• Sonuç bulunamadı

B. Dolaylı Çevre Vergileri

2. Karbon Vergilerinin Etkileri

Karbon teorisi konusu ve uygulanması sürecinde bazı ülke örneklerine de değindikten sonra bu bölümünde, karbon vergisinin etkilerini incelemeye

çalışılacaktır.

349

İbrahim Ongan, “ Amaç Çevreyi Korumak mı, Yoksa Diğer Harcamaları Finanse Etmek mi? : AB ve Türkiye Çevre Vergilerinin Karşılaştırılması “ , Vergi Sorunları Dergisi, Sayı: 227, Yıl: Ağustos 2007, s. 134- 136.

a. Karbon Vergilerinin Gelir Dağılımı Üzerine Etkisi

Karbon vergisinin salınımı sonucunda fosil yakıtların ve karbon içerikli malların fiyatları yükselmektedir. Yükselen fiyatlar özellikle hane halklarının vergi yüklerinde artış meydana getirmektedir. Proops ve diğerlerinin, Fransa ve İspanya üzerinde yaptıkları çalışma sonucunda kilogram karbon emisyonu başına alınacak olan 0. 1 Euroluk bir karbon vergisinin Fransa ve İspanya’da gelir dağılımını bozucu etki meydana getirdiği tespit etmişlerdir.350 Kaldı ki düşük gelirli kesimler yüksek gelirli kesimlere nazaran gelirlerinin daha büyük oranını enerji ihtiyaçları için harcadıklarından, yani karbon vergisi yapısı itibariyle tersine artan oranlı olduğundan gelir dağılımı toplumun mütevazi kesimlerinin aleyhine bozulmaktadır. Eğer karbon vergisinin hane halklarının ısınma ve aydınlanma gibi ihtiyaçları üzerinden daha yüksek oranda alınırsa, vergi yükünün yoksul kesimler üzerinde artacağından hiç kuşku yoktur.351

Karbon vergilerinin gelir dağılımı üzerinde olumsuz etkiler meydana getirmesi, bu vergilerin yürürlüğe konması için gerekli olan kamuoyu desteğinin azalmasına yol açmaktadır. İklim değişikliğinin önlenmesi ve sürdürülebilir kalkınma için karbon vergilerinin gelecekte etkin bir şekilde kullanılması isteniyorsa, bu vergilerin dizaynı sırasında verginin gelir dağılımını yoksullar üzerine bozucu etkisinin ortadan kaldırılması gereklidir. Bu amacın gerçekleştirilmesinde iki farklı yöntem uygulanabilmektedir. Birincisi, hane halklarının temel ihtiyaçlarının (ısınma, aydınlanma, yemek pişirme gibi) karşılanması için gerekli olan enerjinin vergi dışı tutulup, sanayi kesimine yüksek artan oranlı vergi tarifesi uygulanmasıdır. İkinci yöntemde sübvansiyon mantığı çerçevesinde karbon vergisi gelirlerinin yoksul kesimin en fazla yararlanabileceği şekilde dağıtılmasıdır. Ancak bu yöntemin uygulanmaya konulması saptırıcı etkisi yüksek olan vergilerin yerine karbon vergisini ikame etmek suretiyle vergi sisteminin etkinliğini arttırma amacı ile çatışır ve enflasyon ve istihdam gibi makro ekonomik değişkenler üzerinde olumsuz etkiler oluşturabilir.352

350

John Proops, Elizabeth Symons, Stefan Speck, “ The Effects of Pollution and Energy Taxes Across The European Income Distribution ” , European Environment, Volume: 12, 2001, p. 207.

351

Zhong Xiang Zhang, Andrea Baranzini, “ What Do We Know About Carbon Taxes? An Inquiry Into Their Impacts on Competitiveness and Distribution of Income ”, Energy Policy, Volume: 32, 2004, p. 511.

352

b. Karbon Vergilerinin Ekonomik Büyüme Üzerine Etkisi

Karbon vergisinin ekonomik büyüme üzerine olan etkisini, yapılan ampirik çalışmalarda kullanılan varsayımlarından hareketle irdelediğimizde ve bunların günümüz koşullarına genellenebilmesini değerlendirdiğimizde karbon vergisinin ekonomi üzerinde daraltıcı bir etkiye sahip olduğu söylenemez. Bilakis eğer karbon vergisinden elde edilen gelirler emek üzerindeki vergilerin azaltılmasında kullanılırsa refahı arttırıcı etkide bulunmaktadır. Yani karbon vergisi geçerliliğini koruyan ampirik çalışmalar ışığında ekonomik büyüme sağlayıcı etkiye sahiptir.353 Kaldı ki genel anlamda çevre vergileri çevreye zararlı malların, hizmetlerin veya faaliyetlerin maliyetini arttırmaktadır. Böylece çevre vergileri üretici ve tüketici birimleri çevreye zararlı olmayan faaliyetlere yönlendirmektedir. Bu durumda üretici birimleri yeni üretim teknikleri geliştirmeye yönlendirerek teknolojik gelişmeye katkıda bulunmaktadır. Vergi gelirleri arttırılırken, işgücü ve sermaye üzerindeki vergi yükünün azalmasıyla ekonomiye olumlu katkılarda bulunmaktadır.354

