• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 3: ŞERH-İ KASÎDETU'T-TÂʼİYYE'NİN İNCELENMESİ 35

3.5. Şerh Metodu

3.5.12. Reddiyeler (Eleştiriler)

3.5.12.2. Anlamla Alakalı Reddiyeler

Maʻrûf diğer şârihleri, kelime ya da kelime gruplarına verdikleri yanlış anlamlar nedeniyle eleştirmektedir. Şerhte bir hayli yer tutan bu tür reddiyeler şu üç başlık altında toplanabilir:

Kelime/Kelime Gruplarına Verilen Anlamla Alakalı Reddiyeler:

Maʻrûf'un en çok reddettiği konulardan biri, şârihlerin Tâʼiyye metninde yer alan bir kelimeye lügat kitaplarında yer alan anlamların dışında bir anlam vermesidir:

- Ŧūru Sīnā: Sīnüñ fetĥiyle ve kesriyle Mıśır ile Eyle mā-beyninde vāķiǾ olup Ĥażret-i Mūsā Ǿaleyhi's-selāma nisbet olınan cebelüñ ismidür. BaǾżılar arż-ı Filisŧīn'de vāķiǾ olan cebelüñ ismidür didiler. Lākin erbāb-ı lüġat ve aśĥāb-i tevārīħ taĥķīķlerinden fehm olınan oldur ki Mıśır ile Eyle mā-beyninde olınan ŧūr ki añā Ŧūr-ı mīķāt daħı dirler. Sīnā'ya iżāfet olınan ol ŧūr olup ve şāmāt-ı ħāmsdan biri ki arż-ı Filisŧīn'dür, Sīnā'ya mużāf olınan ol ŧūr ola. Ve Beyżāvī Ǿaleyhi'r-raĥmetu ĥażretlerinüñ ŧūr cebel olup Sīnā ism-i buķǾa olup añā iżāfet ile ŧūr-ı Sīnā dinilür buyurduķları bu taĥķīķe münāķıż degüldür. [16a]

- BaǾż-ı şurrāĥ şifāǿī şīn-i muǾcemenüñ fetĥiyle ve ķāf ile olmaķ üzre şerĥ idüp şeķā'ya ĥirmān maǾnasın virmişlerdür. Şeķā ĥirmān maǾnāsına olmaķ ķanķı lüġatde vāķiǾ ola kütüb-i mütedāvilede görilmemişdür. Ve şāriĥ Ferġānī ķuddise sirruh ĥażretleri şeķā taĥķīķinde "Eş-şeķā żiddu's-saǾādeti elletī hiye muǾāvenetu'l-umūri'l-ilāhiyyeti Ǿalā neyli'l-ħayr; fe'ş-şeķā tekūnu [42b] ĥirmāne tilke'l-muǾāveneti; li-hāźā ufessiru'ş-şeķāǿa

315 Ben, kendi bakışımla arkadaşlarımı vehim ve galata düşürdüm ve gözümle (gözüm nedeniyle) kadehimden yüz çevirdim.

150

bi'l-ĥirmāni min ciheti'l-maǾnā ve huve'l-murādu hāhunā"316 buyurduķları ĥirmān şeķā'nuñ maǾnā-yı lüġāvīsi olmayup belki maǾnā-yı lāzımīsi olmaķ fehm olınur. Lā-cerem beyt-i mezbūrda şeķā gerek żıdd-ı saǾādet maǾnāsına olsun gerek ĥirmān maǾnāsına olsun Ǿalā kile't-taķdīreyn bel ifāde-i teraķķī itmiş olmaz. Zīrā Ǿadem-i saǾādet ü ĥirmān-ı vuślat Ǿinde't-taĥķīķ aǾžam-ı belā vü etemm-i muśībetdür. [42a-42b]

