• Sonuç bulunamadı

Arşiv çalışmalarının yanı sıra saha çalışmaları da, 1986 Temmuzundan günümüze kadar devam etmektedir. 3’ü Erzurum’da, 2’si Van’da, 2’si Kars’ta olmak üzere 7 adet toplu mezar açılmıştır ki, bunlara bağlı olarak bilimsel araştırmalar yapılmış ve canlı şehitler (Gaziler)’le mülâkatlar gerçekleştirilmiştir. Bu faaliyetlerin önemli bir kısmı da milli ve milletler arası seviyelerde yapılan sempozyumlar akabinde yapılmış ve yerli yabancı basın-yayın mensuplarının, bilim adamlarının, halkın ve özellikle nesli tükenmek üzere olan canlı şahitlerin huzurlarında gerçekleştirilmiştir. Gazilerin göz yaşları içerisinde “kazın burayı, burada benim akrabamdan şehitler var” dedikleri Van’ın Zeve (Ziviye) köyündeki sekiz köy halkı, kadın-kız, çoluk-çocuk demeden üç bin şehidin birbirine sarılı iskeletleriyle karşılaşılmıştır. 1915 Nisan sonlarıyla Mayıs başlarında Ruslarla birlikte gelen Ermeni çetelerinin Zeve’yle birlikte sekiz köy halkını katlettikleri olayın canlı şâhidi Đbrahim Sargın’ın ve diğer köylerden gelen yaşlıların ifadesiyle kadın-kız, çoluk çocuk demeden köyde bulunan toylar (Doğu Anadolu’nun birçok yerinde gerek damlarda, gerek ev kenarlarında hayvan yiyeceği veya yakacak olarak kullanılan otlar) yakılarak ve her türlü işkence yapılan insanların birbirine sarılmış vaziyette iskeletleri çıkmıştır. 127

General Antranik’in verdiği emirle “2 yaşına kadar olan Müslümanların

öldürülmesi” kararlaştırılmıştı. Gerek Kars’ın Anı harabeleri yakınındaki Subatan

Nahiyesindeki, gerekse Erzurum’un Yeşil Yaylası’nda veya Temmuz 1993’de yapılan kazılarda Hasankale’nin Tımar köyündeki canlı şehitlerin ifadelerinde ve bu kazılarda anne karnındaki ceninlere varıncaya kadar insanların katledildikleri ibretle ve dehşetle müşahade edilmiştir. Milletlerarası bir sempozyumun akabinde yapılan Van Zeve kazısında sadece CNN veya CBS muhabirleri olayı görüntülemekle kalmamış, ayrıca Yunan televizyon ekipleri, Çin ve Taiwan televizyon ekiplerinin

126 Süslü, a. g. e. s. 310. 127 Süslü, a. g. e, s. 311

yanı sıra, Agence France Presse’in, Alman televizyon ekiplerinin ve bilim adamlarıyla halkın huzurunda olay tescil edilmiş ve bütün dünyaya duyurulmuştur. Van’da, Erzurum’da veya Kars’ta çıkan iskeletlerde ortak noktalar da tespit edilmiştir ki, bunlar, katliâmları ve katledilenleri simgeleyen bulgular ve belgelerle Van Müzesi, Kars Müzesi ve Erzurum Müzesi “Katliâm Bölümleri”nde birer ibret levhası olarak hâlen sergilenmektedir. Çıkan bulgular içinde o yöre halkının kadın, kızlarına ait ve genellikle hakik taştan üzerine oyulmuş olan takılarla birlikte, nadiren para ve altınlar ve kadın süs eşyası görülmektedir.128

Ayrıca, kısmen yanmış Kuran-ı Kerim parçaları, Osmanlıca kitap parçaları ve tespih taneleri gibi bunların Müslüman olduklarını gösteren arkeolojik bulgular da çıkmıştır. Ankara, Hacettepe ve Đstanbul üniversitelerindeki antropologlar bu iskeletleri incelemişler ve bunların Türk insanına ait olduğunu ispat etmişlerdir. Bugün, iskeletlerden çok ilgi çekici olanlar, raporları ve bulgularıyla birlikte bu müzelerde sergilenmeye devam edilmektedir.129

3.3. ERMENĐ SORUNUNDA DĐYALOG ÇABALARI

Türk ve Ermeni tarafları arasında sivil diplomasi örneği olarak adlandırılabilecek olan ve tarafların görüşlerini karşılıklı olarak tartışmalarına imkân tanımak amacıyla bazı girişimler olmaktadır. Đki taraftan gazeteciler belirli aralıklarla bir araya gelmekte ve sorunlar masaya yatırılmaktadır. Bunun yanında diyalog açısından en ciddî girişim Türk-Ermeni Barışma Komisyonu'nun kurulmasıdır.130