Repotto ve Austin’nin 1997 yılında Amerika’da yapmış olduğu bir çalışmada, ekonomideki etkinliğin ve bu vergiden elde edilen gelirin dönüşümünün sağlanması durumunda GSYİH’nın yaklaşık olarak % 1. 1, ekonomik etkinlikle beraber hava kirliliğinin önlenmesi durumunda GSYİH’nın yine yaklaşık olarak % 2. 1 oranında artacağını tahmin etmiştir. Yine bu çalışmaya göre eğer ekonomik etkinlik, vergi gelirinin dönüşümü, gönüllü örgütlenme, karbon içermeyen yakıtların kullanılması, hava kirliliği ve iklim değişikliğinin önlenmesi sağlanırsa ekonominin % 2. 3 oranında büyüyeceği tahmin edilmiştir.355

c. Karbon Vergilerinin Rekabet Üzerine Etkisi

Yeşil vergi reformunun uygulandığı ülkelerdeki anahtar konu, uluslararası rekabeti kaybetme ihtimalidir. Çevre vergilerinin çoğu enerji ve ulaşım vergileri olduğundan sanayi sektörünün rekabetini zorlayacak çok açık bir risk vardır. Bu yüzden bazı sektörler çevre vergilerine karşıdırlar ve gönüllü katılım gibi yollarla toplanması eğilimindedirler.356 353 Hotunluoğlu, a. g. t. , s. 42. 354 Ferhatoğlu, a. g. m. , http://www.yaklasim.com/mevzuat/dergi/read_frame.asp?file_name=2003103939.htm. 355 Hotunluoğlu, a. g. t. , s. 42. 356 Kulu, a. g. m. , s. 52.

Karbon vergisi, firma düzeyinde rekabet gücünü maliyetler üzerindeki etkisi yoluyla değiştirebilmektedir. Ancak bu etki rekabet eden firmaların karbon vergisi uygulaması nedeniyle farklı maliyet düzeyi ile karşı karşıya kalması halinde ortaya çıkabilmektedir. Vergi nedeniyle firmaların farklı maliyet yapılarına sahip olması için firmaların iktisadi faaliyetlerinde farklı karbon yoğunluğuna sahip girdileri kullanmaları, karbon içeriği düşük girdilerin ikame olanağının yüksek olması ve belirli sektörler, bölgeler veya ülkeler için farklı çevre politikası uygulamalarının mevcut olması gereklidir. Firmalar vergi nedeniyle maliyetlerinde bir artış olduğunda bu duruma farklı tepki göstermektedir: Bazı firmalar artan maliyetleri piyasanın yapısı elverişli ise fiyat mekanizması yoluyla tüketicilere yansıtabilirler, ikame olanakları varsa girdileri karbon içeriği düşük diğer girdilerle ikame edebilirler veya üretimi “sosyal damping” uygulayan diğer ülkelere, yani kirlilik cennetlerine kaydırarak vergiden kaçınabilirler.357

Genel olarak çevre vergilerinin rekabet üzerindeki olumsuz etkilerinin, vergilendirilen kaynağın yoğun kullanımını yapan sektörler üzerinde olacaktır. Vergi dolayısıyla fiyatlar yükselecek, maliyetler artacak, ihracat azalacak, ithalat artacak ve tüm bunların sonucunda üretim azalıp işsizlik artacaktır. Bununla birlikte unutulmaması gereken şey çevre vergilerinin rekabeti etkileyen unsurlardan sadece bir tanesi olduğudur. Verginin dışında rekabeti malın kalitesi, ücret seviyesi, döviz kuru, mala olan talep elastikiyeti, vergilendirilen malın ikamesinin olup olmaması gibi faktörler de etkilemektedir. Dolayısıyla çevre vergilerinin uluslararası rekabet üzerindeki etkisi bu vergilerin rekabeti etkileyen faktörlerin etkisinden ne kadar baskın olduğuna bağlıdır.358

Karbon vergilerin rekabet üzerine etkisinin nötr veya olumlu olduğuna dair görüşler de vardır. Çevre koruma maliyetlerinin göreceli olarak rekabet üzerine etkisi çok azdır. OECD ülkelerindeki çevre düzenlemelerine bakıldığında, bu ülkelerde, çevre düzenlemeleri ne kadar kısıtlayıcı olursa, yabancı yatırımcıların da giderek zorlaşan standartlar karşısında, uyma eğilimleri artmaktadır. Yapılan diğer araştırmalarda da, genel olarak, rekabetçilikle çevre korumaları arasında bir çatışma olduğu iddiası reddedilmektedir.359 Örnek olarak Norveç, Danimarka, Almanya gibi ülkeler karbon vergisini uyguladıkları halde Avrupa ülkeleri arasında rekabet gücü en yüksek ülkelerdir.360 357 Vural, a. g. e. , s. 164. 358 Tan, a. g. t. , s. 184. 359 Kulu, a. g. m. , s. 52. 360 Günaydın, a. g. t. , s. 165.

