• Sonuç bulunamadı

Kalplerin mühürlenmesi, örtülü, kılıflı, perdeli, kabuk tutmuş veya kilitli olması konusuyla ilgili ayetler şunlardır:

Belgede Klasik Türk şiirinde gönül (sayfa 61-70)

Değişimi ve Gelişim

A. Dinî Kaynaklarda Gönül/Kalp

4. Kalplerin mühürlenmesi, örtülü, kılıflı, perdeli, kabuk tutmuş veya kilitli olması konusuyla ilgili ayetler şunlardır:

ٌميِظَع ٌباَذَع ْمُهَلَو ٌِ َواَشِغ ْمِه ِراَصْبَأ َٰىَلَعَو ْمِهِعْمَس َٰىَلَعَو ْمِهِبوُلُق َٰىَلَع ُ اللَّا َمَتَخ (Bakara/7)

[http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=2&ayet=7 (ET. 07.06.2014)].

Meali:

“Allah, kalplerini ve kulaklarını mühürlemiş; gözlerine de bir perde indirmiştir. Bunların hakkı pek büyük bir azaptır.” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:2).

َنوُنِم ْؤُي اَم الًيِلَقَف ْمِه ِرْفُكِب ُ اللَّا ُمُهَنَعَل ْلَب ٌٌۚفْلُغ اَنُبوُلُق اوُلاَقَو (Bakara/88)

[http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=2&ayet=88 (ET. 07.06.2014)].

Meali:

“ ‘Bizim kalblerimiz kılıflıdır.’ dediler. Öyle değil! Allah onları kâfirlikleri sebebiyle lanetledi; onun için çok az imana gelirler.” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:12).

ََ َبََ ْلَب ٌٌۚفْلُغ اَن ُبوُلُق ْمِهِل ْوَقَو ٍ قَح ِرْيَغِب َءاَيِبْنَ ْلْا ُمِهِلْتَقَو ِ اللَّا ِتاَيآِب ْمِه ِرْفُكَو ْمُهَقاَثيِم ْمِه ِضْقَن اَمِبَف الًيِلَق الَِّإ َنوُنِمْؤُي َلًَف ْمِه ِرْفُكِب اَهْيَلَع ُ اللَّا

(Nisâ/155)

(ET. 07.06.2014)].

Meali:

“Bunun üzerine sözleşmelerini bozmaları, Allah’ın âyetlerini inkâr etmeleri, peygamberleri haksız yere öldürmeleri ve ‘kalplerimiz kılıflı’ demeleri sebebiyle, Doğrusu Allah, inkârları yüzünden onların kalplerini mühürlemiştir de onun için pek azı dışındakiler iman etmezler.” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:102).

 ًٍ َيآ الُكا ْوَرَي ْنِإَو ٌۚاارْقَو ْمِهِناَذآ يِفَو ُهوُهَقْفَي ْنَأ اً انِكَأ ْمِهِبوُلُق َٰىَلَع اَنْلَعَجَو َۖكْيَلِإ َُ ِمَتْسَي ْنَم ْمُهْنِمَو اوَ ْلْا ُريَِاَسَأ الَِّإ اَذ ََٰه ْنِإ اوُرَفَك َنيِذالا ُلوُقَي َكَنوُلِداَجُي َكوُءاَج اَذِإ َٰىاتَح ٌۚاَهِب اوُنِم ْؤُي َلَّ َنيِل (Enâm/25) [http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=6&ayet=25 (ET. 07.06.2014)]. Meali:

“İçlerinden bazıları da seni Kur’ân okurken dinlerler, fakat biz, kalplerine onu zevkiyle anlamalarına engel kabuklar geçirmişizdir. Kulaklarında da bir ağırlık vardır. Bütün mucizeleri görseler de iman etmezler. Hatta sana geldiklerinde, seninle tartışmaya kalkışarak, o hak tanımaz kâfirler: ‘Bu eskilerin masallarından başka bir şey değildir.’ derler.” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:129).  ْرُظْنا ِه ِب ْمُكيِت ْأَي ِ اللَّا ُرْيَغ ٌه ََٰلِإ ْنَم ْمُكِبوُلُق َٰىَلَع َمَتَخَو ْمُكَراَصْبَأَو ْمُكَعْمَس ُ اللَّا َذَخَأ ْنِإ ْمُتْيَأَرَأ ْلُق َنوُفِدْصَي ْمُه امُث ِتاَي ْْا ُف ِ رَصُن َفْيَك (Enâm/46) [http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=6&ayet=46 (ET. 07.06.2014)].

