmayandur”. [63b]

Ancak sık kullanılan ve okuyucunun bildiği tahmin edilen sözcükler doğrudan dilbilgisi açısından incelenir.

Ör) Ve lī: Muķaddem ħaberdür. Nefsu: Muǿaħħar mübtedādur. [52b]

Bu bölümde de zaman zaman ele alınan sözcükler filolojik bağlamda izâh edilirken verilen bilgiler bazen alıntılarla örneklenir. Örneğin; “Men” kelimesinin açıklanmasında bu özelliği görmek mümkündür: “Men: Muħāŧab olmaġa śāliĥ olan içün mevżūǾ isimdür müźekker ü müǿenneŝde ve vāĥide istiǾmāli beraberdür; men huve, men humā, men hum, men hiye, men hunne dinilür”. [24a]

Belâgate çok önem veren şârih, bu bölümde yeri geldikçe beyitte bulunan edebî sanatlar üzerinde durmaktadır. Mesela, kasîdenin

Ve bāliye eblā min ŝiyābi tecelludī

230 Üzüntü ve şikayetimi dile getirdim.

115

Beli'ź-źātu fi'l-iǾdāmi nīŧat bi-leźźetī

beytinde geçen “ŝiyābi tecelludī” terkibi şu ifadelerle açıklanmaktadır:

“Tecellud: Taśabbur maǾnāsınadur. Śabr u celādetde tekellüfdür. Tecelludī ŝiyāb ile taǾbīr-i istiǾāredür; ŝevbe lāzım olan iblā ve iħlāķ iŝbāt itmek ile istiǾāre-i terşīĥiyye ķılınmışdur”. [31b]

Her ne kadar şârih, başta bu bölüm olmak üzere, şerhin farklı aşamalarında bazı noktalarda daha önce kasîdeyi Arapça şerh eden Abdurrezzâk Kāşânî ve Saʻduddîn el-Ferġānî ile hemfikir olmadığını dile getirmeyi ihmal etmese232 de bu aşamada yaptığı açıklamaların bir kısmının Kāşânî'nin Keşfu'l-Vucûhi'l-Gurr li-Maʻânî Nazmi'd-Durr adlı şerhinde yapılan açıklamaların birer tercümesinden ileri gitmediği görülmektedir. Aşağıda verilen tabloda Maʻrûf'un bu aşamada yaptığı açıklamaların Kāşânî'nin şerhinden tercüme edilerek verildiği açıkça görülmektedir:

Tablo 3:

Mehmed Maʻrûf'un Kāşânî'nin Şerhinden Tercüme Yoluyla İstifade Etmesi Abdurrezzâk Kāşânî'nin Şerhi

Mehmed Maʻrûf'un Şerhi

؛ينلوعفم يضتقي ماهيلإاو ،طلغو مهو في هتعقوأ :هتهموأ

)بيحص( ف ،عقاولا فلاخ ىلع ءيشلا ةدارإ نىعب هنلأ

ةلملجاو ،)تهموأ(ل ينلوعفلما لوأ

،اهيناث )نأ( ب ةردصلما

لا ،بحاصلا عجم نىعلم عوضوم درفم بحصلا ظفلو

)ةرظنب( :هلوقو ،بكارلاو بكرلاك ،حصلأا ىلع عجم

Evhemtu: FiǾl ve fāǾildür; EvķaǾtuhu fī

vehmin ve ġalaŧ234 dimekdür. Īhām:

İrādetu'ş-şeyǿi Ǿalā

ħilāfi'l-vāķiǾ235maǾnāsına oldıġından ötüri iki mefǾūle taǾdiye eylemişdür. MefǾūl-i evveli śaĥbī'dür. MefǾūl-i ŝānīsi enne ile muśaddar olan cümledür. Śaĥb: Lafž-ı müfreddür. [3a] cemǾ-i śāĥib maǾnāsı içün mevżūǾ ism-i cemǾdür. Rekb ile rākib gibidür. Şarābihim'de żamīr-i cemǾ śaĥb'a rāciǾdür. Bihi'de bā sebebiyyedür. Żamīr-i müfred şurba rāciǾdür. Surre: FiǾl-i māżī-i mechūldür. Sirrī: Ķāyim-232 Bkz. (2.2.4.11. Reddiyeler).

