• Sonuç bulunamadı

BÖLÜM 2: ADLĐ MUHASEBECĐLĐK MESLEĞĐNĐN GELĐŞĐMĐ,

2.6. Adli Muhasebecilik Mesleğinin Gelişim Süreci

2.6.2. Kanada’da Adli Muhasebecilik

2.6.2.1. Kanada Adli Muhasebe Örgütü ve Đlgili Tarafların Görüşleri

Adli muhasebe ile ilgilenen avukatlar da birbirleriyle yoğun etkileşim halindedirler. Öncelikle geçmişte çalıştırdıkları adli muhasebeciler hakkında birbirlerine referans sağlarlar. Lawrence, Kanada Adli Muhasebe Örgütüne yönelik yaptığı çalışmada adli muhasebeciler, avukatlar, yargıçlar ile görüşerek taraflar arası etkileşim ve yasal standartlar hakkındaki yorumlarına yer vermiştir.

Çalışmada kendileriyle görüşülen avukatlar, adli muhasebeci kiralarken diğer avukatların değerlendirmelerini refarans olarak aldıklarını beyan etmişlerdir (Lawrence, 1998: 1110).

Avukatların ve muhasebecilerin birbirleriyle olan etkileşimi dört ana şekilde olur:

• Öncelikle muhasebe delilinin analizini yapmaları için avukatlar tarafından muhasebeciler tutulur, bu muhasebecilerin anlattıkları konunun mahkemeye gitmesi halinde uzman görüşü teşkil etmiş olur. Özel uygulama avukatları, adli muhasebecileri genellikle ya kriminal ya da sivil müşteriler adına kiralarlar (sivil hareketlerle ilgili olan ya da içlerindeki potansiyel yolsuzluk durumlarını araştıran şirketler gibi).

109

• Đkinci etkileşim şekli, muhasebecilerin avukatlara hizmetlerini pazarlamalarını içerir. Bu ya daha resmi pazarlama sunumları aracılığıyla ya da planlanmış öğle ya da akşam yemekleri aracılığıyla gerçekleştirilir.

• Üçüncü etkileşim, muhasebecilerin avukatlar için tamamlayıcı bir pazarlama türü olarak belli gruplar için düzenlenen seminerlerde biraraya gelmeleri suretiyle gerçekleşir.

• Son etkileşim türü ise adli muhasebe delilleriyle ilgilenen muhasebeciler ve avukatlar çeşitli olaylar ve uygulamalar sebebiyle zaten dolaylı yollardan birbirlerinden büyük ölçüde haberdardır.

Adi ve kriminal yargılama yöntemleri arasında anlamsal yakınlığa rağmen, hukuk büroları adli muhasebe topluluğuyla daha az ilgilenmeyi seçerek, çeşitli davalarda birbirleriyle işbirliği yapmayı tercih ederler. Çünkü adli muhasebeciler, delili gerektiren suçları ve hukuki düzenlemeleri aşarlar; yasalara takılmazlar. Hukuk büroları da avukatlar gibi çeşitli incelemeler yapmaları ve şahitlik etmeleri için adli muhasebecilerle anlaşırlar. Bazen de hukuk büroları adli muhasebe delili gerektiren davalarda özel uygulama avukatlarıyla çalışırlar (Lawrence, 1998: 1111).

Taraflar arasındaki iletişim ve etkileşimi araştıran Lawrence’in çalışmasında yasal sistemde adli muhasebecilerin oldukça yüksek bir bağımsızlığa sahip oldukları belirtilerek adli muhasebenin tanımlanmasında hukuki standartların oldukça etkili rol oynadıkları vurgulanmaktadır. Sözkonusu çalışmada adli muhasebeciler, avukatlar ve hukuk bürosu çalışanları arasındaki ilişkileri düzenleyen yasal süreçleri özetleyen yasal metin ve makalelerden alıntılar yapılarak, adli muhasebecinin devreye girmesi ve uygulama hakkında bilgilere yer verilmektedir (Lawrence, 1998: 1114). Çalışmada, belirlenme, uzman tanık olarak görevlendirilme, uzman tanıklık olarak üç temel yasal süreç tanımlanmış ve bunlara ilişkin on madde sıralanmıştır:

Orijinal metinde yer alan başlık “Adli Muhsebede Kanada Yasal Standartları Đle Đlgili Tarafların

Görüşleri” olarak verilmiştir, ancak tabloya bakıldığında başlıkta yer alan yasal standartlara ilişkin içeriği yansıtmadığı görülmektedir.