- Fityet: CemǾ-i fetādur; şābb maǾnāsına. BaǾżılar fetā'yı memlūk ve Ǿabd maǾnāsınadur diyüp "Turāvidu fetāhā Ǿan nefsihi"317 āyet-i kerīmesini bu maǾnāya istişhād irād itmişlerdür. Fetā; şābb maǾnāsına idügin erbāb-ı lüġat müttefiķlerdür. Ġāyet-i kebīrü's-sin olanlar dāyim metbūǾ u maħdūm olagelüp ĥadīŝü's-kebīrü's-sin olanlar ile beyǾat ü ħidmet vechi üzre muǾāmele idegelmegin merǿüñ tevābiǾi vü ādemi diyecek maĥallerde fete'l-merǿi [43b] dirler. Sūretu'l-Kehf'de Ĥażret-i Mūsā ile Ĥażret-i YūşaǾ ķıśśasında ķavluhu TeǾālā: "İź ķāle Mūsā li-fetāhu"318 buyurılduġı gibi küberāǿ-i müfessirīn bu maĥalde fetā'dan murād YūşaǾ bin en-Nūn bin Efrāyim bin Yūsuf Ǿaleyhimu's-selām ĥażretleridür. Bu taķdīrce Ĥażret-i YūşaǾ ĥaķķında memlūkiyyet ve Ǿubūdiyyet nice mutaśavverdür? Ve sūre-i Yūsuf'da “Turāvidu fetāhā”319'dan murād ki Ĥażret-i Yūsuf Ǿaleyhi's-selāmdur, anlar memlūkiyyet ile muttaśıf olmaķdan her yerde fetā memlūk ve Ǿabd maǾnāsına lāzımgelmez. İżāfetüñ vechi teķayyuddur, ġayrı degüldür. [43a-43b]

- VeǾīd: Şerr ile olan vaǾde dirler. VaǾd: Ħayr ile şerde maǾan [92a] istiǾmāl olınur, lākin ħayrda istiǾmāli ekŝerdür;vaǾedtuhu bi-nefǾin ve ħayrin320 dirler, avǾadtuhu minhu321

316“Şekâ: (ilâhî iradenin, hayrın kazanılmasına yardımcı olması (muvaffak etmesi) anlamına gelen saadetin zıddıdır. Bu yüzden şekâ, bu muvaffakiyetten mahrum olmaktan meydana gelir. Bu bakımdan ben, şekâ'ya “hirmân” anlamını veriyorum ki, burada şekâ'dan murat anlam budur” şeklinde Türkçeye çevirdiğimiz bu ibare için bkz. Saʻduddin Fergāni, Munteha'l-Medârik fi Şerhi Tâʼiyyeti İbni'l-Fâriz, thk. Asım el-Keyyâli, Beyrut: Daru’l-Kutubi’l-ʻÂlemiyye, 2007, c.1, s.202

317 “(Aziz’in karısı), (hizmetçisi olan) delikanlısından murat almak istemiş” (Yusuf, 12/30),

318 Allahu Teâlâ'nın buyurduğu “Hani Mûsâ, beraberindeki gence şöyle demişti” (Kehf, 18/60),

319 “(Aziz’in karısı), (hizmetçisi olan) delikanlısından murat almak istemiş” (Yusuf, 12/30),

320 Ben ona hayır ve menfaat vadettim.

151

dirler ħavveftuhu322 maǾnāsına. Keźā ķāle'ş-şāriĥu'l-mudaķķiķu el-Ferġānī raĥimehullāhuhu teǾālā.323

Taĥķīķ: Meźkūr vaǾd ile VaǾīd'üñǾale'l-ıŧŧırād istiǾmāl olınduķlarına göredür, lākin her bār ki vaǾd; vaǾīd muķābelesinde istiǾmāl olına vaǾīd'üñ istiǾmāli şerde muħtaś olduġı gibi, vaǾd'üñ daħı ħayrda muħtaś olur; mā naĥnu fīhde olduġı gibi. [91b-92a]

- ǾAzze: Nedere maǾnāsınadur; nādiru'l-vucūd dirler. (…) BaǾż-ı şurrāĥ Ǿazze lafzını faķd ile tefsīr itdüklerinüñ vechi žāhir degüldür. Vallāhu aǾlemu bi'ś-savāb.