234 Onu, vehim ve yanlışa düşürdüm.

116

،هيف يرمضلا نم لاح :يئاشتنا فيو .)تهموأ(ب قلعتي

.ركسلا ءاشتنلااو

233

maķām-ı fāǾilidür fiǾl-i mechūlüñ. İntişā: Mestlükdür. Maĥall-i ĥāliyyet ile manśūbdur. Bi-nażretī evhemtu'ya müteǾalliķdür. [2b-3a]

:هلوق .هيلإ نسحأ ؛هيلع نيم هيلع نم نم رمأ :)نيم(

غلبأ يفنلا ةدافإ في يهو ،"نيارت نل": ةملكب يأ )نلب(

و .دييأتلا بجوت لاو اهيرغ نم

هؤازج طرش فرح )نإ(

ةيؤرلا تعنم نإ (: ريدقت في لعفلا عم )نأ(و ،فوذمح

)نمف( في ءافلاو ،"نيارت نل" : كلوقب يعسم ىلع نيمف

.باط :ذلو .ذيذل وهف ةذاذل ذلي :)َذل( .ةيببسلل

236

Munnī: Yemunnu Ǿaleyhi yemunnu minneten emr-i müǿenneŝdür. İnǾām eyle maǾnāsına. Bu maĥalde kelime-i len'den murād olan “len terānī” dür. Ve len ifāde-i nefyde ġayr-ı ĥurūf-ı nefyden eblaġdur. Lākin teǿyīdi mūcib degüldür. İn menaǾti'deki [13b] in: Ĥurūf-ı şarŧ[dan]dur. Cezāsı maĥźūfdur. MenaǾti: FiǾl-i māżī-i müfred-i müǿenneŝ-i muħāŧabadur. En Enerāki'deki en: Maśdariyyedür. Dāħil olduġı fiǾl ile bile taķdīr-i rüǿyetde manśūbu'l-maĥal, mefǾūlidür menaǾti'nüñ. Taķdīr[i]in menaǾti'r-ruǿyete dimekdür. Fe-min ķablī'deki fā: Fāǿ-i taǾlīliyyedür. Ķablī'deki yā: Yāǿ-i mütekellimdür Li-ġayrī'deki yā gibi. Leźźet: FiǾl-i māżīdür, ŧābe maǾnāsınadur. [13a-13b]

ةلاح في لمعتسيو ،مهطسوتي ناكم ينئيشلا ينب ام

ةبوصنم يهو ةلاح وأ ناكم نىعب هركن )الم( ،ةطسوتم

ماود لىإ بلمحا نطاب عوزن :قوشلاو ،ةيفرظلاب للمحا

بتر لين وأ ،هلوصو

)ليوتلا( و ،هلان ام قوف لوصولا في ة

في ءابلاو ،روضلحا نم ةرم :)ةرضلحا( و ،ضارعلإا:

.ةيببسلل )ةرضبح(

237

Ve mā beyne'deki mā nekredür; mekān

maǾnāsınadur, ve yāħud ĥālet

maǾnāsında müstaǾmeldür. Mekān-ı mütevassıŧ yāħud238 ĥālet-i mütevassıŧ dimekdür. Şevķ'den murād Ǿāşıķuñ bāŧınınuñ maǾşūķ cānibine inciźābıdur ve yāħud vāśıl olduġı mertebeden ziyādeye

vuśūl içündür. Tevellī: İǾrāż

maǾnāsınadur. Ĥažri: ĥāǿ-i mühmelenüñ fetĥi ve žāǿ-i[28b] muǾcemenüñ sükūnıyla menǾ maǾnāsınadur. Tecellī:

233 Abdurrezzâk el-Kāşânî, Keşfu’l-Vucûhi’l-Gurr li-Me‘ânî Naẓmi’d-Durr, thk. Ahmed Ferîd el-Mezyedî, Beyrut: Dâru’l-Kutubi’l-‘İlmiyye, 2005, s. 40.

