• Sonuç bulunamadı

1.8. Araştırmanın Anahtar Kavramları ve Tanımlar

2.1.3. Kavram

2.1.3.1. Kavram Nedir?

2.1.3.1.3. Kavram Türleri

Bir kavramı tanımlayabilmek ve öğrenebilmek için öncelikle kavramın özelliklerini ve kavramı oluşturan alt kategorileri yani türlerini tanımak gerekir.

Şimşek (2006), kavramları aşağıdaki başlıklar altında türlerine göre sınıflandırmıştır:

1. “Somut Kavramlar - Soyut Kavramlar 2. Nesnesel Kavramlar – İlişkisel Kavramlar

3. Üst Kavramlar – Alt Kavramlar – Bağlantılı Kavramlar

4. Kendiliğinden Kavramlar – Kendiliğinden Olmayan Kavramlar 5. Günlük Kavramlar – Bilimsel Kavramlar” (Şimşek, 2006: 29).

Somut kavramlar, fiziksel olarak beş duyu organı aracılığı ile algılanabilen ve anlamlandırılan kavramlardır. Çevremizde gördüğümüz kalem, kitap gibi eşyalar somut kavrama örnek olarak verilebilir. Soyut kavramlar ise, bazı benzer özellikleri taşımasının yanı sıra, çoğu özellikleri düşünsel ve hisse dayalı nitelik gösteren kavramlardır. Çevremizdeki insanlara karşı hissettiğimiz sevgi, öfke, adalet gibi düşünce ve duygularımız ise soyut kavramlara örnek verilebilir.

“Somut kavramlar, gözlenebilen ya da fiziksel olarak algılanabilen özellikleri nedeniyle aynı sınıflama içinde yer alan kavramlardır” (Şimşek, 2006: 29). Sağlıklı bir insan için bunları ayırt etmek zor değildir. Çünkü iki nesnenin benzer ya da farklı olduğu zaten fark edilebilmektedir. “Soyut kavramlar, benzer bazı özellikleri taşımakla birlikte, sözü edilen özellikleri bakımından düşünsel ya da tanımsal özellik gösteren kavramlardır” (Şimşek, 2006: 29). “Bunları kolayca ayırt edebilmek için kuramsal yönden bir tanım yapılmış olması ve bu tanımın zihinsel açıdan kafada canlandırılabilmesi gerekmektedir. Bu yüzden, soyut kavramlar bazen tanımlanmış kavramlar olarak da nitelendirilmektedir” (Şimşek, 2006: 29).

“Soyut ve somut kavramlar, kendi aralarında üç kriter bakımından farklılık gösterir. Bunlar; üyelik, dokunulabilirlik ve karmaşıklık ölçütleridir” (Newby ve

Stepich, 1987: 22).

Kavramlar, nesnesel ve nesnelerin birbirleriyle ilişkisini anlatmak için kullanılan yapılar olarak da kategorize edilebilmektedir. Nesnesel kavramlar genellikle çevremizdeki maddi öğeleri ifade etmek için kullanılırken, ilişkisel kavramlar isemaddi öğeleri ifade eden kavramlar arasında ilişki kurmak için kullanılır. Şişe, bardak gibi eşyalar nesnesel kavramlara örnek verilebilirken; bu nesneler ile yapılan fiziksel anlamdaki iş ve etkileşim ise ilişkisel kavramdır. Örneğin bir bardak su getirmek gibi.

Eysenck ve Keane, kavramları ilişkisel ve nesnesel olarak sınıflandırmışlardır.

“Nesnesel kavramlar, bireylerin kendi çevrelerinde bulabilecekleri fiziksel varlıkları ya da objeleri adlandırmak için kullanılan kavramlardır. İlişkisel kavramlar ise, nesnel kavramlar arasındaki ilişkileri açıklamak amacıyla kullanılan ve genel olarak sözel bilgilerden oluşan kavramlardır” (Eysenck ve Keane, 2000: 271).

Bir kavramın, aslında birçok şeyin ortak adı olmasının yanında, aslında kendisi de başka kavramların bir parçasıdır. Yani bir kavram kapsam olarak genel bir anlam da taşıyabilirken daha dar bir anlam da taşıyabilir. Örneğin, masa kavramından söz edildiğini varsayalım. Burada masa üst kavram, yemek masası da alt kavram olsun.

Masa ile ilişkili olduğu halde aynı kategoride bulunmayan sehpa ise bağlantılı bir kavram olarak değerlendirilebilir.

