• Sonuç bulunamadı

KALKOLİTİK ÇAĞ ANADOLU MADENCİLİĞİ

Belgede Antik Anadolu madenciliği (sayfa 33-35)

Khalkos = bakır ve lithos = taş sözcüklerinden türetilerek Kalkolitik yani “Bakır-Taş Çağı” adı verilen43 bu dönem üç evre gösterir. Erken Kalkolitik 5500–4500

Orta Kalkolitik 4500–4000 Geç Kalkolitik 4000–300044. Bu çağın en önde gelen

özelliklerinden birisi bakır aletlerin giderek taşın yerine geçmeye başlamasıdır. Geç Neolitik’ten Erken Kalkolitik Çağ’a geçişte Anadolu’da teknik gelenekler açısından kültürel bir kesintiden söz edilemez; aksine bir gelişim, devamlılık söz konusudur. Buna karşılık her iki dönem arasındaki en belirgin özellikler madencilikte karşımıza çıkar. Örneğin döküm tekniği ile iki ayrı maden filizinin birlikte eritilerek kullanılışı Kalkolitik Çağ’ın ortaya koyduğu yenilikler arasındadır45. Başlangıçta doğal halde ele geçirilen altın ve bakıra tıpkı taş aletlerde olduğu gibi çekiç darbeleriyle şekil verilirdi. Bu teknikle, ince plakalar haline getirilen madenden takı ve süs eşyası yapılmaya başlandı. Madenin gerçek yapısı sonra anlaşıldı ve yüksek ısıda eridiği keşfedildi. İnsanlar, dağlarda taş ve toprakla karışık bulunan maden filizlerini yüksek bir ateşle eritmişler; elde edilen kızgın madeni, istediği aleti elde etmek amacıyla taştan yaptığı kalıba dökmüşlerdir. Kalkolitik dönem için bu büyük bir başarı sayılmıştır46 (Res. 3a ve 3b).

Erken Kalkolitik Çağ’a ait Karaman yakınlarındaki I. Can Hasan’da bakır işçiliği gelişmiştir. Evlerden birinde 45 yaşlarında yanmış bir cesedin yanında bulunan som bakırdan sap delikli topuz türünün en erken örneğidir47.

Çukurova’nın Ubeyd Kültürü’nün etkisinde kaldığı 4900 yıllarına doğru Yümüktepe (XVI) güçlü bir kale durumuna getirilmiştir. Burada, ağız kısmı değişik metalden yapılmış, saf bakırdan bir keski bulunmuştur. Bu, Anadolu’daki döküm 40 Dinçol, 1982: 13. 41 Naumann, 1998: 121. 42 Sevin, 2003: 38–40. 43 A.g.e. 78. 44 Başaran, 1998: 34. 45 Sevin, 2003: 78. 46 Yıldırım, 2004: 28–29. 47 Sevin, 2003: 87.

teknolojisiyle üretilmiş en eski metal alettir48. Alınan sonuçlara göre, Anadolu’da “ekstratif” madenciliğin başlangıcı ve maden döküm tekniğinin görülmesi ilk defa Mersin Yümüktepe’de söz konusudur. XVI. kültür tabakası maden buluntuları dünyanın ilk aletlerini oluşturmakta ve böylece madenin günlük yaşama girdiğini belgelemektedirler: iki keski, bir balta ve beş rulo başlı iğne bakırdan dökme tekniği ile yapılmış ve daha sonra çekiçlenerek son şekli verilmiştir. Kullanılan bakır ise cevherden izabe yoluyla kazanılmıştır49.