236 Kāşânî, s. 52.

237 Kāşânî, s. 44.

117

Žuhūra dirler. Ĥażret: Ĥużūrdan bināǿ-i merrehdür. Bā: Sebebiyyedür. [28a-28b]

:هريدقت فوذمح هلوعفمو ،ىلعب ىدعتيو ،فرشأ :ىفشأ

؛)تولما ىلع ضيرلما ىفشأ( :لاقي ،)كلالها ىلع ىفشأ(

فطع فرح :)لب( .)هتوم برقو هيلع فرشأ( :يأ

وأ ناك ابجوم لولأا نع بارضلإل

لولأا :)ىضق( .ايفنم

لىإ دئاع هيف يرمضلاو ،تام نىعب نياثلاو ، مكح نىعب

،نزلحا :)دجولا( و ،شطعلا :)ةلغلا( ،)ليلغلا(و ،يئافش

؛هيردصم )ىضق نأ( في )نأ(و ،دثافلا دض :)دجاولا(

.هتوم نزلحا ىضق :هريدقت

239

Eşfā: Eşrafe maǾnāsınadur. Eşfe'l-marīżu

Ǿale'l-mevti240dirler eşrafe

Ǿaleyhi241maǾnāsına. Eşfā'nuñ taǾdiyesi Ǿalā iledür. MefǾūli maĥźūfdur; taķdīri eşrefe Ǿale'l-helāki'242dur. Bel: Ĥarf-i Ǿaŧfdur. Iżrāb içündür. Evvelki ķaża ĥüküm maǾnāsınadur. İkincisi māte maǾnāsınadur. İkinci ķaża'da żamīr-i müstetir şifā'ya rāciǾdür. Ġalīl: ǾAŧaşdan ĥāśıl olan ĥarārete dirler. Ġullet: ǾAŧaş maǾnāsınadur. Vecd: Ĥüzün dimekdür. Vācid: Fāķid'uñ żıddıdur. En ķażā'da en maśdariyyedür, ķaża'l-ĥuznu mevtehu243

taķdīrinedür. [30b]

ةلوصوم )اذ( و ،ءيش يأ: نىعب ؛ةيئادتبا ةيماهفتسا )ام(

لاعفلأا عم ىسعو ،اله ابرخ ةلصلا عم تعقو ،يذلا نىعب

:هلصأو ،هتنراقمو ءاجرلا ءاشنلإ عوضوم ةفرصتم يرغلا

ذحف ،)لاقي نأ ىسع(

ف

،)داك( هتخأ ىلع لاحم )نإ(

،)ىسع( بربخ بوصنم لعفلا عم )نأ( لمحو

يرمض هسماو

عم )ىسع(و ،)هاسع( هريدقت لوصولما لىإ دئاع عوفرم

... )لاقي(ب قلعتي )نيع( و ،)اذ( ةلص هبرخ و هسما

،هل لوعفلما ىلع بوصنم )ىوه(و ،تام نىعب )ىضق(و

لي نمضي نم ( :هريدقت اهلعف فذح ةيماهفتسا )نم(و

Mā: İstifhāmiyyedür. Źā: Elleźī [85b] maǾnāsınadur, merfūǾu'l-maĥaldur; ibtidāǿiyyedür, mevśūl śılasıyla ħaberidür mübtedānuñ. ǾAsā: EfǾāl-i muķāreb[e]dendür; inşāǿ-i recā vü

muķārebe içündür mevżūǾ bir

kelimedür;Ǿāsā en yuķāle taķdīrindedür; en nažarı kāde'ye ķıyāsen ĥaźf olınmışdur. En yuķāle: Manśūbetü'l-maĥal ħaberidür Ǿasā'nuñ. [ǾAsā] ismi mevśūle Ǿāyid żamīrdür; Ǿasāhu taķdīrindedür. ǾAsā ismi ve ħaberiyle śılasıdur źā'nuñ. ǾAnnī: Yuķālu'ya

müteǾalliķdür. Ķażā: Māte

maǾnāsınadur. Hevā kelimesinüñ intiśābı mefǾūlün leh olmaķ üzredür. Men lī'deki men istifhāmiyyedür. Bi-źā'nuñ müşārun

