• Sonuç bulunamadı

1.4. ÖVD’NİN FAYDALARI

3.1.1. Kalitenin Tarihsel Gelişimi

Kalite, tarihi süreçte insanoğlunun hayatını etkileyen önemli bir konu olmuştur. Bu sebepten dolayı insanoğlu kalite ile sürekli ilgilene gelmiştir. Eski Mısır’dan Ortaçağ Avrupa’sına, Osmanlı’dan günümüze kalite konusunda denetlemeler ve düzenlemeler yapıldığı tarihi belgelerden görülmektedir (Tekin, 2011:11).

3.1.1.1. Sanayi Devriminden Önce Kalite

Zamanın başlangıcından bu yana var olan bir kavram olan kalite, kutsal kitaplarda Tanrı’nın insanı yaratmasını “iyi” yani kalite kavramı ile ilişkilendirilmiştir. Tarih boyunca zanaatkârların yaptıkları işler kalite kavramı ile değerlendirilmiştir. Kalite bu çerçeveden bakıldığında “dayanıklılığı, güzelliği ve sonsuzluğun” ifadesiyle simgelenmiştir (Akgeyik, 2004:93).

Taş devrinin bitiminden itibaren insanoğlu standart bir birimle ölçüsü olmayan veya bilinemeyen nesneleri ölçmek için uğraş verdikleri yapılan araştırmalarla tespit edilmiştir. Bu yüzden kalitenin tarihi insanoğlunun tarihi kadar eskilere dayanmaktadır (Peşkircioğlu, 1997:3-5). Kalite ile ilgili ilk yazılı kayıtlara (M.Ö. 3000’li yıllar) Babil’de Hammurabi kanunlarında rastlanmaktadır (Yatkın, 2004:5). Bu kanunun 229. maddesinde “Eğer evi yapan usta, evi yeterince sağlam yapmaz ve ev sahibinin ölümüne sebep olursa, o ustanın başı kesilir” şeklinde cezai yaptırımlar içermekteydi (Peşkircioğlu, 1992:4). Ev sahibinin güven içinde yaşam hakkı, kalite kavramının açıkça ifadesidir. Bunu sağlaması gereken de evin ustasıdır (Yatkın, 2004:5). Fenikeliler’de ürün kalitesine oldukça önem vermişler ve Fenikeli denetçilere hatalı ürün üretenlerin elini kesme yetkisi vermişlerdir (Taptık, 1993:5).

13. yüzyılda Anadolu’da kurumsallaşan Ahîlik; kalite konusuna öncelik vermiş, İslam inancıyla Türk örf ve adetlerinin senteziyle yoğrulan iktisadi üretim ve kültür kuruluşudur (Demirbolat ve Akça 2004: 356). Ahilik’teki ticaret ahlâkı ile ayıplı, pahalı ve kalitesiz mal üretiminin önüne geçilmiştir. Esnafın yaptığı malın kalitesiz ya da hatalı bulunması halinde “Pabucunu dama atmak” olarak adlandırılan kalite kontrol sistemi de geliştirilmiştir. Bu yolla hile yapan esnaf teşhir edilerek işyerinin üzerinde var olan ayakkabı o esnafın güvenirliğini ortaya koymaktaydı. Dolaylı olarak da tüketicinin haberdar edilmesi ve korunması bu yöntemle sağlanmış oluyordu. Bugünde hâla dilimizde sıklıkla kullanılan bu deyim, ahî örgütlerinde kalite kontrol mekanizması fonksiyonu olarak uygulanmıştır (Elkatmış ve Demirbaş, 2013: 726-727).

3.1.1.2. Sanayi Devriminden Sonra Kalite

Kalite; Sanayi Devrimi öncesinde işi bizzat yapanın yükümlülüğünde sürmekteydi. Sanayi Devrimi ile sadece mesafeler kısaltılmamış aynı zamanda işletmeler için de yeni ufuklar oluşturmuştur. Az ve kısıtlı miktarlarda üretilen mallar gelişen teknolojinin kullanımıyla yeni üretim tekniklerini de geliştirerek daha çok mal üretilmesine yol açmıştır. Kalite, çok miktarda ürün ve üretici olduğunda önemini daha da artırmıştır (Eicher, 1993:40).

19.yy. başlarında ABD’de F.W.Taylor’ın “Bilimsel Yönetim İlkeleri” ile öncülüğünü yapmasıyla modern endüstriyel sistem doğmuştur. Bu ilkelerle işin planlanması işçiler ve nezaret edenlerden alınarak mühendislere verilmiştir (Bozkurt ve Odaman, 1991:1). 20.yy. başlarında ise üretim ölçekleri büyüyerek işbölümü ve uzmanlaşmaya gidilmiştir. İşletmelerde işbölümü ve uzmanlaşmaya gidilerek benzer işlerin bir araya getirilmesi ve daha kaliteli üretim için kalite kontrol görevlileri sorumlu olmaya başlamıştır (Tekin, 2011: 12).