Geç Kalkolitik Çağ’ın sonlarına doğru (3700–3500) Doğu Anadolu’nun en yoğun yerleşilmiş ve en gelişmiş köşesi yine Malatya-Elazığ bölgeleridir. Altınova’da Norşuntepe, Çayboyu ve Korucutepe, Malatya’da da Arslantepe (VII) bu dönemin asal

yerleşme yerleridir50. Fırat kıyısındaki Değirmentepe Höyüğünde (11–6) yoğun bir

bakır üretimi yapılmıştır51. Değirmentepe’deki Geç Ubaid safhasından bir bakır

atölyesi, Fırat’ın üzerinde Norşuntepe’den (Keban Bölgesinde) bakır atölyesi olarak sadece kısa ön raporlardan bilinir52. Arslantepe’de bakırı arsenikle belirli oranlarda birleştirerek tunç yani yeni bir alaşım yapma teknolojisi de ortaya çıkmıştır. Geç Kalkolitik Çağ’ın sonlarında Keban yöresindeki Korucutepe olasılıkla yabancı göçebe bir grup tarafından tahrip edilmişti. Önceleri iyi bir biçimde iskan olunan yerleşme yerini yakıp yıkan bu insanlar tepeyi de bir mezarlık alanı haline getirmişlerdi. Kerpiç bloklarla sınırlanan bu mezarlardan biri kuzeyin kurgan türü gömülerini andıran bir biçimde ahşap bir çatıyla kaplanmıştı. Gümüş, bakır ve demirden zengin mezar armağanları belki de göçebe kabile reislerinin güçlerini simgelemekteydi53.

Geç Kalkolitik Çağ’a ait İzmir Cumaovası’ndaki Baklatepe ile Urla’daki Limantepe höyükleri insanları maden kullanmasını biliyorlardı ve kültürleri Batı Anadolu yöresine özgü nitelikler taşıyordu. Geç Kalkolitik Çağ Batı Anadolu’su yerleşme yerlerinden Aphrodisias (VIIIA) da ilk kez olarak bakırdan aletler de yaşamı kolaylaştırmaya başlamıştı54. Beycesultan’da erken devirlere ait katlardan birinde çıkan madeni eşya topluluğu ayrı bir belgededir. Bir çömlek içine konmuş bu eşyalar, bir hançer parçası, bir orak, iki bız, üç iğne, birkaç parça dövülmüş bakır ile bir gümüş yüzükten meydana gelen bir koleksiyon oluşturmaktadır. O zamanın değerli bir madeni olan bakırın, böyle gündelik yaşamda kullanılabilen eşyaların yapımına harcanabilmiş olması, bu madenin eskiye oranla daha bol bulunabildiğini kanıtlamaktadır55. Hacılarda çakmaktaşı aletlerin yapımı herhalde gittikçe daha çok kullanılan bakır karşısında gerilemiştir56. Geç Kalkolitik Çağ yerleşmelerinden Göller Yöresi’ndeki Kuruçay (6A– 5) V. bin yılın başlarına doğru meydana gelen istilayı izleyen uzunca bir boşluktan sonra kurulmuştur. Bu dönemde ilk kez arıtılmış bakırdan mızrak ucu, bıçak, balta, keski ve iğne gibi dökme aletler ortaya çıkar. Radyokarbon belirlemelerine göre Kuruçay Geç Kalkolitik yerleşmeleri 3800–3200 yılları arasına tarihlenir57.

48 Sevin, 2003: 99. 49 Yalçın, 2000: 109 vd. 50 Sevin, 2003: 107–108. 51 A.g.e. 100. 52 Savaş, 2006: 15. 53 Sevin, 2003: 108–109. 54 A.g.e. 102–104. 55 Dinçol, 1982: 14. 56 A.g.e. 14. 57 Sevin, 2003: 104–106.

Geç Kalkolitik Çağ yerleşmelerinden Samsun’un Bafra ilçesi yakınlarındaki İkiztepe MÖ 4300–3200 arasına tarihlenir. Eserlerin hepsi saf denilecek bakırdan

yapılmıştır58. İkiztepe bu dönemde Anadolu’ya yayılmaya başlayan Kuzey Ege ve

Balkan etkili merkezler arasındadır. Burada ilk kez madenciliğin başladığına ilişkin kanıtlarda bulunmuştur. Bakırdan süs, dikiş ve balık iğneleri, bızlar, bilezikler, boncuklar ve spiralli bir askı, bu yörede İlk Tunç Çağı’nın sonlarına değin sürüp gidecek bir madencilik geleneğinin en erken temsilcileridir59.

Belgede Antik Anadolu madenciliği (sayfa 33-35)