239 Kāşânî, s. 53.

240 Hasta, ölüme yaklaştı.

241 Ona (ölüme) yakın oldu.

242 O helake yakın oldu.

118

تييغب وهو( في واولاو ،تولما نىعب ءاضقلا لىا ةراشإ ؛اذب

)

.لاحلل يدارم يأ

244

ileyhi ķażā'dur. Men lī bi-źā: Men

yetekeffel lī bi-źā?245 taķdīrindedür. Ve huve biġyetī'deki vāv ĥāliyyedür.

Biġyetī: Kesr-i bā ile murād

maǾnāsınadur. [85b-86a]

)رمُعلا( ،)رمَعلا(

-مضلاو حتفلاب

وهو ،دحاو اهمانعم

هب مسقم :)يرلم( ،مسقلل لاإ حوتفلما نوكي لاو ،ةايلحا

:هانعم فوذمح برلخاو ،ءادتبلاا ديكوتل هيف ملالاف ،أدتبم

اًباوج اتعقو ناتيطرشلا ناتلملجاو ،)يمسق تيايلح(

في )تبحر( ةنيرقب تعب نىعب )تفلتأ( هلوقو ،مسقلل

ج

:كلوق امك ،)اهببح( في ةلباقملل ءابلاو ،طرشلا باو

لب( :هلوق نم ضرلما نم تأربأ :)تلبأ( و ،)اذكب هتعب(

.هنم أرب اذإ ،)هضرم نم لجرلا

246

ǾAmr ile Ǿömr;Ǿaynuñ fetĥi ve żammı ile ĥayāt maǾnāsınadur. Fetĥ-i Ǿaynla olan Ǿamr ħāśśaten ķasemde müsaǾmeldür. Le-Ǿamrī'deki lām: Lām-ı teǿkīd[dü]r. ǾAmrī: Muķsemün bihdür, maĥall-i refǾde mübtedādur. Lām-ı teǿkīd ibtidā içündür; le-ĥayātī maǾnāsınadur. Cümle-i şarŧCümle-iyyeler ķasemüñ cevābıdur. Etleftu: BiǾtu maǾnāsınadur; rabiĥtu ķarīnesi-yile. Bi-ĥubbihā'[97a]daki bā muķābele içündür. Eblet: Efnet maǾnāsınadur. Ebellet: Ebreǿet dimekdür. Belle'r-raculu min marażihi dirler ķaçan ki marażdan ķurtulsa. [96-b-97a]

،ةمزلالما نىعب ةاخاؤلما نم سفنلا ةياكح مضلاب )يخاوأ(

يخأ عجم حتفلابو

لبلحا نم ةبادلا هب دشي ام وهو ؛ة

سوفنلا ابه ةديقلما بادلآل اهراعتساو ،دتوب هافرط دودشلما

.ةيويندو ةينيد لحاصلم

247

Uǿāħī lafžı żamm-ı hemze ile olıcaķ

müǿāħātdandur, mülāzemet

maǾnāsınadur; ve fetĥ-i hemze ile olıcaķ cemǾ-i aħyedür. Aħye şol devāb baġladuķları ĥable dirler ki her ŧarafı yire ķaķılan vetede baġlanmış ola. Nāžım ĥażretleri bu Ǿibāre ile Ǿalā vechi'l-istiǾāre şol edāyı edā eylemişdür ki nüfūs-ı insānī dünyevī ve uħrevī kemāline erişmek aña teşebbüŝ ile ĥāśıl olur. [124b]