Henry Ford, bir tavuk kesimhanesinden esinlenerek hareketli montaj hattını araba üretim sistemine uyarlaması ile kitle üretim devrimini başlatmıştır. Düşük maliyetle daha kaliteli ürünler üretilerek operasyonel karmaşıklık sadeleştirilmiştir (Onural, 1992:7).

Adam Smith’in “Milletlerin Zenginliği” kitabından ilham alarak uzmanlığa önem veren F.W.Taylor işi parçalara ayırarak, zaman ve hareket etütleriyle bazı

standartlar geliştirmiştir (Baransel, 1993:121). ABD’de F.W.Taylor, verimliliği bilimsel yönetim ilkeleriyle sağlamaya çalışırken Almanya’da da Max Weber bürokratik yönetimin ilkeleriyle ilgili teoriler ortaya atmıştır (Yatkın, 2004:6). Max Weber’in kalite ve kalite yönetimine; yetki ve sorumluluk denkliği, sistem kurulumunu bilimsel ve akılcı şekilde yapılması yönüyle katkıları olmuştur (Özevren, 2000:13).

Dr. W.A. Shewart 1924 yılında Bell laboratuarlarında süreç kontrolünü ABD’deki işletmelere örnekleme yöntemlerini uygular iken, İngiltere’de Dudding elektrik sektöründe istatistiksel yöntemleri uygulamaya başlanmıştır (Kavrakoğlu, 1992:26). Shewart 1932 yılında “Kalite Kontrol Açısından İstatistiksel Yöntemler” kitabında istatistiklerin sorunların çözümünde etkin olarak nasıl kullanılacağını tarif etmiştir (Çelikçapa, 1993:5). 1926 yılında George Edwards, kalitenin önemine dikkat çekerek gelecekteki satışlarda önem kazanacağını, etkin bir şekilde kalite kontrolü yapmayan işletmelerin rekabet avantajını koruyamayacağını ve yok olacaklarını ileri sürmüştür (Taptık, 1993:6). Rekabet avantajını sağlamanın yolu kalite, maliyet ve termindir (Özcan, 2001:46).

3.1.1.3. II. Dünya Savaşından Sonra Kalite

II. Dünya Savaşı, savunma sanayi teknolojisini geliştirmiş bu da dolaylı olarak diğer teknolojik gelişmeleri ve kalite teknolojisinin gelişimini hızlandırmıştır (Bozkurt ve Odaman, 1991:2). II. Dünya Savaşı sırasında kontrol ve test maliyetlerini düşürmek amacıyla istatistiksel kalite kontrol teknikleri geliştirilerek uygulanmıştır (Halis, 2013:52). Savaş esnasında kalifiye işgücünün azalmasıyla onların boşluğunu doldurmaya çalışan vasıfsız işgücü, kaliteli üretim için standartlara, talimatlara, prosedürlere ve kalite kontrolüne önem vermişlerdir. Bu yüzdendir ki, günümüzde bile kullanılan birçok kalite standardı savaş dönemindeki yazılı belgeler temelinde geliştirilmiştir (Özevren, 2000:14).

Japonlar savaş sonrası çöken ekonomisini düzeltmek ve hızlı bir şekilde kalkınmak için çalışmalara başlamışlardır. Edward Deming; Japon mühendis ve bilim adamlarına düşük maliyet ve yüksek kalite konusunda kendi geliştirdiği istatistiksel ve kalite kontrol yöntemlerini bir dizi seminerler aracılığı ile öğretmiştir (Düren, 1990:64- 65). II. Dünya Savaşından sonra NATO üyesi ülkelerin özellikle savunma sanayi alanında yüksek performans isteği ile “Kalite Güvence Sistemi” oluşturulmasına neden

olmuştur. Endüstri tarihi; 1950 ve 1960’lı yılları “Kitle Üretimi ve Kültür Tüketimi” olarak tanımlarken, 1970 ve 1980’li yılları da “Kalite Yılları” olarak tanımlayacaktı (Bozkurt ve Odaman, 1991:3).

1970’li yıllarda Japonya’da kalite devrimi başlamış ve o dönemlerde “Kalite Güvencesi” sistemi geliştirilmiştir (Halis, 2013:52). Kalite anlayışındaki bu gelişme 1980’li yıllarda her işletmenin kendi iç dinamiklerine göre değişen ve işletmenin tüm fonksiyonları ile organizasyonunu içeren sistemin doğmasına zemin hazırlamıştır. Böylelikle kalite üretimin bir unsuru olmaktan çıkarak, yönetimin işlevlerinden biri olmuştur (Taptık, 1993:8).