Türk-Ermeni Barışma Komisyonu (TEBK) 9 Temmuz 2001 tarihinde altı Türk ve dört Ermeni temsilcinin katılımıyla kurulmuştur. TEBK'nın amaçlan Terms of Reference adlı belge ile şu şekilde açıklandı: Türkler ve Ermeniler arasında karşılıklı anlayış ve iyi niyeti geliştirmek. Ermenistan ve Türkiye ilişkilerinin iyileştirilmesini teşvik etmek: Türk-Ermeni sivil toplum örgütleri ve Ermenistan dışındaki Ermeni toplumunda mevcut barışma arzusundan yararlanmak ve söz konusu örgütler arasında temas, diyalog ve işbirliğini desteklemek; doğrudan bazı

128

Süslü, a. g. e. , s. 312

129 Süslü, a. g. e. , s. 313

130 Kasım. K. , Uluslar arası Đlişkiler Boyutuyla Ermeni Sorunu, Ermeni Sorunu, Đddialar

faaliyetlere girişmek ve diğer kuruluşların projelerinin gerçekleşmesine yardımcı olmak; hükümetlere sunulmak üzere bazı tavsiyeler geliştirmek; iş dünyası, turizm, kültür, eğitini, araştırma, çevre, medya ve güven artırıcı önlemler alanında resmî olmayan işbirliğini desteklemek, talep üzerine, tarihî, psikolojik, hukukî ve diğer alanlardaki bazı projeler için uzman incelemesi sağlamak. Türk-Ermeni Barışma Komisyonu'nun Ermeni tarafında özellikle de Ermenistan dışındaki Ermeni toplumunda değerlendiriliş biçimine baktığımızda bu toplum kesimin diyaloga hiç hazır olmadığı ve ileri sürdükleri iddiaların araştırılmasını bile istemedikleri görülür.131

TEBK, üyelerinin resmî görev ve sıfat taşımadığı bir sivil diplomasi örneğiydi. Komisyon Ermenistan dışındaki Ermeni toplumunda ve Ermenistan'da geniş platformda tartışılmış ve değerlendirmeler yapılmıştır. Bazı istisnalar dışında Ermenilerin TEBK'ya bakışı olumsuz olduğu söylenebilir. Komisyona yönelik en sert eleştiriler Taşnakların ABD'deki örgütlerinden Ermeni Ulusal Komitesi (Armenian National Commitı America -ANCA-) ve yine bir Taşnak örgütü olan Ermeni Devrimci Federasyonu’ndan geldi. Taşnaklar TEBK’yı yabancı güçler tarafından emredilen, yetkisiz kişilerin katıldığı ve Ermeni millî çıkarlarını gözetmeyen bir girişim olarak değerlendirdiler. Taşnaklar için asılsız soykırımın Türkiye tarafından tanınması her türlü görüşmenin ön şartıydı. Taşnaklann temel kaygısı Barışma Komisyonu'nun faaliyetlerinin asılsız soy kırımın uluslararası düzeyde tanınması çabalarının önünde engel oluşturması ve Ermeniler arasında bölünmeye neden olmasıydı. TEBK'nın kurulmasından sonra Ermeniler arasında tartışmalar incelendiğinde bölünme konusunda Taşnakların endişelerinin yersiz olmadığını söyleyebiliriz.132

Ermenistan'da Ter-Petrosyan döneminde iktidarda olan Ermeni Ulusal Hareketi'ne ve Amerika Ermanistan Asamblesi'ne (Armenian Assembly of America- karşı olan çevreler, Komisyona yönelik sert eleştiriler yaptılar. Bunun nedeni TEBK'nın Ermeni üyelerinin Ter-Petrosyan döneminde önemli görevlerde bulunmuş olmalarıdır. Örneğin Komisyon'un üyelerinden Arzumanyan, Ter-Petrosyan dönemi

131 Kasım, a. g. m. http://www.ermenisorunu.gen.tr/turkce/makaleler/makale 14.html, 132 Kasım, a. g. m. ,http://www.ermenisorunu.gen.tr/turkce/makaleler/makale 14.html

Dışişleri Bakanlarındandı ve Hovhanisyan aynı dönemde Ermenistan'ın Suriye Büyükelçisiydi.