Meali:

“De ki: ‘Söyleyin bakayım, eğer Allah kulaklarınızı ve gözlerinizi alır, kalplerinizi mühürleyiverirse, Allah'tan başka hangi tanrı onu size iade edecek?’ Bak biz delillerimizi nasıl evirip çevirip türlü türlü açıklıyoruz! Sonra da onlar nasıl (yüz çevirip) geçiveriyorlar!” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:132).

ْمِهِبوُلُق َٰىَلَع َُ َبْطَنَو ٌْۚمِهِبوُنُذِب ْمُهاَنْبَََأ ُءاَشَن ْوَل ْنَأ اَهِلْهَأ ِدْعَب ْنِم َض ْرَ ْلْا َنوُث ِرَي َنيِذالِل ِدْهَي ْمَلَوَأ َنوُعَمْسَي َلَّ ْمُهَف (Arâf/100) [http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=7&ayet=100 (ET. 07.06.2014)]. Meali:

“Eski sahiplerinden sonra bu toprağa vâris olanlara hâlâ şu gerçek belli olmadı mı ki: Eğer dilemiş olsaydık onların da günahlarını başlarına çarpardık! Kalplerinin üzerini mühürleriz de onlar gerçeği işitmezler.” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:162). ْنِم اوُباذَك اَمِب او ُنِم ْؤُيِل اوُناَك اَمَف ِتاَنِ يَبْلاِب ْمُهُلُسُر ْمُهْتَءاَج ْدَقَلَو ٌۚاَهِئاَبْنَأ ْنِم َكْيَلَع ُّصُقَن َٰىَرُقْلا َكْلِت َني ِرِفاَكْلا ِبوُلُق َٰىَلَع ُ اللَّا َُ َبْطَي َكِل ََٰذَك ٌُۚلْبَق (Arâf/101) [http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=7&ayet=101 (ET. 07.06.2014)].

Meali:

“İşte o ülkeler -ki, sana bunların başlarına gelenlerden bazılarını naklediyoruz onların haberlerinden bir kısmını anlatıyoruz- andolsun ki, onlara peygamberleri açık deliller ile geldiler. Daha önce inkâr etmeyi adet ettikleri için, iman etmek istemediler. Allah kâfirlerin kalplerini işte böyle mühürler!” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:162). ََ َم ْنُكَن اَن ْرَذ اوُلاَقَو ْمُهْنِم ِل ْواطلا اوُل ۬وُا َكَنَذْأَتْسا ِهِلوُسَر ََ َم اوُدِهاَجَو ِ هللَّاِب اوُنِم َٰا ْنَا ٌِ َروُس ْتَل ِزْنُا آََذِاَو َني ۪دِعاَقْلا (Tevbe/86) [http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=9&ayet=86 (ET. 07.06.2014)].  َنوُهَقْفَي َلَّ ْمُهَف ْمِهِبوُلُق َٰىَلَع ََ ِبََُو ِفِلاَوَخْلا ََ َم اوُنوُكَي ْنَأِب اوُضَر (Tevbe/87) [http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=9&ayet=87 (ET. 07.06.2014)]. Meali:

“Allah’a iman edin ve Resûlü ile beraber cihada gidin! diye bir sûre indirildiği zaman, onlardan servet sahibi olanlar senden izin istediler ve: ‘Bırak bizi oturanlarla berber olalım!’ dediler. / Kadınlarla beraber olmaya razı oldular, kalplerine mühür vuruldu. Artık onlar gerçeği kavrayamazlar.” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:199-200).

َٰىَلَع ُ اللَّا ََ َبَََو ِفِلاَوَخْلا ََ َم اوُنوُكَي ْنَأِب اوُضَر ٌُۚءاَيِنْغَأ ْمُهَو َكَنوُنِذْأَتْسَي َنيِذالا ىَلَع ُليِباسلا اَمانِإ َنوُمَلْعَي َلَّ ْمُهَف ْمِهِبوُلُق

[http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=9&ayet=93 (ET. 07.06.2014)].

Meali:

“Asıl cezalandırma yolu zengin oldukları halde kalmak için senden izin isteyenleredir. Onlar, geride kalan kadınlarla beraber olmayı tercih ettiler. Allah da kalplerini mühürledi; artık başlarına geleceği bilmezler.” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:200).  ٌُۚلْبَق ْنِم ِه ِب اوُباذَك اَمِب اوُنِمْؤُيِل اوُناَك اَمَف ِتاَنِ يَبْلاِب ْمُهوُءاَجَف ْمِهِم ْوَق َٰىَلِإ الًُسُر ِهِدْعَب ْنِم اَنْثَعَب ام ُُث َنيِدَتْعُمْلا ِبوُلُق َٰىَلَع َُ َبْطَن َكِل ََٰذَك (Yûnus/74) [http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=10&ayet=74 (ET. 07.06.2014)]. Meali:

“Sonra onun arkasından birçok peygamberleri kavimlerine gönderdik; Onlara açık mucizelerle vardılar, fakat önce yalan dediklerine yine de bir türlü inanmak istemediler. İşte biz, sürekli haddi aşanların kalplerini böyle mühürleriz.” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:216).