“Kavram yapılandırılması içinde en tepede olan ve en geniş kapsamlılığı gösteren kavramlar üst kavram olarak adlandırılmaktadır” (Şimşek, 2006: 30). “Onların bir alt düzeyini, küçük bir bölümünü ya da özel bir parçasını oluşturan kavramlar ise alt kavram olarak tanımlanmaktadır” (Şimşek, 2006: 30). “Aynı aşamalı yapı içinde yer almayan ama sağladığı koşutluk nedeniyle belirli bir kavramla şu ya da bu biçimde ilişkili olan kavramlara da bağlantılı kavram denilmektedir” (Şimşek, 2006: 30).

Kavramlar aynı zamanda kendiliğinden ve kendiliğinden olmayan kavramlar olarak da sınıflandırılır. Kişinin zihinsel sürecinde oluşturduğu düşünce yapısını olduğu gibi ifade eden kavramlar kendiliğinden kavramlarken, kişinin çevresinden etkilenerek oluşturduğu kavramlar ise kendiliğinden olmayan kavramlardır.

“Kendiliğinden kavramlar, bireyin düşündüklerini olduğu gibi göz önüne serer.

Birey dünyayı nasıl algılıyorsa öyle yorumlar ve kendine göre özgürce açıklamaya çalışır. Örneğin bir çocuğun kediye miyav demesi kendiliğinden kavramlara örnek verilebilir” (Şimşek, 2006: 30). “Kendiliğinden olmayan kavramlar ise, bireyin genelde

çevresindeki diğer bireylerin yönlendirmesi doğrultusunda ortaya koyduğu düşünce yapısı sonucu oluşur. Çocuk kediye miyav demek yerine ebeveynlerinin öğretmesiyle kedi diye seslenmesi kendiliğinden olmayan kavramlara örnektir” (Şimşek, 2006: 30).

Piaget (1964), kavramları oluşumunu kendiliğinden kavramlar ve kendiliğinden olmayan kavramlar olarak ikili bir sınıflama ile açıklamıştır. “Kendiliğinden kavramlar, çocuğun düşünme özelliklerini doğrudan yansıtır. Kendiliğinden olmayan kavramlar ise, çocuğun genelde yetişkinlerin istediği doğrultuda sergilediği düşünme biçimini gösterir” (Piaget, 1964 :3).

Kavramlar günlük kullanım ve bilişsel alanda kullanımına göre de sınıflandırılmıştır. Günlük kavramlar çocukların çevrelerindeki diğer bireyler ve nesneler ile etkileşimi sonucu meydana gelen ve günlük yaşam akışında gelişen kavramlardır. Günlük konuşmalarımızda kullandığımız iş kavramı, günlük kavramlara örnek verilebilir. Bilimsel kavramlar ise, belirli bir alanla ilgili olarak eğitim kurumlarında öğretilir. Bu kavramlar alanına ve amacına uygun biçimde tanımlanır, kendilerine has mantıksal yapıları vardır. Fizik alanındaki iş kavramı ise bilimsel kavramlara örnek verilebilir.

“Kavramların oluşumunu ele alan Vygotsky, iki tür kavramdan söz etmektedir. Günlük kavramlar, çocukların okul dışındaki yetişkinlerle etkileşimi sonucu ortaya çıkan ve günlük yaşam bağlamında gelişen kavramlardır” (Vygotsky, 1994: 367). “Bilimsel kavramlar ise, belirli bir bilim dalıyla ilgili olarak okulda öğretilir” (Vygotsky, 1994: 367).

“Vygotsky’e göre günlük kavramlar zamanla bilimsel kavramlara dönüşebilir ancak bakış açısının da değişmesinden dolayı artık birey için önceden algıladığı dünya söz konusu değildir ” (Vygotsky, 1994: 367).

Kavramların birbirleriyle olan ilişkileri dikkate alındığında, kavramlar bazı kriterlere göre farklılaşmaktadır.

Kavramların birbirleriyle olan ilişkilerinde farklılaşma derecelerini Fidan (1986) şu şekilde belirtmiştir:

1. “Soyut Olma Derecesi: Kavramlar taşıdıkları özelliklerin incelenebilmesi yönünden somuttan soyuta doğru derecelendirilebilir. Yetenek, adalet gibi kavramlar gözlenmesi zor olan özelliklere sahip olduklarından dolayı tahta, metal gibi kavramlara göre daha soyuttur” (Fidan, 1986: 188).

2. “Karmaşıklık Derecesi: Kavramlar sahip oldukları özelliklere göre basitten karmaşığa doğru bir sıralama gösterirler. Örneğin, taş, taş ev, kıymetli taş gibi”

(Fidan, 1986: 188).

3. “Farklılaşma Derecesi: Bazı kavramlar birbiriyle ilişkili birçok kavramı içerir.

Araba kavramı farklı kavramları içeren ve farklılaşan bir kavramdır. Otomobil, at arabası, el arabası araba kavramının içermiş olduğu alt kavramlardır” (Fidan, 1986: 188).

