B. Ekolojik Sorunların Nedenleri
1. Küreselle ş me ve Ekolojik Sorunlar
Özellikle 20. yüzyılda gerçekleşen sanayileşme ve hızlı teknolojik gelişme ile üretimin ve tüketimin hızla artması sonucu; hava, su ve toprak hızla kirlenmeye, doğal kaynaklar bozulmaya ve tükenmeye başlamış, doğanın kendi kendini yenileme niteliği, çevrenin kendini toparlayabilme gücü zarar görmüştür. Gelişmiş
ülkeler “egemen konumlarını” sürdürmek, gelişmekte olan ülkeler ise, gelişmiş
ülkelere yetişebilmek için tüm güçleri ile kalkınma, üretme, tüketme yarışına (çevrenin bozulması pahasına) girmişlerdir. Küreselleşme sürecinin başlaması ile uluslararası ticareti kısıtlayan mekanizmaların kaldırılması, sermayenin akışkanlığı vb. ile ulusal ve özellikle çok uluslu şirketler ucuz işgücü nedeniyle üretimlerini gelişmekte olan ülkelere kaydırmışlardır. Ancak, işgücü maliyeti, şirketlerin üretim kararlarını etkileyecek faktörlerden sadece birisidir. Bu şirketlerin büyük kısmı, doğal kaynakların çıkartılması, işlenmesi ve imalat sektörlerinde yoğunlaşmışlardır. Başlıca faaliyet alanları petro- kimya, otomotiv, elektronik, lastik, ilaç, tütün ve gıda
102
Ruşen Keleş, Can Hamamcı, Çevrebilim, İmge Kitabevi Yayınları, Ankara, 1997, s. 21.
103
Hasan Ertürk, Çevre Bilimlerine Giriş, Uludağ Üniversitesi Güçlendirme Vakfı Yayınları, Bursa, 1994, s. 43.
104
maddeleri üretimi olarak sayılabilir. Bu sektörler en çok çevre sorunu yaratan sektörlerdir. Gelişmekte olan ülkelerin temel hedefi kalkınmadır; çevre politikaları uygulayarak bu hedefi tehlikeye atmaktan ve yabancı sermayeyi kaçırmaktan kaçınmaktadırlar. Bu durum, kirli endüstrilerin gelişmiş ülkelerden gelişmekte olan ülkelere kaymasına neden olmaktadır.105
Dünyanın yaklaşık beşte birini oluşturan en zengin bölümü, daha fazla şeye sahip olmanın daha iyi olduğu kanısındadırlar. Özellikle son yarım asırda daha fazla eşya satın almak ve daha fazla şey elde etmek, endüstriye dayalı olan batılı ülkelerde insanların başlıca amacı haline gelmiştir. Buna karşılık en yoksul beşte birlik kısmın amacı ise, bir sonraki günü kurtarabilmek, bir parça yiyecek, yakıt olarak kullanmak için biraz odun, çocukları için barınak ve giyecek bulabilmektir.106
İşte bu kaotik durum çevre üzerindeki baskının iki kaynağını oluşturmaktadır. Birilerinin aşırı üretim ve tüketimi, başkalarının da yoksulluğuna neden olmaktadır. Çünkü dünya nüfusunun % 19’unu oluşturan bu ülkeler, dünya kaynaklarının % 80’ini kullanmaktadır, işte bu yüzden dünyada bazı yerlerde açlık, bazı yerlerde obezite önemli bir sorun haline gelmektedir.107
Küreselleşmenin üretim yönündeki diğer sonucu olan uluslararası taşımacılığın yoğunlaşmasıdır. Üretim ham maddelerinin, yarı mamul ve son ürünlerin taşınması yanında iş yolculuklarının artışı yanında kalkınmış ülkeler yanında kalkınan ülkelerin “bacasız sanayi” denilen turizme yönelmesi de yoğunluğu arttırmaktadır. Sonuçta hepsi de petrol ürünlerine bağımlı olan ulaşım araçlarının sayısı ve kullanımı ile emisyonları ve kirleticilikleri sürekli artmasına neden olur. Aynı
şekilde sıklaşıp, büyüyen orman ve çayır yangınlarının çok büyük miktarlara ulaşması ve sanayileşme yarışı sera gazı emisyonlarının artması sonucu küresel ısınma ve beraberinde iklim değişiklikleri ve sonucunda kasırgalar, seller, erozyon vb. gibi çevre sorunlarını artmasına vesile olmuştur.108
Çevre bir küresel kamusal maldır. Çevrenin kirlenmesi, bozulması, tüketilmesi vb. problemlerin çözümü de küresel maldır ve ortak hareket edilmesini gerektirir. Fakat ülkeler arası rekabet ve artan maliyet sorunları çevre üzerinde baskıyı gün be gün arttırmakta ve global bir mahiyete bürünen çevre sorunları
105
Ayşegül Mutlu, “Küresel Kamusal Mallar Bağlamında Sağlık Hizmetleri ve Çevre Kirlenmesi: Üretim, Finansman ve Yönetim Sorunları “ , Maliye Dergisi, Sayı: 150, Ocak- Haziran 2006, s. 61- 62.