Şârih, diğer tüm şârihlerin metinde yer alan bir kelime hakkında verdiği anlam ve irabı beğenmeyip şu şekilde açıklamaktadır:

Fīki: Fī ĥaķķiki taķdīrindedür. CemīǾ-i şurrāĥ fī ĥubbiki taķdīrindedür dimişler, ūlītuhu'ya müteǾalliķ ŧutmışlardur; yaǾnī senüñ Ǿaşķuñda şerr-i fityeden çekdügüm belāları saña olan maĥabbet-i ķadīme baña źaħīre-i nāfiǾa gösterdi dimekdür. Lākin velāǿī lafžına müteǾalliķ olup senüñ ĥaķķuñda ŝābit olan Ǿaşķ-ı ķadīm şerr-i fityeden çekdügüm belāları baña źaħīre-i nāfiǾa gösterdi dimek evlā fehm olınur. [43a]

Metne Dahil Edilen Kelimelerle Alakalı Reddiyeler:

Şârihler, metinde geçen bir kelimenin nüshalardaki şekillerini değerlendirdikten sonra uygun gördükleri kelimeleri metinlerine dahil edebilir. Dolayısıyla Maʻrûf, şârihlerin metinlerine dahil ettikleri bir kelimeyi reddetmektedir:

- Efāżıl-ı şurrāĥdan ķıdvetu'l-Ǿārifīn, Ǿumdetu'l-muĥaķķıķīn eş-Şeyħ Maĥmūd bin ǾAlī el-Ķāşānī ķuddise sirruh buyurmışlardur ki: Egerçi kim tetebbuǾ itdügüm nüsaħuñ cemīǾinde vefā lafžı münekkeren vāķiǾ olmışdur, lākin nāžım kuddise sirruh śanāyiǾ-i bedīǾiyyeyi riǾāyet idüp ħuśūśan ki śanǾat-ı tecnīsde mübālaġa vardur, ve lām-ı taǾrīf duħūlinden bu ķāǾideye riǾāyet vardur maǾnā-yı maķśūda ħalelsüz, ol cihetden münekkeren bulunmasın ķalem-i nāsiħden yāħud li-ġarażin taġayyüre ĥaml idüp lām-ı taǾrīf idħāl eyledüm, žannum budur ki tenkīr iħtiyār idenler teǿbā sivāhu seciyyetī cümlesini śıfat ŧutup muŧābaķatan riǾāyet içün iħtiyār eylemişler ola, cāyizdür ki cümle

322 Onu kokuttum.

152

cümle-i müsteǿnefe ola, śıfat olmaya. İntehā kelāmu'ş-şāriĥ324. Fi'l-vāķiǾ buyurduķları taĥķīķ mürāǾāt-ı tecnīse [85a] ensebdür, bel ki teǿbā ile bile telaffužda tecnīs-i tām olmaġa aķrebdür, lākin žarf-ı tenkīrde ittifāķ-ı nüsaħ daħı muķarrerdür. [84b-85a]

- Ekâbir-i şurrāĥdan baǾżı źāl-i muǾceme “ve cuzze” olmaķ vechi üzre şerĥ eylemişlerdür.

Ħafī degüldür ki śanǾat-ı iştiķāķiyyeye riǾāyete “ve cudde” olmaķ enseb ü evlā olduġından nāżım ķuddise sirruh ĥażretleri śanāyiǾ-i bedīǾiyyede ħuśūśan sanǾat-ı iştiķāķiyyede riǾāyetinden daķīķa fevt itmemegin źāl-i muǾceme ile “ve cuźźe” olmaķ vechine iltifāt olınmadı. [145a]

Yorumlarla Alakalı Reddiyeler:

Aşağıdaki örnekte Maʻrûf'un, isim vermeden Fergānî'nin Tâʼiyye'nin bir beyti üzerine yaptığı tasavvufî yorumunu şu ifadelerle reddettiğini görüyoruz:

