• Sonuç bulunamadı

2. İŞLEVSEL KURAM

2.3. ANADOLU TÜRK TASAVVUF GELENEĞİNDE KADININ İŞLEVLERİ

3.1.7. Kahraman Kadın

Hayatı korumaya yönelik eylemler, hem kadın hem erkek için gerekir çünkü korunma yani güvenlik en temel ihtiyaçlardan biridir. Bu durum, evrende olduğu gibi Anadolu’da da kahramanlık kavramını ortaya çıkarmıştır. Birçok toplumun, kendisine zor şartlarda yardım eden, kendisini feda eden kahramanlık anlatıları vardır. Bu anlatılarda kadınları da görmek mümkündür. Amazonlar da bu kadınlar arasında yer alır. Söylencelerdeki bu güçlü, önder ve yürekli Amazonlara tapınım için Stone “Tanrıça’ya yiğit bir savaşçı olarak tapınıldığını göstermektedir” (Stone, 2000: 35) diyerek, farklı kadın tiplerinde aynı tapınımın bulunduğunu vurgular. Anadolu’daki kadın adak ve ziyaret yerleriyle ilgili anlatılan kahramanlık hikâyeleri de bunun bir başka görünümüdür.

175

Anaerkillikte de kahramanlık kadınların üstlendiği bir işlevdir. Bachofen bu konuda “Anaerkillik, savaş gözüpekliğine engel olmak bir yana ona özendirir.

Şövalyelik her zaman kadın tapıncıyla atbaşı gitmiştir. Savaşta yiğitlikle kadınlara saygı öteden beri gözüpek dinç kavimlerin niteliği olmuştur” (Bachofen, 1997: 184)

diyerek, kadınla kahramanlık arasındaki ilişkiyi ortaya koyar.

Cavit Sunar, Tasavvuf Tarihi adlı eserinde eski Türklerde “bahadırlık itikatı” olduğundan bahseder. Buna göre “her bir Türk, kendi yaratıcısı olan Tanrı Ülken’e

benzemekle mükelleftir. Barışta en mükemmel ve örnek işlerle, savaşta da kahramanlık ve fedakârlıkla Tanrı’sına benzemelidir” (Sunar, 1975: 212). Kadınlar

da bu düşünceyi sergilemektedirler.

İslam tarihinde Hz. Muhammed’in kızı Fatma, bunun örneklerindendir. Bazı savaşlara katılmış olduğu hakkında bilgiler vardır. Hz. Muhammed sırlarını ona açtığı gibi savaşlarda bazı işleri de ona bırakırdı. Fatıma savaşlara katılır, okların ve kılıçların konuştuğu alanlarda babası ve eşinin yanında yer alır, susamışlara su ulaştırır, yaraları sarar ve İslam askerlerinin cesaret ve moralini yükseltirdi (Tevfik Ebu İlm, 1995: 86- 89). Hz. Muhammed’in ordusunda Ümmü Eymen, Ümmü Umare ismiyle anılan Nesibe (Nuseybe) Hatun’un, Hz. Aişe ve diğer Müslüman kadınların da yer aldıkları bilinmektedir (Ceylan, 2002: 159).

Anadolu’da kadın adak ve ziyaret yerleriyle ilgili anlatılarda da bu türden kadınlara rastlanmaktadır. “Edirne Kız Evliya” askerlerin evliyasıdır (Araz, 1958: 209- 212). “Ağrı Çift Kızlar (Şehitlik)” 1877- 1878 Osmanlı- Rus Harbi’nde düşman askerlerinin önüne geçer. Kahraman kızların ikisi de oracıkta şehit düşer (Alpaslan, 2010: 277). “Afyon Müslüman (Müslüme) Ana” söylentiye göre Bolvadin’in Türkler tarafından alınması sırasında şehit olan Türk analarındandır (Bayar, 2010: 111- 112). “Aydın Meryem Türbesi”ndeki kadın, sol göğsünden yaralanarak şehit olmuştur (Kalafat, 2006: 3- 14). “Bingöl Şehit”in bir asker olduğunu ve elbiseleriyle birlikte gömülü olduğu ifade edilmektedir. Köylülerden bazıları kızı rüyalarında gördüklerini, kendilerine savaşa geldiğini ve burada şehit düştüğünü söylediğini; bazıları da mezarda ışık yandığını ifade etmektedir (Levent, 2004: 57). Yine bu ilde bulunan “Şehit Zurab’ın da genç bir kız olduğu söylenmektedir (Levent, 2004, 22).

176

“Erzurum Tortum Bacı Kardeş Ziyareti” bacı- kardeşin şehit düştükleri bir yer olarak ziyaret olunmaktadır (Başar, 1972: 215- 216).