106
Can Akbay, “ Küreselleşme ve Çevre “, Erişim: 12. 09. 2007, http://www.canakbay.com/index.php?id=29,68,0,0,1,0.
107
Temel Demirer, Yücel Demirer, “ Sürdürülemez Modern Zamanlar ve Marxizm “, İçinde; Derleyen: Göksel Demirer, Metin Duran, Gökçek Özgür, Marxizm ve Ekoloji, Öteki Yayınevi, 1. Baskı, Ankara, 2000, s. 296.
108
A. Ergin Duygu, “ Küreselleşme ve Çevresel Etkileri “, Erişim: 12. 07. 2007, httpwww.emo.org.trresimleretkinlikbildirileri56a18e0eacdf51a_ek.pdf.
karşısında ülkeler işbirliğine sıcak bakmamaktadırlar. Örneğin; bir ülkeden doğup başka bir ülkeden denize dökülen nehirlerin kirlenmesini kim nasıl önleyecek? Ya da çok sayıda ülkenin kıyısı olan denizlerin temizlenmesinde sorumluluk ve maliyet yükü kimde olacak?109 Bu sorunlar karşısında ülkelerin birbirleri ile koordineli olarak bir çözüm getirmeleri önem arz etmektedir.
Çok uluslu şirketler cephesinden çevre sorunlarına bakmak gerekirse, bu
şirketlerin dünya genelinde iktidarları artarken, mantığa aykırı bir şekilde herhangi
bir uluslararası sorumluluk üstelenmemektedirler. Çok uluslu şirketlerin
yöneticilerine göre küresel, toplumsal ve ekolojik sorunlar tamamıyla hükümetlerin yeterlilikleriyle ilgilidir ve hükümetler bu sorunları uluslararası pazara müdahale etmeden çözmelidir.110 Kaldı ki bu büyüklükte şirketler dahi karlarının düşmemesi için çevreye verdikleri zararın bedelini içselleştirmekten kaçınmaktadırlar. Buna üretim maliyetlerini dışsallandırmak denir, çünkü bedeli bir başkası, yani kirleten değil, kirliliğe maruz kalan ödemektedir. Firmaların bu bedeli içselleştirmeye şiddetle karşı çıkmalarının nedeni ise ürettikleri malların fiyatlarının artıp, karlıklarının azalmasıdır.111 Çözüm olarak çok uluslu şirketler üretimlerini çevre mevzuatını aşmanın kolay olduğu ülkelere kaydırmaktadırlar. Örneğin Avrupalı çok uluslu
şirketler bu kıtada çoktan yasaklanmış pestisidleri* Filipinler’de üretip pazarlamaktadırlar. ABD otomobil ve mobilya imalatçıları kendi mevzuatlarının getirdiği mali yüklerden kaçmak için Meksika’ya gidip tesislerini yeniden orada kurmaktalar ve imalat sürecini bu ülkede gerçekleştirmektedirler.112 Bununla birlikte ÇUŞ’ler sanayileşmenin ortaya çıkardığı sera etkisine yol açan gazların yarısından fazlasını üretmektedirler. Tek başına Du Pont dünya CFC* üretimin % 25’inden fazlasını atmosfere salmaktadır.113 Bugün dünya karbon emisyonun % 10’unu beş
büyük petrol devi Exxon Mobil, BP, Shell, Chevron ve Texaco oluşturmaktadır.114
109
Gülten Kazgan, Küreselleşme ve Yeni Ekonomik Düzen, Altın Kitaplar, 1. Baskı, İstanbul, 1997, s. 199.
110
Oswaldo De Rivero, Kalkınma Efsanesi / 21. Yüzyılın Bağımsız Yaşayamayan Ekonomileri,
Çeviren: Ömer Karakurt, Çitlenbik Yayınları, 1. Baskı, İstanbul, 2003, s. 45.
111
Susanna George, Başka Bir Dünya Mümkün, Eğer... , Antikapitalist Hareket İçin Kılavuzlar,
Metis Yayınları, 1. Baskı, İstanbul, 2005, s. 45. * Pestisit, zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak, ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddelerden oluşan karışımlardır.
112
Tim Lang, Colin Hines, Yeni Korumacılık, Geleceği Serbest Ticarete Karşı Korumak, Çeviren:
Teoman Türün, Kaynak Yayınları: 304, 1. Baskı, İstanbul, 2000, s. 69. * Kloroflorokarbon gazı
113
Temel Demirer, “ YDD’nin Çevre Faciası “, Ve Kirlendi Dünya, Öteki Yayınevi, 1. Baskı, Ankara, 1997, s. 52.
114
Necla Yıkılmaz, “ Yeni Dünya Düzeni ve Çevre “, Yayınlanmamış Doktora Tezi, Ankara