ANCA ve Ermenistan dışındaki Ermeni toplumunun örgütleri ABD Dışişleri Bakanlığını da TEBK'nın kurulmasını teşvik ettiği gerekçesiyle eleştirdiler. ABD Dışişleri Bakanlığı Barışma Komisyonu'na yönelik desteğini ifade etmişti. Hatta medyada ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Komisyona maddi destek sağladığı haberleri çıkmıştı. TEBK'nın Ermeni üyeleri ise ABD hükümetinin maddî desteği hakkında bir bilgileri olmadığını belirttiler.133

ANCA'nın tersine AAA. Komisyona açık destek verdi. Barışma Komisyonu’nun kurulması ABD'deki iki büyük Ermeni örgütü olan ANCA ve AAA arasındaki rekabeti daha da arttırdı. Barışma Komisyonu ABD'deki iki büyük Ermeni örgütünün ortak lobi faaliyetlerini etkiledi. Barışma Komisvonu'nun kurulmasının Ermenilerin asılsız soykırım iddialarını taşıdıkları ülkeler üzerinde de etkisi oldu. Avrupa Parlamentosu TEBK'nın oluşturduğu diyalog ortamının önemine işaret ederek Türkiye ile ilgili kararda Ermenilerin asılsız soykırım iddialarına yer vermedi. Alman Parlamentosu da Ermeni asılsız soykırım iddiaları ile ilgili bir dilekçeyi görüşmeyi, Türk–Ermeni sivil toplum örgütleri arasında temasların başlamış olduğuna dikkat çekerek reddetti. TEBK 11 Aralık 2001 de Ermeni temsilcilerin ortak bir beyanat yayınlayarak komisyondan ayrılmalarıyla dağılmıştır. TEBK iki toplum arasında diyalog ortamı oluşturmaya yönelik bir girişimdi. Ancak Ermeni tarafının böyle bir diyaloga hiç hazır olmadığı görüldü. Burada temel sorun Ermenilerin asılsız soykırım iddiaları ve Ermenistan dışındaki Ermeni örgütlerinin asılsız soykırımın uluslararası düzeyde tanınmasını temel faaliyet alanı olarak ele almalarıdır. Komisyon'a karşı Ermenistan dışındaki Ermeni örgütlerinin faaliyetleri de bu toplumun iyi örgütlendiğini ve sivil toplum örgütlerinin bir baskı aracı olarak kullanılabileceğini göstermektedir. Türkiye'de de Ermeni iddialarına ve bu iddialar doğrultusunda Ermenilerin yaptıkları faaliyetlere sivil toplum örgütleri cevap verebilir. Bunun için öncelikle konu ile ilgili bilgilenmeleri ya da bilgilendirilmelerin yapılması ve bunları harekete geçirecek mekanizmaların kurulması gerekir. Türkiye'de TEBK gibi bir oluşum ve faaliyetler hakkında kamuoyu ve sivil toplum

örgütlerinin ilgisizliği dikkat çekicidir. Taraflar arasında yeniden Barışma Komisyonu'nu canlandırma doğrultusunda görüşmeler sürdürülmektedir. Daha önceki tecrübeden yola çıkan taraflar görüşmeleri gizli yürütme eğilimdedirler. Konuşulanların hemen kamuoyuna yansıtılması bazı çevrelerin Komisyonu hedef almasına neden olmuş ve bu durum Komisyonu olumsuz etkilemiştir.134

Ermeni iddialarının Ermenistan dışındaki Ermeni toplumu tarafından çeşitli ülkelerde gündeme getirilmesi, 1991 yılında Ermenistan'ın bağımsızlığı ile birlikte Ermenistan'ın da hem Türkiye ile ilişkiler bağlamında hem de Ermenistan'ın dışarıdaki yurttaşlarıyla bağlantısı ile Ermeni sorununa bir aktör olarak girmesi sorunun uluslararası ilişkiler boyutunu ön plana çıkardı. Türkiye ile Ermenistan arasında Ermenistan yönetiminin asılsız soy kırım iddialarını uluslararası alanda gündeme getirme çabalarından ve Karabağ sorunundan kaynaklanan gerginlik Ermenistan dışındaki Ermeni toplumunun da devreye girmesiyle diğer ülkeler ile Türkiye ve Ermenistan'ın ilişkilerini etkileyen bir noktaya geldi. Ermenistan yönetimi üzerinde özellikle dışarıdaki Ermeni partileri vasıtasıyla söz sahibi olan Ermeni toplumu Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde olumsuz bir faktördür. Ermenistan çok taraflı bir politika ile bölgede Rusya'ya olan bağımlılığını azaltabilir. Denize çıkışı olmayan Ermenistan'ın ekonomik ve politik istikrarı için Türkiye ile normal diplomatik ilişkileri geliştirmesi gerekir. Ancak Ermenistan'ın mevcut politikası Türkiye ile normal diplomatik ilişkiler kurmasına engeldir. 135

133 Kasım, a. g. m. ,http://www.ermenisorunu.gen.tr/turkce/makaleler/makale 14.html, 134 Kasım, a. g. m. , http://www.ermenisorunu.gen.tr/turkce/makaleler/makale 14.html 135 Kasım, a. g. e. s . 9