“Kütahya Işıklar Köyü Türbesi” Oğlan Türbesi ve Kız Türbesi olmak üzere iki türbe bir aradadır. Bir ifadeye göre türbede yatanlar Yağlıçayır mevkiinin savaş şehitleridirler. (Kalafat, 2006: 3- 14). “Manisa Sarı Kız” Türklerin Alaşehir’i kuşatmasında savaş alanına koşup, elinde testisiyle askerlere su dağıtmış, yaralıların yarasını sarmış, onlara ilaç bulmuş. Bir düşman okuyla göğsünden vurularak şehit olmuştur (http://www.medyasozluk.com/sarikiz.html). “Muş Yılanlı Çeşme” Burada bir kızın vurulduğu rivayet edilir. Bu kızın Seyid-i Dırej’in kız kardeşi olduğu ve Ruslar tarafından şehit edildiği anlatılıyor (Yalçınkaya, 2008: 32). “Osmaniye Rahime Hatun Mezarı” Osmaniye’nin kurtuluşu sırasında şehit düşen Rahime Hatun’un mezarı Hacı Osmanlı mahallesindeki Enver’ül Hamid camii bahçesindeki şehitlikte bulunmaktadır (Can, 1998: 114). “Baskil Sıdkı Bütün Zeynep” Rivayete göre, Abdulvehhab Gazi ile şehit edilir (Kıyak, 2012:169). “Sivas Fatma ve Şemsi Ana” halkın inancına göre Köse Süleyman, Osman Gazi, Fatma Ana ve Şemsi Ana kardeştirler. Kösedağ Savaşında şehit düşmüşlerdir (Kaya, 2002: 6.) “Sivas Ziyaret Yeri”ndeki iki kız kardeşin şehit olduğu anlatılmaktadır (Mehmet Ali Öz, 2002: 301). “Tokat Fahriye (Fahra) Hatun”un şehit olduğu söylenir (Turhan, 1984: 30).

“Afyon Sarı Kız Yatırı” hakkındaki efsanelerden birisine göre kâfir tarafından kovalanırken buraya sığınmıştır. Söylentiye göre tanrı onu burada korumuştur (Tanyu, 1987: 109). Son ana kadar mücadeleyi elden bırakmamıştır. “Amasya Ayşe Hatun (Ayşe Gazi)” Danişmendlilerin efsanevi kurucusu Melik Ahmet’in kızıdır. Amasya’nın fethi sırasında bir erkek gibi kahramanlıklar göstermiştir. “Adıyaman Zerban" kasaba halkı üzerine Kav Aşireti tarafından baskın geldiğinde Zerban’ın yanından geçerlerken, Zerban’ın üzerlerine ateş püskürttüğü ve bomba attığı, böylece Kav Aşiretinden birçok adamı öldürdüğü söylenir. (Aytürk, Altan, 1990: 79). “Çorum Kırk Kızlar” İskilip yöresinde meydana gelen bir savaşta tüm erkekler ölünce, haklarını korumak için savaşırlar. Kızlar, şehit olan kız arkadaşlarının üstüne düşman eziyet etmesin diye taş yığmışlar, en son kalan kız ise kendisini diri diri bu taşların arasına gömer (Pınarbaşı, 2011: 72- 73). “Denizli Fatma Yıldız Hanım” Haçlı seferlerinden üçüncü haçlı seferleri sırasında M. 1189- 1192 yıllarında Denizli

177

ve çevresini haçlılardan koruyan Yıldız Bey’in kızıdır. Haçlı seferlerinde Yıldız Hanım halkının önderi olmuştur. Menderesin kenarına pusu kuran Yıldız hanımın kuvvetlerine çarpan Haçlılar perişan olarak yenilmişlerdir (Kaptan,1993: 78)

“Elazığ Seydiyye Hanım Çeşmesi (Şifalı Su)” hakkındaki rivayete göre Seyyid Kasım’ın bacısı Seydiyye Hanım, düşman işgali sırasında kâfirlerden kaçarken tam sıkıştırıldığı esnada Seyyid Kasım türbesinin biraz alt tarafında dağdan gelen suyun kenarında bir duman içerisinde kaybolmuş ve daha sonraki yıllarda eski müze müdürlerinden Ülkü Ardıçoğlu hanımefendinin rüyasına gelmesi üzerine etrafı taslarla çevrilmiş ve bugünkü çeşme konumuna getirilmiştir (Yavuz, 2005: 33- 34). “Kayseri Kırk Kızlar” Rivayete göre, düşman saldırısına maruz kalan kırk tane kız, bu saldırıdan korunmak için söz konusu tepenin üzerinde toplanırlar ve “Allah’ım, bizi ya taş ya da kuş et!” diye dua ederler ve o anda taş kesilirler (Naneci, 2006: 133). “Konya Üç Kızlar” Konya’nın Bizanslılara karşı savunması sırasında sevdikleri yiğitlerle birlikte canlarını vermeleri anlatılır (Pınarbaşı, 2011: 43). I. Dünya savaşında Kütahya’ya kadar gelen Yunan ordusu, köyleri yakıp yıkmakta, ihtiyarları ve çocukları süngülemekte, kadınların ve genç kızların namusunu kirletmektedir. Yunan tabyaları Sultanbağı bahçelerini talan ederken bahçede çalışmakta olan “Kütahya Sarıkız”ı görürler ve hemen saldırırlar. Sarıkız ellerinden kurtulup tepeye doğru kaçmaya başlar, şimdi türbesinin bulunduğu tepeye gelince artık kaçacak takati kalmamıştır. Allah’a kendini saklaması için dua eder. Duası kabul olur, o anda bir fırtına kopar. Toz duman içinde tepe açılarak Sarıkız’ı içine alır. Sarıkız artık cennete girmiştir. Daha sonra burada bugünkü türbe yapılmıştır (Ergun, 2004: 661).

Anadolu kadın merkezli adak ve ziyaret yerleri hakkındaki anlatılara göre kadınlar, savaşlara katılıp kahramanca mücadele ederler. Kâfir saldırıları onları yıldırmaz, mücadelelerine devam ederler. Allah da onlara zor zamanda yardım ederek onları korur. Şehitlik, söz konusu kadınlardan bazılarının ulaştığı mertebelerdendir. “Sivas Süt Evliyası”nın çocuğunu emzirirken ölen şehit bir anne olduğuna inanılmaktadır (Kalafat, 2006: 3- 14). Savaşta mücadele ederek şehit olan kadınlar da söz konusudur.

178