“Efāżıl-ı şurrāĥdan baǾżısı buyurmışlardur ki eger sāǿil suǿāl iderse ki tecellīye māniǾ Ǿabduñ nefsi tecellī-i źātī saŧvātına [14a] Ǿadem-i taĥammüli iken maĥbūb-ı ĥaķīķīye ħiŧāben in menaǾti diyüp menǾi maǾşūķaya nisbetiñ ne vechi vardur? dise cevāb virürler ki: Ķaçan Ĥak subĥānehu ve teǾālā bir ķulına cemālin göstermek isteyüp tecellī eylese ol bende her ne ķadar żaǾīf daħı olursa rüǿyet-i cemāle ķādir olur. ǾAbdüñ bu vech-ile ķudretinüñ daħı ŧarīķi ikidür. Biri budur ki Ĥaķ subĥānehu ve teǾālā sālike bir ķuvvet Ǿaŧā ider ki ol ķuvvet vāsıŧasıyıla saŧvet-i tecellīye ŧāķat görür. Ve yāhūd ol ķuluñ taĥammüline göre tecellī, zīrā ki tecellī-i ilāhiyye gāh Ǿalā sebīli'l-ķahr olur ve gāh Ǿalā vechi'l-luŧf olur, her ķaçan ki ķahr ile tecellī eylese eşyāyı cümleten fānī vü munķahir olur. Ve her ķaçan ki luŧf ile tecellī eylese cemīǾ-i eşyā aña ŧāķat götürür, gerek ol şey ķavī olsun gerek żaǾīf olsun. İntehā kelāmu'ş-şāriĥ.325

Ḫafī buyurulmaya ki şāriĥ-i fāżıluñ bu taĥķīķinden fehm olınan oldur ki tecellī-i śıfāt tecellī-i źāt žann itmişler ola. Zīrā bu taĥķīķdür ki Ĥaķ subĥānehu ve teǾālāǾabd-i sālike cemīǾ-i esmāǿ-i ĥüsnāsıyıla tecellī eyler. Ol cümleden biri daħı ism-i Žāhir'dür. Her ķaçan ki Ĥaķ subĥānehu ve teǾālā bir ķulına ism-i žāhir ile [14b] tecellī eyleye ol ķuluñ 324 Şârihin sözü bitmiştir.

153

meşrebine muvāfıķ eşyā yüzinden tecellī eyler. Nitekim Ĥażret-i Mūsā Ǿaleyhi's-selām vādī-i Eymen'de şecere yüzinden tecellī idüp "İnnī ena'llāhu rabbu'l-Ǿālemīn"326didi, ve ol ĥażrete nübüvvet ve muǾcizāt iǾŧā idüp FirǾavn'ı daǾvete irsāl eyledi. MaǾa hāźā bu meźkūrāt cümleten tecellī-i śıfāt idi. Eger tecellī-i źāt olsaydı niçe müddetden soñra Ŧūr-i mīķātda erŦūr-inī dŦūr-iyü rüǿyet ŧaleb eylemezler Ŧūr-idŦūr-i. ŞārŦūr-ih-Ŧūr-i mūmā Ŧūr-ileyh ĥażretlerŦūr-inüñ tecellī-i źāt dtecellī-iyü taĥrīr tecellī-itdüklertecellī-i tecellī-iktecellī-i vech-tecellī-ile btecellī-ile tecellī-tecellī-i śıfāt ķabīltecellī-indendür. Tecellī-tecellī-i źātda tecellī dimek daħı mecāzdur. Ĥaķīķatde tecellī aña dirler ki Ǿabd kendüyi yitürüp Ĥaķ'la Ĥaķķ'ı bula ve bile ki kendü bir zamānda ketm-i Ǿademde idi yine el-ān daħı maǾdūm-ı muŧlaķdur. Bir vech-ile degül ki bir zamānda maǾdūm idi soñra mevcūd oldı baǾdehu yine maǾdūm oldı. Belki dīde-i İlāhī ile müşāhede ide ki Ǿālem ü Ǿālemiyān ebeden ü ezelen kendülikleri-y-ile maǾdūm ve Ĥaķ ile mevcūd imiş. Ve ol görüş daħı İlāhī bir śıfat idügin bile. Ve Ǿabdüñ anda aślā medħali yoġidügi maǾlūm ola”. [13b-14b]