َنوُلِفاَغْلا ُمُه َكِئ ََٰلوُأَو ْۖمِه ِراَصْبَأَو ْمِهِعْمَسَو ْمِهِبوُلُق َٰىَلَع ُ اللَّا ََ َبََ َنيِذالا َكِئ ََٰلوُأ (Nahl/108)

[http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=16&ayet=108 (ET. 07.06.2014)].

Meali:

“Onlar, öyle kimselerdir ki; Allah kalplerini, kulaklarını ve gözlerini mühürlemiştir ve işte onlar, gafillerin ta kendileridir.” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:278).  ا ْوال َو ُهَدْح َو ِنآ ْرُقْلا يِف َكابَر َت ْرَكَذ اَذِإَو ٌۚاارْقَو ْمِهِناَذآ يِفَو ُهوُهَقْفَي ْنَأ اً انِكَأ ْمِهِبوُلُق َٰىَلَع اَنْلَعَجَو ااروُفُن ْمِه ِراَبْدَأ َٰىَلَع (İsrâ/46) [http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=17&ayet=46 (ET. 07.06.2014)]. Meali:

“Ve kalplerinin üzerine, onu iyi anlamalarına engel kabuklar geçiririz ve kulaklarına bir ağırlık veririz. Rabbini Kur'ân'da tek olarak andığın vakit de ürkerek arkalarını döner giderler.” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:285).

 اً انِك َأ ْمِهِبوُل ُق َٰىَلَع اَنْلَعَج اانِإ ٌُۚهاَدَي ْتَمادَق اَم َيِسَنَو اَهْنَع َضَرْعَأَف ِهِ بَر ِتاَيآِب َرِ كُذ ْنامِم ُمَلْظَأ ْنَمَو اادَبَأ ااذِإ اوُدَتْهَي ْنَلَف َٰىَدُهْلا ىَلِإ ْمُهُعْدَت ْنِإَو ۖاارْقَو ْمِهِناَذآ يِفَو ُهوُهَقْفَي ْنَأ (Kehf/57) [http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=18&ayet=57 (ET. 08.06.2014)]. Meali:

“O kimseden daha zalim kim olabilir ki, kendisine Rabbinin âyetleri anlatılmıştır da o, onlardan yüz çevirmiş ve ellerinin önceden yaptığı şeyleri unutmuştur. Çünkü biz onların kalpleri üzerine onu iyi anlamalarına engel birtakım kabuklar

ve kulaklarına bir ağırlık koymuşuzdur; sen onları doğru yola çağırsan da onlar asla yola gelmezler.” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:299).

َنوُمَلْعَي َلَّ َنيِذالا ِبوُلُق َٰىَلَع ُ اللَّا َُ َبْطَي َكِل ََٰذَك (Rûm/59)

[http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=30&ayet=59 (ET. 08.06.2014)].

Meali:

“İlmin kadrini bilmeyenlerin kalplerini Allah böyle mühürler.” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:409). اَنانِإ ْلَمْعاَف ٌباَج ِح َكِنْيَبَو اَنِنْيَب ْنِمَو ٌرْقَو اَنِناَذآ يِفَو ِهْيَلِإ اَنوُعْدَت اامِم ًٍ انِكَأ يِف اَنُبوُلُق اوُلاَقَو َنوُلِماَع (Fussilet/5) [http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=41&ayet=5 (ET. 08.06.2014)]. Meali:

“- ve şöyle demektedirler: ‘Kalplerimiz senin bizi çağırdın şeye karşı örtüler içinde, kulaklarımızda da bir ağırlık var ve seninle aramıza bir gergi (perde) çekilmiştir. Haydi, yap yapacağını çünkü biz yapıyoruz!’ ” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:476).