OECD ülkelerindeki mevcut yeşil vergi uygulamalarında, rekabete olan negatif etkiyi önlemek için geniş bir tedbirler paketi uygulanmaktadır: 361

1- Belli sektör, ürün ve girdiler için azaltılmış vergi oranları ile çoğu ülke imalat sektörüne düşük vergi oranları uygulamaktadır. Örneğin, İsveç, başlangıçta

sanayiye karbon vergisinde % 75 geri ödemede bulunmuş, daha sonra bu % 50'ye

indirilmiştir. Almanya'da örneğin imalat sektörüne elektrik vergileri standart kullanımına göre % 20 daha indirimli uygulanmaktadır.

2- Belli sektör, ürün ve faaliyetler için vergi istisnası uygulaması: 21 ülkedeki 170 değişik çevre vergisi uygulamasında, toplam 800 adet istisna olduğu görülmektedir. Ancak, istisnaların çoğu sosyal sebeplerle getirilmiştir. Gerçekte özellikle sanayiye tanınan istisna 9 ülkede 26 adettir.

3- Belli sektör ve faaliyetlere vergi iadesi: OECD verilerine göre, iş dünyasına farklı oranlarda vergi iadesi uygulanmaktadır.

4- Vergi gelirinin geri dönüşü, vergi iadesinin özel bir biçimidir. Örneğin, Danimarka'da karbondioksit ve sülfürdioksit vergileri, temiz ve yenilenebilir enerji yatırımlarını teşvik için ve ya işçilerin sosyal güvenlik primlerinde indirim gibi uygulamalarla tüketiciye yansıtılmaktadır.

5- Derece derece vergiye geçilmesi verginin mali etkisini azaltmak için bir araç olarak kullanılmaktadır.

6- Şartlı vergi uygulamasında olduğu gibi ( örneğin eğer sanayi önceden belirlenen hedefleri gerçekleştiremez ise) yeni bir vergi konulmasına yönelik hükümler olabilmektedir. Örneğin, İsviçre'de Karbondioksit Kanunu, 1990'dan 2010'a kadar geçen sürede sanayi sektörü yol açtığı kirlilikte % 10 indirimi gerçekleştiremezse, ikinci bir vergi yükü ile karşılaşmasını öngörmektedir.

d. Karbon Vergilerinin Çevre Üzerine Etkisi

Karbon vergilerine meşruiyet kazandıran en önemli neden bu vergilerin global ısınmaya yol açan karbondioksit emisyonunu azaltıcı bir etki oluşturmasıdır. Karbon vergilerinin emisyon azaltıcı etkisi vergi oranının yeterince yüksek olmasına, karbon içeriği yüksek olan enerji kaynaklarının diğer enerji kaynakları ile ikame edilebilir olmasına, enerji talebinin fiyatlardaki değişikliğe duyarlı (elastik) olmasına ve vergi gelirlerinin çevrenin korunmasına yönelik fon ve programlarda

361

kullanılmasına bağlıdır. Karbon vergisinin çevre üzerinde olumlu etkilerde bulunması çeşitli faktörlere bağlıdır: 362

- Karbon vergisi gelirleri, sürdürülebilir kalkınmayı sağlama ve global iklim değişikliğini önleme amacı doğrultusunda kullanılmalıdır. Bu amaçla elde edilen gelirlerin bir kısmı yenilenebilir enerji kaynaklarını sübvanse etmek için kullanılabilir veya enerji tasarrufu sağlayan ve karbondioksit emisyonu salınmasına yol açmayan yenilenebilir enerji yatırımları ile araştırma-geliştirme faaliyetlerinin desteklenmesinde kullanılabilmektedir.

- Karbon vergileri enerji zincirinin en üstünde yer alan ürünleri vergilendirmelidir. Bu durumda hem verginin uygulanma masrafı azalır hem de piyasaların fiyat değişikliklerine cevap verme kabiliyeti artar.

- Verginin maliyetler üzerindeki etkisinin sürekli olması için vergi enflasyona endekslenmelidir.

- Emisyon miktarında öngörülen indirimin gerçekleştirilebilmesi için emisyon miktarı dikkate alınarak vergi oranlarının ayarlanabilmesi gerekmektedir.

C. Küresel Isınma, Sürdürülebilir Kalkınma ve Çevre Sorunlarının