110 i. Belirlenme

1. Belirlenme “dava öncesindeki ön hazırlıkları kolaylaştırmak için gerekli resmi ve gayri resmi prosedürleri” içerir ( Criminal Procedure Project, 1974).

2. Adi muhasebeciler, belirlenme açısından incelemelerde yardımcı olmak için sürecin en başından işe dahil olmalıdır. Böylece daha ileriki tarihlerde meydana gelebilecek kayıpları belirlemede ne tür bilgilerin istenebileceği göz önüne alınmış olur. Dolayısıyla adli muhasebeciler, belki iki yıl sürecek olan bir davanın daha en başında davaya müdahil olurlar ( adli muhasebeci görüşü). ii. Uzman Tanık Olarak Görevlendirilme

1. Konu teknik bir konu olup teknik bilgiler gerektirdiği için uzman ifadesi sayesinde jüri ve yargıçlar, normalde kendilerinin yapamadıkları birtakım çıkarımlara ulaşmış olurlar (Dickson,1982; Sopinka ve diğ., 1992: 534).

2. Uzman görüşüne ihtiyaç duyulduğunda önemli olan yetenektir. Delillerin kabul edilebilir olması, yeteneğin nasıl elde edildiğine bağlı değildir. Mahkeme, uzmanın davaya konu olan olay hakkında yeterince tecrübe sahibi olduğunu düşündüğü sürece, tanığın yeteneğini spesifik çalışmalarla mı, yoksa uygulamalı eğitimlerle mi elde ettiğini önemsemez (Sopinka ve diğ., 1992: 536).

3. Eğer aranan bilgi ve yeteneğe sahip olunmadığı düşünülüyorsa, adli muhasebecinin görevine son verilir. Bu sebeple avukatlar ve yöneticiler çalışacakları adli muhasebeciyi seçerken çok dikkatli olmalıdırlar. Çünkü uzmanlardan yararlanmanın maliyeti konunun önemine göre, onbinlerce doları bulabilmektedir (ceza davası avukatı görüşü).

iii. Uzman Tanıklık

1. Kanada yargı sistemindeki eğilim, mahkemelerde daha fazla uzman kullanılması yönündedir. Uzmanların mahkemeden önce görüşlerini bildirebilmeleri için konuyla daha ilgili olmaları gerekmektedir. Mahkemeler bazen, karar aşamasında uzmanın görüşlerini reddedebilirler, çünkü mahkeme

111

sonuca kendilerinin ulaşabilmesini ister (vatandaşlık davası avukatı görüşü). (Adli muhasebeci onlar için bu kararı destekleyecek görüş beyan etmek durumundadır. Adli muhasebeci karar verme mekanizmasında karar mercii değildir).

2. Önceki yıllarda uzman görüşünün delil olarak kabul edilebilmesi için yargıcın o görüşü okuması yeterliydi. Şimdi ise bununla yetinilmemektedir. Eğer diğer taraf da bu görüşü kabul edecekse görüşten yararlanılabilir. Bu sebeple ifadeye başvurulduğunda olabilecek en iyi tanıklık istenmektedir.

3. Bazı davalarda avukatlar, amerikan tarzı incelemeler yapıp daha sonra bunların üzerinde çalışarak mahkemede uygulamaya geçmektedirler. Bu durumlarda adli muhasebecinin güvenilirliği konusunda eskiye oranla daha fazla kişisel saldırılar olabilmektedir ( vatandaşlık davası avukatı görüşü).

4. Bir davada taraflardan birinin delil olarak sunduğu, ancak mahkemenin düşünemediği ve davanın akışını değiştirecek veriler olabilir. Belki de uzman tanığı tutan kimse: “Bak, olabilecek tüm bulguları ortaya koy, ben onları ispatlayacağım” demiş olabilir. Ancak maalesef bu bulgular doğru olabileceği gibi, olmayabilir de (adli muhasebeci görüşü).

Mahkemede verdiği cevaplara bakarak samimi olmadığı izlenimi veren bir muhasebeciye güvenilirlik açısından kişisel saldırıda bulunulabilir. Hayatta pek çok

şey siyah ve beyaz kadar net değildir. Eğer bir tanık, davada sadece siyah vardır, konusunu empoze etmeye çalışıyorsa ona karşı daha agresif bir tutum sergilenebilir (ceza davası avukatı görüşü)