4. “Özelliklerin Kritik Oluşu: Kavramların oluşumunda en önemli nokta özelliklerin kritik olup olmamasıdır. Kritik özelliklere, kavramla doğrudan ilgili özellikler denilmektedir. Örneğin kare kavramının kritik özelliği bütün kenar uzunluklarının ve açı ölçülerinin birbirine eşit olmasıdır” (Fidan, 1986: 188).

“Martorella (1986) kavramaların ismi, ayırt edici özellikleri, ayırt edici olmayan özellikleri ve örnekleri olmak üzere dört ana özelliğinin olduğunu belirtmiştir”

(Martorella, 1986: Akt.:Doğanay, 2002: 232). Martorella’ nın kavramları sınıflama sistemi Tablo 1.’de görülmektedir:

Tablo 1

Martorella’nın Kavram Sınıflaması

Sınıflamanın Temeli Kavram Çeşitleri

Somutluk Derecesine Göre 1-Somut (kalem, kitap vb.)

2-Soyut (adalet, sevgi vb.)

Öğrenildiği Bağlara Göre 1-Formal (okul, program vb.)

2-İnformal (toplumsallaşma vb.) Ayırt Edici Özelliklere Göre 1-Tek Boyutlu (koltuk vb.)

2-Çok Boyutlu (demokrasi vb.)

Öğrenilme Bakımına Göre 1-Eylemsel (futbol oynama vb.)

2-Simgesel (futbol maçı izleme vb.) 3-Sembolik (futbol hakkında okuma vb.)

(Martorella’nın Kavram Sınıflaması, Akt.:Doğanay, 2002: 232).

Turan (2002)’ın aktardığına göre kavramlar algılanan, betimlemeli ve kuramsal kavram olarak üç kategoride toplanmıştır. “Algılanan kavramlar, insanların dış dünyadan duyu organları ile aldığı izlenimlerden oluşan rüzgar, dağ gibi kavramlardır”

(Turan, 2002: 70). “Betimlemeli kavramlar, dış dünyadaki olaylarla doğrudan doğruya etkileşime giren insan, eşya ve olayların gözlenebilir niteliklerini özetlemeye, açıklamaya onlara anlam vermeye çalışan iklim, kuraklık gibi kavramlardır” (Turan, 2002: 70). “Kuramsal kavramlar, teorilerin oluşturduğu veya teorinin açıklanabilmesi için oluşturulan Big Bang gibi kavramlardır” (Turan, 2002: 70).

Kavram öğretiminde de kavramların sınıflandırılmış olması işimizi büyük ölçüde kolaylaştıracaktır. Bu sınıflamalar sayesinde öğrenilecek ve öğretilecek kavramlar bilgi yığını olmaktan çıkıp düzenli bilgi haline gelir. Böylece zihnimizde oluşabilecek karmaşıklığın ve bilgi kirliliğinin de önüne geçilmiş olur. Öğretilecek olan kavramların hangi kategoride olduğuna, hangi yaş grupları için uygun olduğuna ve kavram öğretiminde kullanılacak olan yöntem ve stratejilerin seçiminde dikkat edilmeli ve özen gösterilmelidir. Çünkü çocukların gelişimsel özellikleri öğrenecekleri kavramlara ve öğretim yoluna uygun olmalıdır.

“Kavramların sınıflandırılması, kavramların öğretiminde öğretmenin işini kolaylaştırmaktadır. Seçilen kavramın türüne göre, öğretimde kullanılacak olan etkinlik ve stratejilerinin belirlenmesi gerekir. Ayrıca öğrencilerin gelişim özellikleri de hangi tür kavramların, belirli yaşlarda kazandırılabileceği konusunda önem taşımaktadır.

Örneğin; soyut düşünebilme aşamasına henüz gelmemiş çocuklara soyut kavramları kazandırmak güç olacaktır” (Doğanay, 2002: 232).

Kavramların çeşitlerinin ve kullanım alanlarının sınıflandırılması öğretim etkinliklerinin hazırlanmasında öğretmene ve öğrenciye kolaylık sağlar. Böylece öğrencilerin gelişimsel özellikleri de dikkate alınarak kavramın çeşidine göre etkili öğretim stratejiler geliştirilebilir.

“Kavramları anlamlı yapılar haline getirmek için çeşitli kategorize işlemleri yapılmıştır. Böylece kavramın türüne göre öğrenme şekli de zihnimizde daha belirgin hale gelmektedir. Kavramların kategorize edilmelerinde de farklı öneriler bulunmaktadır. Kavramların bu ve benzeri şekilde kategorize edilmiş olması öğretim etkinliklerinin hazırlanmasında öğretmene kolaylık sağlar” (Öktem, 2006: 45- 46).