 َكِئ ََٰلو ُأ ٌۚاافِنآ َلاَق اَذاَم َمْلِعْلا اوُتوُأ َنيِذالِل اوُلاَق َكِدْنِع ْنِم اوُجَرَخ اَذِإ َٰىاتَح َكْيَلِإ َُ ِمَتْسَي ْنَم ْمُهْنِمَو ْمُهَءاَوْهَأ اوُعَباتاَو ْمِهِبوُلُق َٰىَلَع ُ اللَّا ََ َبََ َنيِذالا (Muhammed/16) [http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=47&ayet=16 (ET. 08.06.2014)]. Meali:

“Onlardan seni dinlemeye gelen de var. Yanından çıktıkları zaman ise, kendilerine ilim verilmiş olanlara: ‘O demin ne söyledi?’ derler. Bunlar öyle kimselerdir ki, Allah kalplerini mühürlemiştir de hep heveslerinin ardına düşmektedirler.” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:507).

 اَهُلاَفْقَأ ٍبوُلُق َٰىَلَع ْمَأ َنآ ْرُقْلا َنوُرابَدَتَي َلًَفَأ (Muhammed/24)

[http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=47&ayet=24 (ET. 08.06.2014)].

Meali:

“Öyle olmasa, Kur’ân’ı bir düşünmezler mi? Yoksa kalpler üzerinde üst üste kilitleri mi var?” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:508).

َنوُهَقْفَي َلَّ ْمُهَف ْمِهِبوُلُق َٰىَلَع ََ ِبُطَف اوُرَفَك امُث اوُنَمآ ْمُهانَأِب َكِل ََٰذ (Münâfikûn/3)

[http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=63&ayet=3 (ET. 08.06.2014)].

Meali:

“O şu yüzdendir; onlar önce imana gelmişler sonra küfre gitimişlerdir de o kalplerine mühürlenmiştir; artık anlamaz olmuşlardır.” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999: 553).  َُ َبْطَي َكِل ََٰذَك ٌۚاوُنَمآ َنيِذالا َدْنِعَو ِ اللَّا َدْنِع ااتْقَم َرُبَك ْۖمُهاَتَأ ٍناَطْلُس ِرْيَغِب ِ اللَّا ِتاَيآ يِف َنوُلِداَجُي َنيِذالا ٍراابَج ٍرِ بَكَتُم ِبْلَق ِ لُك َٰىَلَع ُ اللَّا (Mümin/35) [http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=40&ayet=35 (ET. 08.06.2014)]. Meali:

“Onlar ki, kendilerine gelmiş bir delil olmaksızın, Allah’ın âyetleri hakkında mücadele ederler. Allah katında ve imanı olanların yanında kin beslenmesi için ne büyük huy! İşte Allah, her zorba, böbürlenen kimsenin kalbini öyle bir tabiat ile mühürler.” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:470).

ِه ِر َصَب َٰىَلَع َلَعَجَو ِهِبْلَقَو ِهِعْمَس َٰىَلَع َمَتَخَو ٍمْلِع َٰىَلَع ُ اللَّا ُهالَضَأَو ُهاَوَه ُهَه ََٰلِإ َذَخاتا ِنَم َتْيَأَرَفَأ َنوُراكَذَت َلًَفَأ ٌِۚاللَّا ِدْعَب ْنِم ِهيِدْهَي ْنَمَف اِ َواَشِغ (Câsiye/23) [http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=45&ayet=23 (ET. 08.06.2014)]. Meali:

“Tanrısını hevesi edinen ve Allah'ın durumunu bilerek kendisini şaşırttığı, kulağını ve kalbini mühürleyip gözüne de perde çektiği kimseye şimdi bir

baksana! Artık onu Allah’tan sonra kim yola getirebilir? Hâlâ düşünmez misiniz?” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:500)

 اقَحْلا ُّق ِحُي َو َلَِاَبْلا ُ اللَّا ُحْمَيَو َكِبْلَق َٰىَلَع ْمِت ْخَي ُ اللَّا ِإَشَي ْنِإَف ۖاابِذَك ِ اللَّا ىَلَع َٰىَرَتْفا َنوُلوُقَي ْمَأ ِروُدُّصلا ِتاَذِب ٌميِلَع ُهانِإ ٌِۚهِتاَمِلَكِب (Şûrâ/24) [http://www.kuranmeali.com/AyetKarsilastirma.asp?sure=42&ayet=24 (ET. 08.06.2014)]. Meali:

“Yoksa ‘Allah'a karşı bir yalanı mı iftira etti,’ diyorlar? Allah dilerse senin de kalbini üstünden mühürleyiverir. Allah batılı yok eder, sözleriyle hakkı gerçekleştirir. Şüphe yok ki O, bütün sinelerin iç yüzünü bilir.” (Elmalılı Hamdi Yazır, 1999:485).

Belgede Klasik Türk şiirinde gönül (sayfa 61-70)